AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: SERBEST MESLEK ERBABI YANINDA ÇALIŞAN EŞE ÖDENEN
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
SERBEST MESLEK ERBABI YANINDA ÇALIŞAN EŞE ÖDENEN ÜCRETLER GİDER OLARAK İNDİRİLEBİLİR

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)







Sayı : B.07.1 .GİB.4.34.l6.01/GVK-68

Konu : Serbest meslek faaliyeti nedeniyle yanında çalıştıracağı eşine ödeyeceği ücret ödemelerinin ve sigorta primlerinin mesleki kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi hk.





....



İlgi : .../09/2008 tarihli dilekçeniz.



İlgide kayıtlı dilekçenizde,.... Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün ...T.C. kimlik numarasında gelir vergisi mükellefi olduğunuzu, ..... adresinde serbest muhasebeci mali müşavir olarak faaliyette bulunduğunuzu, işyerinizde hizmet akti ile eşinizi sigortalı olarak çalıştıracağınızı belirterek; eşinize ödeyeceğiniz ücretleri ve sgk primlerini gider olarak yazıp yazamayacağınızı sormaktasınız.



193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Ücretin tarifi" başlıklı 61. maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.



Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez..." hükmü yer almıştır.



Aynı Kanunun 65. maddesinde, "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.



Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır..." hükmüne yer verilmiştir.



Öte yandan aynı Kanunun "Mesleki giderler" başlıklı 68. maddesinde; "Serbest meslek kazancının tespitinde aşağıda yazılı giderler hasılattan indirilir:

1. Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgâhlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgâh için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgâhı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.). 

2. Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatındaki iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (bu primlerin ve aidatın geri alınmamak üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla) ile 27 nci maddede yazılı giyim giderleri ..." hükmü yer almaktadır.



Diğer taraftan yine aynı Kanunun "Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler" başlıklı 41. maddesinin 2. bendinde; teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatların ticari kazancın tespitinde gider kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmış olduğundan; bu hükmün serbest meslek kazancı için geçerli olmayacağı tabiidir.



Konu ile ilgili olarak 174 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin "SSK primlerinin Gelir ve Kurumlar Vergisi Yönünden Gider Yazılması" başlıklı © bölümünde; " 8.12.1993 gün ve 21782 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3917 sayılı Kanunla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun bazı hükümleri değiştirilmiştir.



506 sayılı Kanunun 3917 sayılı Kanunla değişik 80.maddesinin birinci fıkrasında, "İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden, bu kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur." denilmiş, aynı maddenin üçüncü fıkrasında da "Kuruma ödenmeyen prim Gelir ve Kurumlar Vergisi uygulamasında gider yazılmaz." hükmü yer almıştır.



..." açıklamalarına yer verilmiştir.



213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 238. maddesinde ise, "işverenler her ay ödedikleri ücretler için (ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar" denilmiştir.



Bu hüküm ve açıklamalara göre, eşinize yapacağınız ödemelerin ücret bordrosunda gösterilmesi gerekmekte olup, söz konusu ücretlerin serbest meslek kazancınızın tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun 68/1 maddesi gereğince gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.



Diğer taraftan sosyal güvenlik primlerinin gider olarak dikkate alınabilmesi için, bu primlerin Sosyal Sigortalar Kurumu'na fiilen ödenmiş olması şartıyla, ait olduğu yıla bakılmaksızın fiilen ödendiği tarihte gider olarak yazılması mümkündür.



Bilgi edinilmesini rica ederim.



Başkan a.

Grup Müdür V.









İZMİR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ

TARİH


:


05.07.2006

SAYI


:


B.07.1.GİB.4.35.16.01/176200-ÖZ/253-5521

BİRİM


:


Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüğü

MADDE NO


:


GVK. Mad. 61, 68

KONU


:


Serbest meslek erbabı avukatın yanında çalıştırdığı sigortalı avukat eşine ödediği ücretlerin serbest meslek kazancından gider olarak indirilip indirilemeyeceği hakkında.


