AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: Şirket Müdürüne Yapılan Huzur Hakkı Ödemeleri
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
KARAR

Şirketimiz ortaklar kurulu 01/01/2011 tarihinde şirket merkezinde toplanarak konuyu değerlendirmiş ve aşağıdaki hususları karar altına almışlardır;
Şirket müdürü olan şirket ortağı ----------------- T.C. kimlik numaralı -------------’in görev karşılığı olarak 01/01/2011 tarihinden itibaren aylık Net 1.500,00-TL HUZUR HAKKI ödenmesine, gerekli stopaj kesintisinin yapılarak vergi dairesine ödenmesine oy birliğiyle karar verilmiştir.

Ortak Ortak
( T.C.-………………. ) ( T.C.-……………….)
---------- -------------



Düzenleyen Ahmet BARLAK - 25.Ocak.2011 Saat 22:56

Yukarı Dön
HUZUR HAKKI ÖDEMELERİNİN GİDER DURUMU


T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ
İl Defterdarlığı Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü
Sayı : B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-14

KONU : Şirket ortaklarından birinin müdür olarak atanması halinde söz KONUsu şahsa yapılacak maaş, sigorta primleri vb. ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılıp yazılmayacağı hk.


İLGİ : …….03.2004 tarihli dilekçeniz.


İlgide kayıtlı dilekçenizde, ………….. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün ………………….. vergi numaralı mükellefi olduğunuzu, şirketinize müdür olarak tayin edilecek kişiye yapacağınız maaş ve ssk primi gibi ödemelerin, kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı KONUsunda görüşümüzü sormaktasınız. 

Bilindiği üzere, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’ncü maddesinde; Vergiye tabi safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 14’ncü maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ncı maddesinde yer alan giderlerin indirileceği belirtilmiştir. 

Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’nci maddesinde “ Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…..” hükmü yer almıştır. 

Aynı maddenin 4’ncü bendinde de, “ Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleri ile tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler”in ücret sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun örtülü kazanç başlıklı 17/4’ncü maddesinde; “Şirket, ortaklarından veya bunların eşleri ile usul ve füruudan ve üçüncü dereceye kadar (dahil) kan ve sıhri hısımlarından şirketin idare meclisi başkan veya üyesi, müdürü veya yüksek memurun durumunda bulunanlara emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek aylık, ikramiye, ücret verir veya benzeri ödemelerde bulunursa” bunların örtülü kazanç sayılacağı hükme bağlanmıştır. 

213 sayılı VUK’nun 238.maddesinde, “ İşverenler her ay ödedikleri ücretler için ücret bordrosu tutmaya mecburdur” hükmü yer almıştır. 

Bu hükümlere göre; kurucu ortaklarınızdan bir şahsın, şirketiniz için yapmış/yapacak olduğu müdürlük görevi nedeniyle, söz KONUsu şahsa yapacağınız ödeme; ortaklığınıza bağlı bir kar payı olmaması halinde, ücret (maaş) olarak değerlendirilip, ücrete ilişkin genel hükümlere göre vergilendirilecektir.Ortağın (müdürlük görevini ifa eden) iş akdine bağlı olarak alacağı ücret tutarlarının Kanunun yukarıda belirtilen 17/4,maddesi uyarınca örtülü kazanç dağıtımı mahiyetinde bulunmaması şartı ile ücret olarak 213 sayılı VUK’un 238.maddesi hükmü uyarınca tutulması zorunluluğu bulunan ücret bordrosunda gösterilmesi ve GVK’nın 103.ve 104.maddelerine göre vergilendirilmesi durumunda kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca; ilgi dilekçenizde SSK Mevzuatı’na dair sigorta giderlerine ilişkin sormuş olduğunuz hususlar için de; SSK İl Müdürlüğü’ne ve başvurmanız gerekmektedir. 

Bilgi edinilmesini rica ederim.


T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü

SAYI : B.07.0.GEL.0.42/ 4213-1718 04.07.2003 * 28622
KONU : Şirket ortaklarına yapılan ücret ödemelerinin şirketin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususu hakkında...


İLGİ : ................ tarihli dilekçeniz.

