AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: BİR GÜN İZİNSİZ GELMEYENDEN İKİ GÜN KESMEK
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
31 GÜN OLAN AYLARDA EKSİK GÜNLERE SOSYAL GÜVENLİK KURULUŞUNUN BAKIŞ AÇISI NE KADAR DOĞRU?

Tarih: 28.08.2009

Daha öncede belirttiğimiz üzere Kanun koyucu, sigortalıların hak kaybına uğramalarının önüne geçmek için eksik gün bildirimi ile ilgili düzenlemeyi Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79’uncu maddesinde yapmıştır. Buna göre;

“Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların 30 günden az çalıştıklarını açıklayan bilgi ve belgelerin işverence prim bildirgelerine eklenmesi şarttır.

Sigortalıların 30 günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, 30 günden az bildirilen sürelere ait primler Kurumca re’sen tahakkuk ettirilerek 80’inci madde hükümlerine göre tahsil olunur diyerek,

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde eksik gün bildirim nedeniyle ek (8) ekinde kuruma verilecek belgeler;

Sigortalının istirahatlı olduğunu gösteren resmi kuruluşlara ait sağlık tesisleri veya iş yeri hekimlerince düzenlenmiş hekim raporu,
Sigortalının ücretsiz izinli olduğunu kanıtlayan izin belgesi,
Sigortalının disiplin cezası alması, gözaltına alınması, tutukluluk haline ilişkin belgeler,
Kısmi süreli çalışmalara ait yazılı iş sözleşmesi,
En az işverenin imzasını havi puantaj kayıtları,
Grev, lokavt, genel hayatı etkileyen olaylar, doğal afetler nedeniyle iş yerinde faaliyetin durdurulduğunu veya işe ara verildiğini gösteren ilgili resmi makamlardan alınan yazı örneği, olarak sayılmıştır.
Bu belgeler dışında gerçekten sigortalının işyerinde çalışmadığını gösteren bir belge yasal süre içinde Kuruma verilirse şüphesiz kabul edilecektir. Ancak bu konuda Sosyal güvenlik kurumu Yönetim Kurulu yetkili kılınmıştır. Yani, yukarıda sayılan belgeler dışındaki (30) günden az çalışan sürelere ait geçerli belgeleri belirlemeye Sosyal güvenlik kurumu Yönetim Kurulu yetkilidir denmektedir.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 77. maddesinde "Bu kanun gereğince primlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biridir. Günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancı ücret aldığı gün sayısına bölünerek hesaplanır. Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün sayılarını gösterir." hükmü yer almaktadır.

Aylık ücretli çalışmanın temel özelliği bir aylık çalışma karşılığı ücretin toplam (maktu) yani kesin karşılığının önceden belirlenmesidir. Aylık ücret için uygulanacağı ayın kaç günden ibaret olduğunun herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Bu anlamda ilgili ay 28, 29,30 veya 31 günden meydana gelebilir, hayatın olağan akışı içerisinde asgari ücreti veya aşan ücreti aylık olarak alan ücretlinin ayın kaç gün olduğuna bakılmaksızın alacağı aylığa göre, 30 gün üzerinden hesaplanan eksik gün uygulamaları devam etmektedir.

Asgari ücretten çalışanların eksik günüde olsa asgari ücretin altında ödeme olamayacağından eksik gün gösterilmemesi gerek diyen arkadaşlarda mevcut, ancak uygulamada o ay kaç günden oluşursa oluşsun, o içinde işe girmeyen o ay içinde işten çıkmayan ve yevmiye usulü çalışmayan, işe devam ederken herhangi bir sebepten işe gelmemiş olan bu kesimin maaş hesabında aldığı maaş 30 a bölünür,(zaten asgari ücretin günlüğünün de altına düşülemeyeceği kanunun emredici kuralıdır, yani 30 gün üzerinden maaş alan çalışanın o ay eksik gün oluştu o zaman o ay kaç gün oluşuyor ise aldığı aylık maaşı gün sayısına böl dediğinizde aylık 31 e bölündüğünde asgari ücretin altına düşülemeyecek rakama ulaşmış olursunuz).

