AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: KASA TAZMİNATININ EVRİMSEL GELİŞİMİ
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
GELİR VERGİSİ KESİNTİSİ YÖNÜNDEN KASA TAZMİNATININ EVRİMSEL GELİŞİMİ
Gvk 176 sıra nolu tebliğ
A _ ÖZEL GİDER İNDİRİMİNDEN YARARLANACAK OLAN ÜCRETLİLER:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun değişik 61 inci maddesinde aynen aşağıdaki hükme yer verilmiştir:
"Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, (Mali sorumluluk tazminatı) tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

Gvk 145 seri nolu tebliğ
2. 657, 926 ve 2914 Sayılı Kanunlara Tabi Olmayan Hizmet Erbabına Eşi İçin Aile Yardımı veya Benzer Adlarla Yapılan Ödemeler ile Çocuk Zammı Ödemeleri :
a) Aile Yardımı veya Benzer Adlar Altında Yapılan Ödemeler :
Bilindiği üzere; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun değişik 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez" denilmiş ve Gelir Vergisi Kanununun istisnalarını düzenleyen hükümlerinde hizmet erbabına eşi için "aile yardımı" veya benzer adlarla yapılan ödemelerin Gelir Vergisinden müstesna tutulacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.
Bu nedenle 657, 926 ve 2914 sayılı Kanunlara tabi olmayan hizmet erbabına eşleri için kendi statüleri uyarınca aile yardımı veya başka adlar altında yapılan ödemelerin ücret ödemesi olarak kabul edilerek, Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uyarınca vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

Gvk 128 seri nolu tebliğ
V _ ÜCRETLER :
a) Ücretin Tanımı :
Gelir Vergisi Kanununun 2361 sayılı Kanunla değişik 61 inci maddesinin 1 nci fıkrasında ücretin genel bir şekilde tanımı yapılmış; ikinci fıkrasında ise, "ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." denilmiştir.
Bu hükme göre; muafiyet ve istisna kapsamına girmeyen ve her ne ad altında yapılırsa yapılsın ücret tanımı içine giren tüm ödemeler, ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır. Diğer taraftan ortaklık ilişkisi niteliğinde olmamak şartıyla, kazancın belli bir yüzdesi şeklinde yapılan ödemeler de Gelir Vergisi Uygulaması açısından ücret sayılmıştır.
b) Kasa Tazminatı Veya Bu Amaca Yönelik Ödemeler :
Bilindiği üzere, kasa tazminatı veya bu amaca yönelik ödemeler, süreklilik kazanan Danıştay kararlarına paralel olarak, daha önce yürürlüğe konulan 111, 117, 120 ve 124 seri sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde önörülen şartlarla vergiye tabi tutulmamaktaydı.
Bu kez, Gelir Vergisi Kanununun 2361 sayılı Kanunla değişik 61 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kasa tazminatlarının (mali sorumluluk tazminatları dahil) ücret sayıldığı açıkca hükme başlanmıştır. Bu nedenle, 2361 sayılı Kanunun hükümlerinin yürürlüğe girdiği 1.1.1981 tarihinden itibaren, hizmet erbabına ödenen kasa tazminatları ile, kasa tazminatı sayılan diğer ödemeler vergiye tabi tutulacaktır.
2361 sayılı Kanun hükümlerinin yürürlüğe girdiği 1.1.1981 tarihinden itibaren 111 sayılı Tebliğin bu konuya ilişkin, hükümleri ile 117, 120 ve 124 sayılı Tebliğ hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak, 1.1.1981 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak anılan Tebliğler esaslarına göre işlem yapılacağı tabiidir.
Gvk 124 seri nolu tebliğ

İlgi: 111, 117 ve 120 seri sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğlerine ektir.