Dilekçenizin incelenmesinden, şirketin üç ortağı ve birisi merkez ikisi şube olmak üzere üç ayrı adreste üç akaryakıt istasyonunun bulunduğu, şirket ortaklarından her birinin ayrı adreslerde bulunan akaryakıt istasyonlarının sorumluluğunu üstlenerek bu istasyonlarda bilfiil çalıştığı, ortakların şirket bünyesindeki fiili çalışmalarına karşılık olmak üzere ortaklara ortaklar kurulunun aldığı karar doğrultusunda aylık ücret ödendiği belirtilerek, şirket ortaklarına yapılan ücret ödemelerinin şirketin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunun sorulduğu anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61'inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." 

hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre, şirket ortaklarının her birinin müdür sıfatıyla şirkete bağlı akaryakıt istasyonlarının idaresini üstlenmiş olmaları ve şirket bünyesindeki bu fiili çalışmalarına karşılık aylık ücret ödenmesi halinde yapılan bu ödemelerin Gelir Vergisi Kanununun ücret ile ilgili hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekir. 

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13'üncü maddesinde, kurumlar vergisinin mükellefin bir hesap dönemi içinde elde ettiği safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, bu kazancın tespitinde de Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 15'inci maddesinin 3 numaralı bendi ise sermaye şirketlerince dağıtılan örtülü kazançların kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesinin kabul edilmeyeceği belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 17'nci maddesinin 1 numaralı bendinde de şirketlerin kendi ortakları ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek bedel ile hizmet ilişkisinde bulunmaları örtülü kazanç dağıtımı olarak kabul edilmiştir.

Anılan maddenin düzenlenmesindeki esas amaç şirket ortaklarının vergilendirilmiş kurum kazancından alacakları payın, kurum kazancı vergilendirilmeden örtülü yollar ile ortaklara dağıtılması önlenerek kurumlar vergisi matrahının aşındırılmasına engel olmaktır.

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 540'ıncı maddesinde, "Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar,

Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir,

Kuruluştan sonra şirkete giren ortaklar, bu hususta umumi heyetin ayrı bir kararı olmadıkça, idare ve temsile mezun ve mecbur değildirler,

Limited şirketin temsilcileri arasında bir hükmi şahıs bulunduğu takdirde, ancak o hükmi şahıs adına limited şirketin temsil ve idaresini üzerine almış bulunan hakiki şahıs limited şirketin temsilcisi olarak tescil ve ilan edilir." hükmüne yer verilmiştir.Aynı Kanunun 541'inci maddesinde de şirketin mukavelesi veya umumi heyet kararıyla şirketin idare ve temsilinin, ortak olmayan kimselere de bırakılabileceği, bu gibi kimselerin salahiyet ve mesuliyetleri hakkında da ortak olan müdürlere ait hükümlerin tatbik olunacağı belirtilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, şirket ortaklarının hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile yetkili bulunmaları kaydıyla şirkete ait akaryakıt istasyonlarında bilfiil çalışmaları halinde hizmet ilişkisinin karşılığı olarak bunlara şirketçe yapılacak ve gelir vergisine tabi tutulacak olan ücret ödemeleri, Kurumlar Vergisi Kanununun 17'inci maddesinin 1 numaralı bendi hükmü gereğince emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek bir bedel niteliği taşımadığı sürece, şirketin kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, şirket ortaklarına yapılan ücret ödemelerinin emsaline göre göze çarpacak düzeyde şirketçe yüksek belirlenmesi halinde, bunlara ödenen ücretlerin kurumlar vergisi matrahının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Bakan a.


T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ
İl Defterdarlığı Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü

Sayı : B.07.4.DEF.0.34.11.GVK-61 
KONU : Şirketin faaliyetine fiilen iştirak eden ortaklara kazancın belli yüzdesi kadar ödeme yapılması halinde ücret olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.



İLGİ: Tarihsiz dilekçeniz.

İlgi dilekçenizde ............................. Vergi dairesi Müdürlüğü’nün .........................vergi numarasında kayıtlı mükellefi olarak 4708 sayılı Kanun kapsamında kurulan yapı denetimi işiyle iştigal ettiğinizi ortaklarınızın hepsinin şirketiniz faaliyetine fiilen iştirak ettiğini belirterek bu çalışmaları için ortaklarınıza kar payı haricinde kazancınızın belirli bir yüzdesini ücret olarak verip veremeyeceğinizi sormaktasınız.

Bilindiği gibi, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde vergiye tabi safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 14. maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan giderlerin indirileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir vergisi Kanunu’nun 61. maddesinde, “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez...” hükme bağlamıştır.