ÖZET








Serbest meslek erbabı avukatın yanında sigortalı avukat eşinin hizmet akdine dayalı olarak çalıştırılması ve karşılığında belli bir ücret ödenmesi halinde, eşe yapılan ödemelerin ücret olarak kabul edilmesi ve sözkonusu ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu'nun 61, 94, 96, 103 ve 104'üncü maddeleri gereğince vergiye tabi tutulması gerekmekte olup, 68'inci maddesine göre de mesleki kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

İlgide kayıtlı e-postanızda serbest meslek erbabı avukatın yanında çalıştırdığı sigortalı avukat eşine ödediği ücretlerin serbest meslek kazancından gider olarak indirilip indirilemeyeceği hakkında bilgi istenilmektedir.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61'inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmü yer almaktadır.
Aynı kanunun 65'inci maddesinde ise; "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır." hükümleri yer almıştır.
Diğer Taraftan yine aynı kanunun 68. Maddesinde "Serbest meslek kazancının tespitinde aşağıda yazılı giderler hasılattan indirilir:
1. Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgâhlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgâh için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgâhı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.)" hükmüne yer verilmiştir.
Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı'nca yayımlanan 196 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde;
"Buna göre, serbest avukatlık faaliyetinden dolayı mükellefiyeti olan bir avukatın yanında diğer bir avukatın ücretli olarak çalışması halinde, ücretli olarak çalışan avukatlara yapılan ücret ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerine göre vergi tevkifatı yapılması kaydıyla, ücretli olarak çalışan avukatların serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet kaydının yapılmaması uygun görülmüştür. Ayrıca, ücretli olarak çalışan avukatlara yapılan ücret ödemelerinin emsali durumdaki avukatlara ödenen ücretlerden düşük olmamasının gerekeceği tabiidir.
Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8. maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, bir avukata, bağlı ve ücretli olarak çalışması nedeniyle serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet kaydı gerekmeyen avukatlara vekaletname verildiği takdirde, vekalet alan avukatın adı ve soyadı ile birlikte, bağlı olarak çalıştığı işveren avukatın adı, soyadı (ünvanı), bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi numarasının da vekaletnameye yazılması zorunluluğu getirilmiştir."denilmiştir.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar doğrultusunda serbest meslek erbabı avukatın yanında sigortalı avukat eşinin hizmet akdine dayalı olarak çalıştırılması ve karşılığında belli bir ücret ödenmesi halinde, eşe yapılan ödemelerin ücret olarak kabul edilmesi ve sözkonusu ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu'nun 61, 94, 96, 103 ve 104'üncü maddeleri gereğince vergiye tabi tutulması gerekmekte olup 68'inci maddesine göre de mesleki kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır.



















T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü

TARİH : 25.06.1996

SAYI : B.07.4.DEF.0.35.11/176200-1390/4028

KONU :

Ödevlinin eşine ödemiş olduğu ücretlerden, ticari kazancın tespitinde gider olarak indiremeyeceği, eşine ödenen ücretlerden tevkif edilen gelir vergisini kendi adına tahakkuk eden gelir vergisinden mahsup edemeyeceği hk.

(Gelir Vergisi Kanunu'nun 41/2. maddesinde, "Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar..."in ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilemeyeceği, hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan aynı Kanunun 94. maddesine göre tevkif suretiyle ödenen vergilerin yıllık beyan esasına göre hesaplanan vergiden düşülebilmesi için, yıllık beyannameye dahil edilen kazanç veya iratlardan kesilmiş ve ödenmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle ödevlinin eşine ödemiş olduğu ücretleri ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilemeyeceği gibi eşine ödenen ücretlerden tevkif yoluyla ödenen gelir vergisini de kendi adına tahakkuk eden gelir vergisinden mahsup etmesi mümkün bulunmamaktadır.)

