AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI BİLDİRİM FORMU’NUN ELEKTRONİK ORTAMDA KURUMA GÖNDERİLM
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI BİLDİRİM FORMU’NUN ELEKTRONİK ORTAMDA KURUMA GÖNDERİLMESİ HAKKINDA DUYURU 

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin “İş kazasının bildirimi ve bildirim süresi” başlıklı 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; “Ek-7’de yer alan iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesini vermekle yükümlü olanlar tarafından e-sigorta ile Kuruma bildirilir veya doğrudan ya da posta yoluyla ilgili üniteye gönderilir.”Hükmü yer almaktadır.

Buna göre, İş Kazası ve Meslek Hastalığı Formu’nun elektronik ortamda gönderilmesi için hazırlanan bilgisayar programı işletime açılmıştır.

İşverenler tarafından elektronik ortamda gönderilecek olan İş Kazası Meslek Hastalığı Bildirim Formu’na http://www.sgk.gov.tr adresinden, E-SGK başlığı altında yer alan Diğer Uygulamalar menüsü içinde bulunan Çalışılmadığına Dair Bildirim Girişi alt menüsünden Hizmet Akdi İle Çalışanlar başlığı altındaki İşveren Bildirim İşlemleri ekranından ulaşılabilecektir.

Söz konusu formun doldurulması ve Kuruma gönderilmesine ilişkin bilgiler anılan ekranda yer alan kullanım kılavuzunda açıklanmıştır.

Programın uygulamaya açıldığı 28/02/2012 tarihinden itibaren, İş Kazası Meslek Hastalığı Bildirim Formu yukarıda açıklandığı şekilde elektronik ortamda doldurularak Kuruma gönderilebilmektedir.

Bildirim, elektronik ortamda yapılabileceği gibi, internet erişiminin bulunmadığı yerlerde kağıt ortamında da Kuruma gönderilebilecektir.

Tüm ilgililere önemle duyurulur.

Kaynak: SGK

iş kazası ve meslek hastalığı bildirim formunun elektronik ortamdan gönderilmesine ilişkin kullanım klavuzu aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.

http://app.sgk.gov.tr/vizite/kilavuz/kilavuz.pdf

 
İŞ KAZASI NEDİR?



Merhaba değerli okuyucular;



Bu haftaki yazımda iş kazası nedir, hangi kazalar iş kazası sayılır, iş kazası sigorta kolundan sağlanan yardımlar nelerdir, iş kazasının oluşumunda işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu nasıldır, konularına değineceğim.



İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence ya da ruhça arızaya uğratan olay şeklinde tanımlanmaktadır. Yani bir olayın iş kazası olabilmesi için hem kanunda belirtilen hal ve durumlardan birisi olması hem de iş kazasına maruz kalan kişinin 5510 sayılı kanuna göre sigortalı olması gerekmektedir. Sigortalı olmayan birisinin işyerinde geçirdiği bir kaza olayını iş kazası olarak değerlendirmek mümkün değildir. Örneğin işyerine mal yüklemeye gelen bir kamyona yükleme yapan serbest piyasa hamalının bu işi yaptığı sırada maruz kaldığı kaza iş kazası olarak değerlendirilmez. Çünkü serbest piyasa hamalları 5510 sayılı yasaya göre sigortalı değildirler. Ancak işyeri sahibinin emir ve talimatı altında olan, emeğini sürekli işverene hasreden bir kişinin yükleme yaparken maruz kaldığı kaza ise iş kazasıdır. Bir olayın iş kazası sayılabilmesi için aşağıda belirtilen hal ve durumlardan birisine girmesi gerekmektedir. Bunlar:

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen olaylardır.

Bunları örnekle açıklamamız konuyu daha anlaşılır kılacaktır. Örneğin; bir müteahhit tarafından yapılan inşaatta çalışan kalıpçı ustasının kalıp çakarken 7. kattan düşmesi sigortalının işyerinde bulunduğu sırada ve işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla meydan geldiğinden iş kazası sayılmaktadır. Bununla birlikte kanun maddesi her ne kadar işyerinde olan kazaları iş kazası olarak nitelendirmişse de Kurumumuz uygulamada işyerinde meydana gelen her olayı iş kazası saymamaktadır. Mesela işyerinin muhasebe departmanında çalışan bir muhasebe elemanının masasında çalışırken kalp krizi geçirip öldüğünü varsayalım. Bu olayı Kurum iş kazası olarak saymamaktadır. Kurum söz konusu ölüm olayında dışarıdan herhangi bir etki olmadığından bu durumu bir hastalık hali olarak değerlendirmektedir. Ancak bu gibi durumlar yargıya intikal ettiğinde mahkemeler işçi lehine karar verip olayı iş kazası olarak değerlendirmektedirler.