30 Mayıs 1975 gün ve 15250 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 120 seri sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, 657 Sayılı Devlet Memurları Yasasına tabi kimselerden nakit ve kıymetlere yazılı olup, veznesi veya buna benzer muhafaza yeri bulunan ve verecekleri açıklardan şahsen sorumlu tutulan veznedar, depo ve ambar memurlarına ödenen mali sorumluluk tazminatı veya iş riski veya iş güçlüğü zamlarından yalnız birisinin 600 liraya kadar olan kısmının gelir vergisine tabi tutulmaması gerektiği, anılan tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren özel kuruluşlar tarafından yukarıda belirtilen kimselere ödenecek kasa tazminatının vergiden istisna edilecek miktarının Bütçe Kanunu ve Bakanlar Kurulu kararına paralel olarak 600 lira olarak belirlendiği, 600 liranın üzerindeki ödemelerin ücretin bir unsuru sayılarak asıl ücretlerle birleştirmek suretiyle vergilendirileceği açıklanmıştır.
Öte yandan uygulamadan doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak yargı organlarınca ve özellikle Danıştay'ca verilen ve süre kazanan Kararlar uyarınca;
a) 657 sayılı Devlet Memurları Yasasına tabi kimseler ve kıymetlere yazılı üye olup, verecekleri açıklardan sorumlu tutulan ve 2489 Sayılı Yasa uyarınca mükellef memur olan ve fiilen yürütülen görevleri itibariyle veznedar, tahsildar, mutemet, depo, ambar, icra ve tekel idare memuru olanlara her yıl yasaları ile saptanan ve Bakanlar Kurulu kararıyla ödenen Tazminatları'nın veya bu amaca yönelik "İş riski, iş güçlüğü" veya "mali sorumluluk tazminatları"ndan yalnız birisinin alanının kasa tazminatı sayılarak gelir vergisine tabi tutulur.
b) Bu uygulamanın, aynı ilkeler doğrultusunda özel kuruluşlarca yukarıda sayılan kimselere ödenecek kasa tazminatı içinde Devlet Memurunun kasa tazminatını aşmamak koşulu ile yürütülecek kısmın 97 ve 118 seri sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirlenen ilkeler doğrultusunda asıl ücretlerle birleştirilerek verilmesi;
c) Henüz karara bağlanmamış uyuşmazlıklardan vazgeçilmesi İdari Yargı organlarınca yükümlüler lehine verilen kararlar üst mercii nezdinde dava açılmaması ve düzeltme isteklerini Usul Yasasının düzeltme ile ilgi ihükümlerine göre yerine getirilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesi ve gereğinin buna göre yapılması rica olunur.

Gvk 120 seri nolu tebliği
111 ve 117 Seri Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğlerine ektir .
14 Mart 1973 gün ve 14476 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 111 Seri Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Kasa Tazminatları" başlığını taşıyan II. Bölümü ve 13 Kasım 1973 gün ve 14711 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 117 Seri Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde; nakte ve ayn'a vazıülyed olup, verecekleri açıklardan şahsen sorumlu tutulan veznedar, depo ve ambar memurlarına Bakanlar Kurulu Kararları ve bütçe kanunları uyarınca, 400 lira olarak ödenmesi öngörülen ve kasa tazminatı sayılan iş riski ve iş güçlüğü zamlarının ve kasa tazminatlarının Gelir Vergisine tabi tutulmıyacağı açıklanmıştır.
Bu kez, 30.3.1975 gün ve 15193 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 28.2.1975 gün ve 7/9705 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyle; Devlet Memurları Kanununa dahil kurumlar ile bu kanunun ek geçici 9. maddesine dahil kurumlardan aylık alanlara; iş riski, iş güçlüğü ve teminindeki güçlük zamlarının yanı sıra birde mali sorumluluk tazminatı ödenmesi kabul edilmiştir.
1968 sayılı 1975 yılı Bütçe Kanunuyla da söz konusu kimselere ödenecek anılan tazminatların azami miktarı 600 lira olarak tesbit edilmiştir.
