30.04.2015, 15:52
YILLIK GELİR VERGİSİNDE BAĞKUR PRİMLERİNİN İNİDİRİMİ
BAĞ-KUR PRİMLERİ GİDER OLARAK KAYDEDİLEBİLİR Mİ ?
Adana, 27.09.2007
İbrahim GÜLER
Adana SMMM Odası Vergi Mevzuatı
İnceleme Komisyonu Başkanı
MuhasebeNet Yazarı
I- GİRİŞ :
Bağ-Kur’a ödenen giriş keseneği, prim ve sosyal güvenlik destek primlerinin vergi uygulamalarında ne şekilde değerlendirileceği konusu zaman zaman gündemi işgal etmekte ve farklı uygulamalara şahit olmaktayız. Bu farklılığın nereden kaynaklandığı ve doğru uygulamanın hangisi olması gerektiği konusundaki görüşlerimiz aşağıdadır.
II- BAĞ-KUR SİGORTALISI OLMAK ZORUNDA OLANLAR:
1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24.Maddesine göre, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
a- Ticari Kazanç veya Serbest Meslek Kazancı Dolayısıyla Gerçek Usulde veya Basit Usulde Gelir Vergisi Mükellefi Olanlar,
b- Gelir Vergisinden Muaf Olanlardan Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulmuş Meslek Kuruluşuna Kayıtlı Olanlar,
c- Kollektif Şirketlerin Ortakları,
d- Adi Komandit Şirketlerin Komandite ve Komanditer Ortakları,
e- Limited Şirketlerin Ortakları,
f- Eshamlı (Sermayesi Paylara Bölünmüş) Komandit Şirketlerin Komandite Orakları,
g- Donatma İştirakleri Ortakları,
h- Anonim Şirketlerin Kurucu Ortakları ile Yönetim Kurulu Üyesi Olan Ortakları,
Zorunlu Olarak Sigortalı Sayılırlar.
III- BAĞ-KUR PRİMLERİNİN GVK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Gelir Vergisi Kanunu’nun safi ticari kazancın tespitinde indirilecek giderlere ilişkin 40.Maddesinde, teşebbüs sahipleri tarafından kendileri için emekli ve yardım sandıklarına veya sigorta şirketlerine ödenen emekli aidatı ve sosyal sigorta primlerinin, gider yazılmasını öngören bir hüküm yer almamaktadır.
Ancak; 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 49.Maddesinin üçüncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak gösterilebileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 08.03.1973 tarih ve 110 Seri No’lu GVKGT’de “Bağ-Kur kanunu uyarınca ödenen giriş keseneği ve primlerinin teşebüs sahipleri tarafından hesaplara gider olarak yazılması gerekmekte ise de, söz konusu Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerinin doğrudan doğruya kayıtlara gider olarak intikal ettirilmesi halinde, özellikle ortaklıklarda her bir ortağın ortaklıktaki kar payının her zaman eşit olmayacağı, ödenecek giriş keseneği ve primlerin seçilen aylık gelir basamağına göre değişebileceği ve bu nedenlerle de safi ticari kazancın tesbitinde bazı güçlükler ve sakıncalar doğurabileceğı“ açıklandıktan sonra;
1- Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin GVK’nun 89/1.Maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi (belgelenmesi) kaydıyla, mükellefler tarafından Ticari Kazançları Dolayısıyla Verilecek Yıllık Beyannamede Bildirilen Gelirden İndirilmesi,
- 2 -
2- Bağ-Kur Kanunu’nun kapsamına giren Serbest Meslek Erbabının, GVK’nun 68/8.Maddesindeki hükmüne dayanarak hasılatlarından emekli aidatı ve sosyal sigorta primi indirmemiş olmaları şartıyla, anılan kanun gereğince ödedikleri bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini gider yazmaları gerekmekte ise de, yukarıda belirtilenler karşısında, bu kimselerinde Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini Serbest Meslek Kazançları Dolayısıyla Verilecek Yıllık Beyannamede Bildirilen Gelirden İndirmeleri Maliye Bakanlığı’nca uygun görülmüştür.
Ödenen Bağ-Kur primleri işletmeye değil şahsa ait olduğundan ayrıca vergiye tabi kazancın elde edilmesi veya idamesi arasında illiyet (nedensellik) ilişkisi bulunmadığından bu yönü ile gider yazılması yerine Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde indirim konusu yapılması şahsi kanaatimize göre de doğru bir uygulamadır.