Bilindiği gibi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu tam anlamıyla 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar işyerinde çalışırken maruz kaldıkları bir kaza olursa bunu iş kazası olarak değerlendirilmektedir. Ancak bugüne kadar İl Müdürlüğümüze bu kapsamda yani eski adıyla Bağ-Kur’lu yeni tabiri ile 4/b sigortalısı olarak bir kişi iş kazası geçirdiğini bildirmiştir.



Örneklerimize devam edersek, X Ltd. Şti.’ne ait iplik üretimi yapılan işyerinde bozulan bir makinenin parçasını almak için sanayiye giden ustabaşının parça almak için gittiği işyerinde maruz kaldığı kaza iş kazasıdır. Çünküsigortalının görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen kazayı kanun koyucu iş kazası olarak değerlendirmiştir. Yine doğum yapan kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için işyerinden izin alıp evine gittiğini varsayalım. Eve giderken bindiği dolmuş kaza yapmış olsun. Bu kaza, emziren kadın sigortalının iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda meydana gelen kaza iş kazası sayıldığından dolayı iş kazası olarak değerlendirilecektir.



Son olarak sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen olaya bir örnek verelim. Y Ltd. Şti. personelini taşımak üzere Hızır Taş. Tic.Ltd. Şti. ile anlaşmış olsun. Y Ltd. Şti. işçilerinin belli bir güzergahtan alınıp işyerine indirilmesi işlemi sırasında meydana gelen her türlü kaza iş kazasıdır. Burada önemli olan kazanın işveren tarafından sağlanan bir taşıtta ve işçilerin işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında olmasıdır. Yani fabrika müdürünün kendi özel aracı ile işyerine gelirken geçirdiği kazayı iş kazası saymak mümkün değildir. Bununla birlikte taşımanın bittiği andan sonra meydana gelen kazayı da iş kazası sayamayız. Örneğin, işyerinin servisi işçileri topladı, fabrikanın önündeki yolun karşısında bıraktı. İşçilerden birisi de karşıya geçerken yoldan geçen bir aracın altında kaldı. Bu durumda uğranılan kaza iş kazası sayılmamaktadır. Çünkü taşıma işi işçinin inmesi ile son bulmuştur. Oysa bu işçiyi servis fabrikanın içinde bıraksa ve fabrikanın içinden geçen bir yoldan giden araç çarpsaydı, olay işyerinde meydana geldiğinden iş kazası sayılacaktı.



İş kazasının sigortalıları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalı bakımından kendisi tarafından bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur.



Bir işçinin başına gelen olayın iş kazası olup olmadığına karar verilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Daha önce Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişlerince yapılan iş kazası soruşturmaları şuan İl Müdürlüğümüze bağlı Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları kanalı ile yapılmaktadır. Bu da işlemlerin daha hızlı yapılmasını sağlamıştır. Zira daha önce İlimizin bağlı bulunduğu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Ankara Grup Başkanlığından Müfettişin gelip olayı incelemesi ve rapor düzenlemesi gerekiyordu. Bu soruşturmalar sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan tahsil edilir.



İş kazası sigortasından sigortalıya sağlanan haklar 5510 sayılı yasanın 16. maddesinde sayılmıştır. Bunlar:

a) Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.

b) Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.

c) İş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması.

d) Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.

e) İş kazası sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.



İş kazası durumunda verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, iş kazasının olduğu tarihten önceki oniki aydaki son üç ay içinde 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır. Oniki aylık dönemde çalışmamış ve ücret almamış olan sigortalı, çalışmaya başladığı ay içinde iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrarsa verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas günlük kazanç; çalışmaya başladığı tarih ile iş göremezliğinin başladığı tarih arasındaki sürede elde ettiği prime esas günlük kazanç toplamının, çalıştığı gün sayısına bölünmesi suretiyle bulunur. Sigortalının çalışmaya başladığı gün iş kazasına uğraması halinde ise aynı veya emsal işte çalışan benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutulur.



Sigortalı sayılanların ödenek veya gelire esas günlük kazançlarının hesabında; prim, ikramiye ve bu nitelikteki arızi ödemeler dikkate alınmış ise ödenek ve gelire esas alınacak günlük kazanç, ücret toplamının ücret alınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacak günlük kazanca, % 50 oranında bir ekleme yapılarak bulunan tutardan çok olamaz. İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yapılan ücret, ikramiye, zam, tazminat ve bu mahiyetteki ödemelerden, ödenek ve gelirin hesabına esas alınan üç aylık dönemden önceki aylara ilişkin olanlar dikkate alınmaz. İş kazası sigortasından bağlanacak gelirlere esas tutulacak aylık kazanç, bu şekilde hesaplanacak günlük kazancın otuz katıdır.



İş kazası halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde Kurumca hesaplanacak günlük kazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisidir. Bir sigortalıda iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinden birkaçı birleşirse, geçici iş göremezlik ödeneklerinden en yükseği verilir.



