01.05.2015, 10:43
KOOPERATİFLERDE ÜYE AİDATLARININ MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
ESKİDEN AŞAĞIDAKİ GİBİ OLUYORDU.
.................................20.02.2003.................................................
131-Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
431- Ortaklara Borçlar hs. 900.-
431.10.001 Müge IŞIK 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
..................................................../.................................................
.................................20.02.2003.................................................
100-Kasa hs. 900.-
131- Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
................................. ......./.........................................................
.................................31.03.2003.................................................
431- Ortaklara Borçlar hs. 900.-
431.10.001 Müge IŞIK 900.-
602- Diğer Gelirler 900.-
602.10.001 Ortak Aidatları 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
................................. ......./.........................................................
60 Seri nolu kdv sirküsünden sonra !!!!
.................................31.03.2003.................................................
131-Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
391-Hesaplanan KDV 137,-
391.018- Hesaplanan Kdv %18 137,-
602- Diğer Gelirler 762.-
602.10.001 Ortak Aidatları 762.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağının gelir yazılması
................................. ......./.........................................................
Başlık Kooperatif üyelerinden alınan aidatların KDV ye tabi olup olmadığı hk.
Tarih 13/07/2011
Sayı B.07.4.DEF.0.53.10.00-KDV-165-11
Kapsam
T.C.
RİZE VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
Sayı : B.07.4.DEF.0.53.10.00-KDV-165-11 13/07/2011
Konu : Aidatların KDV tabi olup olmadığı
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ... olarak, kooperatif bünyesine ait herhangi bir ticari faaliyetinizin olmadığı, her üyenin kendi adına basit usul veya gerçek usul gelir vergisi mükellefi olduğu, ancak kooperatif olarak yapmış olduğunuz genel giderleri (elektrik, telefon, sigorta gideri vb.) karşılamak üzere üyelerinizden almış olduğunuz aidatlar üzerinden katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı sorulmaktadır.
A- KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k maddesinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, kooperatiflerin ana sözleşmelerinde;
a) Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması,
b) Yönetim Kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi,
c) Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması,
d) Sadece ortaklarla iş görülmesi (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.)
şartlarının yazılı bulunması ve fiilen bu şartlara uyulması halinde kurumlar vergisinden muaf tutulacakları hükme bağlanmış, bu şartlara ek olarak, kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, tüketim ve taşımacılık kooperatiflerinin anılan muafiyet hükmünden yararlanması mümkün olmayıp, kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesisi gerekmektedir.
Öte yandan, Kanunun 1 inci maddesinin son fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı, 6 ncı maddesinde ise, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Buna göre, kurumlar vergisi mükellefi olan taşımacılık kooperatifinin üyelerince yapılan aidat ödemelerinin, kurum kazancının bir unsuru sayılarak vergiye tabi kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
B- KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN :
KDV Kanununun;
- 1/1 inci maddesinde, Türkiye' de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
- 20/1 inci maddesinde, vergi matrahının teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,
- 20/2 nci maddesinde ise, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği
hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, kooperatifiniz tarafından üyelerden sabit olarak tahsil edilen aidatlar, üyelerinize verilen hizmetin karşılığını oluşturduğundan KDV ye tabi tutulacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
Diğer Vergiler ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü
SAYI : B.07.4.DEF.0.07.12/KDV-ÖZG-2006-182
KONU : Aidat Gelirlerinde KDV nin durumu.
İLGİ : .... tarihli dilekçeniz
İlgi dilekçeniz ile, kooperatifin gelirlerinin, üye aidatlarından oluştuğu belirtilerek söz konusu aidat gelirlerinin katma değer vergisine tabi olup olmadığı, bu gelirler için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği konusunda özelge talep edilmektedir
Bilindiği üzere, 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “muafiyetler” başlıklı 4 üncü maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde; “Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri.” nin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde kooperatifiniz taşımacılık kooperatifi olduğundan, kurumlar vergisinden muaf tutulmanız mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesi ile ticari, sınaı, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabi tutulmuştur.
Buna göre, taşımacılık kooperatifi 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergi mükellefi olduğundan, kooperatifinizce yapılacak mal ve hizmet teslimleri katma değer vergisine tabi olması ve üye aidat gelirleri için fatura düzenlemeniz gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Kooperatiflerde Üye Aidatlarının Enflasyon Düzeltmesi Karşısındaki Durumu
Baş Hesap Uzmanı İsmail IŞIK
Hesap Uzmanı Alirıza AKBULUT
I- GİRİŞ:
1163 Sayılı Kooperatifler Yasasına göre kurulan kooperatiflerde muhasebe sisteminin kurulması ve işleyişi, mali tablolarının düzenlenmesi, kurumlar vergisi ve diğer vergi kanunları karşısındaki mükellefiyet durumlarının irdelenmesi, dönem sonlarında oluşan karların ortaklarına dağıtılması esaslarının belirlenmesi ve Kurumlar Vergisi beyannamelerinin düzenlenmesi yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
Kooperatifler; genellikle kamu, kurum ve kuruluşları, katma bütçeli idareler, kamu iktisadi teşekkülleri, belediyeler ile özel sektöre ait kurum ve kuruluşlarla, bunlara ait fabrika, işletme ve tesislerinde çalışan memur ve işçiler ile belirli bir yörede ve mahalde yaşayan insanların bir araya gelerek ekonomik menfaatlerini ve özellikle geçimlerine ait gereksinimlerini işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurdukları değişir ortaklı ve sermayeli ortaklıklardır.
1163 sayılı Kanunda yer alan kooperatif tanımı aşağıdaki gibidir.
''Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir. (24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 1 inci maddesi)
Kamu ve özel hukuk tüzel kişileri amaçları bakımından ilgilendikleri kooperatiflerin kuruluşlarına yardımcı olabilir, önderlik edebilir ve ortak olabilirler. (1163 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi)''
II- KOOPERATİFLERİN VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU:
A-Kurumlar Vergisi Kanunu Karşısındaki Durumu:
1-mükellefiyet:
Kurumlar Vergisi Kanununun 1. maddesinde, kooperatifler de kurumlar vergisine tabi mükellefler arasında sayılmış; yine aynı kanununun 3. maddesinde de; kooperatif kavramı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa ya da özel kanunlarına göre kurulan istihlak, istihsal, kredi, satış, yapı ve sair kooperatifler ile aynı mahiyetteki yabancı kooperatiflerdir şeklinde açıklanmıştır.
Görüldüğü üzere, prensip olarak kooperatifler Kurumlar Vergisi mükellefidir ve kazançları da kurumlar vergisine tabidir.
2- muaflık:
Kurumlar vergisi kanununun 7. maddesinin 16.ncı bendinde; esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklarla iş görülmesine dair hükümler bulunması şartıyla kooperatifler Kurumlar Vergisinden muaftırlar. Ancak, esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten faydalanamazlar.
3- istisna:
Kurumlar Vergisi kanununun 8. maddesinin 2. bendinde; Aşağıda yazılı kooperatiflerin ortakları için hesapladıkları risturnlardan;
a) İstihlak kooperatiflerinde; ortakların şahsî ve ailevî gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak için satın aldıkları malların kıymetlerine göre hesaplanan risturnlar,
b) İstihsal kooperatiflerinde; ortakların istihsal ederek kooperatife sattıkları veya kooperatiften istihsal faaliyetinde kullanmak üzere satın aldıkları malların kıymetine göre hesaplanan risturnlar,
c) Kredi kooperatiflerinde; ortakların kullandıkları kredilere göre hesaplanan risturnlar,
d) Ortakların idare gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan sarf olunmayarak iade edilen kısımlar, Kurumlar Vergisinden istisnadır.