IV- BAĞ-KUR PRİMLERİNİN KVK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Yukarıda yapılan açıklamalar Kurumlar Vergisi Kanunu’na tabi işletmelerin Bağ-Kur kapsamındaki ortaklarının ödemiş oldukları Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri açısından da geçerli bulunmaktadır. Çünkü ödenen bağ-Kur primleri ile kurum kazancının elde edilmesi veya idamesi arasında bir illiyet bağı bulunmadığından ve tamamiyle ortakların şahsi ve sosyal güvenlikleri ile ilgili olduğundan bu ödemelerin şirket kayıtlarında gider olarak gösterilmeleri mümkün değildir. Elde edilen şahsi kâr paylarının menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyanı ile beyan edildiği durumlarda bu primlerin beyan edilen gelirlerden indirilmesi gerekir. 1479 Sayılı kanunun 49.Maddesinin üçüncü fıkrasında buna engel bir hüküm yoktur. Ancak Maliye Bakanlığı düzenlediği yıllık gelir vergisi beyannamelerinde sadece Ticari,Zirai ve Serbest Meslek Kazançlarında bağ-Kur priminin indirimine müsaade etmektedir. Bu nedenle KVK’na tabi işletmelerin ortakları ödedikleri Bağ-Kur Primlerini elde ettikleri kâr payı gelirlerinin menkul sermaye iradı olarak beyanında indirim konusu yapamamaktadırlar. Uygulama bu haliyle 1479 Sayılı Kanun’un 49.Maddesinin üçüncü fıkra hükmüne aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenlerle yıllık gelir vergisi beyannamesinin ödenen Bağ-Kur primlerinin ticari, zirai ve serbest meslek kazancı dışında kalan diğer kazanç unsurlaından da indirilebilecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
V- SONUÇ :
Uygulamada 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 49.Maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan düzenlemenin aksine ödenen Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri gider olarak kaydedilmemektedir. (BKZ.GVKGT Seri No:110)
Ancak; Ticari, zirai ve serbest meslek kazançları dolayısıyla yıllık gelir vergisi beyannamesi veren vergi mükellefleri beyan ettikleri kazançlarından ödemiş oldukları Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri ile 1479 Sayılı Bağ-Kur kanunu’nin Ek:20.Maddesinin üçüncü fıkrasına göre ödenen sosyal güvenlik destek primlerini indirebilmektedirler.
Ödenen Bağ-Kur primleri işletmeye değil şahsa ait olduğundan ayrıca vergiye tabi kazancın elde edilmesi veya idamesi arasında illiyet (nedensellik) ilişkisi bulunmadığından bu yönü ile gider yazılması yerine Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde indirim konusu yapılması şahsi kanaatimize göre de doğru bir uygulamadır.
Aynı gerekçe kurumlar vergisi kanunu’na tabi işletmelerin Bağ-Kur kapsamındaki ortaklarının ödemiş oldukları Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri ile sosyal güvenlik destek primleri açısından da geçerli bulunmaktadır. Çünkü ödenen bağ-Kur primleri ile de kurum kazancının elde edilmesi veya idamesi arasında bir illiyet bağı yoktur bu nedenlerle de şirket
- 3 -
kayıtlarında gider olarak gösterilmesi mümkün değildir. Elde edilen şahsi kâr paylarının menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyanı ile beyan edildiği durumlarda bu primlerin beyan edilen gelirlerden indirilmesi gerekir. Ancak bunun için yıllık gelir vergisi beyannamesinin ödenen Bağ-Kur primlerinin ticari, zirai ve serbest meslek kazancı dışında kalan diğer kazanç unsurlaından da indirilebilecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
İbrahim GÜLER
Adana SMMM Odası Vergi Mevzuatı
İnceleme Komisyonu Başkanı
MuhasebeNet Yazarı
http://www.muhasebenet.net
27.09.2007
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)
Tarih : 13.04.2006
Sayı : B.07.1.GİB.4.16.16.01.GV.05.125/1453
Konu : Geçmiş yıllara ilişkin ödenen Bağ-Kur primlerinin yıllık beyannamede gösterilen gelirlerden indirilip indirilemeyeceği hk.
Sayın ………….
