AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: Süt üreticileri birliği muhasebe vergi uygulamaları
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
5200 sayılı Tarımsal Üreticiler Birlikleri Kanununa göre kurularak faaliyet gösteren Birliğin, kurumlar vergisi, KDV, gelir stopaj ve kurum geçici vergi mükellefiyeti hk.


Tarih 22/02/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.38.15.01-KV-20-191-30
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)







Sayı

:

B.07.1.GİB.4.38.15.01-KV-20-191-30

22/02/2012

Konu

:

5200 sayılı Tarımsal Üreticiler Birlikleri Kanununa göre kurularak faaliyet gösteren Birliğin, kurumlar vergisi, KDV, gelir stopaj ve kurum geçici vergi mükellefiyeti hk.







İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Tarım ve Köy işleri Bakanlığının onayı ile 5200 sayılı Tarımsal Üreticiler Birlikleri Kanununa göre kurularak faaliyet gösteren, özel hukuk tüzel kişiliği bulunan ve kuruluş Kanununda, damga vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç ve katkı payından muaf olduğu belirtilen Birliğinizin kurumlar vergisi, kurum geçici vergi, katma değer vergisi (KDV) ve stopaj gelir vergisi yönünden durumunuzun değerlendirilmesi istenilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, dernekler ve vakıflar kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmamakla birlikte, aynı maddenin (ç) bendi ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler mükellefiyet kapsamına alınmıştır. Kanunun 2 nci maddesinde de, dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerin, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleri olduğu; bunların kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükümlere göre, iktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan, devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edilebilmesi için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir.

Diğer taraftan, dernek ve vakıflara ait veya bağlı olan ve faaliyetleri devamlı bulunan, sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde kurulmamış olan ticari, sınai ve zirai işletmeler dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler olarak kabul edilmektedir.

Vergi uygulamaları açısından dernek olarak kabul edilen birliğin, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu'nun 5 inci maddesinde belirtilen amaç ve görevleri;

a) Üyelerinin ürettikleri ürünlerle ilgili piyasa araştırmaları yapmak ve yaptırmak,

b) Üyelerinin ürünlerine pazar bulmak, ürünlerin pazara arzını düzenlemek,

c) Üyelerine üretim teknikleri, hasat, depolama, paketleme konularında teknik destek sağlamak,

d) Üyelerine girdi temininde yönlendirici yardımlarda bulunmak,

e) İç pazara ve ihracata uygun çeşitlerin üretilmesini sağlamak,

f) Eğitim ve yayım hizmeti vermek, danışman hizmeti sağlamak,

g) Ürün kalitesini iyileştirici tedbirler almak ve ürün standartlarını uygulamak,

h) Çiftlik düzeyinde yapılan tarımsal uygulamaları izlemek, kayıtlarını tutmak ve belge düzenlemek,

ı) Paket ve ambalajlarla ilgili standartların uygulanmasını sağlamak,

i) Çevreyle uyumlu üretim tekniklerini yaygınlaştırmak,

j) Üyeleri adına ürün depolanmasına, gerektiğinde bu amaçla depo kiralanmasına yardımcı olmak,

k) Ürünlerin tanıtımıyla ilgili faaliyetlerde bulunmak,

l) Ürünlerle ilgili her türlü kaydı tutmak,

m) Türkiye Cumhuriyeti'nin kabul ettiği uluslararası ürün veya ürüne özgü ortak piyasa düzenlemelerinin gerektirdiği görevleri yürütmek,

n) Sözleşmeli üretim kapsamında, üyeleri adına örnek tip sözleşmeler düzenlemek ve bununla ilgili faaliyetleri koordine etmek

olarak sayılmıştır.