Aynı maddenin 4 numaralı bendinde ise, “Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısı ile sağlanan para, ayın ve menfaatlerin” ücret sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinde örtülü kazancın neler olduğu tadadi olarak sayılmış olup, 4. bendinde, “Şirket, ortaklarından veya bunların eşleri ile usul ve füruundan ve 3. dereceye kadar (dahil) kan ve sıhri hısımlarından şirketin idare meclisi, başkan veya üyesi, müdürü veya yüksek memuru durumunda bulunanlara emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek aylık ikramiye ücret verir veya benzeri ödemelerde bulunursa” örtülü kazanç sayılacağı hükmü yer almıştır.

Şirket ortaklarının şirket faaliyetlerine bizzat katılmaları karşılığında düzenlenecek iş akdine bağlı olarak alacakları tutarlar Kurumlar Vergisi Kanunu’nun yukarıda yer alan 17/4 maddesi uyarınca örtülü kazanç dağıtımı mahiyetinde bulunmaması şartı ile ücret olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 238. maddesi hükmü uyarınca tutulması zorunluluğu ücret bordosunda gösterilmesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 103 ve 104. maddelerine göre vergilendirilmesi durumunda kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Yukarı Dön



HUZUR HAKKI ÖDEMESİ ÜCRET BORDROSU


Evli eşi çalışmayan ve bir çocuğu olan Şirket Müdürünün 1.500,00 NET ÖDENİYORSA ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ DAHİL ücret bordrosu 2011/ocak aşağıdaki şekilde yapılır.

1500,00- asgari geçim indirimi tuturı = net huzur hakkı

1500,00- 80,64 =1.419,36

Brüt = 1,00 TL. olduğunda
Gelir vergisi = 1*0,15= 0,15
Damga Vergisi = 1*(6,6/1000)=0,0066

kesintiler toplamı =0,15+0,0066=0,15666

net ödenen = 1-0,1566 =0,8434 olacaktır.

1.419,35 Net / 0,8434 = 1.682,89 brüt tutarı


adı soyadı brüt tutarı gelir vergis matrahı gelir vergisi tutarı damga vergisi asgari geçim indirimi tutarı net ödenecek İMZA

Ali ORTAK 1.682,89 1.682,89 252,43 11,11 80,64 1.500,00 


Düzenleyen Ahmet BARLAK - 25.Ocak.2011 Saat 23:29

Yukarı Dön
Soru:
Ortaklara yapılacak huzur hakkı ödemeleri için bordro programında asgari geçim
indirimi de hesaplanacak mıdır?
Cevap:
Şirketlerin bu konuda en çok yanıldıkları konulardan biride ortaklara verilen huzur haklarında AGİ’nin
hesaplanıp hesaplanmayacağıdır. Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan
ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının;
mükellefin kendisi için % 50'si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10'u, çocukların her biri
için ayrı ayrı olmak üzere, ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için % 5'idir. Gelirin kısmî döneme ait olması
halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî
geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir
dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle
uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.'' hükmüne yer verilmiştir.
Konu ile ilgili olarak 04/12/2007 tarih ve 26720 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 265 Seri No.lu Gelir
Vergisi Genel Tebliğinin ''Uygulamanın Esasları'' başlıklı 3. bölümünde ise; ''…
Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesi kapsamında değerlendirilen ücret geliri elde edenler, örneğin
sosyal güvenlik destekleme primi ödemek suretiyle çalışanlar ile kurumların yönetiminde görevli olanlar da
genel hükümlere göre asgari geçim indiriminden yararlanacaklardır.
… …'' açıklamalarına yer verilmiştir.

Konuyu tek cümleyle özetleyecek olursak; ortaklara ortaklar kurulu toplantılarına katılmaları karşılığındahuzur hakkı ödenmesi durumunda, bu ödemeler ücret sayılacağından yapılan bu ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1. maddesi gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmekte olup, söz konusuödemelerin yapıldığı dönemlerle sınırlı olmak kaydıyla, hesaplanacak asgari geçim indiriminin uygulanması mümkün bulunmaktadır. 


Koray ATEŞ
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
E. Öğretim Görevlisi
korayates@muhasebetr.com
http://www.MuhasebeTR.comOrtaklara yapılacak huzur hakkı ödemeleri için bordro programında asgari geçim indir... Page 1 of 1
http://
 
Başlık Muhtasar beyanname verme süresi hk.
Tarih 29/04/2014
Sayı 38418978-120[98-13/5]-456
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü







Sayı

:

38418978-120[98-13/5]-456

29/04/2014

Konu

:

Muhtasar beyanname verme süresi hk.