Başkanlığımıza verilen …….. tarihli dilekçenin incelenmesinden, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait olup 2004 yılında ödenen Bağ-Kur pirim borçlarının 2004 yılına ilişkin gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda bilgi talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Talebinizle ilgili olarak Bağ-Kur Bursa İl Müdürlüğü'nce, Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne ve Başkanlığımıza yazılan muhtelif tarih ve sayılı yazılarda, 24.09.2004 tarihi itibariyle ödenerek kapatıldığı belirtilen borç toplamının prim aslı ve gecikme zammını ihtiva ettiği, ayrıca 2004 yılında ödenmesi gereken prim aslı tutarının 2.450,09 YTL. olduğu, bildirilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 89/1'inci maddesinde; "Beyan edilen gelirin % 10'unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin % 5'ini) ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim ve katkı tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim ve katkı payları kendi gelirlerinden indirilir)."nın gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilebileceği, aynı Kanun'un 90'mcı-maddesinin birinci fıkrasında ise; "Gelir vergisi ile diğer şahsi vergiler ve' her ne şekilde olursa olsun vergi cezaları ve para cezaları, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun Hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler gelir vergisinin matrahından ve gelir unsurlarından indirilemez" hükümleri yer almaktadır.
Diğer taraftan; 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) Kanunu'nun 49'uncu maddesinin 3'üncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak yazılabileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, konuyla ilgili olarak yayımlanan 110 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde; ticari kazancın tespitinde, "Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 89/1 inci maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi kaydiyle, mükellefler tarafından ticari kazançları dolayısiyle verilecek yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirilmesi"nin uygun bulunduğu açıklanmıştır.
Buna göre; toplu olarak ödemiş olduğunuz Bağ-Kur primlerinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 89/1'inci maddesi uyarınca, hangi yıla ait olduğuna bakılmaksızın gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsiki kaydıyla yıllık gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek olan gelir vergisi matrahından indirilmesi mümkündür.
Ancak, söz konusu primlerinin geç ödenmesi dolayısıyla ilgili mevzuat uyarınca ödenen gecikme zammı, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun uyarınca ödenen gecikme zammı niteliğinde olduğundan, ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması ve yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
1479 Sayılı Bağ - Kur Kanununun 49/3 üncü maddesi hükmünün uygulanmasında tereddüd edilmekte olduğu anlaşıldığından, bu konuda aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun sâfi ticari kazancın tesbitinde indirilecek giderlere ilişkin 40 ncı maddesinde, teşebbüs sahipleri tarafından kendileri için emekli ve yardım sandıklarına veya sigorta şirketlerine ödenen emekli aidatı ve sosyal sigorta primlerinin, gider yazılmasını öngören bir hüküm yer almamakla beraber; 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) Kanununun 49 uncu maddesinin 3 ncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak yazılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bağ-Kur Kanununun bu hükmü karşısında, anılan kanun uyarınca ödenen giriş keseneği ve primlerin, teşebbüs sahipleri tarafından hesaplara gider olarak yazılması gerekmekte ise de, söz konusu Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerinin doğrudan doğruya kayıtlara gider olarak intikal ettirilmesi halinde, özellikle ortaklıklarda, her bir ortağın ortaklıktaki kâr payının her zaman eşit olmıyacağı; ödenecek giriş keseneği ve primlerin seçilen aylık gelir basamağına göre değişebileceği ve bu nedenlerle de safi ticari kazancın tesbitinde bazı güçlükler ve sakıncalar doğabileceği açıktır.
Bu durumda ;
1. Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin Gelir Vergisi Kanununun 89/1 maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi kaydiyle, mükellefler tarafından ticari kazançları dolayısiyle verilecek yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirilmesi ;
2. Adî komandit şirketlerinin komanditer ortakları ile limited şirket ortakları hakkında da yukardaki esaslar dairesinde işlem yapılması;
3. Bağ-Kur Kanunu kapsamına giren serbest meslek erbabının, Gelir Vergisi Kanununun 68/8 inci maddesi hükmüne dayanarak hasılâtlarından emekli aidatı veya sosyal sigorta primi indirmemiş olmaları şartiyle, anılan kanun gereğince ödedikleri Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini gider yazmaları gerekmekte ise de yukarıda belirtilen nedenler karşısında, bu kimselerin de, Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini serbest meslek kazançları ile ilgili olarak verecekleri yıllık beyannamelerinde gösterdikleri gelirden indirmeleri,
uygun bulunmuştur.