Aynı Kanunun 19 uncu maddesinde ise, birliğe ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım, satım, inşa ve kullanımları ile birlikçe yürütülen hizmet ve faaliyetlerin damga vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç ve katkı payından muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede, Birliğinizin 5200 sayılı Kanunda belirtilen görevlerini ifa için yapacağı faaliyetler ile birliğinize ait taşınır taşınmaz malların alımı, satımı, inşası ve kullanımı sonucu elde edeceği gelirlerin kurumlar vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir. Ancak, Birliğinizin söz konusu taşınmaz mallar dışındaki mal ve hizmet alım-satımı faaliyeti, Birliğinize bağlı iktisadi işletme oluşturacağından bu işletme kurumlar vergisi mükellefi olacaktır.

GELİR VERGİSİ YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, kimlerin vergi tevkifatı yapmakla yükümlü oldukları sayılmış, 11 numaralı bendinde de çiftçilerden satın alanın zirai ürünlerin alış bedeli üzerinden bu çiftçilerin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu tevkifat oranları Bakanlar Kurulunun 12/1/2009 tarih ve 2009/14592 sayılı kararı ile 1/1/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hayvanlar ve bunların ürünleri ile kara ve su avcılığı ürünleri için % 2, diğer zirai ürünler için ise % 4, ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınan hayvan ve hayvansal ürünlerde % 1, diğer zirai ürünlerde ise % 2 olarak belirlenmiştir.

Aynı Kanunun 98 inci maddesinde ise; 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.

Konuyla ilgili olarak, 15.09.1990 tarih ve 20636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 164 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, zirai ürünlerin alımında yapılacak gelir vergisi tevkifatı ve müteselsil sorumluluk konusunda ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

Anılan Tebliğin ''1. Destekleme Alımı Yapan Kamu Kurum ve Kuruluşlarının, Zirai Ürün Alımlarında Yapacakları Gelir Vergisi Tevkifatı ve Müteselsil Sorumluluk'' başlıklı bölümünde yapılan açıklamalara göre, destekleme alımı yapan kamu kurum ve kuruluşları (Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri ve benzerleri dahil), gerek çiftçilerden gerekse çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan destekleme kapsamına girsin veya girmesin, satın aldıkları tüm zirai ürünlerin alış bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapacaklardır. Anılan Tebliğin 2 nci bölümünde de, destekleme alımı yapmayan, ancak zirai ürün işleyerek imalat faaliyetinde bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile imalatçı olmamakla beraber faaliyet konusu itibariyle zirai ürün alım-satımında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının zirai ürün alımlarında gelir vergisi tevkifatı yapmak zorunda oldukları belirtilmiştir.

Diğer taraftan anılan Tebliğin ''10.Gelir Vergisi Tevkifatının Yapılmayacağı Durumlar ve Müteselsil Sorumluluktan Kurtulma'' başlıklı bölümünde de;

"Satın aldığı zirai ürünler dolayısıyla tevkifat yapmak zorunda olan kamu kurum ve kuruluşlarından ve borsalardan zirai ürün satın alanların, satın aldıkları bu ürünlerle ilgili olarak ödenmesi gereken gelir vergisi dolayısıyla müteselsil sorumlulukları yoktur. Dolayısıyla, söz konusu kurum, kuruluş ve kişilerden satın alınacak zirai ürünlerin alım bedelleri üzerinden herhangi bir tevkifat yapılması söz konusu değildir."

açıklamasına yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri çerçevesinde, Birliğinizin zirai ürün alımı yapan kamu kurum kuruluşları gibi, gerek çiftçiden (borsada tescil edilerek çiftçilerden satın alınanlar dahil), gerekse çiftçi dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan (destekleme alımı yapan kamu kurum ve kuruluşları ile zirai ürün alımında bulunan kamu kuruluşlarından ve borsada tescil ettirilerek satın alınanlar hariç) satın aldığı tüm zirai ürünler için gelir vergisi tevkifatı yapması ve söz konusu tevkifatları Birliğiniz adına ödeme veya tahakkukunun yapıldığı yer vergi dairesine muhtasar beyanname ile beyan etmesi gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1-3/g maddesinde de genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köylerile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV'ye tabi olduğu belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 17/l inci maddesinde ise, genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların; bilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir. 