Bu risturnların nakden veya ayni kıymette mal ile ödenmesi istisnanın uygulanmasına mani değildir. Ortaklarından başka kimselerle yapılan muamelelerden doğan kazançlar ile ortaklarla ortaklık statüsü dışında yapılan muamelelerden doğan kazançlar hakkında risturnlara müteallik istisna hüküm uygulanmaz.
Bunların genel kazançtan tefrikinde ortaklarla yapılan iş hacminin genel iş hacmine olan nispeti esas tutulur.
Bu risturnlar, Gelir Vergisi Kanununun 94.ncü maddesine göre tevkifta tabi tutulmaz. Ortaklara dağıtımı kar dağıtımı sayılmaz.
B- Gelir Vergisi Karşısındaki Durumu:
Kooperatifler, istihdam ettikleri personelin ücretlerinden kestikleri Gelir vergisi ve Damga vergisi, kiraladıkları işyerleri için ödedikleri kiralardan kestikleri gelir vergisi, serbest meslek makbuzu karşılığında ödedikleri ücretlerden tevkif ettikleri gelir vergisini vergi sorumlusu sıfatıyla muhtasar beyanname ile beyan ederek, tarh ve tahakkuk ettirerek ödeme yaparlar.
C- Katma Değer Vergisi Karşısındaki Durumu:
Kooperatifler yaptıkları teslimler nedeniyle katma değer vergisi hesaplamak, emtia, malzeme ve hizmet alışları için katma değer vergisi ödemek zorunda olup, bu işlemleri nedeniyle katma değer vergisi mükellefi olup, katma değer vergisi beyannamesi vermek zorundadırlar.
D- Vergi Usul Kanunu Karşısındaki Durumu:
Kooperatifler yukarıda açıklandığı üzere Kurumlar vergisi mükellefi olduklarından bilanço usulüne tabidirler ve yevmiye, defteri kebir ve envanter defteri tutmak zorundadırlar.
III- KOOPERATİFLERDE DÖNEM SONU İŞLEMLERİ:
Yönetim Kurulu, aralarından tayin edeceği kişiler ile Denetleme Kurulu Üyeleri ve varsa Kooperatifte hizmet akdi ile çalışan yetkili kişiler tarafından kurulacak Komisyon tarafından öncelikle dönem sonu fiili envanter çalışması yapılacaktır.
Dönem Sonu Fiili Envanter Çalışması:
1- Dönem sonu olan 31 Aralık günü sonunda Kasada mevcut bulunan para, çek, senet gibi kıymetli evrakların fiili sayımı yapılarak, Kasa sayım Tutanağı düzenlenir ve komisyon tarafından imza altına alınır.
2- Kooperatife ait demirbaş eşya, makine, tesislerin fiili sayımları yapılarak, envanter listelerine dökümü yapılarak komisyon tarafından imza altına alınır.
3- Sayım sonucunda sayım komisyonu tarafından düzenlenen Kasa Sayım Tutanağındaki fiili mevcutlar, demirbaş eşya envanter listesine yazılan demirbaş eşya, makine, tesislerin fiili mevcutları ile muhasebe kayıtlarındaki mevcutlar karşılaştırılarak, kayıtlara uygun olup olmadıklarının tespiti yapılır.
4- Emtiaların cins ve miktarlarına göre fiili tartı ve sayımları yapılarak envanter listelerine dökümü yapılarak, komisyon tarafından imza altına alınır.
5- Sayım Komisyonu tarafından düzenlenen envanter listelerindeki emtiaların Alış Birim Fiyatları tespit edilerek, miktar ile çarpılmak suretiyle dönem sonundaki fiili stoktaki emtiaların tutarlarının tespiti yapılır.
IV- KOOPERATİFLERDE ENFLASYON DÜZELTMESİ İŞLEMLERİ:
A- Genel Açıklama:
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun mükerrer 298/A maddesinde yer alan kanuni düzenleme aşağıdaki şekilde başlamaktadır.
''Enflasyon düzeltmesi müessesesi kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için öngörülmüş bulunmaktadır.''
Enflasyon düzeltmesi uygulaması esasen ''gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri'' için öngörülmüş ve amacınında ''mükelleflerin reel kazançları üzerinden vergilenmesinin sağlanması olması'' sebebiyle; kurumlar vergisi muafiyeti bulunması sebebiyle kurumlar vergisi mükellefiyeti kapsamında olmayan ''muafiyet şartlarını taşıyan kooperatifler'' enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi olmayacaklardır.
Muafiyet şartlarına sahip olmayan kooperatifler ise, diğer mükellefler gibi enflasyon düzeltmesi uygulamasını yapmak zorundadırlar.[1]
Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının 1 numaralı bendinde, fiyat endeksindeki (TEFE'deki) artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde %10'dan fazla olması halinde, kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin mali tablolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutacakları hüküm altına alınmıştır.
Bu hükme göre enflasyon düzeltmesi uygulamasının kapsamına yalnızca kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri girmektedir. Buna göre örneğin kurumlar vergisinden muaf olan vakıf üniversiteleri katma değer vergisi mükellefi olmalarına rağmen enflasyon düzeltmesi kapsamına girmemektedirler.
Dünyada genel kabul görmüş standartlarda enflasyon düzeltmesi, bilanço esasına göre defter tutan işletmelere yönelik olarak uygulanmaktadır. Bu itibarla gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden bilanço esasına göre defter tutanlar gerekli şartların oluşması halinde enflasyon düzeltmesi yapacaklardır. Buna göre;
Ø İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerin,
Ø Serbest meslek kazanç defteri tutan serbest meslek erbabının,
Ø Zirai işletme hesabı esasına göre kazançları tespit edilen çiftçilerin,
enflasyon düzeltmesi yapmaları mümkün değildir. Bunlar sadece amortismana tabi iktisadi kıymetlerini düzeltebilirler. Basit usule tabi mükelleflerin ise amortismana tabi iktisadi kıymetlerini de düzeltemeyecekleri tabidir. Bunların dışında, kooperatiflerin de içinde olduğu tüm mükelefler, enflasyon düzeltmesinin kapsamına girmektedir.
Kooperatiflerin tasfiyeye girmiş olmaları veya gayri faal bulunmaları enflasyon düzeltmesi yapmalarına engel teşkil etmemektedir. Bu mükelleflerin kurumlar vergisi beyannamesi verme zorunluluğu bulunduğu sürece, düzeltme şartlarının oluşması halinde enflasyon düzeltmesi de yapmaları gerekmektedir.
Enflasyon düzeltmesi mükelleflere seçimlik hak veren bir uygulama değildir. Kapsama giren mükellefler, geçici vergi ve hesap dönemleri sonu itibariyle mali tablolarını düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak zorundadırlar.
B- Kooperatiflerin Kuruluşu ve Muhasebe Kayıtları:
Kooperatiflernin hesapları, Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliğinde yazılı bulunan hükümler doğrultusunda genel kabul görmüş muhasebe prensip ve usullerine uygun olarak tutulur ve mali durum tabloları buna uygun şekilde hazırlanır.
Kooperatifler, 1163 sayılı Kooperatifler Yasasında belirlenen hükümlere göre yasal kuruluş işlemlerini tamamlayıp hazırlanan ana sözleşmede isimleri, tabiiyetleri, adresleri ve taahhüt ettikleri sermaye payları gösterilen kimseler tarafından noter huzurunda imzalanan ve onaylanan ana sözleşmesinin ticaret sicil memurluğunda tescili yapılıp, Türkiye Ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesiyle tüzel kişiliğini kazanmaktadır.