İşçinin aylık ücretli olması durumunda aydaki gün sayısı üzerinde durulmaksızın otuz gün üzerinden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu madde hükmünün kurumun internetten bildirim yapılırken yaşanılan özel durumları anlattığı web sayfasında, kurum E-bildirge soru ve cevapları bölümünde soru 14 de örneklediği gibi aylıkla çalışan işçinin bildiriminde işçinin herhangi bir sebeple o ay gelmediği günlerin bildirimini 30 günden düşerek örneklemeyi yapmış bulunmaktadır.

Ancak kurum 31 gün olan aylarda uygulamasını, kanunda ay içinde işe girişlerde, ay içinde işten çıkışlarda ve yevmiye usulü çalışan gündelikçi tabir edilenlerde geçerli olan aydaki gün sayısına göre parmak hesabını, yukarda arz ettiğimiz bir ay için ücret alan ve herhangi bir sebepten ötürü o ay eksik günü olan çalışanların hesabını da bu parmak hesabından yapılacak diyerek,31 gün olan ocak-mart-mayıs-temmuz-ağustos-ekim-aralık aylarında eksik gün bildirimlerindeki 30 günden çıkartarak bildirilen bildirimleri 31 günden çıkartmış, eksik günü fazla bildirdiniz ya izah edin yada ek bildirge verin diyerek idari para cezaları çıkartmış ve halen çıkartmaya da yıllar bazında devam etmektedir.

Bu husus ile ilgili kurum müfettişi Sayın Bekir GEÇER üstadımız bir yazısında ,”kurum uygulamasının Otuz bir günden meydana gelen aylarda (Ocak, Mart, Mayıs, Temmuz, Ağustos, Ekim, Aralık) herhangi bir sigortalının istirahat raporlu olması, ücretsiz izinli olması veya eksik gün bildirimine imkan veren diğer bir nedenle ayın bazı günlerinde işe devam edememesi durumunda, eksik günler otuz günden değil otuz bir günden eksiltilerek prim ödeme gün sayısı belirlenecektir. Eksik çalışma günlerinin otuz günden değil de otuz bir günden eksiltilmesinin nedeni, eksik gün bildirimi bulunan ayların prim ödeme gün sayısı bakımından ay içinde işe giriş veya işten çıkış olan aylarla aynı durumda kabul edilmesidir. Eksik gün bildirimi nedeniyle ay bütünlüğü bozulmakta ve eksik gün bulunan ay a özgü olmak üzere sigortalılar, günlük çalışma esasına göre(yevmiye ücretli) çalışıyormuş gibi kabul edilerek ayda kaç gün çalışılmış ise bu gün sayısı üzerinden prim gün sayısı hesaplanmaktadır”,demektedir. Hâlbuki kanunda 30 gün bütünlüğünün bozulması ile ilgili işe giren, işten çıkan ve yevmiye usulü çalışanların bildirimi için hesaplama bu şekil tanımlanmaktadır.

Kurum bence kanunda açıkça belirtilmeyen bir durumu kurum lehine yorumlamaktadır. Kuruma daha önce itiraz etmeye çalışan firmalar olmuş, Ancak idari para cezalarının ağırlığı ve itirazda yaşanılan ölçüsüz cezalar ve itiraz edilmeden ödemede yapılan indirimlerin büyüklüğü nedeniyle, çaresiz kalmış olan firmaların var olan haklarını, bence idare yasal olmayan bir şekilde ve tek taraflı yok saymıştır.

566 sayılı kanunun 77.maddesini yukarda kurum yetkilisi üstadımızın arz ettiği madde hükmünde geçen” ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancı ücret aldığı gün sayısına bölünerek hesaplanır.”ifadesini yorumlaması da tartışılır, belirli/belirsiz süreli aylık ile çalışanların o ay içerisindeki maaşı 30 gün üzerinden hesaplanmaktadır, dolayısıyla bu madde hükmüne göre zaten 30 a bölünme mecburiyeti varken, o ay giriş ve çıkış mevcut değilken gündelikçi yevmiye usulü çalışma mevzubahis değilken, herhangi bir sebepten dolayı devamlı çalışırken o ay eksik günü olan personelin maaş hesabında o ay kaç gün olursa olsun 30 günden hesaplanan maaşın, eksik gün hesabı 30 günden düşerek firmalar yapmaktadır. Kurum çalışanın maaş hesabını 31 gün üzerinden yap dediğinde, çalışanın günlük ücreti ve dolayısıyla alacağı rakamda azalmaktadır. Hayatın olağan akışı içerisindeki uygulamaya ters olan kurum yorumunun düzeltilmesi zaruridir diye düşünmekteyim.