...
(Defterdarlık: Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğüne)
Yazınızda, daireniz mükelleflerinden (...) in 1998 takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesini 26.03.1999 tarih ve (...) kayıt nolu dilekçesi ile dairenize vererek tarh ve tahakkukunu yaptırdığı, ödevlinin söz konusu dilekçesinde 1998 takvim yılında eşini yanında ücretli olarak çalıştırdığı ve ödediği ücretten Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesi gereğince vergi tevkifatı yaptığı ve bu vergileri de muhtasar beyannameyle yasal süresinde dairenize ödediği, dolayısıyla bu gelirin vergilendirildiği; ancak Gelir Vergisi Kanununun 41. maddesinin 2. bendi gereğince eşe ödenen ücretin gider olarak kabul edilmemesinden dolayı 1998 takvim yılında eşine ödediği ücret ve işveren SSK hissesi toplamını teşkil eden (...) TL'm vergi matrahına dahil ettiği, bu nedenle çifte vergilendirme olduğunu belirterek yıl içinde eşine ödediği ücretten dolayı kesilen vergilerin tahakkuk eden vergiden mahsup edilmesi ve gerekli düzeltme işleminin yapılmasının talep edildiği belirtilerek yapılacak düzeltme işlemine esas teşkil etmek üzere eşe ödenen ücretten dolayı kesilen vergilerin mükellef adına tahakkuk eden gelir vergisinden mahsup edilip edilmeyeceği hakkında mükteza verilmesi istenilmektedir.

Bilindiği üzere, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesinde ücretin tanımı yapılmış, aynı Kanunun 94. maddesinde ise yaptıkları ödemelerden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları belirtilmiş olup, 1. bendinde de, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104'üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı, açıklanmıştır. Öte yandan, anılan Kanunun 41/2. maddesinde,


"Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar..."in ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilemeyeceği,"
hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, aynı Kanunun 121. maddesinde;


"yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan (4369 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) bu Kanuna göre kesilmiş veya götürü usulde tespit edilmiş olan kazanç ve ücretler dolayısıyla ödenmiş bulunan vergiler, beyanname üzerinden hesaplanan Gelir Vergisine mahsup edilir,"
denilmiştir.

Buna göre, kazanç ve iratlardan yıl içinde Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesine göre tevkif suretiyle ödenen veya kesilen vergilerin, yıllık beyan esasına göre hesaplanan vergiden düşülebilmesi için, mahsup edilecek vergilerin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre yıllık beyannameye dahil edilen kazanç veya iratlardan kesilmiş ve ödenmiş olması gerekmektedir.

Yukarıda açıklanan hükümler uyarınca, adı geçen mükellefin eşine ödediği ücretleri Gelir Vergisi Kanunu'nun 41/2. maddesine istinaden ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün olmayıp, bu ücretlerden sorumlu sıfatı ile gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekmektedir. Ayrıca tevkif edilen bu vergiler eşine ödediği ücretlere ilişkin gelir vergisi tevkifatı olduğundan, kendisi adına tahakkuk eden gelir vergisinden aynı Kanunun 121. maddesine göre mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Sorunuz serbest meslek erbabının yanında çalışanlara ödenen ücretler ve ssk işveren payları gider yazılır mı? şeklinde ise; sorunun yanıtı yukarıda meslekdaşların da belirttiği gibi GVK nun 68. maddesine göre; Evet tir.

Bu sorudan ayrı olarak serbest meslek erbabının eşine ödediği ücretlerin gider yazılıp yazılmaması konusuna da değinilmiş.

Buna da bir engel yok. GVK nun 41.maddesi ticari kazanç elde edenlerin eşlerine ödedikleri ücretlerin vergisel yönden gider kabul edilemeyeceğini belirtmiş ancak; serbest meslek giderlerini belirleyen 68. maddesinde mesleki kazançla ilgili maddelerde bu giderin KKEG olacağına dair herhangi bir hüküm mevcut değildir. Demek oluyorki serbest meslek kazançları açısından böyle bir engel yoktur. Olsaydı bunun kanunda açıkça belirtilmesi gerekirdi.

Buna ek olarak serbest meslek erbabının eşine ödediği ücretleri serbest meslek kazancının tespitinde gider yazabileceğine dair Maliye Bakanlığı'nın bir de özelgesi mevcuttur. Özelge şöyle diyor;


Serbest meslek erbabı eşine ödediği ücretleri, serbest meslek kazancının tespitinde gider kaydedebilir.

















Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih : 10.07.1996

Sayı : B.07.GEL.0.42/4215481/31158

Serbest meslek erbabı eşine ödediği ücretleri, serbest meslek kazancının tespitinde gider kaydedebilir.