Bu durumda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi kimselerden nakit ve kıymetlere vazıülyed olup, veznesi veya buna benzer muhafaza yeri bulunan ve verecekleri açıklardan şahsen sorumlu tutulan veznedar, depo ve ambar memurlarına ödenen mali sorumluluk tazminatı veya iş riski veya iş güçlüğü zamlarından yalnız birisinin 600 liraya kadar olan kısmının Gelir Vergisine tabi tutulmaması uygun görülmüştür.
Bu tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Bütçe Kanunu ve Bakanlar Kurulu Kararına paralel olarak özel kuruluşlar tarafından yukarıda belirtilen kimselere ödenecek kasa tazminatının vergiden müstesna tutulacak azami miktarı da 600 lira olarak tesbit edilmiştir. 600 liranın üzerindeki ödemeler ücretin bir unsuru sayılacak 97 ve 118 seri sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde belirtilen esaslar dahilinde asıl ücretlerle birleştirilmek suretiyle vergilendirilecektir.
Bilgi edinilmesi ve gereğinin buna göre yapılması rica olunur.

Gvk 117 seri nolu tebliği
111 Seri Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğine ektir.
14 Mart 1973 gün ve 14476 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanmış bulunan 111 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "KASA TAZMİNATLARI" başlığını taşıyan II. Bölümünde, nakte veya ayn'a vazıülyed olup, verecekleri açıklardan şahsen sorumlu tutulan belli statüdeki kimselere bağlı bulundukları kuruluşun ve yaptıklan hizmetlerin önem ve genişliği ile orantılı ve asıl ücretlerinin makul bir nisbetinde bulunmak kayıt ve şartı ile ödenen "kasa tazminatı"nın gelir vergisine tâbi tutulmıyacağı açıklanmıştır.
Bu defa, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi kimselerden nakit ve kıymetlere vazıülyed olup, veznesi veya buna benzer muhafaza yeri bulunan ve verecekleri açıklardan şahsen sorumlu tutulan veznedar ve kıymet muhafızlarına bütçe kanunları ve Bakanlar Kurulu Kararları ile ödenmekte olan ve azami miktarı Maliye Bakanlığınca tesbit edilen iş güçlüğü ve iş riski zamları da, 8 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile kasa tazminatı sayıldığından 111 seri no.lu Tebliğde sayılan kimselere ödenmek kaydıyle, anılan zamların gelir vergisine tâbi tutulmaması, ilgililerin düzeltme istekleri hakkında 111 seri Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin son paragrafındaki açıklama uyarınca işlem yapılması uygun görülmüştür.
Bu tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren özel kuruluslar tarafından yukarda birinci paragrafta belirtilen kimselere ödenecek kasa tazminatının vergiden müstesna tutulacak azami miktarı da Bütçe Kanunları ve Bakanlar Kurulu Kararlarına paralel ve 400 lira olarak tesbit edilmiştir. 400 liranın üzerindeki ödemeler ücretin bir unsuru sayılacak ve 97 seri no.lu Gelir Vergisi Tebliğinde belirtilen esaslar dahilinde asıl ücretlerle birleştirilmek suretiyle vergilendirilecektir.
Bilgi edinilmesi ve gereğince işlem yapılması rica olunur.


Gvk 111 seri nolu tebliği
II _ KASA TAZMİNATLARI :
Bilindiği üzere, genel ve hukukî anlamiyle tazminat, kendi kusuru olmaksızın zarara uğrayan ya da uğradığı varsayılan kimselere, bu zararı karşılamak üzere yapılan ödemelerdir. İleride uğranılması muhtemel görülen zararlar için peşinen ödenen paralar, açıklanan anlamda gerçek bir tazminat niteliği taşımamaktadır.
Kasa, tazminatı adiyle yapılan ödemelerin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci Maddesindeki ücret tanımı kapsamına girdiği ve kanunda sayılan istisnalar arasında yer almadığı gerekçesi ile vergiye tabi tutulması ötedenberi ihtilâf konusu olmuştur.