İlgide kayıtlı özelge talep formunda, huzur hakkı ödemeleri yaptığınız şirket ortaklarının muhtasar beyannamelerinin aylık veya üçer aylık olarak verilmesi açısından hizmet erbabı sayısının hesabında dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmü yer almakta olup, 62 nci maddesinde de; hizmet erbabını işe alan emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler işveren olarak tanımlanmıştır.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişi, kurum ve kuruluşların, aynı maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış olup, maddenin birinci fıkrasının 1 inci bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Kanunun 98 inci maddesinde, "94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Yılsonlarında tahakkuk ettirilen mevduat faizlerinden kesilecek vergilerin bildirilmesi için bu süre bir ay uzatılır.

Aynı belediye hudutları içinde muhtelif yerlerde yapılan ödeme ve tahakkuklar ile bunlara ait vergilerin bir merkezden bildirilmesi caizdir.

Ziraî ürün bedelleri üzerinden tevkifat yapanlar hariç olmak üzere, çalıştırdıkları hizmet erbabı sayısı 10 ve daha az olanlar, 94'üncü maddeye göre yapacakları tevkifatla ilgili muhtasar beyannamelerini, bağlı bulundukları vergi dairesine önceden bildirmek şartıyla her ay yerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının yirmiüçüncü günü akşamına kadar verebilirler" hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümlere göre, üçer aylık dönemler halinde muhtasar beyanname verme imkanından yararlanıyor iken bu yararlanma hakkını yitiren işverenler ve vergi sorumluları bu haklarını kaybettikleri aydan itibaren (bu ay dahil) tevkifatın yapıldığı her ay için muhtasar beyanname vereceklerdir.

Bu itibarla, şirketinizin yönetim kurulu üyelerine yapılan huzur hakkı ödemelerinin ücret olarak vergilendirilmesi dolayısıyla, bu kişilerin muhtasar beyanname verilmesi açısından hizmet erbabı hesabında dikkate alınması gerekmektedir.

Bu çerçevede muhtasar beyannamenin aylık veya üçer aylık verilmesinde dikkate alınması gereken aynı anda çalışan 10 hizmet erbabının anlaşılması gerektiğinden, şirketinizce huzur hakkı ödemesi yapıldığında bu kişiler ile birlikte çalışan hizmet erbabı sayısı 10 kişinin üstüne çıkması halinde bu döneme ait muhtasar beyannamenin ertesi ayın 23 üncü günü akşamına kadar verilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.
  
 
Gülcan Çifçi
Vergi Müfettiş Yrd. 
İstanbul Küçük Ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı
 


Tarih: 29.04.2015ÖZET

Ticari hayatın omurgasını oluşturan şirketlerde ortakların, bu şirketi temsile ve idareye yetkili olanların kanunlar karşısında belirli sorumlulukları bulunmaktadır. Tüzel kişilerde kanuni temsilci olarak bu sorumluluklara sahip olan kişilerin yaptıkları hizmetin ve katlandıkları risklerin karşılığı olarak huzur hakkı ödemeleri yapılmaktadır. Huzur Hakkı ödemelerinin diğer bir işlevi ise, belli bir konuyu görüşmek için toplanan bir kurulun üyelerine ödenmesidir.

Makalemizde şirket ortaklarına yapılan huzur hakkı ödemelerini vergi kanunları açısından değerlendirmeye çalışacağız.

Anahtar Kelimeler: Huzur Hakkı, Ücret, Tevkifat, Asgari Geçim İndirimi

1-GİRİŞ

Ticari hayatın omurgasını oluşturan şirketlerde ortakların, bu şirketi temsile ve idareye yetkili olanların kanunlar karşısında belirli sorumlulukları bulunmaktadır. Tüzel kişilerde kanuni temsilci olarak bu sorumluluklara sahip olan kişilerin yaptıkları hizmetin ve katlandıkları risklerin karşılığı olarak huzur hakkı ödemeleri yapılmaktadır. Huzur Hakkı ödemelerinin diğer bir işlevi ise, belli bir konuyu görüşmek için toplanan bir kurulun üyelerine ödenmesidir.

