AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: DEFTER KAYITLARININ BİLGİSAYAR ORTAMINDA TUTULMASI HALİNDE KDV İNDİRİMİ
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Yükümlülerin fatura ve benzeri belgeleri defterlere kaydetmeleri, belgelerin gerçekliğinin araştırılmasına imkan tanınması açısından önemli olmakla birlikte, gelişen teknoloji, artık yasal defterler dışında elektronik ortamda yer alan kayıtların da dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır. Buna göre, indirim konusu yapılan katma değer vergisinin varlığına ilişkin tespitlerin bilgisayar kayıtlarından yapılması mümkün iken ibraz edilen bilgisayar kayıtları ve indirim konusu yapılan faturalar incelenmeksizin defterlere kaydedilmeyen faturalarda yazılı katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesinin hukuka uygun olmadığı.

İstemin Özeti: 01.06.1997-31.12.1997 dönemine ilişkin işlemlerin defterlere kaydedilmediği, sadece bilgisayarlarda yer aldığı ileri sürülerek 1997 yılının Haziran-Aralık aylarına ilişkin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemek suretiyle davacı şirket adına katma değer vergisi salınmış ağır kusur cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29 ve 34. maddelerinde katma değer vergisi indirimine ilişkin esasların düzenlendiği, buna göre yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi ve alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmesinin zorunlu olduğu, belgelerin defterlere kaydedilmiş olması zorunluluğunun kaydı zorunlu belgelerin, yükümlülerin tutulması zorunlu defterlerine kayıt düzenine uyularak yazılmasını gerektirdiği, davacı şirketin onaylanmış defterlerine ilgili dönem kayıtlarının işlenmediği, incelenen vergilerin gereği olarak yükümlülerin otomasyon uygulanmasına özendirilmesinin amaçlandığı, ancak otomasyon uygulayan işletmelerde bilgisayarla işlem yürütülmesinin alış belgelerinin yevmiye defterine kaydına ilişkin zorunluluğu ortadan kaldırmadığı, defterlere kaydedilmeyen faturalarda yazılı katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı şirket, işlemlerin bilgisayara kaydedildiğini, faturaların gerçeğe uygun olmadığına ilişkin bir iddiada bulunulmadığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.

Karar: 01.06.1997-31.12.1997 dönemine ilişkin işlemlerin defterlere kaydedilmeyerek sadece bilgisayar ortamında kayıtlı bulunması nedeniyle davacı şirketin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemek suretiyle yapılan tarhiyata karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; Mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, 34. maddesinde ise, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca göstermek ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği belirtilmiştir.

Bu düzenlemeler uyarınca katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirim konusu yapılacak verginin, fatura ve benzeri vergilerde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmekte olup, bu şekilde, yapılacak indirimin gerçeğe uygunluğu ve otokontrolü sağlanmaya çalışılmaktadır.

Ancak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda 4731 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, başlığı “elektronik ortamdaki kayıtlar ve elektronik cihazla belge düzenleme” şeklinde yeniden düzenlenen mükerrer 242. maddeye eklenen (2) işaretli bentte, elektronik defter, elektronik belge ve elektronik kayıtın tanımları yapılarak, bu Kanunda ve diğer vergi kanunlarında defter ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu ve bu konuda Maliye Bakanlığı’nın usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanarak gelişen teknoloji gereklerine vergi kanunlarında yer verilmeye başlandığı görülmektedir.

Davacı şirket, tüm işlemlerini bilgisayar kayıtlarına geçirmiş, 01.01.1997-31.05.1997 dönemlerine ilişkin bilgisayar kayıtlarını 07.07.1997 tarihinde yevmiye defterine kaydetmiş, ancak 01.06.1997-31.12.1997 dönemlerine ilişkin işlemlerini yevmiye defteri ve defteri kebire kaydetmemiştir. Davacı şirketin katma değer vergisi indiriminden yararlanmasına ilişkin yasal şartları yerine getirmediği ileri sürülerek katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemiştir. Yükümlülerin fatura ve benzeri belgeleri defterlere kaydetmeleri, belgelerin gerçekliğinin araştırılmasına imkan tanınması açısından önemlidir. Ancak gelişen teknoloji, artık yasal defterler dışında elektronik ortamda yer alan kayıtların da dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır. Davacı şirketin ilgili dönemde indirim konusu yaptığı katma değer vergisinin varlığına ilişkin tespitlerin bilgisayar kayıtlarından yapılması mümkün iken ibraz edilen bilgisayar kayıtları ve indirim konusu yapılan faturalar incelenmeksizin defterlere kaydedilmeyen faturalarda yazılı katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağından söz edilerek bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta ve bu tarhiyata karşı açılan davayı reddeden Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi (***).

