02.05.2015, 17:15
Sahte Sigortalılık
Kaynak:
http://www.memurhaber.com/sahte-sigo...ilir-a650.html
http://www.bursa-smmmo.org.tr/yazarl...ler/122FUF.pdf
3) SAHTE SİGORTALI BİLDİRİMİNİN SONUÇLARI
a) Bildirilen Hizmetlerin İptal Edilmesi
Yapılan denetimler sonucunda sahte olarak bildirildiği anlaşılan hizmetler iptal edilmektedir.
Çünkü kanuna göre bir hizmet akdine istinaden bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı
olabilirler. Bu şartları taşımayan kişiler adına yapılan bildirimlerin 5510 sayılı kanunun emredici hükmüne
aykırılık nedeniyle iptal edilmesi gereklidir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlanan her türlü
yardımlar ve bu nedenle bağlanmış gelir ve aylıklar durdurulur.
b) Primlerin iadesi
5510 sayılı Kanunun 89/3. ve 89/4. maddelerinde “Yanlış veya yersiz alınmış olduğu tespit
edilen primler, alındıkları tarihten on yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere, sigortalılara,
isteğe bağlı sigortalılara veya genel sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine kanunî faizi ile birlikte
geri verilir. Kanunî faiz, primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden ay başından, iadenin yapıldığı ayın
başına kadar geçen süre için hesaplanır. Ancak Borçlar Kanununun 65 inci maddesi hükmü saklıdır.
Prim iadesi nedeniyle sigortalıların, isteğe bağlı sigortalıların, genel sağlık sigortalılarının aylık,
gelir, ödenek ve sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını yitirmeleri durumunda, bu Kanuna göre
ödenen aylık, gelir ve ödenekler ile sağlanan sağlık hizmetleri durdurulur. Yanlış veya yersiz yapılan
masraflar 96 ncı madde hükümlerine göre ilgililerden geri alınır.” denmektedir.
Kanun maddesinde yanlış ve yersiz olarak alınmış olduğu anlaşılan primlerin işverenlere ve sigortalılara
geri verileceği belirtilmişse de sahte bildirimler nedeniyle ödenen primlerin bu kapsamda olduğu
düşünülemez. Bu nitelikteki prim ödemeleri için bu madde hükmü uygulanmaz. Çünkü Borçlar Kanunu
65.maddesine göre haksız yahut ahlaka mugayir bir maksat istihsali için verilen bir şeyi istirdada mahal
yoktur. Yukarıdaki kanun maddesinde de Borçlar Kanununa atıf yapılarak primlerin iade edilmeyeceği
açıkça vurgulanmıştır.
c)Kurumca yapılan yardımların geri istenmesi
Sahte sigortalılık nedeniyle Kurumca sağlanan giderlerin geri ilgililerden geri alınır. Hukukun
evrensel nitelikteki kurallarından olan hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesinin burada
uygulanabileceği tartışmasızdır. Borçlar Kanunu hükümleri sosyal sigorta olaylarına da uygulanabilir.
Primlerin yanlış ve yersiz olarak ödenmesi sonucu işverenin de sigortalı ile birlikte kusurlu olduğu
saptandığı takdirde Kurum zararını işverenden de isteyebilir.
5510 sayılı Kanunun 96. maddesine göre, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen her türlü
ödemelerin Kurumca geri alınacağını hükme bağlanmıştır. 5510 sayılı Kanun bakımından yapılan
ödemenin, bildirimi yapının kötü niyetinden kaynaklanıp kaynaklanmamasının bir önemi kalmamıştır.
Ancak hatalı bildirimle kasıt ve kusurla yapılan bildirim arasında sadece yapılan yardımların iadesi için
gereken zamanaşımı sürelerinde farklılığa gidilmiştir. Oysa 506 sayılı Kanunun 84/3. maddesine göre
hatalı işlemler nedeniyle primleri geri verilenlere (sahte sigortalı bildirimleri hariç), daha önce sağlanan
yardımlara ait giderler ilgililerden geri alınmıyordu.
d) Sahte Sigortalı Bildirimi Sonucunda İşyeri Kayıtlarının Durumu ve İdari Para Cezaları
5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanunla değişik 102. maddesi e/4 ve e/5 fıkralarında kayıt ve
belgelerden dolayı uygulanacak idari para cezaları hüküm altına alınmıştır.
Kanunun e/4 fıkrası “ Tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi
nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünü verilen süre
içinde ibraz etmekle birlikte; kanunî tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik
tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler,…”
Kanunun e/5 fıkrası “ İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; işyerinin
sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil
numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair
sigortalının imzasının bulunması zorunludur. Belirtilen unsurlardan herhangi birini ihtiva etmeyen (imza
şartı yönünden makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye
bordroları geçerli sayılmaz ve her bir geçersiz ücret tediye bordrosu için aylık asgari ücretin yarısı
tutarında, idari para cezası uygulanır….” denmektedir.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 111. maddesi (ç) fıkrasında;
“Gerçek ve fiilî çalışmaya dayanmadığı hâlde, kayıt ve belgelerde ücret tahakkuk veya ödemesi
bulunan aylara” İPC uygulanacağı ve kayıtların geçerli sayılmayacağı belirtilmiştir.