İş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır. Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan sigortalının yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği, sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden tespit olunur. Sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır.



İş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, Kurumca tespit edilecek aylık kazancının % 70'i gelir olarak bağlanır. İş kazası sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazasına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın 5510 sayılı yasaya göre belirlenen tutar, hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.



İş kazasında işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu 5510 sayılı yasanın 21. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;iş kazası işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle, Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir. İş kazası, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir. Ayrıca, iş kazası sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmemektedir.



SORULAR VE CEVAPLAR:

Soru-1: Tülay isimli bir bayan sigortalımızın sorusu şöyle;

Merhaba Ahmet Bey özel bir şirkette sigortalı olarak çalışmaktayım, sigortam asgari ücretten ödeniyor, 32.hafta da doğum izni ön raporumu aldım. Ben izne ayrıldığımda şirketimiz benim SSK’mı ödemeye devam etse ben doğumdan sonra SSK Müdürlüğünden alacağım doğum paramdan kesinti olur mu. Tam anlatabildim mi bilmiyorum ama, ben SSK boşluğum olsun istemiyorum, şirkette tamam öderiz dedi, ama biz sen istirahat halindeyken SSK’nı ödediğimizde istirahat bitiminde SSK senin alacağın maaşından kesinti yapabilir dedi, onlarda net bilmiyor, öğrenelim dediler, bana bu konuda yardımcı olabilirmisiniz. Şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar.

Cevap-1: Analık iş göremezliği nedeniyle raporlu olduğunuz sürede işyerinizin sizi sigortalı olarak Kuruma bildirmesi yani primlerinizi ödemesinin kanuni bir sakıncası olmamakla birlikte aynı zamanda geçici iş göremezlik ödeneğini (rapor ücretini) de alabilirsiniz. Raporlu olduğunuz sürede primlerinizin ödenmiş olması nedeniyle herhangi bir kesinti yapılması da söz konusu değildir. Ancak raporlu olduğunuz sürede işyerinde ‘fiilen çalışmamış’ olmanız ve çalışmadığınıza dair çalışmazlık belgesinin internet üzerinden işvereniniz tarafından Kuruma bildirilmiş olması ödeme almanızın kanuni şartlarından biridir.

Soru-2: Ahmet bey, merhabalar iyi çalışmalar.



Ben 79 yılının 9 ayın da ssk olarak işe başladım. 2578 ssk günüm ve bağ-kur da 8 yıl 3 ay 19 günüm var 5.5.1961 doğumluyum. Ssk lı olarak çalışıyorum ne zaman emekli olabilirim. Selam ve saygılarımla. Mehmet Özsimitci



Cevap-2: Mehmet Bey 1979 yılının 9. ayında işe başladığını belirtmiş ancak gününü yazmamış olduğundan işe başlama tarihini 01.09.1979 olarak kabul ederek cevap verelim. Okurumuz hizmetinin geçtiği son yedi yıl içinde en fazla SSK’lı olarak çalıştığından emeklilik şartları bu kapsamda yani 5510 sayılı yasanın 4/a kapsamında değerlendirilmelidir. 2989 gün Bağ-Kur ile birlikte toplam 5567 gününüz bulunmakta. Verdiğiniz bilgiler doğrultusunda 45 yaş, 25 yıl, 5000 günden emekli olabilmektesiniz. Bugün itibariyle emekliliğiniz dolmuş durumda. Eğer Bağ-Kur’lu olduğunuz dönem için prim borcunuz yoksa hemen emekli olabilirsiniz. Varsa ödediğiniz takdirde emekli olabilirsiniz. 



Soru-3: Sayın Ahmet Yetim; aşağıda belirttiğim sorunun cevabını vermeniz önemle rica olunur.



Eşim 20/08/2010 tarihinde vefat etti. eşimin 1985 yılında ssk girişi var ssk dan 1260 günü var eşim ayrıca 1998 yılında bağ-kura kayıt olmuş, şirket 2003 yılında vergi dairesi tarafından resen terk edilmesine rağmen şirket ortaklığı ticaret sicilde devam ediyor gözükmekte ayrıca bağ-kura hiç bir ödemede bulunmamış. ben sgk ya eşimin 900 günden fazla primi olduğu için ölüm aylığı için ssk ya başvurdum. ssk kurumu ise bağ-kurdan hizmetlerini talep etmiş, bağ-kur ilk başta 12 yıllık borç çıkardı, daha sonra 01/05/2008 e kadar olan borcu sildi ve 01/05/2008 den bugüne kadar olan prim borcu talep etmekde, acaba ben bu bağ-kurdaki borcu sildirmenin bir yolu var mı yani sadece sgk da bulunan 1260 güne istinaden ölüm aylığı alabilirmiyim yoksa mutlaka bağ-kura borcumu yatırmam mı gerekiyor mu ve yatırdığım takdirde benim ve 3 çocuğum alacağı maaş artacakmıdır hizmet birleşmesinden dolayı ?