Kanunun "İstisnaların Sınırı" başlıklı 19 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasında, diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, KDV'ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümlere göre, 5200 sayılı Kanuna göre süt üreticileri tarafından kurulan ve dernek niteliğinde bulunan birliğinizin işlemlerinin KDV'den istisna olacağına dair KDV Kanununda herhangi bir hüküm bulunmadığından, Birliğinizin mal ve hizmet alımları ile KDV Kanununun 1 inci maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetlerinin KDV'ye tabi tutulması gerekir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.





(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.Süt üretici birliğinin kurumlar vergisi karşısındaki durumu hk.


Tarih 24/08/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.42.16.01-KVK-2-1048-65
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KONYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)







Sayı

:

B.07.1.GİB.4.42.16.01-KVK-2-1048-65

24/08/2011

Konu

:

Süt üretici birliğinin kurumlar vergisi karşısındaki durumu





İlgide kayıtlı dilekçenizde; birliğiniz amacının, tüzüğünüzün 3/b maddesi gereği, üyelerinizin üretmiş olduğu sütün sadece pazarlamasını yapmak ve ürüne pazar bulmak olduğunu belirterek, birliğinizin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurumlar vergisinden muaf olup olmadığı hususunda bilgi istenilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, dernekler ve vakıflar kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmamakla birlikte, aynı maddenin (ç) bendi ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler mükellefiyet kapsamına alınmıştır. Kanunun 2 nci maddesinde de, dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerin, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleri olduğu; bunların kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükümlere göre, iktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan, devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edilebilmesi için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir.

Diğer taraftan, dernek ve vakıflara ait veya bağlı olan ve faaliyetleri devamlı bulunan, sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde kurulmamış olan ticari, sınai ve zirai işletmeler dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler olarak kabul edilmektedir.

Vergi uygulamaları açısından dernek olarak kabul edilen birliğin, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu'nun 5 inci maddesinde belirtilen amaç ve görevleri;

a) Üyelerinin ürettikleri ürünlerle ilgili piyasa araştırmaları yapmak ve yaptırmak,

b) Üyelerinin ürünlerine pazar bulmak, ürünlerin pazara arzım düzenlemek,

c) Üyelerine üretim teknikleri, hasat, depolama, paketleme konularında teknik destek sağlamak,

d) Üyelerine girdi temininde yönlendirici yardımlarda bulunmak,

e) İç pazara ve ihracata uygun çeşitlerin üretilmesini sağlamak,

f) Eğitim ve yayım hizmeti vermek, danışman hizmeti sağlamak,

g) Ürün kalitesini iyileştirici tedbirler almak ve ürün standartlarını uygulamak,

h) Çiftlik düzeyinde yapılan tarımsal uygulamaları izlemek, kayıtlarını tutmak ve belge düzenlemek,

ı) Paket ve ambalajlarla ilgili standartların uygulanmasını sağlamak,

i) Çevreyle uyumlu üretim tekniklerini yaygınlaştırmak,

j) Üyeleri adına ürün depolanmasına, gerektiğinde bu amaçla depo kiralanmasına yardımcı olmak,

k) Ürünlerin tanıtımıyla ilgili faaliyetlerde bulunmak,

l) Ürünlerle ilgili her türlü kaydı tutmak,

m) Türkiye Cumhuriyeti'nin kabul ettiği uluslararası ürün veya ürüne özgü ortak piyasa düzenlemelerinin gerektirdiği görevleri yürütmek,

n) Sözleşmeli üretim kapsamında, üyeleri adına örnek tip sözleşmeler düzenlemek ve bununla ilgili faaliyetleri koordine etmek

olarak sayılmıştır.