Kaldı ki iş kanununda madde 46 da haftalık tatilin hak edilmesi, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Amir hükmünü dahi kurum dikkate almamaktadır. Eksik gün bildiren firmalarda, çalışanın eksik günü ile ilgili işveren tarafından izin verilmemesi halinde çalışılmamış kabul edilen hafta tatili günlerininde kurumca eksik güne dahil edilmesi yasa gereğidir. Kurum aleyhine gördüğü uygulamaları dikkate almamakta, ama lehe gördüğü olayları birde işvereni mağdur eder boyutta kullanmaktadır. Örneğin her hafta 1 gün ayda 3 gün izinsiz gelmeyen ve eksik gün bildirilen çalışanın 3 tatil günününde kurumca resen eksik güne dahil edilmesi yasa gereğidir. Kurum bunu dikkate almayıp 3 gün işe gelmeyen çalışanı 31 gün olan ayda 2 gün eksik bildir haline gelen bir uygulamayı ısrarla devam ettirmektedir. Bu hususta yaratılan mağduriyetin parasal karşılığı nedeniyle kurum müdürlükleri ilave eksik gün servisleri açmıştır. kayıt dışının bu kadar yoğun olduğu ve global ekonomik krizin vurduğu ülkemizdeki firmaların birçoğu ticari hayatı boyunca yapmadığı bir husus olan kredi kullanımına başlamıştır. Bu kadar sıkıntıda ve çalışanların haklarına riayet eden ve kurumla ilişkilerde hiçbir problem yaratmamış firmaların, kurumca mağdur edilmesi de doğru değildir. Kurum eksik gün servislerinin bu özel durumdan dolayı mağduriyet yaratmaması için uygulamaya yönelik bir çalışma acilen yapılmalıdır, yoksa kayda girenlerin yaşadığı mağduriyetler, kayıt dışını körükleyen uygulamalar, kayıt dışında olup bir yandan da haksız rekabet yaratan firmaların güçlenerek çoğalmasına neden olacaktır.

Kaynak: http://www.MuhasebeTR.com 
(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır .) 

http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/ufuk/043/

 
İZİNSİZ ve MAZERETSİZ BİR GÜN İŞE GELMEMENİN HAFTA SONU TATİLİ ve ÜCRETİNE ETKİSİ
April 5, 2010

İZİNSİZ ve MAZERETSİZ BİR GÜN İŞE GELMEMENİN HAFTA SONU TATİLİ ve ÜCRETİNE ETKİSİ

Av. Zekeriya Yılmaz- ÖZCAN HUKUK BÜROSU

Anayasa’nın 50/III-IV maddesindeki “Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir” hükmü gereği, çalışanların hafta tatillerine ilişkin düzenleme 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesinde yapılmıştır:

Madde 46 - Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.

Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.

İş Kanunu’na göre, bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, çalışanlara yedi günlük zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) ve dinlendiği gün için çalışmış gibi ücret verilmesinin ön koşulu, 63. madde uyarınca belirlenen iş saatlerinde çalışmış olmalarıdır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesinde ise genel bakımdan haftalık çalışma süresi en çok kırk beş saat olarak belirlenmiştir. Yine Kanun’a göre aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, çalışılan günlere eşit olarak dağıtılır. Taraflar anlaşarak haftalık normal çalışma süresini, haftanın çalışılan günlerine farklı şekilde dağıtabilirler. Fakat bu durumda günlük çalışma süresi, hiçbir şekilde on bir saati aşamaz.
Çalışanın hafta tatilini ve ücretini hak edebilmesi için, bir hafta içinde kırk beş saatlik normal çalışma süresini tamamlaması gerekir. Ücretli hafta tatili bakımından kanunen çalışılmış sayılan süreler dışında izinsiz ve mazeretsiz bir gün işe gelmeyen çalışanı bekleyen hukukî sonuçlardan biri de hafta tatili ve ücreti hakkını kaybetmesidir.