Bilgi edinilmesi ve gereğinin buna göre yapılması rica olunur.
BAĞ-KUR PRİMLERİ GİDER OLARAK KAYDEDİLEBİLİR Mİ ?
Adana, 27.09.2007
İbrahim GÜLER
Adana SMMM Odası Vergi Mevzuatı
İnceleme Komisyonu Başkanı
MuhasebeNet Yazarı
I- GİRİŞ :
Bağ-Kur’a ödenen giriş keseneği, prim ve sosyal güvenlik destek primlerinin vergi uygulamalarında ne şekilde değerlendirileceği konusu zaman zaman gündemi işgal etmekte ve farklı uygulamalara şahit olmaktayız. Bu farklılığın nereden kaynaklandığı ve doğru uygulamanın hangisi olması gerektiği konusundaki görüşlerimiz aşağıdadır.
II- BAĞ-KUR SİGORTALISI OLMAK ZORUNDA OLANLAR:
1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24.Maddesine göre, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
a- Ticari Kazanç veya Serbest Meslek Kazancı Dolayısıyla Gerçek Usulde veya Basit Usulde Gelir Vergisi Mükellefi Olanlar,
b- Gelir Vergisinden Muaf Olanlardan Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulmuş Meslek Kuruluşuna Kayıtlı Olanlar,
c- Kollektif Şirketlerin Ortakları,
d- Adi Komandit Şirketlerin Komandite ve Komanditer Ortakları,
e- Limited Şirketlerin Ortakları,
f- Eshamlı (Sermayesi Paylara Bölünmüş) Komandit Şirketlerin Komandite Orakları,
g- Donatma İştirakleri Ortakları,
h- Anonim Şirketlerin Kurucu Ortakları ile Yönetim Kurulu Üyesi Olan Ortakları,
Zorunlu Olarak Sigortalı Sayılırlar.
III- BAĞ-KUR PRİMLERİNİN GVK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Gelir Vergisi Kanunu’nun safi ticari kazancın tespitinde indirilecek giderlere ilişkin 40.Maddesinde, teşebbüs sahipleri tarafından kendileri için emekli ve yardım sandıklarına veya sigorta şirketlerine ödenen emekli aidatı ve sosyal sigorta primlerinin, gider yazılmasını öngören bir hüküm yer almamaktadır.
Ancak; 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 49.Maddesinin üçüncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak gösterilebileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 08.03.1973 tarih ve 110 Seri No’lu GVKGT’de “Bağ-Kur kanunu uyarınca ödenen giriş keseneği ve primlerinin teşebüs sahipleri tarafından hesaplara gider olarak yazılması gerekmekte ise de, söz konusu Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerinin doğrudan doğruya kayıtlara gider olarak intikal ettirilmesi halinde, özellikle ortaklıklarda her bir ortağın ortaklıktaki kar payının her zaman eşit olmayacağı, ödenecek giriş keseneği ve primlerin seçilen aylık gelir basamağına göre değişebileceği ve bu nedenlerle de safi ticari kazancın tesbitinde bazı güçlükler ve sakıncalar doğurabileceğı“ açıklandıktan sonra;
1- Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin GVK’nun 89/1.Maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi (belgelenmesi) kaydıyla, mükellefler tarafından Ticari Kazançları Dolayısıyla Verilecek Yıllık Beyannamede Bildirilen Gelirden İndirilmesi,
- 2 -
2- Bağ-Kur Kanunu’nun kapsamına giren Serbest Meslek Erbabının, GVK’nun 68/8.Maddesindeki hükmüne dayanarak hasılatlarından emekli aidatı ve sosyal sigorta primi indirmemiş olmaları şartıyla, anılan kanun gereğince ödedikleri bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini gider yazmaları gerekmekte ise de, yukarıda belirtilenler karşısında, bu kimselerinde Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini Serbest Meslek Kazançları Dolayısıyla Verilecek Yıllık Beyannamede Bildirilen Gelirden İndirmeleri Maliye Bakanlığı’nca uygun görülmüştür.
Ödenen Bağ-Kur primleri işletmeye değil şahsa ait olduğundan ayrıca vergiye tabi kazancın elde edilmesi veya idamesi arasında illiyet (nedensellik) ilişkisi bulunmadığından bu yönü ile gider yazılması yerine Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde indirim konusu yapılması şahsi kanaatimize göre de doğru bir uygulamadır.