Aynı Kanunun 19 uncu maddesinde ise, birliğe ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım, satım, inşa ve kullanımları ile birlikçe yürütülen hizmet ve faaliyetlerin damga vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç ve katkı payından muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna çerçevede, Birliğinizin 5200 sayılı Kanunda belirtilen görevlerini ifa için yapacağı faaliyetler ile birliğinize ait taşınır taşınmaz malların alımı, satımı, inşası ve kullanımı sonucu elde edeceği gelirlerin kurumlar vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir. Ancak, Birliğinizin söz konusu taşınmaz mallar dışındaki mal ve hizmet alım-satımı faaliyeti, Birliğinize bağlı iktisadi işletme oluşturacağından bu işletme kurumlar vergisi mükellefi olacaktır.

Bilgilerinize rica ederim.





(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

 
Birliğe ait süt analiz laboratuvarında verilen hizmetlere uygulanacak KDV oranı hk.


Tarih 19/01/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.10.15.01-KDV-2010/107-1307/-5
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BAlikeSİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)







Sayı

:

B.07.1.GİB.4.10.15.01-KDV-2010/107-1307/-5

19/01/2012

Konu

:

KDV Oranı





İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Birliğinize bağlı üye süt üreticilerinin süt kalitesini kontrol etmek ve üyeleri bilgilendirmek amacıyla çiğ süt analiz laboratuarı oluşturduğunuz belirtilerek, söz konusu laboratuarda vereceğiniz hizmetlerin bedeli için fatura düzenlenip düzenlemeyeceği ile ve uygulanacak katma değer vergisi oranı hususunda bilgi istenilmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu oluşturduğu,

17/1 inci maddesinde, tarımsal amaçlı kooperatiflerin; ilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinden istisna olduğu,

hüküm altına alınmıştır.

Birliğiniz, KDV Kanununun 17/1 inci maddesindeki kurum ve kuruluşlar arasında sayılmadığından tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yapılan teslim ve hizmetlere yönelik bu maddedeki istisnadan yararlanması mümkün değildir.

Bu nedenle, Birliğinize ait süt analiz laboratuarda verilecek analiz hizmetleri, Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesi hükmü uyarınca vergiye tabi olup, söz konusu hizmet nedeniyle düzenlenecek faturada gösterilecek bedel üzerinden KDV oranlarını düzenleyen 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca % 18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir

VERGİ USUL YÖNÜNDEN :

"213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır." hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; 

- Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara,

- Serbest meslek erbabına,

- Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara,

- Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere,

- Vergiden muaf esnafa

sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları belirtilmiştir.

Buna göre, süt analiz hizmeti karşılığında tahsil edeceğiniz bedeller için Birliğinizce fatura düzenlenmesi gerekmektedir."

Bilgi edinilmesini rica ederim.







(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununa göre kurulan birliğin, söz konusu Kanunun 19 uncu maddesine istinaden noterde, tapu sicil müdürlüğünde ve trafik tescil denetleme bürosunda yapacağı işlemlerin harçtan istisna olup olmadığı hk.


Tarih 27/10/2011
Sayı B.07.4.DEF.0.68.10.00-068-HARÇ-12
Kapsam

T.C.

AKSARAY VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü







Sayı

:

B.07.4.DEF.0.68.10.00-068-HARÇ-12

27/10/2011

Konu

:

harç istisnası hakkında





İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununa göre kurulan birliğinizin, söz konusu Kanunun 19 uncu maddesine istinaden noterde, tapu sicil müdürlüğünde ve trafik tescil denetleme bürosunda yapacağı işlemlerin harçtan istisna olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesinin ilk fıkrasında, "Noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanları noter harçlarına tabidir." hükmü yer almıştır. Kanunun 57 nci maddesinde, tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanlarının tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu; 118 inci maddesinde de, trafik işlemlerinden bu kanuna bağlı (9) sayılı tarifede yazılı olanlarının trafik harçlarına tabi olduğu hükümleri yer almaktadır.