Bilindiği üzere, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65. maddesinde; «Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır» denilmektedir'

Bu hüküm uyarınca, (H.U.)'nün göz doktoru olarak yapmış olduğu faaliyetin serbest meslek faaliyeti, elde ettiği kazancında serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmesi gerekir.

Öte yandan, anılan Kanunun 61. maddesinde, «Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar île sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetim değiştirmez.» hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre, (H.Ü.)'nün açacağı muayenehanesinde esini hizmet akdine dayalı olarak çalıştırması ve karşılığında belli bir ücret ödemesinde bulunması halinde adı geçenin eşine yapacağı sözkonusu ödemelerin ücret olarak kabul edilmesi gerekir.

Bu nedenle, hizmet akdine dayalı olarak yapılan ve ücret niteliği taşıyan sözkonusu ödemelerin serbest meslek kazancı olarak değil, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104. maddeleri uyarınca ücret olarak vergiye tabi tutulması gerekir.

Diğer taraftan, adı geçenin serbest meslek faaliyeti nedeniyle, yanında çalıştıracağı eşine ödeyeceği ücretin mesleki kazancının tespitinde gider olarak indirmesi mümkün bulunmaktadır.
 
Mali müşavirler, bağimsiz denetçiler bu özelgeye dikkat

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı : 17192610-120[ÖZG-2014-32]-215-17/07/2014

Konu : Bağımsız denetçi belgesi kurs ve yetkilendirme Belgesi ücretinin,Mali Sorumluluk Sigortasının, temizlik, v.s.giderlerin, çalışanların yemek bedelinin gider kaydı

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … TC kimlik numaralı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik faaliyetinden dolayı kayıtlı bulunduğunuz belirtilerek,

– Kamu Gözetimi Kurumunca 15 yılını dolduran SMMM ve YMM lere verilen Bağımsız Denetçi Belgesi için üniversitelerden alınan eğitim (kurs) gideri ile … Vergi Dairesi Müdürlüğüne yatırılan Bağımsız Denetçi Yetkilendirme Belgesi ücretinin,

– SGK, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve vergi dairesi tarafından kesilen cezaların yüksek olmasından bahisle, kendinizi ve mükelleflerinizi korumak amacıyla özel bir sigorta şirketine yaptırmış olduğunuz Mali Sorumluluk Sigortasının,

– Büronuzda kullanılan temizlik, kağıt havlu, tuvalet kağıdı, deterjan vb. giderlerin,

– Büronuzda çalışan elemanların (ortalama 6-9) öğle yemeklerini işyerinizin kaşesini taşıyan fişler karşılığında lokantadan yedikleri aylık KDV dahil toplam 500.-TL olan yemek bedelinin, her ayın sonunda toplu bir şekilde tek fatura olarak düzenlenip düzenlemeyeceği ile bu faturaların indirim konusu yapılıp yapılamayacağı,

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır. … “ hükmü yer almaktadır.

Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde, mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderlerin, 2 numaralı bendinde, hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatındaki iaşe ve ibate giderlerinin, 7 numaralı bendinde ise mesleki faaliyetin ifası için ödenen mal ve hizmet alım bedellerinin, 9 uncu bendinde de mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen meslek, ilan ve reklam vergileri ile iş yerleriyle ilgili ayni vergi, resim ve harçların serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 89 uncu maddesinde, gelir vergisi matrahının tespitinde gelir vergisi beyannamesinden yapılacak indirimlere yer verilmiş olup, 1 numaralı bendinde, ” Beyan edilen gelirin %15′ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla (Bu şartın tespitinde işverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile 63 üncü maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ve bu bent kapsamında indirim konusu yapılacak prim ödemelerinin toplam tutarı birlikte dikkate alınır.) mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortalarına ödenen primlerin %50′si ile ölüm, kaza, hastalık, sağlık, (6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değişen ibare. Yürürlük; 03.05.2013) engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri (Sigortanın Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim kendi gelirlerinden indirilir.) denilmiş, 2 numaralı bendinde ise, “Beyan edilen gelirin % 10′ unu aşmaması, Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamalarının (mükerrer 121 inci madde çerçevesinde eğitim ve sağlık harcamaları nedeniyle vergi indiriminden yararlanan ücretliler, aynı harcamalarını bu hükümden yararlanarak matrahlarından indiremezler).”

hükmü yer almıştır.