En az yedi kurucu ortak tarafından kurulan Kooperatiflernin sermayesi, ortakların taahhüt ettikleri payların toplam tutarlarından ibaret olup, değişkendir. Ancak, sermayelerinin en az haddi 7.-YTL.dir. Kuruluşta bu sermayenin tamamının taahhüt edilmesi ve ¼'ünün peşin ödenmesi gerekmektedir.
Örneğin 7 kurucu ortakla 1 payın değeri 1.-YTL. olan ve her bir ortağın 100 pay almayı taahhüt ederek kurulan bir tüketim kooperatifinin yasal işlemlerinin tamamlanmasından sonra ortakların sermaye taahhütleri ve kuruluş sermayesi ile ilgili olarak aşağıdaki muhasebe kayıtları yapılmaktadır:[2]
------------------------20.02.2003............................................
501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS. 700.-
501.01 Ortak A 100.-
501.02 Ortak B 100.-
501.03 Ortak C 100.-
501.04 Ortak D 100.-
501.05 Ortak E 100.-
501.06 Ortak F 100.-
501.07 Ortak G 100.-
500 SERMAYE HS. 700.-
500.01 Ortak A 100.-
500.02 Ortak B 100.-
500.03 Ortak C 100.-
500.04 Ortak D 100.-
500.05 Ortak E 100.-
500.06 Ortak F 100.-
500.07 Ortak G 100.-
Kurucu ortakların sermaye taahhütleri
.............................................../..................................................
.................................20.02.2003.................................................
100 KASA HESABI veya 175.-
102 BANKALAR HESABI
501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS. 175.-
501.01 Ortak A 25.-
501.02 Ortak B 25.-
501.03 Ortak C 25.-
501.04 Ortak D 25.-
501.05 Ortak E 25.-
501.06 Ortak F 25.-
501.07 Ortak G 25.-
Ortaklardan tahsil edilen sermaye taahhütlerinin ¼'ü
.............................................../.......................................................
Enflasyon düzeltmesi açısından bakıldığında; 500-Sermaye Hesabı 328 sayılı VUK Genel Tebliği uyarınca parasal olmayan bir kalem olarak; enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi tutulması gerekmektedir. Yukarıdaki örnekte yer alan nakit ödeme şeklindeki 500-Sermaye hesabı, ödeme tarihleri itibariyle enflasyon düzeltmesi işlemine tabi tutulacaktır.
C- Kooperatiflerin Topladığı Üye Aidatları:
Ortakların getirdikleri sermayeler ile kooperatifin yapmak istediği (Konut ya da işyeri yapım maliyetlerinin yüksek olması veya üretim sistemlerinin pahalı olması nedeniyle) herhangi bir işin tamamlanması mümkün olmayabilecektir. Bu nedenle ortaklardan aidat olarak ek para istenmesi yoluna gidilmektedir. Böyle olunca da, örneğin konut veya işyeri yapı kooperatiflerinde ortaklardan alınan aidatların, ortakların sermayelerinden çok daha fazla tutarlara ulaşması ile karşılaşılmaktadır.[3]
Ortaklardan alınan aidatların kaydedilmesi hususunda, tek düzen hesap planında özel bir hesap bulunmamaktadır. Uygulamada aidatların kaydı için üç yol izlenebildiği görülmektedir. Aşağıda yer alan kayıtlarda örnek olarak; IŞIK yapı kooperatifinde ortak olan Bayan Müge'den 900.- lira aylık aidat alındığı varsayılacaktır.
Birinci yöntem; aidatların, ortaklara ileride teslim edilecek konut işinin (veya gerçekleştirilecek benzer bir amacın) yapılması amacına hizmet eden bir sermaye ilavesi olduğu kabulü ile 500-Sermaye hesabı ile izlenmesi uygulamasıdır.
Gerçekten de, bir konut kooperatifinde konutun birim değeri 50 milyar lira olarak tespit edilerek, bu tutarın tüm üyelerden bir defada alınarak 500-Sermaye hesabı oluşturulmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. Aynı şekilde, birim değeri 50 milyar lira olarak tespit edilen konut için 10 milyar peşin alınarak, 500-Sermaye hesabı oluşturulduğu ve kalan 40 milyarın da (örneğin 40 ay boyunca) taksit olarak alınmasının, prensip olarak aynı işlem olduğu yaklaşımı ile sözkonusu aidatlar 500-Sermaye hesabında izlenebilmektedir. Buna göre, aidat ile ilgili olarak aşağıdaki muhasebe kayıtları yapılmaktadır:
………………………………20.02.2003............................................
501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS. 900.-
501.01 Ortak A 900.-
500 SERMAYE HS. 900.-
500.01 Ortak A 100.-
Ortak Müge IŞIK'ın aidat taahhütü
..................................................../...........................................................
.............................................20.02.2003.................................................
100 KASA HESABI 900.-
501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS. 900-
501.01 Ortak A 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan tahsil edilen aidat
................................................./...............................................................
Tekdüzen hesap planında 500-Sermaye hesabı; ''İşletmeye tahsis edilen veya işletmenin ana sözleşmelerinde yer alan ve Ticaret Siciline tescil edilmiş bulunan sermaye tutarı bu hesapta yer almaktadır. Kayıtlı sermaye sistemlerine alınan ortaklıklarda çıkarılmış sermaye gösterilir. Kayıtlı sermaye tavanı ayrıca dipnotlarda belirtilmek zorundadır.'' şeklinde tanımlanmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi açısından bakıldığında ise; 500-Sermaye Hesabı 328 sayılı VUK Genel Tebliği uyarınca parasal olmayan bir kalem olarak; enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi tutulması gereken bir hesap niteliğindedir. Bu nedenle Sermaye Hesabı parasal olmayan bir varlık olarak enflasyon düzeltilmesine tabi tutulacaktır. Çünkü Sermaye Hesabı içerisinde yer alan tutarlar (İşletmeye konulan başlangıç sermayesi ve değişik zamanlarda oluşan sermaye artışları) tarihi değerleriyle yer almaktadır.
İkinci yöntem; aidatların, ortaklara ileride teslim edilecek konutların bedeline sayılmak üzere önceden alınan avans niteliğinde olabilmesi nedeniyle, bunların "440-Alınan Sipariş Avansları Hesabı"nda izlenmesi şeklindedir. Burada önce tahakkuk kaydı yapılarak "131 Ortaklardan Alacaklar" hesabının kullanılmasında yarar vardır. Böylece aidatlarını ödememiş ortaklardan olan alacakların, hesap kalanında açıkça görülmesi sağlanmış olacaktır.Buna göre, aidat ile ilgili olarak aşağıdaki muhasebe kayıtları yapılmaktadır:
.................................20.02.2003.................................................
131-Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
440- Alınan Sipariş Avansları hs. 900.-
440.10.001 Müge IŞIK 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
..................................................../.................................................
.................................20.02.2003.................................................
100-Kasa hs. 900.-
131- Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
................................. ......./.........................................................
Tekdüzen hesap planında 440- Alınan Sipariş Avansları hesabı; ''İşletmenin satış sözleşmesine dayanarak mal ve hizmetin tesliminden önce tahsil ettiği bir yılı aşan avansların izlendiği hesaptır.'' şeklinde tanımlanmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi açısından bakıldığında; 440- Alınan Sipariş Avansları hesabı 328 sayılı VUK Genel Tebliğinin ''Ek:2 parasal olmayan kıymetler'' listesinde; verilen avans, parasal olmayan bir mahiyet taşıyor ise; ''parasal olmayan kıymet'' olarak addolunur denilmek suretiyle, herhangi bir değere endekslenmesi durumunda, parasal olmayan bir kalem olarak; enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi tutulması gerektiği ifade edilmiştir.