IV- BAĞ-KUR PRİMLERİNİN KVK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Yukarıda yapılan açıklamalar Kurumlar Vergisi Kanunu’na tabi işletmelerin Bağ-Kur kapsamındaki ortaklarının ödemiş oldukları Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri açısından da geçerli bulunmaktadır. Çünkü ödenen bağ-Kur primleri ile kurum kazancının elde edilmesi veya idamesi arasında bir illiyet bağı bulunmadığından ve tamamiyle ortakların şahsi ve sosyal güvenlikleri ile ilgili olduğundan bu ödemelerin şirket kayıtlarında gider olarak gösterilmeleri mümkün değildir. Elde edilen şahsi kâr paylarının menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyanı ile beyan edildiği durumlarda bu primlerin beyan edilen gelirlerden indirilmesi gerekir. 1479 Sayılı kanunun 49.Maddesinin üçüncü fıkrasında buna engel bir hüküm yoktur. Ancak Maliye Bakanlığı düzenlediği yıllık gelir vergisi beyannamelerinde sadece Ticari,Zirai ve Serbest Meslek Kazançlarında bağ-Kur priminin indirimine müsaade etmektedir. Bu nedenle KVK’na tabi işletmelerin ortakları ödedikleri Bağ-Kur Primlerini elde ettikleri kâr payı gelirlerinin menkul sermaye iradı olarak beyanında indirim konusu yapamamaktadırlar. Uygulama bu haliyle 1479 Sayılı Kanun’un 49.Maddesinin üçüncü fıkra hükmüne aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenlerle yıllık gelir vergisi beyannamesinin ödenen Bağ-Kur primlerinin ticari, zirai ve serbest meslek kazancı dışında kalan diğer kazanç unsurlaından da indirilebilecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
V- SONUÇ :
Uygulamada 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 49.Maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan düzenlemenin aksine ödenen Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri gider olarak kaydedilmemektedir. (BKZ.GVKGT Seri No:110)
Ancak; Ticari, zirai ve serbest meslek kazançları dolayısıyla yıllık gelir vergisi beyannamesi veren vergi mükellefleri beyan ettikleri kazançlarından ödemiş oldukları Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri ile 1479 Sayılı Bağ-Kur kanunu’nin Ek:20.Maddesinin üçüncü fıkrasına göre ödenen sosyal güvenlik destek primlerini indirebilmektedirler.
Ödenen Bağ-Kur primleri işletmeye değil şahsa ait olduğundan ayrıca vergiye tabi kazancın elde edilmesi veya idamesi arasında illiyet (nedensellik) ilişkisi bulunmadığından bu yönü ile gider yazılması yerine Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde indirim konusu yapılması şahsi kanaatimize göre de doğru bir uygulamadır.
Aynı gerekçe kurumlar vergisi kanunu’na tabi işletmelerin Bağ-Kur kapsamındaki ortaklarının ödemiş oldukları Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri ile sosyal güvenlik destek primleri açısından da geçerli bulunmaktadır. Çünkü ödenen bağ-Kur primleri ile de kurum kazancının elde edilmesi veya idamesi arasında bir illiyet bağı yoktur bu nedenlerle de şirket
- 3 -
kayıtlarında gider olarak gösterilmesi mümkün değildir. Elde edilen şahsi kâr paylarının menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyanı ile beyan edildiği durumlarda bu primlerin beyan edilen gelirlerden indirilmesi gerekir. Ancak bunun için yıllık gelir vergisi beyannamesinin ödenen Bağ-Kur primlerinin ticari, zirai ve serbest meslek kazancı dışında kalan diğer kazanç unsurlaından da indirilebilecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
İbrahim GÜLER
Adana SMMM Odası Vergi Mevzuatı
İnceleme Komisyonu Başkanı
MuhasebeNet Yazarı
http://www.muhasebenet.net
27.09.2007
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)
Tarih : 13.04.2006
Sayı : B.07.1.GİB.4.16.16.01.GV.05.125/1453
Konu : Geçmiş yıllara ilişkin ödenen Bağ-Kur primlerinin yıllık beyannamede gösterilen gelirlerden indirilip indirilemeyeceği hk.
Sayın ………….