Ayrıca, 16 Mart 2006 tarihli ve 26110 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve 03 Mayıs 2007 tarihli ve 6511 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Mesleki Sorumluluk Sigortası Klozu ile Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlik mesleğini icra edenlerin de mesleki sorumluluk sigortası kapsamına alınmaları imkanı getirilmiş bulunmaktadır.

Mesleki sorumluluk sigortasının şahıs sigortası kapsamına girip girmediği yönünde Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının 17.12.2010 tarih ve 58352 sayılı yazısında, “….Bilindiği üzere, sigortacılık mevzuatında ayrım can ve mal sigortaları şeklinde yapılmıştır. Anılan sigorta da şahsı değil şahsın sorumluluğu nedeniyle mal varlığında meydana gelecek zararları sigortalayan bir mal sigortasıdır. Dolayısıyla, bu sigorta türünün anılan maddede yer alan “şahıs sigortası” kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.” denilmiştir.

Buna göre, sigortalının poliçede belirtilen ve ilgili taraflarca konusu tarif edilerek sınırları çizilen mesleki faaliyeti ifa ederken meydana gelen zarar, ziyan ve tazminatlar belli şartlar dahilinde sigorta kapsamına alınabilecektir. Ancak, söz konusu düzenlemelere göre Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin mesleki sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunluluğu bulunmadığından, isteğe bağlı olarak yaptırılan söz konusu sigorta giderlerinin serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, 26.12.2012 tarih ve 28509 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliğinde Bağımsız Denetçilik ile ilgili hükümler yer almış olup anılan yönetmeliğin 16 ncı maddesinde denetçilik sınavına ilişkin hüküm ve şartlarda belirtilmiştir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak tanımlanmış olup, “Faturanın Nizamı” başlığını taşıyan 231 inci maddesinin 5 numaralı bendinde ise; “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükümler çerçevesinde; yemek hizmetinin verildiği lokanta tarafından hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Yedi günlük dönemler dâhilinde aynı mükellefe yapılan hizmet ifaları için birinci günden itibaren yedi günü aşmamak kaydıyla toplu fatura düzenlenmesi de mümkün bulunmaktadır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 8 inci bendinde “Hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 800.000 lirayı ( 2013 ve 2014 yılları için 12.00.-TL ) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde, aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakten yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir.)” in gelir vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca konuya ilişkin olarak 186 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde;

“………………………

Buna göre, sözkonusu istisna hükmünün uygulanmasında;

_ İşverenlerce yemek bedeli, doğrudan yemek verme hizmetini sağlayan veya bu işe aracılık eden kuruluşa ödenecek (hizmet erbabına ödenmeyecek)

……………………….

Bu şartlar çerçevesinde işverenlerce, hizmet erbabına civar lokantalar veya yemek verme hizmeti sağlayan kuruluşlar vasıtasıyla temin edilen, menfaatler vergiden istisna edilecektir.

ibaresi yer almış olup, yemek verme hizmetine ilişkin olarak yemek verme hizmetine aracılık eden kuruluşlar vasıtasıyla bu hizmetin sunulmasının istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği açıklanmaktadır.

Öte yandan konuyla ilgili olarak; 186 Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde ve belge düzeni açısından uygulamanın nasıl yapılacağı yönüyle 382 Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde detaylı açıklamalara yer verilmiştir

Yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde;

– Bağımsız Denetçi Belgesine ilişkin eğitim (kurs) gideri ile Bağımsız Denetçi Yetkilendirme Belgesine ilişkin ücretin Gelir Vergisi Kanununun 68 inci maddesindeki serbest meslek kazancının tespitinde indirilecek giderler arasında sayılmadığından, söz konusu giderler için yapılan ödemelerin serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak hasılattan indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, Bağımsız Denetçi Belgesine ilişkin eğitim (kurs) giderlerinin anılan Kanunun 89 uncu maddesinin 2 numaralı bendinde yer alan şartların taşınması halinde, yıllık beyanname üzerinden indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

– Mesleki faaliyeti ifa ederken meydana gelecek zararlara karşı ödenen mali sorumluluk sigortasının, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan şahıs sigortası kapsamında olmaması nedeniyle, yıllık beyanname üzerinden indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

– Büronuzda kullanılan temizlik, kağıt havlu, tuvalet kağıdı, deterjan v.s. temizlik malzemesi giderlerinin, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip bulunması ve Vergi Usul Kanunu hükümleri gereğince tevsik edici belgelere dayanmış olması şartıyla kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, yemek bedeli faturasının, yemek hizmetinin verildiği lokanta tarafından hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde işveren adına düzenlenmiş olması şartıyla serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.  
 