6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 394. Maddesi uyarınca; yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilir. Bu hükümle huzur hakkı ödemelerinin esas sözleşme veya genel kurul kararına istinaden ödenebileceği anlaşılmaktadır.

Peki Huzur Hakkı nedir ve vergi kanunları karşısındaki yeri nerededir?

Gerek mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda gerekse 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yönetim kuruluna önemli görev ve yetkiler verilerek, kurul üyelerine belli sorumluluk ve yükümlülükler getirilmiştir. Bu yükümlülük ve sorumluluklar karşısında da, belli risklere maruz kalabilecek olan yönetim kurulu üyelerine bir takım mali haklar da tanınmıştır.

Huzur hakkı şirket ortaklarının, şirketi temsile yetkili kılınanların sahip oldukları ve yüklendikleri sorumluluklar nedeniyle katlanmak zorunda oldukları risklerin karşılığı olarak yapılan ödemelerdir. Huzur Hakkı ödemelerinin diğer bir işlevi ise, belli bir konuyu görüşmek için toplanan bir kurulun üyelerine ödenmesidir. Huzur hakkı ödemeleri uygulamada anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürlerine yapılmaktadır.

[Resim: image001.gif] 

 

2-KONU İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER

2.1- Huzur Hakkı Ödemelerinin Gelir Vergisi Kanunu Kapsamında Değerlendirilmesi


Huzur hakkı ödemeleri Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında ücret olarak nitelendirilmiş ve kanuni açıklama ilgili kanunun 61. Maddesinde yapılmıştır. Buna göre “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”

Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. Maddesinin 4. Bendinde; Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret sayıldığı belirtilmiştir. Dolayısıyla huzur hakkı ödemeleri alanlar açısından Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ücret olup, anılan ödemeleri yapan şirketler aynı kanunun 40/1 maddesi hükmü ( ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan giderler ) gereğince, söz konusu ödemeleri giderleştirebileceklerdir. Bu ödemelerin ticari kazançtan indirim konusu yapılabilmesi için, yapılan ödemelerle ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi arasında açık bir illiyet bağının olması gerektiği, aksi takdirde gider olarak indirilen huzur hakkı ödemeleri nedeniyle cezalı tarhiyatla karşılaşılabileceği hususu unutulmamalıdır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94. Maddesi uyarınca; 

“Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61’inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

……..”

Söz konusu madde hükmünden de açık olarak anlaşılacağı üzere gelir vergisi kanunu uygulamasında 61. Madde uyarınca ücret olarak kabul edilen huzur hakkı ödemeleri üzerinden, yine aynı kanunun 94. Maddesi hükmü uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. (Gelir Vergisi Kanunu’nun 98’inci maddesi uyarınca, "94’üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmi üçüncü  günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.” Şirketler tarafından ödenen net huzur hakkı tutarlarının brütleştirilip, brüt tutar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması ve brüt tutarın gelir vergisi kanunu 40/1 maddesi hükmü uyarınca gider yazılması gerekmektedir.

Peki söz konusu vergi tevkifatını yaparken kendilerine huzur hakkı ödemeleri yapılanlar, çalışan sayısının hesaplanmasında dikkate alınacak mıdır? Başka bir deyişle Gelir Vergisi Kanunu’nun 98. Maddesinin devamında, ziraî ürün bedelleri üzerinden tevkifat yapanlar hariç olmak üzere, çalıştırdıkları hizmet erbabı sayısı 10 ve daha az olanların, 94'üncü maddeye göre yapacakları tevkifatla ilgili muhtasar beyannamelerini, bağlı bulundukları vergi dairesine önceden bildirmek şartıyla her ay yerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının yirmi üçüncü günü akşamına kadar verebileceklerine hükmedilmiştir. Bu hükme istinaden, kendilerine huzur hakkı ödemesi yapılanların, Gelir Vergisi Kanunu 61. Maddesi uyarınca ücret geliri elde edip vergilendirildiği kabul edilecek olursa, bu kişilerle ilgili muhtasar beyannamelerin verilmesi açısından da hizmet erbabı olarak kabul edilmesi yerinde olacaktır. Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı, Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 29.04.2014 tarih ve 38418978-120[98-13/5]-456 sayılı özelgesinde konu ile ilgili özetle; 

“…..Bu hükümlere göre, üçer aylık dönemler halinde muhtasar beyanname verme imkanından yararlanıyor iken bu yararlanma hakkını yitiren işverenler ve vergi sorumluları bu haklarını kaybettikleri aydan itibaren (bu ay dahil) tevkifatın yapıldığı her ay için muhtasar beyanname vereceklerdir.