Başka bir anlatımla, haftanın tatilden önceki iş süresinde toplam kırk beş saatlik (bu süre iş günlerine eşit dağıtılsın veya dağıtılmasın) çalışma olmamışsa, işçi sadece hafta tatili günü çalışmış olmasından dolayı haftalık normal çalışma süresi doluncaya kadar normal yevmiyesini isteyebilir, ilave ücret isteyemez. ( Yargıtay 9. HD, 18.11.1988, E. 1998/11542, K.1988/10951)

İş Kanunu’nun 46. maddesine göre, aşağıdaki hallerde haftanın çalışılmayan günleri ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır:

a) Çalışmadığı halde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri,

b) Evlenmelerde üç güne kadar, ana veya babanın, eşin, kardeş veya çocukların ölümünde üç güne kadar verilmesi gereken izin süreleri,

c) Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri,

d) Zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi halinde.

Ayrıca “işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması (İK. 24/III, 25/III)” halinde, bir haftaya kadar çalışılmayan veya çalıştırılmayan bu bekleme sürelerinde işçiye ödenen her gün için yarım ücret (İK. m.40), hafta sonu için de geçerlidir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesinin hükümleri dikkate alındığında, çalışanın, kanunda geçen çalışmış gibi sayılan günler dışında hafta içinde herhangi bir işgününde mazeretsiz ve işverenden izinsiz işine devam etmemesi durumunda, ne hafta tatili ne de hafta tatili ücreti söz konusu olacaktır. Çalışanın ücret tahakkuk ve tediyelerinin ve kıdem tazminatı hesaplamalarının da bu durum göz önünde bulundurularak düzenlenmesi gerekmektedir.
Çalışanın normal çalışma süresini tamamlamasına rağmen, hafta tatilinde de çalıştırılması halinde fazla çalışmaya dair esaslar uygulanır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41/II. maddesindeki fazla çalışma ücretine ilişkin “her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.” hüküm gereği; hafta tatili ücreti çalışanın günlük ücretine yarım ücret ilave edilerek ödenir. Dolayısıyla hafta tatilinde çalışan bir işçiye, çalışmasa dahi ödenen bir günlük ücret (hafta tatili ücreti), çalıştığı gün için ödenen ücret ve hafta tatilinde fazladan çalıştığı için ilave edilen yarım ücret olmak üzere toplamda, 2,5 yevmiye ödenir.

http://www.muzafferozcan.av.tr/2010/04/05/89/
SGK’da eksik çalışmalı aylar parmak hesabıyla yapılır



Sosyal Güvenlik Mevzuatımız gereğince normalde aylar 30 gün yıllar 360 gün olarak dikkate alınır. Ancak, eksik çalışma günü olan aylarda çalışma gün sayısını parmak hesabıyla yapacaksınız…

E-bildirge sisteminde yeni başlayan uygulama ile eksik çalışma gününü o ay kaç çekiyorsa parmak hesabı yapılıp bildirge edilecektir…



1 Temmuz 2010 tarihinden itibarin aylık SGK bildirgelerinde eksik gün bildirmemiz gerekiyor. Ancak temmuz ayı için bakacak olursak bir personel 30 gün çalışmış 1 gün izinsiz işe gelmediyse bu personeli çalışma günü 30 gün üzerinden hesaplandığı için 1 gününü kesmiyoruz. Yani gelmeyen personeli ödüllendirmiş oluyoruz. Öyle değil mi? Bir de SGK çalışma günü neden ay kaç çekiyorsa onun üzerinden hesaplanmaz bilgi verirseniz sevinirim. Yusuf Şengönül



Yusuf bey, 1 Temmuz 2010 gününden itibaren e-bildirge sisteminde de eksik gün sayıları SGK’ya bildirge edilmeye başlandı ve sizin de bahsettiğiniz sorun ortaya çıktı. Bu esasen Sosyal Güvenlik Kurumu’nun İş Hukukuna çok fazla hakim olmamasından kaynaklanıyor. Normal şartlarda işçi çalışır ve ücretleri de İş Kanunu gereğince hesaplanır, bordro edilir sonrasında da bordro edilen ücret ve çalışma gün sayısı da SGK’ya bildirge edilir. Ancak, SGK bu durumu bilmediği için yeni uygulamasında hatalar ve haksızlıklar meydana getirdi.