Başkanlığımıza verilen …….. tarihli dilekçenin incelenmesinden, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait olup 2004 yılında ödenen Bağ-Kur pirim borçlarının 2004 yılına ilişkin gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda bilgi talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Talebinizle ilgili olarak Bağ-Kur Bursa İl Müdürlüğü'nce, Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne ve Başkanlığımıza yazılan muhtelif tarih ve sayılı yazılarda, 24.09.2004 tarihi itibariyle ödenerek kapatıldığı belirtilen borç toplamının prim aslı ve gecikme zammını ihtiva ettiği, ayrıca 2004 yılında ödenmesi gereken prim aslı tutarının 2.450,09 YTL. olduğu, bildirilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 89/1'inci maddesinde; "Beyan edilen gelirin % 10'unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin % 5'ini) ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim ve katkı tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim ve katkı payları kendi gelirlerinden indirilir)."nın gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilebileceği, aynı Kanun'un 90'mcı-maddesinin birinci fıkrasında ise; "Gelir vergisi ile diğer şahsi vergiler ve' her ne şekilde olursa olsun vergi cezaları ve para cezaları, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun Hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler gelir vergisinin matrahından ve gelir unsurlarından indirilemez" hükümleri yer almaktadır.
Diğer taraftan; 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) Kanunu'nun 49'uncu maddesinin 3'üncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak yazılabileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, konuyla ilgili olarak yayımlanan 110 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde; ticari kazancın tespitinde, "Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 89/1 inci maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi kaydiyle, mükellefler tarafından ticari kazançları dolayısiyle verilecek yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirilmesi"nin uygun bulunduğu açıklanmıştır.
Buna göre; toplu olarak ödemiş olduğunuz Bağ-Kur primlerinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 89/1'inci maddesi uyarınca, hangi yıla ait olduğuna bakılmaksızın gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsiki kaydıyla yıllık gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek olan gelir vergisi matrahından indirilmesi mümkündür.
Ancak, söz konusu primlerinin geç ödenmesi dolayısıyla ilgili mevzuat uyarınca ödenen gecikme zammı, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun uyarınca ödenen gecikme zammı niteliğinde olduğundan, ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması ve yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
1479 Sayılı Bağ - Kur Kanununun 49/3 üncü maddesi hükmünün uygulanmasında tereddüd edilmekte olduğu anlaşıldığından, bu konuda aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun sâfi ticari kazancın tesbitinde indirilecek giderlere ilişkin 40 ncı maddesinde, teşebbüs sahipleri tarafından kendileri için emekli ve yardım sandıklarına veya sigorta şirketlerine ödenen emekli aidatı ve sosyal sigorta primlerinin, gider yazılmasını öngören bir hüküm yer almamakla beraber; 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) Kanununun 49 uncu maddesinin 3 ncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak yazılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bağ-Kur Kanununun bu hükmü karşısında, anılan kanun uyarınca ödenen giriş keseneği ve primlerin, teşebbüs sahipleri tarafından hesaplara gider olarak yazılması gerekmekte ise de, söz konusu Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerinin doğrudan doğruya kayıtlara gider olarak intikal ettirilmesi halinde, özellikle ortaklıklarda, her bir ortağın ortaklıktaki kâr payının her zaman eşit olmıyacağı; ödenecek giriş keseneği ve primlerin seçilen aylık gelir basamağına göre değişebileceği ve bu nedenlerle de safi ticari kazancın tesbitinde bazı güçlükler ve sakıncalar doğabileceği açıktır.
Bu durumda ;
1. Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin Gelir Vergisi Kanununun 89/1 maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi kaydiyle, mükellefler tarafından ticari kazançları dolayısiyle verilecek yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirilmesi ;
2. Adî komandit şirketlerinin komanditer ortakları ile limited şirket ortakları hakkında da yukardaki esaslar dairesinde işlem yapılması;
3. Bağ-Kur Kanunu kapsamına giren serbest meslek erbabının, Gelir Vergisi Kanununun 68/8 inci maddesi hükmüne dayanarak hasılâtlarından emekli aidatı veya sosyal sigorta primi indirmemiş olmaları şartiyle, anılan kanun gereğince ödedikleri Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini gider yazmaları gerekmekte ise de yukarıda belirtilen nedenler karşısında, bu kimselerin de, Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini serbest meslek kazançları ile ilgili olarak verecekleri yıllık beyannamelerinde gösterdikleri gelirden indirmeleri,
uygun bulunmuştur.
Bilgi edinilmesi ve gereğinin buna göre yapılması rica olunur.