Üçüncü yöntem; aidatların, ortaklara konut karşılığı borçlanmanın bedeli olarak alınan paralar olması nedeniyle bunların "431- Ortaklara Borçlar Hesabı"nda izlenmesi şeklindedir. Burada önce tahakkuk kaydı yapılarak "131-Ortaklardan Alacaklar" hesabının kullanılmasında yarar vardır. Böylece aidatlarını ödememiş ortaklardan olan alacakların, hesap kalanında açıkça görülmesi sağlanmış olacaktır. Buna göre, aidat ile ilgili olarak aşağıdaki muhasebe kayıtları yapılmaktadır.
.................................20.02.2003.................................................
131-Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
431- Ortaklara Borçlar hs. 900.-
431.10.001 Müge IŞIK 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
..................................................../.................................................
.................................20.02.2003.................................................
100-Kasa hs. 900.-
131- Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
................................. ......./.........................................................
Tekdüzen hesap planında 431-Ortaklara Borçlar Hesabı; ''İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla ortaklarına olan vadeleri bir yıldan fazla süreli borçların izlendiği hesaptır.'' şeklinde tanımlanmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi açısından bakıldığında; 431- Ortaklara Borçlar hesabı 328 sayılı VUK Genel Tebliğinin ''Ek:1 parasal olan kıymetler'' listesinde; parasal olan bir kıymet olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, parasal olan bir kalem olarak; enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi tutulmaması gerekmektedir.
D- Kooperatif Ortak Aidatları Enflasyon Düzeltmesine Tabi Tutulacak mıdır?
Kooperatif ortaklarından alınan aidatların kaydedilmesi hususunda tek düzen hesap planında özel bir hesap kodu bulunmaması ve uygulamada aidatların kaydı için değişik yöntemler izleniyor olması; kooperatiflerin enflasyon düzeltmesi uygulamasında da farklı uygulamalar içinde olabileceği anlamına gelmediği çok açıktır.
Benzer mükellefler için farklı vergi matrahlarının oluşturulması sonucunu yaratacak olan böyle bir yaklaşımın kabul edilmesi mümkün olmayacaktır. Vergi hukunda aslolan, bir hesabın gerçek mahiyetinin ne olduğu hususudur. Örneğin bir emtianın sehven demirbaşlar hesabına kaydedilmiş olması, sözkonusu emtiayı demirbaş haline mi getirecektir? Böyle olmayacağı açıktır. Bu nedenle konuya ilişkin olarak bir uygulama birliği sağlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, vergisel olaylarda olayın gerçek mahiyeti esastır. Konuya ilişkin kanuni düzenleme aşağıdaki şekildedir.
''VERGİ KANUNLARININ UYGULANMASI VE İSPAT :
MADDE 3 - (2365 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen madde) A) Vergi kanunlarının uygulanması: Bu kanunda kullanılan "Vergi Kanunu" tabiri işbu kanun ile bu kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade eder.
Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır.
B) İspat : Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.''
Dolayısıyla, öncelikle kooperatif ortaklarından alınan aidatların gerçek mahiyetinin ne olduğunun ortaya konması gerekmektedir.
Bize göre; kooperatif aidatları direkt olarak 500-Sermaye hesabı içinde düşünülemez. Çünkü 500-Sermaye hesabı işletmeye tahsis edilen veya işletmenin ana sözleşmelerinde yer alan ve Ticaret Siciline tescil edilmiş bulunan sermaye tutarını ifade eden bir hesaptır. Ortak aidatları sermayeye ilave edilerek tescile tabi tutulmuş ise, tabiki 500-Sermaye hesabı olarak enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaktır. Ancak sözkonusu tescil olmadığı sürece, aidatların sermayenin bir cüz'ü olarak değerlendirilmesi ve enflasyon düzeltmesine tabi tutulması mümkün değildir.
Aidatların 431- Ortaklara Borçlar Hesabında izlenmesi de eleştiriye açık hususlar içermektedir. Öncelikle bu hesap, işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla ortaklarına olan vadeleri bir yıldan fazla süreli borçların izlendiği hesaptır. Oysa aidatlar genellikle, kooperatiflerin ana faaliyet konularına ilişkin olarak alınan tutarlardır. (konut yapı kooperatiflerinde olduğu gibi.) İkinci olarakta, alınan aidatların ortaklara geri ödenmesi istisnai olan bir durumdur. Ancak üyenin kooperatiften ayrılması durumunda sözkonusu olabilmektedir. Bu istisna durumun dışındaki genel uygulama, alınan aidatların bir borç gibi geri ödenmesi değil; aidatların karşılığı olan konutun veya ürünün tesliminin yapılmasıdır. Dolayısıyla alınan aidatların ortaklardan yapılmış olan ve geriye ödenecek olan bir borçlanma gibi görülerek, 431-Ortaklara Borçlar Hesabında izlenmesi de konuya tam bir açıklık getirmemektedir.
Kanaatimiz odur ki; aidatlar esasen bir konuta endeksli olarak alınan uzun vadeli bir avanstır. Bu nedenle, 440- Alınan Sipariş Avansları hesabında izlenmesi en doğru olan seçenektir. Verilen avansın bir konuta (veya kooperatif türüne göre emtia veya hizmete) endeksli olarak ödeniyor olması sebebiyle de parasal olmayan bir hesap olarak dikkate alınarak; enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekmektedir.
Sözkonusu aidatların daha önceden 440-Alınan Sipariş Avansları hesabında izlenmemiş olmasının da olayın gerçek mahiyetini değiştirmeyeceğini ve böylesi durumlarda da (aidatların daha önce 431- Ortaklara Borçlar Hesabında izlenmiş olması gibi) düzeltme kayıtlarının yapılarak, konunun 440- Alınan Sipariş Avansları hesabı olarak değerlendirilmesinin mümkün olması gerektiğini düşünüyoruz. Aidatların defterlere kayıt tarihi itibariyle enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekmektedir.
V- SONUÇ:
Ortaklarının müşterek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulan kooperatiflerin günün ekonomik koşulları da dikkate alındığında toplu alımlarda yapılan indirimler nedeniyle ekonomik açıdan; aynı işyeri veya mesleği paylaşan kişiler arasında birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağlaması açısından da karşılıklı güveni ve manevi bağlılığı güçlendirmesi nedeniyle önemli bir toplumsal görevleri bulunmaktadır.
Bu itibarla, Kooperatiflernin kuruluşlarını özendirmeli, mevcutlarının idamesi için de yoğun çaba sarfedilmelidir.
Bu çerçevede, ortak aidatlarının mahiyet olarak 440-Alınan Sipariş Avansları hesabı olarak değerlendirilerek; sözkonusu aidatların defterlere kayıt tarihi itibariyle enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasının mümkün olması gerektiğini düşünüyoruz.
[1]Işık İsmail, Soru ve Cevaplarla Enflasyon Düzeltmesi, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, Ocak 2005, s. 35-36.
[2]HAMAMCILAR Hüseyin, Tüketim kooperatiflerinin kuruluşu, muhasebesi, dönemsonu işlemleri, risturn dağıtımı ve vergi mükellefiyet durumu, Dayanışma Dergisi, Şubat 2005, s.69.
[3] KARANLIK Sebahattin, Kooperatifler ve Muhasebesi, Nobel Yayıncılık, Ankara, Kasım 2001, s. 89-90.