Bu itibarla, şirketinizin yönetim kurulu üyelerine yapılan huzur hakkı ödemelerinin ücret olarak vergilendirilmesi dolayısıyla, bu kişilerin muhtasar beyanname verilmesi açısından hizmet erbabı hesabında dikkate alınması gerekmektedir.

Bu çerçevede muhtasar beyannamenin aylık veya üçer aylık verilmesinde dikkate alınması gereken aynı anda çalışan 10 hizmet erbabının anlaşılması gerektiğinden, şirketinizce huzur hakkı ödemesi yapıldığında bu kişiler ile birlikte çalışan hizmet erbabı sayısı 10 kişinin üstüne çıkması halinde bu döneme ait muhtasar beyannamenin ertesi ayın 23’üncü günü akşamına kadar verilmesi gerekmektedir.”  açıklaması yapılmıştır.

Bu itibarla, muhtasar beyannamelerin aylık veya üçer aylık verilmesinde, hizmet erbabı sayısının, kendilerine huzur hakkı ödemeleri yapılanlarla birlikte çalışan hizmet erbabının aynı anda 10 kişinin üzerine çıkması durumunda, verilmesi gereken muhtasar beyannameler aylık dönemler itibariyle verilecek olup,  üçer aylık dönemler halinde muhtasar beyanname verme imkanından yararlanılıyor olsa bile, bu hakkın kaybedildiği aydan itibaren (bu ay dahil) tevkifatın yapıldığı her ay için ertesi ayın 23. günü akşamına kadar muhtasar beyanname verilecektir.

2.2.-Huzur Hakkı Ödemelerine İstinaden Vergi Usul Kanunu Uyarınca Bordro Düzenlenip Düzenlenmeyeceği Hususu

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Ücret Bordrosu” başlıklı 238. maddesinde, işverenlerin her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecbur oldukları, Gelir Vergisi Kanunu’na göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmayacağı belirtilmiştir. Söz konusu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, gelir vergisi uygulamasında ücret kabul edilen huzur hakkı ödemeleri için de bordro tutulması gerekmektedir.

2.3-Huzur Hakkı Ödemelerinin Damga Vergisi Kanunu Kapsamında Değerlendirilmesi

488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablo IV-1/b uyarınca, huzur hakkı ödemeleri binde 7,59 nispetinde damga vergisine tabidir.

2.4- Huzur Hakkı Ödemelerinde Asgari Geçim İndirimi Uygulaması

Gelir Vergisi Kanunu’nun “Asgari Geçim İndirimi” başlıklı 32. maddesine göre, ücretlerin gerçek usulde vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulanır. Maddenin devamında, asgari geçim indiriminin; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50'si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10'u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için % 5'i olduğu, gelirin kısmi döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarlarının esas alınacağı, asgari geçim indiriminin, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103’üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanacağı, mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmayacağı, hükmüne yer verilmiştir.

İlgili kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere; asgari geçim indirimi uygulamasından ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kişiler yararlanabilecek olup, kendilerine Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesi kapsamında ücret olarak kabul edilen huzur hakkı ödemeleri yapılanların da, söz konusu ödemeler nedeniyle asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanabilecekleri aşikardır. Zira Gelir İdaresi Başkanlığı, Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 05.01.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.20.15.01-30-MUK-2010-66-1 sayılı özelgesinin sonuç kısmında; “….huzur hakkı dışında başka bir ücret geliri elde etmemeleri durumunda bu ödemelere asgari geçim indirimi uygulanacak olup,  huzur hakkı ödemeleri dışında başka bir ücret geliri de elde edilmesi halinde ise asgari geçim indiriminin en yüksek ücret gelirine uygulanması gerekmektedir.” denilmek suretiyle, konuya açıklık getirilmiştir.

2.5-Huzur Hakkı Ödemelerinin Örtülü Kazanç Dağıtımı Çerçevesinde İncelenmesi

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlıklı 13. Maddesinde, kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı ve alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. İlgili kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, yönetim kurulu üyelerine yapılan huzur hakkı ödemelerinin Kurumlar Vergisi Kanunun 13. Maddesi uyarınca örtülü kazanç kapsamında değerlendirilmemesi için, yönetim kurulu üyelerine yüklenen sorumluluklarla orantılı olmakla birlikte, şirketin mali yapısına ve emsallere uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olacak şekilde ödenen yüksek tutarlı huzur hakkı ödemelerinin gider olarak kabul edilmeyecek olmakla birlikte, cezalı tarhiyatla karşılaşılabileceği hususu da atlanmamalıdır.