***Hafta içi eksik çalışan pazar ücretini alamaz

4857 sayılı İş Kanunu’nun 46 ıncı maddesine göre, “…işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.

Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir…”

Yani, işçi Pazar gününden önceki günlerde tam çalışmış ise Pazar günü ücretini çalışmadığı halde alır. Ancak, işçi Pazar gününden önceki çalışma günlerinin birinde izinsiz işe gelmemişse hem işe gelmediği günün ücretini hem de Pazar günü ücretini alamaz.

Kanun böyle diyor ama bu ayrımı SGK’nın başında bulunanlar bilmediği için o ay bir gün işe gelmeyeni SGK’ya e-bildirge sistemi ile bildirirken 1 gün eksik bildireceksiniz der. Eksik işe gelinen ayda da çalışma günlerini parmak hesabıyla yapılmasını ister.

***SGK’da eksik aylar parmak hesabıyla

SGK uygulamasına (genelgelerine) göre, ay / dönem içindeki çalışmaları tam olan sigortalıların prim ödeme gün sayıları, ay / dönemin kaç gün olduğuna bakılmaksızın (ay / dönemin 28, 29, 30 veya 31 gün çektiği üzerinde durulmaksızın) 30 gün olarak sisteme girilecektir. Yani, ayın ilk gününde işe giren veya ay sonunda işten ayrılan sigortalılar, ay kaç gün olursa olsun 30 gün üzerinden SGK'na bildirilmektedir.

Ay / dönem içinde işe giren sigortalılar ile ay içinde işten ayrılan sigortalıların prim ödeme gün sayıları, işe giriş ve işten çıkış tarihleri ay/dönemin kaç gün olduğuna bakılarak parmak hesabı yapılmak suretiyle hesaplanacaktır.

Ay / dönem içinde işe girişi veya işten çıkışı bulunmayan, çeşitli nedenlerle (istirahat, ücretsiz izin, disiplin cezası gibi) ay / dönemin bazı günlerinde çalışmayan ve çalışmadığı günler için de ücret almayan sigortalıların ilgili ay/dönemdeki prim ödeme gün sayıları, ilgili ay / dönemdeki gün sayısından, ücret almaya hak kazanılmamış gün sayısı çıkartılmak suretiyle hesaplanacaktır.

***Mazeretsiz bir gün gelmeyenin Pazar gününü de düşmelisiniz 

Mesela, 31 gün olan Ağustos ayı içinde hafta içindeki bir gün işe gelmeyen birisini e-bildirge sisteminde eksik gün olarak 1 gün diye girerseniz hem tam çalışanları hem de eksik çalışanı 30 gün olarak bildirmek zorundasınız. Zira, parmak hesabıyla 31 çeken aylarda bir gün işe gelmeyen de 30 gün olarak bildirilir. Ancak, yukarıda verdiğim İş Kanunu’nun 46 ıncı maddesine göre esasen 2 gün yazmalısınız. İşte o zaman e-bildirgede bir gün yerine 2 eksik gün yazarsanız eksik gelen kişiyi 29 gün olarak bildirmiş olursunuz.

***SGK’ya bunu anlatmak zordur ama birileri anlatmalı

Fakat, e-bildirge sonrasında ayın 23’üne kadar SGK’ya eksik sebeplerini içeren ek-10 formunu da göndermek zorundasınız, ek-10 formunda bir günlük mazeretsiz izin yazarken, siz 2 gün eksik bildirdiniz diye size hem ceza uygularlar hem de idari para cezası verirler. Ancak, SGK’nın bu uygulaması yasal değil ve birilerinin bunu onlara anlatması şart. Uğraşır mısınız yoksa boşver alemin delisi ben miyim dersiniz bilmem ama sorun SGK’da İş Hukukunu bilenlerin olmamasından kaynaklanıyor. 