SGK YÖNÜNDEN EŞİN SİGORTALI GÖSTERİLMESİ

Resul Kurt

Toplumda yaygın bir şekilde eşini kendi işyerinde sigortalı gösterenler bulunmaktadır. Aslında ev hanımları, çalışmayanlar, işsizler, öğrenciler gibi kesimler için emekliliklerini sağlamaya yönelik isteğe bağlı sigorta uygulaması var. Ancak isteğe bağlı sigortanın 4/b yani Bağ-Kur’lu gibi sayılması nedeniyle bir çok kişi 4/a yani SSK sigortalılığını devam ettirmek için eşinin dostunun yanında kendisini sigortalı gösteriyor.

İşte emeklilik hayali ile eksik prim gününü tamamlamak için eşine ait işyerinde sigortalı gösterilenlerle ilgili Yargıtay emsal bir karar verdi.

Denetmenler tespit etti
Çalışma hayatında sosyal güvenlik denetimlerini SGK müfettişleri veya SGK denetmenleri yapıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) denetmenleri, işyerinde yaptıkları kontrollerde, işverenin eşinin işyerinde sigortalı gösterildiğini ortaya çıkardı.

Esasen sigortalı olabilmek için mutlaka fiilen çalışılması gerekiyor. Fiilen çalışmayan kişilerin sigortalı olması yasal değil. İşyeri denetiminde fiili çalışmaya dayanmayan SGK primleri iptal edildi. Belirtilen dönemdeki prim gün sayısını geçersiz sayan SGK, sağlık harcamalarının iade edilmesini istedi. Eşinin yanında ücretsiz olarak çalıştığını anlatan kadın, sağlık harcamalarına ilişkin 1.500 lirayı SGK’ya ödedi.

Mahkeme ne dedi
SGK işleminin iptali için İş Mahkemesi’ne başvuran sigortalı, eşinin PVC doğrama atölyesinde çalıştığı sürelerin iptali işleminin iptali ile SGK’na borçlu olmadığının tespiti ve istirdat isteminde bulundu.

Sigortalı kadın, eşinden ücret almadan çalıştığı belirtti.

Mahkeme, işyerinin kapanmasından uzun süre sonra çalışmanın iptaline yönelik rapor düzenlenmesinin davalı kurumun, vatandaşların temel sosyal güvenlik hakkını koruma misyonuna uygun bir yaklaşım olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığına hükmetti.

Mahkeme, davanın kabulüne karar verdi. SGK mahkeme kararını temyiz etti. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, sigortalı ile işveren arasındaki iş ilişkisinin hizmet akdine dayanması gerektiğine vurgu yaptı.

Yargıtay bu kararında “Yasada, işverenin ücretsiz çalışan eşinin sigortalı sayılamayacağı belirtilmiştir. Davacının, kuruma verdiği imzalı beyanda, ücretsiz olarak eşinin yanında çalıştığını dile getirmesi karşısında davacının sigortalı sayılamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.” demek suretiyle eşinin yanında sigortalı olanlar için mutlaka ücrette ödenmesi gerektiğini hükme bağladı.

Mahkeme kararı ne anlama geliyor
SGK mevzuatına göre 5510 sayılı Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında işverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi sigortalı sayılmıyor.

Diğer bir deyişle eşinin yanında sigortalı olanlar için mutlaka ücrette ödenmesi gerekiyor. Ücret ödenmeden sigortalı gösterildiğinin tespiti söz konusu olursa bu prim günleri iptal edilecek.

Yani, eşinizin işyerinde sigortalı iseniz ücret almadan çalışmayın.

Star Gazetesi | 23.05.2019