ESKİDEN AŞAĞIDAKİ GİBİ OLUYORDU.
.................................20.02.2003.................................................
131-Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
431- Ortaklara Borçlar hs. 900.-
431.10.001 Müge IŞIK 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
..................................................../.................................................
.................................20.02.2003.................................................
100-Kasa hs. 900.-
131- Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
................................. ......./.........................................................
.................................31.03.2003.................................................
431- Ortaklara Borçlar hs. 900.-
431.10.001 Müge IŞIK 900.-
602- Diğer Gelirler 900.-
602.10.001 Ortak Aidatları 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
................................. ......./.........................................................
60 Seri nolu kdv sirküsünden sonra !!!!
.................................31.03.2003.................................................
131-Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
391-Hesaplanan KDV 137,-
391.018- Hesaplanan Kdv %18 137,-
602- Diğer Gelirler 762.-
602.10.001 Ortak Aidatları 762.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağının gelir yazılması
................................. ......./.........................................................
Başlık Kooperatif üyelerinden alınan aidatların KDV ye tabi olup olmadığı hk.
Tarih 13/07/2011
Sayı B.07.4.DEF.0.53.10.00-KDV-165-11
Kapsam
T.C.
RİZE VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
Sayı : B.07.4.DEF.0.53.10.00-KDV-165-11 13/07/2011
Konu : Aidatların KDV tabi olup olmadığı
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ... olarak, kooperatif bünyesine ait herhangi bir ticari faaliyetinizin olmadığı, her üyenin kendi adına basit usul veya gerçek usul gelir vergisi mükellefi olduğu, ancak kooperatif olarak yapmış olduğunuz genel giderleri (elektrik, telefon, sigorta gideri vb.) karşılamak üzere üyelerinizden almış olduğunuz aidatlar üzerinden katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı sorulmaktadır.
A- KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k maddesinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, kooperatiflerin ana sözleşmelerinde;
a) Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması,
b) Yönetim Kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi,
c) Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması,
d) Sadece ortaklarla iş görülmesi (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.)
şartlarının yazılı bulunması ve fiilen bu şartlara uyulması halinde kurumlar vergisinden muaf tutulacakları hükme bağlanmış, bu şartlara ek olarak, kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, tüketim ve taşımacılık kooperatiflerinin anılan muafiyet hükmünden yararlanması mümkün olmayıp, kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesisi gerekmektedir.
Öte yandan, Kanunun 1 inci maddesinin son fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı, 6 ncı maddesinde ise, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Buna göre, kurumlar vergisi mükellefi olan taşımacılık kooperatifinin üyelerince yapılan aidat ödemelerinin, kurum kazancının bir unsuru sayılarak vergiye tabi kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
B- KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN :
KDV Kanununun;
- 1/1 inci maddesinde, Türkiye' de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
- 20/1 inci maddesinde, vergi matrahının teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,
- 20/2 nci maddesinde ise, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği
hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, kooperatifiniz tarafından üyelerden sabit olarak tahsil edilen aidatlar, üyelerinize verilen hizmetin karşılığını oluşturduğundan KDV ye tabi tutulacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
Diğer Vergiler ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü
SAYI : B.07.4.DEF.0.07.12/KDV-ÖZG-2006-182
KONU : Aidat Gelirlerinde KDV nin durumu.
İLGİ : .... tarihli dilekçeniz
İlgi dilekçeniz ile, kooperatifin gelirlerinin, üye aidatlarından oluştuğu belirtilerek söz konusu aidat gelirlerinin katma değer vergisine tabi olup olmadığı, bu gelirler için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği konusunda özelge talep edilmektedir
Bilindiği üzere, 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “muafiyetler” başlıklı 4 üncü maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde; “Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri.” nin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde kooperatifiniz taşımacılık kooperatifi olduğundan, kurumlar vergisinden muaf tutulmanız mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesi ile ticari, sınaı, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabi tutulmuştur.
Buna göre, taşımacılık kooperatifi 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergi mükellefi olduğundan, kooperatifinizce yapılacak mal ve hizmet teslimleri katma değer vergisine tabi olması ve üye aidat gelirleri için fatura düzenlemeniz gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Kooperatiflerde Üye Aidatlarının Enflasyon Düzeltmesi Karşısındaki Durumu
Baş Hesap Uzmanı İsmail IŞIK
Hesap Uzmanı Alirıza AKBULUT
I- GİRİŞ:
1163 Sayılı Kooperatifler Yasasına göre kurulan kooperatiflerde muhasebe sisteminin kurulması ve işleyişi, mali tablolarının düzenlenmesi, kurumlar vergisi ve diğer vergi kanunları karşısındaki mükellefiyet durumlarının irdelenmesi, dönem sonlarında oluşan karların ortaklarına dağıtılması esaslarının belirlenmesi ve Kurumlar Vergisi beyannamelerinin düzenlenmesi yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
Kooperatifler; genellikle kamu, kurum ve kuruluşları, katma bütçeli idareler, kamu iktisadi teşekkülleri, belediyeler ile özel sektöre ait kurum ve kuruluşlarla, bunlara ait fabrika, işletme ve tesislerinde çalışan memur ve işçiler ile belirli bir yörede ve mahalde yaşayan insanların bir araya gelerek ekonomik menfaatlerini ve özellikle geçimlerine ait gereksinimlerini işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurdukları değişir ortaklı ve sermayeli ortaklıklardır.
1163 sayılı Kanunda yer alan kooperatif tanımı aşağıdaki gibidir.
''Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir. (24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 1 inci maddesi)
Kamu ve özel hukuk tüzel kişileri amaçları bakımından ilgilendikleri kooperatiflerin kuruluşlarına yardımcı olabilir, önderlik edebilir ve ortak olabilirler. (1163 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi)''
II- KOOPERATİFLERİN VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU:
A-Kurumlar Vergisi Kanunu Karşısındaki Durumu:
1-mükellefiyet:
Kurumlar Vergisi Kanununun 1. maddesinde, kooperatifler de kurumlar vergisine tabi mükellefler arasında sayılmış; yine aynı kanununun 3. maddesinde de; kooperatif kavramı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa ya da özel kanunlarına göre kurulan istihlak, istihsal, kredi, satış, yapı ve sair kooperatifler ile aynı mahiyetteki yabancı kooperatiflerdir şeklinde açıklanmıştır.
Görüldüğü üzere, prensip olarak kooperatifler Kurumlar Vergisi mükellefidir ve kazançları da kurumlar vergisine tabidir.
2- muaflık:
Kurumlar vergisi kanununun 7. maddesinin 16.ncı bendinde; esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklarla iş görülmesine dair hükümler bulunması şartıyla kooperatifler Kurumlar Vergisinden muaftırlar. Ancak, esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten faydalanamazlar.
3- istisna:
Kurumlar Vergisi kanununun 8. maddesinin 2. bendinde; Aşağıda yazılı kooperatiflerin ortakları için hesapladıkları risturnlardan;
a) İstihlak kooperatiflerinde; ortakların şahsî ve ailevî gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak için satın aldıkları malların kıymetlerine göre hesaplanan risturnlar,
b) İstihsal kooperatiflerinde; ortakların istihsal ederek kooperatife sattıkları veya kooperatiften istihsal faaliyetinde kullanmak üzere satın aldıkları malların kıymetine göre hesaplanan risturnlar,
c) Kredi kooperatiflerinde; ortakların kullandıkları kredilere göre hesaplanan risturnlar,
d) Ortakların idare gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan sarf olunmayarak iade edilen kısımlar, Kurumlar Vergisinden istisnadır.