2.6-Huzur Hakkı Ödemelerinin Muhasebeleştirilmesi

Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında ücret olarak kabul edilen huzur hakkı ödemelerinin aşağıdaki şekilde muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. 

----------------------------------------------------/-------------------------------------------------------------------

770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ                               XXX

    770.001 Personel Maaş ve Ücretleri

    770.002 SGK İşveren Primi

    770.003 SGK İşsizlik Sigortası Primi

    770.004 Huzur Hakkı Gideri

    770.005 Fazla Mesai Ücreti

    770.006 Personel İkramiye

                                         

       335 PERSONELE BORÇLAR                                                  XXX

                                          360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR                                  XXX

                                                 360.001 Gelir Vergisi

                                                 360.002 Damga Vergisi

                                           361 ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİ     XXX

                                                  361.001 SGK İşçi Payı       

                                                  361.002 SGK İşveren Payı

                                                  361.003 İşsizlik Sigortası İşçi Payı                                                  361.004 İşsizlik Sigortası İşveren Payı

 
 
 

3-SONUÇ

Makalemizde, kısaca anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürlerine yapılan huzur hakkı ödemelerini vergi kanunları açısından değerlendirmeye çalıştık. Buna göre huzur hakkı ödemelerinin özetle; Gelir Vergisi Kanunu açısından değerlendirildiğinde 61. Madde kapsamında ücret olarak vergilendirilmesi gerektiğinden, bu ödemeler üzerinden aynı kanunun 94. Maddesi kapsamında tevkifat yapılıp, yapılması gereken tevkifat nedeniyle muhtasar beyannamelerin aylık veya üçer aylık verilmesinde hizmet erbabı sayısının, kendilerine huzur hakkı ödemeleri yapılanlarla birlikte çalışan hizmet erbabının aynı anda 10 kişinin üzerine çıkması durumunda, verilmesi gereken muhtasar beyannamelerin aylık dönemler itibariyle verileceğinden ve huzur hakkı ödemelerinin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. Maddesi kapsamında transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı sayılmaması için, şirketin mali yapısına ve emsallere uygun olarak ödenmesi, aksi halde cezalı tarhiyatla karşılaşılabileceği hususundan bahsettik.

 

KAYNAKÇA
·         193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
·         213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
·         5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
·         488 sayılı Damga Vergisi Kanunu
·         www.gib.gov.tr
·         Beyanname Düzenleme Kılavuzu, Hesap Uzmanları Derneği, 2013
·         DİNÇ, Mutlu, Yeni Türk Ticaret Kanunu, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2012
·         Gelir İdaresi Başkanlığı 29.04.2014 tarih ve 38418978-120[98-13/5]-456 sayılı özelgesi
·         Gelir İdaresi Başkanlığı 05.01.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.20.15.01-30-MUK-2010-66-1 sayılı özelgesi

Kaynak: www.MuhasebeTR.com 
(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır .)
 
 
  
Ödeme Türü 014: Huzur Hakkı : Bu ödeme türünü Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu ve Sosyal Güvenlik Kanunu açılarından incelemek gerekmektedir.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN BAKARSAK : Huzur Hakkı Stopaj tabiidir. İşçi ücreti gibi kabul edilemez. 2361 Sayılı Kanunun 43.Maddesiyle değişen madde Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayinler ile sağlanan ve para ile temsil edilen menfaatlerdir. Ücrettin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun şeklini değiştirmez. 4.Bend: Yönetim ve Denetim kurulları başkanı veya üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler demektir.

 

VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN BAKARSAK : Huzur Hakkını Gelir Vergisi Kanunu ÜCRET OLARAK KABUL ETMEYİP STOPAJA TABİİ TUTMASINA RAĞMEN, Vergi Usul Kanunu 128.Maddesi Yapılan bu ödeme için bordro yapılmasını istemektedir. Uygulamada Huzur hakkı ödenen bu kişiler için işyerleri ayrı bordro düzenlemektedirler.