Aynı Kanunun "Özel Kanunlardaki Hükümler" başlıklı 123 üncü maddesinin ilk fıkrasında, "Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz." hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan, 29.06.2004 tarih 25514 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununun "Muafiyet" başlıklı 19 uncu maddesinde "Birliğe ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım, satım, inşa ve kullanımları ile birlikçe yürütülen hizmet ve faaliyetlerin damga vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç ve katkı payından muaftır." hükmü bulunmaktadır.

Buna göre, Birliğinize ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım, satım, inşa ve kullanımları ile ilgili noterde, tapuda ve trafik tescil denetleme bürolarında yapılacak işlemlerin 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre tahsil olunan harçlardan, Kanunun 123 üncü maddesine göre istisna tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.



Defterdar Yardımcısı









(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.  
 
5200 Sayılı Kanun kapsamında kurulmuş Birliğin Vergilerden Muaf Olup Olmadığı hk.


Tarih 06/02/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.48.15.01-KDV/1-19
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MUĞLA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü







Sayı

:

B.07.1.GİB.4.48.15.01-KDV/1-19

06/02/2012

Konu

:

BİRLİĞİN VERGİLERDEN MUAF OLUP OLMADIĞI





İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 5200 Sayılı Kanun kapsamında kurulmuş olan Birliğinizin vergilerden muaf olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5200 Sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununun 1 inci maddesinde; bu kanunun amacının, üretimi talebe göre planlamak, ürün kalitesini iyileştirmek, kendi mülkiyetine almamak kaydıyla pazara geçerli norm ve standartlara uygun ürün sevk etmek ve ürünlerin ulusal ve uluslararası ölçekte pazarlama gücünü arttırıcı tedbirler almak üzere tarım üreticilerinin, ürün veya ürün grubu bazında bir araya gelerek, tüzel kişiliği haiz tarımsal üretici birlikleri kurmalarını sağlamak olduğu belirtilmiş; 5 inci maddesinde ise birliğin görevlerinin hangi faaliyetlerden oluştuğu açıklanmıştır.

Aynı Kanunun "Muafiyet" başlıklı 19 uncu maddesinde; "Birliğe ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım, satım, inşa ve kullanımları ile birlikçe yürütülen hizmet ve faaliyetler damga vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç ve katkı payından muaftır." hükmü yer almaktadır.

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Muafiyet, istisna ve indirimlerin sınırı" başlıklı 35 inci maddesinin 1 inci bendinde "Diğer kanunlardaki muafiyet, istisna ve indirimlere ilişkin hükümler, kurumlar vergisi bakımından geçersizdir." hükmü mevcut olmakla birlikte aynı kanunun Geçici 1 inci maddesinin 9 uncu bendinde ise; "Bu Kanunun yürürlüğünden önce kurumlar vergisine ilişkin olarak başka kanunlarda yer alan muafiyet, istisna ve indirimler bakımından 35 inci madde hükmü uygulanmaz." hükmü yer almaktadır.

Bu hükümler çerçevesinde; 5200 Sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununa göre kurulan Birliğin, anılan Kanunun 5 inci maddesinde yazılı faaliyetleri icra ettiği sürece, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 1 inci maddesinin 9 uncu bendi hükmüne istinaden kurumlar vergisinden muaf tutulması gerekmektedir. Ancak, Birliğin 5200 Sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununda belirtilen faaliyetler dışında ticari, zirai, sınai faaliyetlerde bulunması halinde birliğe bağlı iktisadi işletme oluşacağı ve kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edileceği tabiidir.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, kimlerin vergi tevkifatı yapmakla yükümlü oldukları sayılmış, 11 numaralı bendinde de çiftçilerden satın alınan zirai ürünlerin alış bedeli üzerinden bu çiftçilerin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu tevkifat oranları Bakanlar Kurulunun 12/1/2009 tarih ve 2009/14592 sayılı kararı ile 1/1/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hayvanlar ve bunların ürünleri ile kara ve su avcılığı ürünleri için % 2, diğer zirai ürünler için ise % 4, ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınan hayvan ve hayvansal ürünlerde % 1, diğer zirai ürünlerde ise % 2 olarak belirlenmiştir.