Bu risturnların nakden veya ayni kıymette mal ile ödenmesi istisnanın uygulanmasına mani değildir. Ortaklarından başka kimselerle yapılan muamelelerden doğan kazançlar ile ortaklarla ortaklık statüsü dışında yapılan muamelelerden doğan kazançlar hakkında risturnlara müteallik istisna hüküm uygulanmaz.
Bunların genel kazançtan tefrikinde ortaklarla yapılan iş hacminin genel iş hacmine olan nispeti esas tutulur.
Bu risturnlar, Gelir Vergisi Kanununun 94.ncü maddesine göre tevkifta tabi tutulmaz. Ortaklara dağıtımı kar dağıtımı sayılmaz.
B- Gelir Vergisi Karşısındaki Durumu:
Kooperatifler, istihdam ettikleri personelin ücretlerinden kestikleri Gelir vergisi ve Damga vergisi, kiraladıkları işyerleri için ödedikleri kiralardan kestikleri gelir vergisi, serbest meslek makbuzu karşılığında ödedikleri ücretlerden tevkif ettikleri gelir vergisini vergi sorumlusu sıfatıyla muhtasar beyanname ile beyan ederek, tarh ve tahakkuk ettirerek ödeme yaparlar.
C- Katma Değer Vergisi Karşısındaki Durumu:
Kooperatifler yaptıkları teslimler nedeniyle katma değer vergisi hesaplamak, emtia, malzeme ve hizmet alışları için katma değer vergisi ödemek zorunda olup, bu işlemleri nedeniyle katma değer vergisi mükellefi olup, katma değer vergisi beyannamesi vermek zorundadırlar.
D- Vergi Usul Kanunu Karşısındaki Durumu:
Kooperatifler yukarıda açıklandığı üzere Kurumlar vergisi mükellefi olduklarından bilanço usulüne tabidirler ve yevmiye, defteri kebir ve envanter defteri tutmak zorundadırlar.
III- KOOPERATİFLERDE DÖNEM SONU İŞLEMLERİ:
Yönetim Kurulu, aralarından tayin edeceği kişiler ile Denetleme Kurulu Üyeleri ve varsa Kooperatifte hizmet akdi ile çalışan yetkili kişiler tarafından kurulacak Komisyon tarafından öncelikle dönem sonu fiili envanter çalışması yapılacaktır.
Dönem Sonu Fiili Envanter Çalışması:
1- Dönem sonu olan 31 Aralık günü sonunda Kasada mevcut bulunan para, çek, senet gibi kıymetli evrakların fiili sayımı yapılarak, Kasa sayım Tutanağı düzenlenir ve komisyon tarafından imza altına alınır.
2- Kooperatife ait demirbaş eşya, makine, tesislerin fiili sayımları yapılarak, envanter listelerine dökümü yapılarak komisyon tarafından imza altına alınır.
3- Sayım sonucunda sayım komisyonu tarafından düzenlenen Kasa Sayım Tutanağındaki fiili mevcutlar, demirbaş eşya envanter listesine yazılan demirbaş eşya, makine, tesislerin fiili mevcutları ile muhasebe kayıtlarındaki mevcutlar karşılaştırılarak, kayıtlara uygun olup olmadıklarının tespiti yapılır.
4- Emtiaların cins ve miktarlarına göre fiili tartı ve sayımları yapılarak envanter listelerine dökümü yapılarak, komisyon tarafından imza altına alınır.
5- Sayım Komisyonu tarafından düzenlenen envanter listelerindeki emtiaların Alış Birim Fiyatları tespit edilerek, miktar ile çarpılmak suretiyle dönem sonundaki fiili stoktaki emtiaların tutarlarının tespiti yapılır.
IV- KOOPERATİFLERDE ENFLASYON DÜZELTMESİ İŞLEMLERİ:
A- Genel Açıklama:
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun mükerrer 298/A maddesinde yer alan kanuni düzenleme aşağıdaki şekilde başlamaktadır.
''Enflasyon düzeltmesi müessesesi kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için öngörülmüş bulunmaktadır.''
Enflasyon düzeltmesi uygulaması esasen ''gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri'' için öngörülmüş ve amacınında ''mükelleflerin reel kazançları üzerinden vergilenmesinin sağlanması olması'' sebebiyle; kurumlar vergisi muafiyeti bulunması sebebiyle kurumlar vergisi mükellefiyeti kapsamında olmayan ''muafiyet şartlarını taşıyan kooperatifler'' enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi olmayacaklardır.
Muafiyet şartlarına sahip olmayan kooperatifler ise, diğer mükellefler gibi enflasyon düzeltmesi uygulamasını yapmak zorundadırlar.[1]
Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının 1 numaralı bendinde, fiyat endeksindeki (TEFE'deki) artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde %10'dan fazla olması halinde, kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin mali tablolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutacakları hüküm altına alınmıştır.
Bu hükme göre enflasyon düzeltmesi uygulamasının kapsamına yalnızca kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri girmektedir. Buna göre örneğin kurumlar vergisinden muaf olan vakıf üniversiteleri katma değer vergisi mükellefi olmalarına rağmen enflasyon düzeltmesi kapsamına girmemektedirler.
Dünyada genel kabul görmüş standartlarda enflasyon düzeltmesi, bilanço esasına göre defter tutan işletmelere yönelik olarak uygulanmaktadır. Bu itibarla gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden bilanço esasına göre defter tutanlar gerekli şartların oluşması halinde enflasyon düzeltmesi yapacaklardır. Buna göre;
Ø İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerin,
Ø Serbest meslek kazanç defteri tutan serbest meslek erbabının,
Ø Zirai işletme hesabı esasına göre kazançları tespit edilen çiftçilerin,
enflasyon düzeltmesi yapmaları mümkün değildir. Bunlar sadece amortismana tabi iktisadi kıymetlerini düzeltebilirler. Basit usule tabi mükelleflerin ise amortismana tabi iktisadi kıymetlerini de düzeltemeyecekleri tabidir. Bunların dışında, kooperatiflerin de içinde olduğu tüm mükelefler, enflasyon düzeltmesinin kapsamına girmektedir.
Kooperatiflerin tasfiyeye girmiş olmaları veya gayri faal bulunmaları enflasyon düzeltmesi yapmalarına engel teşkil etmemektedir. Bu mükelleflerin kurumlar vergisi beyannamesi verme zorunluluğu bulunduğu sürece, düzeltme şartlarının oluşması halinde enflasyon düzeltmesi de yapmaları gerekmektedir.
Enflasyon düzeltmesi mükelleflere seçimlik hak veren bir uygulama değildir. Kapsama giren mükellefler, geçici vergi ve hesap dönemleri sonu itibariyle mali tablolarını düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak zorundadırlar.
B- Kooperatiflerin Kuruluşu ve Muhasebe Kayıtları:
Kooperatiflernin hesapları, Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliğinde yazılı bulunan hükümler doğrultusunda genel kabul görmüş muhasebe prensip ve usullerine uygun olarak tutulur ve mali durum tabloları buna uygun şekilde hazırlanır.
Kooperatifler, 1163 sayılı Kooperatifler Yasasında belirlenen hükümlere göre yasal kuruluş işlemlerini tamamlayıp hazırlanan ana sözleşmede isimleri, tabiiyetleri, adresleri ve taahhüt ettikleri sermaye payları gösterilen kimseler tarafından noter huzurunda imzalanan ve onaylanan ana sözleşmesinin ticaret sicil memurluğunda tescili yapılıp, Türkiye Ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesiyle tüzel kişiliğini kazanmaktadır.