 

 TÜRK TİCARET KANUNUNA GÖRE :Türk Ticaret Kanunu 394.Maddesi Yönetim Kurulu Üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararı ile belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim veya yıllık kardan pay ödenebilir demektedir. Kanunun özüne baktığımızda Kimlere verileceği ve nasıl verileceği ve miktarı da belirlenmiştir. Kimlere verilecek : Anonim Şirketlerde Yönetim kurulu üyelerine, Limited şirketlerde ise Şirket Müdürüne verileceğini ifade etmektedir. Nasıl Verilecek: Esas sözleşmede yazmak veya bu konuda yapılan Genel Kurulda karar almak şartını getirmiştir. Miktarı Nedir: Bilindiği gibi yapılan Huzur Hakkı ödemeleri Kurum kazancından indirim konusu yapılmaktadır. Bu nedenle yapılan ödeme şirketin mali yapısına uygun ve makul olmalıdır. Emsal gözetilmelidir. Aksi takdirde Kurumlar Vergisi açısından örtülü kazanç sayılabilir.

 

SOSYAL GÜVENLİK KANUNU AÇISINDAN : Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu üyeleri 5510 sayılı Kanunun 4-1 maddesi gereği Bağkurlu ise veya Limited şirket müdürü Bağkurlu ise Siğorta primi kesintisi yapılmaz demektedir. Tüm bu açıklamalar sonrası Muhtasar Beyannamede Ödeme Türü Kodu 14 seçilmesi durumunda ait ÖDEMELERİN Gayrisafi Tutarı ve Vergi Kesinti tutarı alanlarına bilgi yazılacaktır. Ancak ekler kısmında SGK MUAF KISMINA HUZUR HAKKI ÖDENEN KİŞİLERİN SAYISI YAZILACAKTIR.

 
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı : 90792880-155.01.05.02[2015/3931]-4172                                                        03/12/2015

Konu : Huzur hakkı ödemelerinde gelir vergisi ve damga vergisi uygulamaları hk.
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu kapsamında kurulan sulama birliklerinde görev yapmakta olan birlik başkanı, yönetim ve denetim kurulu üyelerine yapılan huzur hakkı ödemelerinden gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

A) GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmü yer almış olup, aynı maddenin 4 üncü bendinde ise; yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinde; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

1.Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve104 üncü maddelere göre,

Yukarıdaki bentlerde yazılı vergi tevkifatının yapılmasında 96 ncı madde hükmü göz önünde tutulur." hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 96 ncı maddesinde ise; "Vergi tevkifatı, 94 üncü madde kapsamına giren nakten veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder." hükümlerine yer verilmiştir.

6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanununun 6 ncı maddesinin onbeşinci fıkrasının (e) bendinde "Birliğin işlerinin yürütülmesi için çalıştırılması gereken personelle ilgili politikaları tespit etmek ve çalıştırılacak personelle sözleşme akdi yapmak için başkana yetki vermek, yönetim kurulu üyelerine brüt asgari ücretin yüzde ellisini ve başkana brüt asgari ücretin üç katını geçmemek üzere aylık olarak ödenecek huzur hakları ile denetim kurulu üyelerine brüt asgari ücreti geçmemek üzere yılda bir kez ödenecek huzur haklarını tespit etmek." birlik meclisinin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

Aynı Kanununun "Personel istihdamı" başlıklı 14 üncü maddesinin altıncı fıkrasında Birlik organlarına seçilmiş olmanın, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında zorunlu sigortalılık ilişkisi kurulmasını gerektirmediği ve bunlara ödenen huzur hakkı tutarlarının prime esas kazanca dâhil edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Sulama Birliklerinin yönetim kurulu üyeleri ve başkana ödeyeceği huzur hakkı ödemelerinin ücret olarak değerlendirilmesi ve brüt tutarları üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94/1, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Verginin işverence üstlenilmesi halinde ise ödenen net tutarların brüt tutarlara dönüştürülerek, bu tutarlar üzerinden gelir vergisi hesaplanacağı tabiidir.

B) DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında, damga vergisinin mükellefinin bu kağıtları imzalayanlar olduğu; 10 uncu maddesinde de damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas alınacağı hükme bağlanmıştır.

Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "IV-Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi olacağı hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, sulama birliklerinde görev yapmakta olan birlik başkanı, yönetim ve denetim kurulu üyelerine yapılan huzur hakkı ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların ihtiva ettiği tutar üzerinden Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV-1/b fıkrasına göre nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.