Aynı Kanunun 98 inci maddesinde ise; 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.

Konuyla ilgili olarak, 15.09.1990 tarih ve 20636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 164 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, zirai ürünlerin alımında yapılacak gelir vergisi tevkifatı ve müteselsil sorumluluk konusunda ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

Anılan Tebliğin ''1.Destekleme Alımı Yapan Kamu Kurum ve Kuruluşlarının, Zirai Ürün Alımlarında Yapacakları Gelir Vergisi Tevkifatı ve Müteselsil Sorumluluk'' başlıklı bölümünde yapılan açıklamalara göre, destekleme alımı yapan kamu kurum ve kuruluşları (Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri ve benzerleri dahil), gerek çiftçilerden gerekse çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan destekleme kapsamına girsin veya girmesin, satın aldıkları tüm zirai ürünlerin alış bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapacaklardır. Anılan Tebliğin 2 nci bölümünde de, destekleme alımı yapmayan, ancak zirai ürün işleyerek imalat faaliyetinde bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile imalatçı olmamakla beraber faaliyet konusu itibariyle zirai ürün alım satımında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının zirai ürün alımlarında gelir vergisi tevkifatı yapmak zorunda oldukları belirtilmiştir.

Diğer taraftan anılan Tebliğin ''10.Gelir Vergisi Tevkifatının Yapılmayacağı Durumlar ve Müteselsil Sorumluluktan Kurtulma'' başlıklı bölümünde de; ''Satın aldığı zirai ürünler dolayısıyla tevkifat yapmak zorunda olan kamu kurum ve kuruluşlarından ve borsalardan zirai ürün satın alanların, satın aldıkları bu ürünlerle ilgili olarak ödenmesi gereken gelir vergisi dolayısıyla müteselsil sorumlulukları yoktur.

Dolayısıyla, söz konusu kurum, kuruluş ve kişilerden satın alınacak zirai ürünlerin alım bedelleri üzerinden herhangi bir tevkifat yapılması söz konusu değildir.'' açıklamasına yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri çerçevesinde, Dalaman Turunçgil Üreticileri Birliği, zirai ürün alımı yapan kamu kurum kuruluşları gibi, gerek çiftçiden (borsada tescil edilerek çiftçilerden satın alınanlar dahil), gerekse çiftçi dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan (destekleme alımı yapan kamu kurum ve kuruluşları ile zirai ürün alımında bulunan kamu kuruluşlarından ve borsada tescil ettirilerek satın alınanlar hariç) satın aldığı tüm zirai ürünler için gelir vergisi tevkifatı yapmak ve söz konusu tevkifatları Birlik adına ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer vergi dairesine muhtasar beyanname ile beyan etmek zorundadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, Türkiye'de ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu; aynı maddenin 3/g bendinde ise, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Katma Değer Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında ise, diğer kanunlardaki muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği belirtilmiştir.

Dolayısıyla 5200 Sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununun 19 uncu maddesinde yer alan "Birliğe ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım, satım, inşa ve kullanımları ile birlikçe yürütülen hizmet ve faaliyetler damga vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç ve katkı payından muaftır." hükmünün katma değer vergisi açısından bir geçerliliği bulunmamaktadır. Bu çerçevede, Birliğin mal ve hizmet alımları ile Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetleri genel hükümler çerçevesinde katma değer vergisine tabi bulunmaktadır.

HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN:

Bilindiği gibi, 492 sayılı Harçlar Kanununun "Özel Kanunlardaki Hükümler" başlıklı 23 üncü maddesinin ilk fıkrasında, "Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz." hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan, 29.06.2004 tarih 25514 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununun "Muafiyet" başlıklı 19 uncu maddesinde "Birliğe ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım, satım, inşa ve kullanımları ile birlikçe yürütülen hizmet ve faaliyetlerin damga vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç ve katkı payından muaftır." hükmü bulunmaktadır.

Buna göre, Birliğinize ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım, satım, inşa ve kullanımları ile ilgili olarak yapılacak işlemlerin 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre tahsil olunan harçlardan, Kanunun 123 üncü maddesine göre istisna tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.







(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Başlık Birlik toplantılarına katılan üyelere ödenen huzur hakkına gelir vergisi ve asgari geçim indirimi uygulanması hk.



Tarih 05/01/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.20.15.01-30-MUK-2010-66-1
Kapsam

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ


Sayı : B.07.1.GİB.4.20.15.01-30-MUK-2010-66-1 05/01/2011
Konu : Köylere hizmet götürme birliği toplantılarına katılan üyelere ödenen huzur hakkına gelir vergisi ve asgari geçim indirimi uygulanıp uygulanmayacağı hk.

İlgide kayıtlı yazınızda Daireniz ... vergi kimlik numasında kayıtlı mükellefiniz ... Birliğinin toplantılarına katılan üyelerine huzur hakkı adıyla ödenen ücretlerden gelir vergisi kesilip kesilmeyeceği ile huzur hakkı ücretlerine asgari geçim indirimi uygulanıp uygulanmayacağı hakkında görüş verilmesi istenilmektedir.
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmıştır. Aynı maddenin 2 nci fıkrasında; ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının ücretin mahiyetini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, aynı Kanunun "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94'üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılanların aynı fıkrada bentler belirtilen ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır. Aynı fıkranın 1 numaralı bendinde de hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre; birlik başkan ve üyeleri ile diğer kamu kurumlarından görevlendirilen personele yapılan huzur hakkı v.b. ödemeler Gelir Vergisi Kanunu'nun 61 inci maddesinde ücret olarak sayıldığından, bu ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanunu'nun 94 üncü maddesinin 1 inci bendi hükmü gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
Aynı Kanunun 32 nci maddesinde; "Ücretin gerçek usulde vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulanır.
Asgari geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50'si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10'u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için % 5'idir. Gelirin kısmı döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgari geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.
..." hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, asgari geçim indirimine ilişkin açıklamaların yapıldığı 265 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin, "Birden Fazla İşverenden Ücret Alan Ücretlilerde Asgari Geçim İndirimi Uygulaması" başlıklı 10.1 bölümünde; "Aynı zamanda birden fazla işverenden ücret alınması halinde, asgari geçim indirimi uygulaması, en yüksek ücretin elde edildiği işveren tarafından gerçekleştirilecektir.
Ücretliler medeni durumu ve çocuk sayısı hakkında bildirimlerini, en yüksek ücret geliri elde ettikleri işverene vererek uygulamanın ilgili işverence yerine getirilmesini sağlayacaklardır. En yüksek ücretin hangi işverenden alınacağının belli olmaması halinde, indirimden yaralanacağı işvereni ücretli kendisi belirleyecektir. Ücretlinin aynı anda birden fazla işverenden dolayı asgari geçim indiriminden faydalandığının tespiti halinde; oluşan vergi ziyaı, ücretliden cezalı olarak tahsil edilecektir." açıklaması yapılmıştır.


Bu hüküm ve açıklamalara göre, söz konusu birlik üyelerinin huzur hakkı dışında başka bir ücret geliri elde etmemeleri durumunda bu ödemelere asgari geçim indirimi uygulanacak olup, huzur hakkı ödemeleri dışında başka bir ücret geliri de elde edilmesi halinde ise asgari geçim indiriminin en yüksek ücret gelirine uygulanması gerekmektedir.
Bilgilerinize rica ederim.



Vergi Dairesi Başkanı


(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır