07.05.2015, 16:50
Örtülü Kazanç Dağıtımının KDV Yönünden İncelenmesi
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu''nda örtülü kazanç dağıtımına yönelik düzenleme bulunmamaktadır. Konuyu Katma Değer Vergisi Kanunu''nun 27 ve 30''uncu maddelerinde yer alan düzenlemeler ışığında inceleyeceğiz.sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu''nda örtülü kazanç dağıtımına yönelik düzenleme bulunmamaktadır. Konuyu Katma Değer Vergisi Kanunu''nun 27 ve 30''uncu maddelerinde yer alan düzenlemeler ışığında inceleyeceğiz.
" KDVK M:27/2: Bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücreti esas alınır".
" KDVK M:30/d: Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen Katma Değer Vergisi ?indirilmeyecek Katma Değer Vergisidir".
Genel olarak örtülü kazanç dağıtımında KDV uygulamasını işlemin mahiyetine uygun değerlendirme temel prensip olmalıdır. İşlemin mahiyeti 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu açısından öncelikle değerlendirilmelidir.
Örtülü Kazanç dağıtımının Katma Değer Vergisi yönünden incelenmesi bu maddelerdeki düzenlemeler ışığında yapılacaktır. Örtülü kazanç dağıtımı müessesesi kurumlar vergisine yönelik bir vergi güvenlik müessesesidir. Bu müessese ile yapılan tespitler sonrasında incelemeye konu sermaye şirketinin ticari kazancının değiştirilmesi istenemez. İnceleme neticesinde ortaya çıkan kazanç farkı sadece kurum mali karını değiştirmektedir. Katma Değer Vergisi Kanununda örtülü kazanç dağıtımına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Aynı şekilde Kurumlar Vergisi Kanununda örtülü kazanç müessesesinin Katma Değer Vergisi uygulamalarında da geçerli olacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Sonuç olarak Kurumlar Vergisine yönelik bir vergi güvenlik müessesesinin Katma Değer Vergisi açısından da uygulanması mümkün değildir.
Olması gereken hasılatın gizlenmesi şeklindeki örtülü kazanç dağıtımı tespitlerinin, örtülü kazanç dağıtımı adı altında ve ortaya konulan bedel ile gerçek bedel arasındaki fark üzerinden Katma Değer Vergisi''ne tabi tutulmamalı; yukarıda da bahsedildiği üzere KDVK''nun 27''nci maddesi devreye girmelidir. Örtülü Kazanç dağıtımına konu edildiği veya gizlendiği tespit edilen hasılata KDVK''nun (emsal fiyat yada bedel ile tespit edilen gizlenen hasılat) 27''nci maddesi emsal bedeli ve ücreti gereği oluşacak matrah üzerinden gereği Katma Değer Vergisi hesaplanmalıdır.
Bize göre yeni Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar gider kabul edilemez. Yani kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmalıdır.
Bu tutarlar ticari kardan mali kara ulaşılırken kanunen kabul edilmeyen indirimler olarak dikkate alınmalıdır.
Örnek: (1) Kurum; 100,00 YTL emsal bedeli olan değeri ilişkili kişilere 150,00 YTL üzerinden satın alarak kayıtlarına maliyet yada gider olarak alırsa; bu işlemdeki 50,00 YTL ticari kardan mali kara ulaşmak için kanunen kabul edilmeyen bir indirimdir. Bu tutara isabet eden KDV''de KDVK 30/d kapsamında ticari kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen Katma Değer Vergisi indirilmeyecek Katma Değer Vergisidir.
Örnek: (2) Kurum; 200,00 YTL emsal bedeli olan değeri ilişkili kişilere 100,00 YTL üzerinden satarak kayıtlarına hasılat olarak alırsa; bu işlemdeki 100,00 YTL karın oluşumunda eksik hasılattır. Veyahut bedelsiz verirse bedelsiz verilen tutar emsal bedeli karın oluşumunda eksik hasılattır. Eksik hasılat tutarına isabet eden KDV''de KDVK 27/2 kapsamında değerlendirilmeli ve KDV beyan ettirilmelidir.
IV.Sonuç ve Önerimiz
01.01.2007''den itibaren ekonomik ve mali yaşantımıza giren uygulama; mükellef ve meslek mensupları ve meslek örgütleri tarafından yapılan çalışmalarla tartışmalı konular açıklanmaya çalışılmaktadır.
Bize göre Maliye Bakanlığı OECD düzenlemeleri ile paralel genel tebliğ bazında yapacağı düzenlemelerle bir çok konuya açıklık getirecektir yada getirmelidir.