(***) KARŞI OY: Vergi ödevi hem yükümlüsü hem de vergilendirme hak ve yetkisine sahip devlet yönünden Anayasal güvence altına alınmıştır. Devletin vergilendirme yetkisini Yasama organı kullanılır. Bu husus Anayasa’nın 73. maddesinde “vergi resim harç ve benzeri mali yükümler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” şeklinde açıklanmıştır. Bu nedenle de vergi koyma yetkisi bağlamında yine 73. maddede, vergi muaflık, indirim ve istisnalarıyla oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirlediği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi sadece Bakanlar Kurulu’na tanınmıştır.

Buna rağmen 1980’lerden başlayarak çeşitli Vergi Kanunlarında çeşitli maddelere “bu husustaki usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir” ibaresine yer verilmiş ise de, bu ifade olmadan da Maliye Bakanlığı zaten gerekli gördüğü hallerde tebliğler yayımlayarak uygulama usullerini belirlemekteydi. Ayrıca “esas” sözcüğünün idareye, “vergi koyma” imkanını sağlayabilecek kadar geniş bir yetki tanıdığı, bunun ise Anayasa’nın 73. maddesiyle bağdaşmayacağı açıktır.

Bilindiği gibi Vergi Usul Kanunu’nun ikinci kısım, “defter tutma” başlıklı birinci bölümünde, hangi defterlerin hangi koşullarda nasıl tutulacağına dair ayrıntılı hükümlere yer verilmiş, bu bağlamda, Vergi Usul Kanunu’nun 183. maddesinde yevmiye defterinin ciltli ve sahifeleri müteselsil sıra numaralı olacağı, mükelleflerin diledikleri takdirde yevmiye defteri ve tutulması zorunlu diğer defterlerini müteharrik yapraklı olarak kullanabilecekleri hükmü getirilmiş, defterlerin tasdiki başlıklı 10. bölümde, birinci bölümde yazılı defterlerin tasdik usullerine yine ayrıntılı olarak yer verilmiştir.

Aynı Yasa’nın, 3762 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle eklenen mükerrer 242. maddesine, 4731 sayılı Yasa’nın 4/E maddesiyle eklenen 2. fıkrasında, elektronik defter, şekil hükümlerinden bağımsız olarak bu kanuna göre tutulması zorunlu defterlerde yer alması gereken bilgileri kapsayan elektronik kayıtlar bütünü olarak tanımlanmış, bu kanunda ve diğer vergi kanunlarında defter ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu belirtildikten sonra Maliye Bakanlığı’nın elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükmü getirilmiştir. Devamında da, Maliye Bakanlığı elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmıştır.

Aradan geçen 5 yıl içinde Maliye Bakanlığı’nca bu konuda usul ve esasları belirlemeye bir düzenleme yapılmamış, dolayısıyla örneğin tasdik makamı noterlere, bu tür defter ve kayıtların noterlerce tasdik edilip edilmeyeceği ve tasdike ilişkin yöntemleri duyuran herhangi bir genelge, tebliğ vs. düzenlenerek açıklama getirilmemiştir. Sadece bu boşluğun doldurulması amacıyla Noterler Birliği’nin 24.04.2006 ve 24 sayılı genelgesi ile bilgisayarda tutulan defterlerin de müteharrik yapraklı defter kapsamında olduğu, dolayısıyla buna göre tasdik yapabilecekleri öngörülmüştür. Bu durumda, yasal defterlerle ilgili olarak yasa koyucu tüm detaylara yasada yer vermişken ekonomik ve teknik gelişmeler gözönünde tutularak mükerrer 242. maddeye eklenen bir fıkra ile tüm detayların düzenlenmesinin Maliye Bakanlığı’na bırakılmış olması ve Bakanlıkça bu konuda hiçbir şey yapılmamış olması, elektronik ortamda defter tutan mükellefleri yasal defterleri tutmamış duruma düşürerek haklarında re’sen takdir yoluyla tarhiyat yapılması sonucunu doğurduğu, yani vergi konulması yetkisinin böylece Anayasa’nın 73. maddesine aykırı olarak yürütme organına geçirildiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu nedenlerle, davacı şirketin her türlü kayıtlarını bilgisayarda tutmasında kanuna aykırılık bulunmadığından, olayda, re’sen takdir nedeninin bulunmadığı, tarhiyatın bu nedenle kaldırılması gerektiği görüşüyle karara gerekçe yönünden karşıyım.

————————————————————————————————————————

Danıştay 4. Daire

Tarih : 24.04.2006

Esas No : 2006/94

Karar No : 2006/917

KDVK Md. 29, 34