Daha önce sayılan nedenlerle sahte sigortalılığın işyeri kayıtlarına yansıtılmaması halinde işyeri
kayıtları ile ilgili olarak ayrıca idari para cezası uygulanması mümkün değildir. Ancak genelde sahte
sigortalı bildirimi yapanlar bildirimin inandırıcı olması için bu hususu işyeri kayıtlarında da intikal
ettirmektedirler. Bu durumda işyeri kayıtları Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 111.112.113.
maddeleri hükümlerine uygun düzenlenmemiş olacağından başka bir anlatımla sahte bildirimin yapıldığı
her ay için ücret tediye bordroları ve yasal defterler yönünden ayrı ayrı birer geçersizlik fiili işlendiğinden,
sahte bildirimin yapıldığı her ay için 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi ( e ) fıkrası gereğince ücret
bordrosu ve yevmiye kaydı nedeniyle her fiil için yarım asgari ücret olmak üzere toplam bir asgari ücret
tutarında ayrıca idari para cezası uygulanması gerekmektedir.
e) Cumhuriyet Savcılığına Suç Duyurusunda Bulunulması
Sahte sigortalı bildirimi, sigortalı olmadığı bilinen bir kişinin haksız menfaat temin etmek
amacıyla kasten Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi ile oluşmaktadır. Bu fiil, Türk Ceza Kanununun
kamu güvenine karşı işlenen suçlar (204, 206 ve 207. madde, resmi ve özel belgede sahtecilik suçları)
kapsamında değerlendirilir. Yapılan incelemeler sonucunda haksız menfaat elde etme amacıyla bilerek ve
isteyerek bildirim yaptığı anlaşılanlar Cumhuriyet Savcılıklarına bildirilmektedir.
Dolayısıyla bu nitelikteki fiilleri işleyenler Ceza Mahkemelerince Türk Ceza Kanunun ilgili
maddeleri kapsamında yargılanabilmektedirler. Ancak sigortalı olmayan bir kişiyi sigortalı olarak
değerlendirmek suretiyle hata ile yapılan bildirimlerin yukarıdaki suçlar kapsamında değerlendirilmesine
olanak bulunmamaktadır.
Kaynak:
http://www.memurhaber.com/sahte-sigo...ilir-a650.html
http://www.bursa-smmmo.org.tr/yazarl...ler/122FUF.pdf
3) SAHTE SİGORTALI BİLDİRİMİNİN SONUÇLARI
a) Bildirilen Hizmetlerin İptal Edilmesi
Yapılan denetimler sonucunda sahte olarak bildirildiği anlaşılan hizmetler iptal edilmektedir.
Çünkü kanuna göre bir hizmet akdine istinaden bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı
olabilirler. Bu şartları taşımayan kişiler adına yapılan bildirimlerin 5510 sayılı kanunun emredici hükmüne
aykırılık nedeniyle iptal edilmesi gereklidir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlanan her türlü
yardımlar ve bu nedenle bağlanmış gelir ve aylıklar durdurulur.
b) Primlerin iadesi
5510 sayılı Kanunun 89/3. ve 89/4. maddelerinde “Yanlış veya yersiz alınmış olduğu tespit
edilen primler, alındıkları tarihten on yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere, sigortalılara,
isteğe bağlı sigortalılara veya genel sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine kanunî faizi ile birlikte
geri verilir. Kanunî faiz, primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden ay başından, iadenin yapıldığı ayın
başına kadar geçen süre için hesaplanır. Ancak Borçlar Kanununun 65 inci maddesi hükmü saklıdır.
Prim iadesi nedeniyle sigortalıların, isteğe bağlı sigortalıların, genel sağlık sigortalılarının aylık,
gelir, ödenek ve sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını yitirmeleri durumunda, bu Kanuna göre
ödenen aylık, gelir ve ödenekler ile sağlanan sağlık hizmetleri durdurulur. Yanlış veya yersiz yapılan
masraflar 96 ncı madde hükümlerine göre ilgililerden geri alınır.” denmektedir.
Kanun maddesinde yanlış ve yersiz olarak alınmış olduğu anlaşılan primlerin işverenlere ve sigortalılara
geri verileceği belirtilmişse de sahte bildirimler nedeniyle ödenen primlerin bu kapsamda olduğu
düşünülemez. Bu nitelikteki prim ödemeleri için bu madde hükmü uygulanmaz. Çünkü Borçlar Kanunu
65.maddesine göre haksız yahut ahlaka mugayir bir maksat istihsali için verilen bir şeyi istirdada mahal
yoktur. Yukarıdaki kanun maddesinde de Borçlar Kanununa atıf yapılarak primlerin iade edilmeyeceği
açıkça vurgulanmıştır.
c)Kurumca yapılan yardımların geri istenmesi
Sahte sigortalılık nedeniyle Kurumca sağlanan giderlerin geri ilgililerden geri alınır. Hukukun
evrensel nitelikteki kurallarından olan hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesinin burada
uygulanabileceği tartışmasızdır. Borçlar Kanunu hükümleri sosyal sigorta olaylarına da uygulanabilir.