saygılarımla ;

inci dikici



Cevap-3: 5510 sayılı yasanın geçici 17. maddesinde kendi adına ve hesabına çalışanların sigortalılıklarının durdurulmasına ilişkin hükümler bulunmaktadır. Buna göre “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.” denilmektedir. Yani 01.05.2008 tarihinden önceki borçlarınızın silinmesinde bir yanlışlık yoktur. Bununla birlikte her ne kadar vergi kaydınızın 2003 yılında terk edildiğini belirtmişseniz de aynı zamanda şirket ortaklığı devam ettiği için Bağ-Kur kaydınızın devam etmesi de doğrudur. Dolayısıyla 01.10.2008 tarihinden sonraki hizmetlerin silinmesi mümkün değildir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve © bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olan sigortalının yani hem SSK’lı, hem Bağ-Kur’lu hem de Emekli Sandığına tabi çalışan bir kişinin ölümü halinde, en son tabi olduğu sigortalılık hali esas alınarak hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanmaktadır. Sigortalının son tabi olduğu sigortalılık halinde geçen hizmetlerine göre ölüm aylığı bağlanamaması durumunda sigortalının diğer sigortalılık hallerindeki hizmetlerine göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, aylığa hak kazanacağı sigortalılık hali tespit edilecek ve sadece bu sigorta haline esas hizmetleri dikkate alınarak ölüm aylığı bağlanacaktır. Bununla birlikte 5510 sayılı yasanın 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre bu kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için; en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4/a sigortalıları için(yani eski SSK’lılar için)her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartı bulunmaktadır. Dolayısıyla en son çalışma Bağ-Kur kapsamında olduğundan talebiniz Bağ-Kur kapsamında değerlendirilecek olup SSK hizmetlerinize göre değerlendirme yapılamaz. Bu nedenle borcunuzu yatırmanız gerekir. 01.10.2008 tarihinden sonraki ödediğiniz primler doğal olarak size ve çocuklarına bağlanacak maaşa artış yönünde yansıyacaktır. 



Soru-4: Pınar Urhan isimli bir sigortalımızın sorusu şöyle.



İyi günler Ahmet Yetim Bey; Benim sorum şöyle; İlk işe giriş tarihim 11.04.1994 buna göre 20 yıl 50 yaş ve 5675 iş gününden emekli olmam gerekiyor. 09.06.2007 tarihinde işten ayrıldım.11.05.2008 tarihinde ise 2.çocuğumu dünyaya getirdim. daha sonra ki işe girişim ise 01.05.2010 bu tarihlere göre doğum borçlanmasından yararlanabilir miyim? Eğer yararlanabilirsem ne yapmam gerekiyor. Bilgi verirseniz çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.



Cevap-4: Daha önceki yazılarımdan hatırlanacağı üzere doğum yapan kadın sigortalıların doğum borçlanmasından faydalanabilmeleri için; 5510 sayılı yasanın 4/a maddesine göre sigortalı olarak tescil edilmesi (1 gün bile sigortalı olması yeterli) yani eski tabiri ile SSK’lı olması, sigortalı olduğu tarihten sonra doğumun gerçekleşmesi, çocuğun sağ doğması ve yaşaması, doğumun olduğu tarihten sonraki iki yıllık sürenin tamamında veya bir kısmında çalışılmaması gerekmektedir. Dolayısıyla doğum yaptığınız tarihten önce sigortalı olduğunuzdan 11.05.2008 tarihinde yaptığınız doğumdan dolayı borçlanabilirsiniz. Borçlanacağınız süre 01.05.2010 tarihine kadar geçen 711 gündür. Şayet en alt sınırdan borçlanırsanız günlük 8,11 TL üzerinden toplam 5.767,6 TL ödemeniz gerekir. Bu tutarı size tebliğ ettiğimiz tarihten itibaren bir ay içinde ödemelisiniz. Aksi halde borçlanmanız geçersiz olur. Borçlanma için İl Müdürlüğümüze gelip dilekçe vermeniz yeterlidir. Başka bir belge istememekteyiz.



Köşemde bulunan e-mail adresim aracılığı ile bana sosyal güvenlikle ilgili soru(ne zaman emekli olurum, askerlik ve doğum borçlanması, yurt dışı hizmet borçlanması, hizmet birleştirme v.s.)ve sorunlarınızı iletebilirsiniz.



Herkesin sosyal güvenliğinin olduğu bir dünya dileği ile…… 


Tarih: 13.11.2010

Kaynak: http://www.gaziantepsmmmo.org/main.php?p=kose_yazisi&id=58