Ortaya çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle verilen mali kaza mercileri ve özellikle Danıştay kararlarında, veznesi veya muhafazasına bırakılmış depo veya ambarı bulunan para ve eşya alınıp verilme ve muhafazası sırasında sakınılması kabil olmayan bazı gözden kaçmalar sonucunda meydana gelen zarar ve eksikliklerini karşılamak üzere; veznedar, ambar ve depo memurlarına, ücretlerinden ayrı olarak ödenen kasa tazminatının, hizmet karşılığı olmadığı ve dolayısiyle gelir vergisine tâbi bulunmadığı belirtilmiş; malî kaza mercilerinin kararları bu yönde müstakar hale gelmiştir.
Anılan kararlar gözönünde tutularak, nakte veya ayn'a vaziülyed olup, verecekleri açıklardan şahsen sorumlu tutulan ve yukarıda sayılmış bulunan kimselere, bağlı bulundukları kuruluşun ve yaptıkları hizmetlerin önem ve genişliği ile orantılı ve asıl ücretlerinin makul bir nisbetinde bulunmak kayıt ve şartiyle, ödenen "kasa tazminatı"nın, Gelir Vergisine tâbi tutulmaması uygun bulunmuş ve bu nedenle 105 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin IV üncü Bölümü kaldırılmıştır.
Bundan böyle, belirtilen esaslara göre işlem yapılması; bu konuda malî ve idarî yargı mercilerince mükellefler lehine verilen kararlar hakkında üst merci nezdinde dava açılmaması; henüz karara bağlanmamış bulunan anlaşmazlıklardan vazgeçilmesi; vergileri tasdik edilmiş bulunanlar dışındaki mükelleflerin düzeltme isteklerinin, Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde yerine getirilmesi gerekir.
Gvk 105 seri nolu Tebliğ

IV _ Kasa tazminatlarının Gelir Vergisi karşısındaki durumu :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, hizmet erbabının, iş verene tabi ve muayyen bir iş yerine bağlı olarak çalışan kimseler olarak tanımlandığı ve ücretin ise; bu gibi kimselere yaptıkları hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden oluştuğu görülmektedir.
Vergi kanunlarında açık bir hüküm bulunmadıkça gelir unsurları arasına giren her türlü kazanç ve iradın vergilendirilmesi, yani vergi dışı bırakılmaması esastır.
Yukarıda mezkûr mütalâalar muvacehesinde kasa tazminatı adı altında bazı eşhasa yapılan ödemeler, hizmetin gereği olarak kendilerine verildiğinden, ücret olarak vergilendirilmek iktiza eder. Prensip budur. Ancak, kasa tazminatı olarak kendilerine ödeme yapılanlar tarafından herhangi bir nakdî kayba sebebiyet verildiği ahvalde, uğranılan kayıp miktarı kadarki meblâğın, tazmin olayının vukuundan sonraki bu tür istihkaklarından düşülmek suretiyle vergi dışı bırakılması mümkün olur.
Ona göre gereğinin yapılması ve tatbikatta bir yanlışlığa meydan verilmemesi tebliğ ve rica olunur.
(*) Sakatlık İndirimi Uygulaması Aşısından Güncelliği kalmamıştır.

Gvk 27 seri nolu Tebliği
Bilindiği üzere, kanunlarına müsteniden veznedarlara ve kıymetli evrak muhafızlarına verilmekte olan kasa tazminatlarının vergi mevzuunun dışında mütalâası ve hususi müesseselerce bu namla yapılan tediyelerin ise, bir kanuna müstenit bulunmaması sebebiyle, vergiye tabi tutulmaları hususu yukarıda sayısı zikrolunan genel tebliğ ile kabul edilmiş bulunmakta idi.