En az yedi kurucu ortak tarafından kurulan Kooperatiflernin sermayesi, ortakların taahhüt ettikleri payların toplam tutarlarından ibaret olup, değişkendir. Ancak, sermayelerinin en az haddi 7.-YTL.dir. Kuruluşta bu sermayenin tamamının taahhüt edilmesi ve ¼'ünün peşin ödenmesi gerekmektedir.
Örneğin 7 kurucu ortakla 1 payın değeri 1.-YTL. olan ve her bir ortağın 100 pay almayı taahhüt ederek kurulan bir tüketim kooperatifinin yasal işlemlerinin tamamlanmasından sonra ortakların sermaye taahhütleri ve kuruluş sermayesi ile ilgili olarak aşağıdaki muhasebe kayıtları yapılmaktadır:[2]
------------------------20.02.2003............................................
501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS. 700.-
501.01 Ortak A 100.-
501.02 Ortak B 100.-
501.03 Ortak C 100.-
501.04 Ortak D 100.-
501.05 Ortak E 100.-
501.06 Ortak F 100.-
501.07 Ortak G 100.-
500 SERMAYE HS. 700.-
500.01 Ortak A 100.-
500.02 Ortak B 100.-
500.03 Ortak C 100.-
500.04 Ortak D 100.-
500.05 Ortak E 100.-
500.06 Ortak F 100.-
500.07 Ortak G 100.-
Kurucu ortakların sermaye taahhütleri
.............................................../..................................................
.................................20.02.2003.................................................
100 KASA HESABI veya 175.-
102 BANKALAR HESABI
501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS. 175.-
501.01 Ortak A 25.-
501.02 Ortak B 25.-
501.03 Ortak C 25.-
501.04 Ortak D 25.-
501.05 Ortak E 25.-
501.06 Ortak F 25.-
501.07 Ortak G 25.-
Ortaklardan tahsil edilen sermaye taahhütlerinin ¼'ü
.............................................../.......................................................
Enflasyon düzeltmesi açısından bakıldığında; 500-Sermaye Hesabı 328 sayılı VUK Genel Tebliği uyarınca parasal olmayan bir kalem olarak; enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi tutulması gerekmektedir. Yukarıdaki örnekte yer alan nakit ödeme şeklindeki 500-Sermaye hesabı, ödeme tarihleri itibariyle enflasyon düzeltmesi işlemine tabi tutulacaktır.
C- Kooperatiflerin Topladığı Üye Aidatları:
Ortakların getirdikleri sermayeler ile kooperatifin yapmak istediği (Konut ya da işyeri yapım maliyetlerinin yüksek olması veya üretim sistemlerinin pahalı olması nedeniyle) herhangi bir işin tamamlanması mümkün olmayabilecektir. Bu nedenle ortaklardan aidat olarak ek para istenmesi yoluna gidilmektedir. Böyle olunca da, örneğin konut veya işyeri yapı kooperatiflerinde ortaklardan alınan aidatların, ortakların sermayelerinden çok daha fazla tutarlara ulaşması ile karşılaşılmaktadır.[3]
Ortaklardan alınan aidatların kaydedilmesi hususunda, tek düzen hesap planında özel bir hesap bulunmamaktadır. Uygulamada aidatların kaydı için üç yol izlenebildiği görülmektedir. Aşağıda yer alan kayıtlarda örnek olarak; IŞIK yapı kooperatifinde ortak olan Bayan Müge'den 900.- lira aylık aidat alındığı varsayılacaktır.
Birinci yöntem; aidatların, ortaklara ileride teslim edilecek konut işinin (veya gerçekleştirilecek benzer bir amacın) yapılması amacına hizmet eden bir sermaye ilavesi olduğu kabulü ile 500-Sermaye hesabı ile izlenmesi uygulamasıdır.
Gerçekten de, bir konut kooperatifinde konutun birim değeri 50 milyar lira olarak tespit edilerek, bu tutarın tüm üyelerden bir defada alınarak 500-Sermaye hesabı oluşturulmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. Aynı şekilde, birim değeri 50 milyar lira olarak tespit edilen konut için 10 milyar peşin alınarak, 500-Sermaye hesabı oluşturulduğu ve kalan 40 milyarın da (örneğin 40 ay boyunca) taksit olarak alınmasının, prensip olarak aynı işlem olduğu yaklaşımı ile sözkonusu aidatlar 500-Sermaye hesabında izlenebilmektedir. Buna göre, aidat ile ilgili olarak aşağıdaki muhasebe kayıtları yapılmaktadır:
………………………………20.02.2003............................................
501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS. 900.-
501.01 Ortak A 900.-
500 SERMAYE HS. 900.-
500.01 Ortak A 100.-
Ortak Müge IŞIK'ın aidat taahhütü
..................................................../...........................................................
.............................................20.02.2003.................................................
100 KASA HESABI 900.-
501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS. 900-
501.01 Ortak A 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan tahsil edilen aidat
................................................./...............................................................
Tekdüzen hesap planında 500-Sermaye hesabı; ''İşletmeye tahsis edilen veya işletmenin ana sözleşmelerinde yer alan ve Ticaret Siciline tescil edilmiş bulunan sermaye tutarı bu hesapta yer almaktadır. Kayıtlı sermaye sistemlerine alınan ortaklıklarda çıkarılmış sermaye gösterilir. Kayıtlı sermaye tavanı ayrıca dipnotlarda belirtilmek zorundadır.'' şeklinde tanımlanmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi açısından bakıldığında ise; 500-Sermaye Hesabı 328 sayılı VUK Genel Tebliği uyarınca parasal olmayan bir kalem olarak; enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi tutulması gereken bir hesap niteliğindedir. Bu nedenle Sermaye Hesabı parasal olmayan bir varlık olarak enflasyon düzeltilmesine tabi tutulacaktır. Çünkü Sermaye Hesabı içerisinde yer alan tutarlar (İşletmeye konulan başlangıç sermayesi ve değişik zamanlarda oluşan sermaye artışları) tarihi değerleriyle yer almaktadır.
İkinci yöntem; aidatların, ortaklara ileride teslim edilecek konutların bedeline sayılmak üzere önceden alınan avans niteliğinde olabilmesi nedeniyle, bunların "440-Alınan Sipariş Avansları Hesabı"nda izlenmesi şeklindedir. Burada önce tahakkuk kaydı yapılarak "131 Ortaklardan Alacaklar" hesabının kullanılmasında yarar vardır. Böylece aidatlarını ödememiş ortaklardan olan alacakların, hesap kalanında açıkça görülmesi sağlanmış olacaktır.Buna göre, aidat ile ilgili olarak aşağıdaki muhasebe kayıtları yapılmaktadır:
.................................20.02.2003.................................................
131-Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
440- Alınan Sipariş Avansları hs. 900.-
440.10.001 Müge IŞIK 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
..................................................../.................................................
.................................20.02.2003.................................................
100-Kasa hs. 900.-
131- Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
................................. ......./.........................................................
Tekdüzen hesap planında 440- Alınan Sipariş Avansları hesabı; ''İşletmenin satış sözleşmesine dayanarak mal ve hizmetin tesliminden önce tahsil ettiği bir yılı aşan avansların izlendiği hesaptır.'' şeklinde tanımlanmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi açısından bakıldığında; 440- Alınan Sipariş Avansları hesabı 328 sayılı VUK Genel Tebliğinin ''Ek:2 parasal olmayan kıymetler'' listesinde; verilen avans, parasal olmayan bir mahiyet taşıyor ise; ''parasal olmayan kıymet'' olarak addolunur denilmek suretiyle, herhangi bir değere endekslenmesi durumunda, parasal olmayan bir kalem olarak; enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi tutulması gerektiği ifade edilmiştir.