Primlerin yanlış ve yersiz olarak ödenmesi sonucu işverenin de sigortalı ile birlikte kusurlu olduğu
saptandığı takdirde Kurum zararını işverenden de isteyebilir.
5510 sayılı Kanunun 96. maddesine göre, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen her türlü
ödemelerin Kurumca geri alınacağını hükme bağlanmıştır. 5510 sayılı Kanun bakımından yapılan
ödemenin, bildirimi yapının kötü niyetinden kaynaklanıp kaynaklanmamasının bir önemi kalmamıştır.
Ancak hatalı bildirimle kasıt ve kusurla yapılan bildirim arasında sadece yapılan yardımların iadesi için
gereken zamanaşımı sürelerinde farklılığa gidilmiştir. Oysa 506 sayılı Kanunun 84/3. maddesine göre
hatalı işlemler nedeniyle primleri geri verilenlere (sahte sigortalı bildirimleri hariç), daha önce sağlanan
yardımlara ait giderler ilgililerden geri alınmıyordu.
d) Sahte Sigortalı Bildirimi Sonucunda İşyeri Kayıtlarının Durumu ve İdari Para Cezaları
5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanunla değişik 102. maddesi e/4 ve e/5 fıkralarında kayıt ve
belgelerden dolayı uygulanacak idari para cezaları hüküm altına alınmıştır.
Kanunun e/4 fıkrası “ Tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi
nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünü verilen süre
içinde ibraz etmekle birlikte; kanunî tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik
tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler,…”
Kanunun e/5 fıkrası “ İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; işyerinin
sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil
numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair
sigortalının imzasının bulunması zorunludur. Belirtilen unsurlardan herhangi birini ihtiva etmeyen (imza
şartı yönünden makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye
bordroları geçerli sayılmaz ve her bir geçersiz ücret tediye bordrosu için aylık asgari ücretin yarısı
tutarında, idari para cezası uygulanır….” denmektedir.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 111. maddesi (ç) fıkrasında;
“Gerçek ve fiilî çalışmaya dayanmadığı hâlde, kayıt ve belgelerde ücret tahakkuk veya ödemesi
bulunan aylara” İPC uygulanacağı ve kayıtların geçerli sayılmayacağı belirtilmiştir.
Daha önce sayılan nedenlerle sahte sigortalılığın işyeri kayıtlarına yansıtılmaması halinde işyeri
kayıtları ile ilgili olarak ayrıca idari para cezası uygulanması mümkün değildir. Ancak genelde sahte
sigortalı bildirimi yapanlar bildirimin inandırıcı olması için bu hususu işyeri kayıtlarında da intikal
ettirmektedirler. Bu durumda işyeri kayıtları Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 111.112.113.
maddeleri hükümlerine uygun düzenlenmemiş olacağından başka bir anlatımla sahte bildirimin yapıldığı
her ay için ücret tediye bordroları ve yasal defterler yönünden ayrı ayrı birer geçersizlik fiili işlendiğinden,
sahte bildirimin yapıldığı her ay için 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi ( e ) fıkrası gereğince ücret
bordrosu ve yevmiye kaydı nedeniyle her fiil için yarım asgari ücret olmak üzere toplam bir asgari ücret
tutarında ayrıca idari para cezası uygulanması gerekmektedir.
e) Cumhuriyet Savcılığına Suç Duyurusunda Bulunulması
Sahte sigortalı bildirimi, sigortalı olmadığı bilinen bir kişinin haksız menfaat temin etmek
amacıyla kasten Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi ile oluşmaktadır. Bu fiil, Türk Ceza Kanununun
kamu güvenine karşı işlenen suçlar (204, 206 ve 207. madde, resmi ve özel belgede sahtecilik suçları)
kapsamında değerlendirilir. Yapılan incelemeler sonucunda haksız menfaat elde etme amacıyla bilerek ve
isteyerek bildirim yaptığı anlaşılanlar Cumhuriyet Savcılıklarına bildirilmektedir.
Dolayısıyla bu nitelikteki fiilleri işleyenler Ceza Mahkemelerince Türk Ceza Kanunun ilgili
maddeleri kapsamında yargılanabilmektedirler. Ancak sigortalı olmayan bir kişiyi sigortalı olarak
değerlendirmek suretiyle hata ile yapılan bildirimlerin yukarıdaki suçlar kapsamında değerlendirilmesine
olanak bulunmamaktadır.