Hususi müesseseler tarafından veznedarlarına kasa tazminatı namı ile yapılan ve bir kanuna müstenit bulunmaması sebebiyle de ücret addolunarak vergiye tabi tutulmakta olan tediyeler konusunda tahaddüs eden ihtilâflar dolayısiyle, gerek malî kaza mercilerince gerek Şûrayı Devletçe ittihaz olunan kararlarda, bu gibi müesseselerce veznedarlara kasa tazminatı namı ile yapılan ödemeler, müstehıklerinin muhtemel kasa açıklarını karşılamak maksadına, matuf olup ücret vasfında bulunmadığı gibi Gelir Vergisi Kanununun ikinci maddesinde musarrah gelir unsurlarından her hangi birisine de girmediği cihetle gelir vergisiyle teklifine mahal olmadığı mucip sebebine dayanılarak, müesses muamelenin iptaline karar verilmiş ve bu husustaki kararlar müstekar bir hal almış bulunmaktadır.
Binaenaleyh, konu hakkında idarî kaza mercilerinin içtihadına uyularak ve aşağıdaki esaslar dahilinde, kanuna müstenit olmıyarak, kasa tazminatı adı altında yapılan ödemelerin de vergi mevzuuna alınmaması uygun görtilmüştür.
1.Yapılan ödemenin gelir vergisinden istisnası için mücerret kasa tazminatı namı ile adlandırılması kâfi olmayıp, muhtemel kasa açığını karşılamağa matuf bulunması zaruridir.
Hususi müesseselerde kasa açığı, ancak kasa muameleleri hacımlı ve mezkûr muamelelerin mesuliyetini deruhte etmiş olan kimselerin hareketleri dolayısiyle mevzuubahs olabilir. Bu gibi kimseler nakte ve ayn'a vaziülyed olup verecekleri açıklarından ötürü şahsen mesuldürler.
Kasa hareketleri mahdut olan veya kasa hareketleri fazla olmakla beraber kasa açığından hizmetlilerini mesul tutmayan müesseselerin, kasa tazminatı namı ile yapacağı tediyeler, hizmetlilerinin mütemmim bir ücretini teşkil edeceğinden, gelir vergisine tabi tutulması iktiza eder.
2. Tazminat namı altında yapılan ödemenin, bu vasfını belirtecek hacım ve nisbette olması lazım gelir.
Bilfarz; aylık ücreti 300 lira olan bir veznedara ayda 150 lira kasa tazminatı verilmesi bahis konusu olamaz. Zira, bu miktarda bir tazminat, kasa hareketinin fevkâlade fazlalığını ifade eder ki, 300 lira gibi cüz'i bir aylık ücretle böyle bir işin deruhte edilemiyeceği, kasa tazminatı adı altında yapılan ödemenin büyük kısmının da hakikatte hizmet mukabili olduğu izahtan varestedir.
3656 ve 3659 sayılı kanunlarda kasa tazminatı olarak ayda ödenecek mebaliğ, azami, hizmetlinin bir aylık istihkakının % 25 şidir. Hususi müesseselerin bu nisbetin fevkında bir tazminat ödemesi, makul ve muhik bir sebebe dayanmadıkça tervici mümkün değildir.
Bu sebepledir ki, kasa tazminatı namı ile yapılan ödemelerin gelir vergisinden istisnası için, mezkûr ödemelerin tediyeyi yapan müessesenin ehemmiyet ve genişliği ile mütenasip ve ücretin makul bir nisbetinde olması, bu hadleri aşan miktarın gelir vergisi ile teklifi cihetine gidilmesi icabeder.
Gereğince işlem yapılması ve malî kaza mercilerine intikal etmiş olup da henüz karara bağlanmamış bulunan ihtilâflar hakkında da bu tebliğimiz dairesinde muamele ifası, malî kaza mercilerince, mükellefiyetin esası bakımından talepleri red ve vergileri tasdik edilenler hariç, işbu teblig esasları dahilinde kasa tazminatlarından evvelce vergi kesilmiş olan diğer mükelleflerin, Vergi Usul Kanunu ahkâmı dahilinde şahsen yapacakları düzeltme isteklerinin nazara alınarak gerekli düzeltmelerin yapılması, rica olunur.