Üçüncü yöntem; aidatların, ortaklara konut karşılığı borçlanmanın bedeli olarak alınan paralar olması nedeniyle bunların "431- Ortaklara Borçlar Hesabı"nda izlenmesi şeklindedir. Burada önce tahakkuk kaydı yapılarak "131-Ortaklardan Alacaklar" hesabının kullanılmasında yarar vardır. Böylece aidatlarını ödememiş ortaklardan olan alacakların, hesap kalanında açıkça görülmesi sağlanmış olacaktır. Buna göre, aidat ile ilgili olarak aşağıdaki muhasebe kayıtları yapılmaktadır.
.................................20.02.2003.................................................
131-Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
431- Ortaklara Borçlar hs. 900.-
431.10.001 Müge IŞIK 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
..................................................../.................................................
.................................20.02.2003.................................................
100-Kasa hs. 900.-
131- Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-
Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağı
................................. ......./.........................................................
Tekdüzen hesap planında 431-Ortaklara Borçlar Hesabı; ''İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla ortaklarına olan vadeleri bir yıldan fazla süreli borçların izlendiği hesaptır.'' şeklinde tanımlanmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi açısından bakıldığında; 431- Ortaklara Borçlar hesabı 328 sayılı VUK Genel Tebliğinin ''Ek:1 parasal olan kıymetler'' listesinde; parasal olan bir kıymet olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, parasal olan bir kalem olarak; enflasyon düzeltmesi uygulamasına tabi tutulmaması gerekmektedir.
D- Kooperatif Ortak Aidatları Enflasyon Düzeltmesine Tabi Tutulacak mıdır?
Kooperatif ortaklarından alınan aidatların kaydedilmesi hususunda tek düzen hesap planında özel bir hesap kodu bulunmaması ve uygulamada aidatların kaydı için değişik yöntemler izleniyor olması; kooperatiflerin enflasyon düzeltmesi uygulamasında da farklı uygulamalar içinde olabileceği anlamına gelmediği çok açıktır.
Benzer mükellefler için farklı vergi matrahlarının oluşturulması sonucunu yaratacak olan böyle bir yaklaşımın kabul edilmesi mümkün olmayacaktır. Vergi hukunda aslolan, bir hesabın gerçek mahiyetinin ne olduğu hususudur. Örneğin bir emtianın sehven demirbaşlar hesabına kaydedilmiş olması, sözkonusu emtiayı demirbaş haline mi getirecektir? Böyle olmayacağı açıktır. Bu nedenle konuya ilişkin olarak bir uygulama birliği sağlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, vergisel olaylarda olayın gerçek mahiyeti esastır. Konuya ilişkin kanuni düzenleme aşağıdaki şekildedir.
''VERGİ KANUNLARININ UYGULANMASI VE İSPAT :
MADDE 3 - (2365 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen madde) A) Vergi kanunlarının uygulanması: Bu kanunda kullanılan "Vergi Kanunu" tabiri işbu kanun ile bu kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade eder.
Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır.
B) İspat : Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.''
Dolayısıyla, öncelikle kooperatif ortaklarından alınan aidatların gerçek mahiyetinin ne olduğunun ortaya konması gerekmektedir.
Bize göre; kooperatif aidatları direkt olarak 500-Sermaye hesabı içinde düşünülemez. Çünkü 500-Sermaye hesabı işletmeye tahsis edilen veya işletmenin ana sözleşmelerinde yer alan ve Ticaret Siciline tescil edilmiş bulunan sermaye tutarını ifade eden bir hesaptır. Ortak aidatları sermayeye ilave edilerek tescile tabi tutulmuş ise, tabiki 500-Sermaye hesabı olarak enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaktır. Ancak sözkonusu tescil olmadığı sürece, aidatların sermayenin bir cüz'ü olarak değerlendirilmesi ve enflasyon düzeltmesine tabi tutulması mümkün değildir.
Aidatların 431- Ortaklara Borçlar Hesabında izlenmesi de eleştiriye açık hususlar içermektedir. Öncelikle bu hesap, işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla ortaklarına olan vadeleri bir yıldan fazla süreli borçların izlendiği hesaptır. Oysa aidatlar genellikle, kooperatiflerin ana faaliyet konularına ilişkin olarak alınan tutarlardır. (konut yapı kooperatiflerinde olduğu gibi.) İkinci olarakta, alınan aidatların ortaklara geri ödenmesi istisnai olan bir durumdur. Ancak üyenin kooperatiften ayrılması durumunda sözkonusu olabilmektedir. Bu istisna durumun dışındaki genel uygulama, alınan aidatların bir borç gibi geri ödenmesi değil; aidatların karşılığı olan konutun veya ürünün tesliminin yapılmasıdır. Dolayısıyla alınan aidatların ortaklardan yapılmış olan ve geriye ödenecek olan bir borçlanma gibi görülerek, 431-Ortaklara Borçlar Hesabında izlenmesi de konuya tam bir açıklık getirmemektedir.
Kanaatimiz odur ki; aidatlar esasen bir konuta endeksli olarak alınan uzun vadeli bir avanstır. Bu nedenle, 440- Alınan Sipariş Avansları hesabında izlenmesi en doğru olan seçenektir. Verilen avansın bir konuta (veya kooperatif türüne göre emtia veya hizmete) endeksli olarak ödeniyor olması sebebiyle de parasal olmayan bir hesap olarak dikkate alınarak; enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekmektedir.
Sözkonusu aidatların daha önceden 440-Alınan Sipariş Avansları hesabında izlenmemiş olmasının da olayın gerçek mahiyetini değiştirmeyeceğini ve böylesi durumlarda da (aidatların daha önce 431- Ortaklara Borçlar Hesabında izlenmiş olması gibi) düzeltme kayıtlarının yapılarak, konunun 440- Alınan Sipariş Avansları hesabı olarak değerlendirilmesinin mümkün olması gerektiğini düşünüyoruz. Aidatların defterlere kayıt tarihi itibariyle enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekmektedir.
V- SONUÇ:
Ortaklarının müşterek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulan kooperatiflerin günün ekonomik koşulları da dikkate alındığında toplu alımlarda yapılan indirimler nedeniyle ekonomik açıdan; aynı işyeri veya mesleği paylaşan kişiler arasında birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağlaması açısından da karşılıklı güveni ve manevi bağlılığı güçlendirmesi nedeniyle önemli bir toplumsal görevleri bulunmaktadır.
Bu itibarla, Kooperatiflernin kuruluşlarını özendirmeli, mevcutlarının idamesi için de yoğun çaba sarfedilmelidir.
Bu çerçevede, ortak aidatlarının mahiyet olarak 440-Alınan Sipariş Avansları hesabı olarak değerlendirilerek; sözkonusu aidatların defterlere kayıt tarihi itibariyle enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasının mümkün olması gerektiğini düşünüyoruz.
[1]Işık İsmail, Soru ve Cevaplarla Enflasyon Düzeltmesi, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, Ocak 2005, s. 35-36.
[2]HAMAMCILAR Hüseyin, Tüketim kooperatiflerinin kuruluşu, muhasebesi, dönemsonu işlemleri, risturn dağıtımı ve vergi mükellefiyet durumu, Dayanışma Dergisi, Şubat 2005, s.69.
[3] KARANLIK Sebahattin, Kooperatifler ve Muhasebesi, Nobel Yayıncılık, Ankara, Kasım 2001, s. 89-90.