Kaynak:Ali TEZEL
http://www.alitezel.com/index.php?sid=yazi&id=3975
S.M. Mali Müşavir Ahmet BARLAK, 20.01.2015


MAZERETSİZ VEYA İZİNSİZ İŞE BİR GÜN GELMEYEN İŞÇİDEN İKİ GÜN KESİLMESİ YASAL DEĞİLDİR

4857 Sayılı iş kanunun 46. Maddesine göre işverenler mazeret bildirmeden işe gelmeyen işçinin haftalık çalışma şartını yerine getirmediğini ileri sürerek (gelmediği gün + 1 gün) şeklinde iki günlük kesinti yapmaktadır. 

“4857 Sayılı iş kanunu 46. Maddesi;

Madde 46 - Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.” 


Bu durum 5510 SGK kanunuyla çelişmektedir. SGK yılı 360 gün kabul etmekte ve bir ayı 30 gün kabul etmektedir. SGK’nın eksik gün bildirimlerinin nasıl bildirileceğine ilişikin yayınladığı duyuru aşağıdaki gibidir. 


“Ay/dönemdeki toplam gün sayısı - Eksik gün sayısı = Prim ödeme gün sayısı
formülü vasıtasıyla belirlenecektir.

Örnek 1: 31 gün çeken ayda 5 gün raporlu olan sigortalının;
Prim ödeme gün sayısı 31-5=26,
Eksik gün sayısı 5 olarak bildirilecektir.

Örnek 2: 31 gün çeken ayda 1 gün raporlu olan sigortalının;
Prim ödeme gün sayısı 31-1=30 olacağından,
Prim ödeme gün sayısı “30” gün olarak bildirilecek ve eksik gün sayısı girilmeyecektir.

Örnek 3: 30 gün çeken ayda 14 gün raporlu olan sigortalının;
Prim ödeme gün sayısı 30-14=16,
Eksik gün sayısı ise 14 olarak bildirilecektir.

Örnek 4: 30 gün çeken ayda 1 gün raporlu olan sigortalının;
Prim ödeme gün sayısı 30-1=29,
Eksik gün sayısı ise 1 olarak bildirilecektir.

Örnek 5: 28 gün çeken Şubat ayında 3 gün ücretsiz izinli olan sigortalının;
Prim ödeme gün sayısı 28-3=25,
Eksik gün sayısı ise 3 olarak bildirilecektir.

İşverenlerimize önemle duyurulur.”

Örnek 2 de işçi mazeretsiz gelmemiş olsun, işveren 4857 sayılı iş kanunun 46. Maddesine istinaden hafta tatili ücretine hak etmediğini ileri sürerek iki gün ücretinden kessin ve 31-2=29 gün bildirsin. Bu durumda eksik gün bildirimine eklenecek eksik günü ispat edici evrakta eksik gün 1 gün gözükeceğinden sigorta tarafından bildirimin hatalı yapıldığı gerekçesi ile ceza kesilebilmektedir. 

İlk bakışta sigortanın yaptığı uygulamanın 4857 sayılı yasanın 46. Maddesine aykırı olduğu savunulabilir. Fakat 4857 sayılı iş kanunun 46. Maddesinin gerekçesine bakıldığında SGK’nın yaptığı uygulamanın doğru olduğu anlaşılmaktadır. Gereçe aşağıdaki gibidir.

“4857 SAYILI YASANIN 46. MADESİNİN GEREKÇESİ

MADDE 46- Bu Kanunun 63 üncü maddesi ile iş sürelerinde sözleşmelerle esnekleşme yapılması yolu açıldığından, hafta tatilinin mutlaka 6 işgünü çalışılmış olmasına bağlı olmaksızın 7 günlük bir zaman dilimi içinde en az 24 saat dinlenme (hafta tatili) verilmesi esası kabul edilmiştir. 
Madde metninden, çalışılmadığı halde iş sürelerinden sayılan hallerle ilgili üçüncü fıkranın (a) bendinde yeni getirilen iş süreleri sistemine göre cumartesi günleri çalışılıp çalışılmadığına bakılmaksızın işgünü” 






Kaynak: 
1-4857 sayılı İş Kanunu
2-http://tisk.org.tr/tr/e-yayinlar/is_kanunu_yenilenmis_4__baski/pdf_is_kanunu_yenilenmis_4__baski.pdf