Yasanın 13''üncü maddesinin 7''nci fıkrası ve gerekse 5''inci fıkrasında yer alan düzenleme gereği Maliye Bakanlığı belli başlı konularda sahip olduğu, ya da tespit ettiği veyahut olmasını istediği fiyat,bedel,değerlendirme, oran v.b konuları kanunun kendisine verdiği yetkiye istinaden tüm mükelleflerin ve meslek mensuplarının faydalanabileceği şekilde (örneğin internet ortamında sürekli güncelleyerek) yayınlaması yeni olan konunun ihtilaf ve uyuşmazlık yaratmadan anlaşılıp uygulanmasını sağlayacaktır.
kaynak: lebib mevzuat yayınları
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu''nda örtülü kazanç dağıtımına yönelik düzenleme bulunmamaktadır. Konuyu Katma Değer Vergisi Kanunu''nun 27 ve 30''uncu maddelerinde yer alan düzenlemeler ışığında inceleyeceğiz.sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu''nda örtülü kazanç dağıtımına yönelik düzenleme bulunmamaktadır. Konuyu Katma Değer Vergisi Kanunu''nun 27 ve 30''uncu maddelerinde yer alan düzenlemeler ışığında inceleyeceğiz.
" KDVK M:27/2: Bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücreti esas alınır".
" KDVK M:30/d: Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen Katma Değer Vergisi ?indirilmeyecek Katma Değer Vergisidir".
Genel olarak örtülü kazanç dağıtımında KDV uygulamasını işlemin mahiyetine uygun değerlendirme temel prensip olmalıdır. İşlemin mahiyeti 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu açısından öncelikle değerlendirilmelidir.
Örtülü Kazanç dağıtımının Katma Değer Vergisi yönünden incelenmesi bu maddelerdeki düzenlemeler ışığında yapılacaktır. Örtülü kazanç dağıtımı müessesesi kurumlar vergisine yönelik bir vergi güvenlik müessesesidir. Bu müessese ile yapılan tespitler sonrasında incelemeye konu sermaye şirketinin ticari kazancının değiştirilmesi istenemez. İnceleme neticesinde ortaya çıkan kazanç farkı sadece kurum mali karını değiştirmektedir. Katma Değer Vergisi Kanununda örtülü kazanç dağıtımına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Aynı şekilde Kurumlar Vergisi Kanununda örtülü kazanç müessesesinin Katma Değer Vergisi uygulamalarında da geçerli olacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Sonuç olarak Kurumlar Vergisine yönelik bir vergi güvenlik müessesesinin Katma Değer Vergisi açısından da uygulanması mümkün değildir.
Olması gereken hasılatın gizlenmesi şeklindeki örtülü kazanç dağıtımı tespitlerinin, örtülü kazanç dağıtımı adı altında ve ortaya konulan bedel ile gerçek bedel arasındaki fark üzerinden Katma Değer Vergisi''ne tabi tutulmamalı; yukarıda da bahsedildiği üzere KDVK''nun 27''nci maddesi devreye girmelidir. Örtülü Kazanç dağıtımına konu edildiği veya gizlendiği tespit edilen hasılata KDVK''nun (emsal fiyat yada bedel ile tespit edilen gizlenen hasılat) 27''nci maddesi emsal bedeli ve ücreti gereği oluşacak matrah üzerinden gereği Katma Değer Vergisi hesaplanmalıdır.
Bize göre yeni Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar gider kabul edilemez. Yani kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmalıdır.
Bu tutarlar ticari kardan mali kara ulaşılırken kanunen kabul edilmeyen indirimler olarak dikkate alınmalıdır.
Örnek: (1) Kurum; 100,00 YTL emsal bedeli olan değeri ilişkili kişilere 150,00 YTL üzerinden satın alarak kayıtlarına maliyet yada gider olarak alırsa; bu işlemdeki 50,00 YTL ticari kardan mali kara ulaşmak için kanunen kabul edilmeyen bir indirimdir. Bu tutara isabet eden KDV''de KDVK 30/d kapsamında ticari kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen Katma Değer Vergisi indirilmeyecek Katma Değer Vergisidir.
Örnek: (2) Kurum; 200,00 YTL emsal bedeli olan değeri ilişkili kişilere 100,00 YTL üzerinden satarak kayıtlarına hasılat olarak alırsa; bu işlemdeki 100,00 YTL karın oluşumunda eksik hasılattır. Veyahut bedelsiz verirse bedelsiz verilen tutar emsal bedeli karın oluşumunda eksik hasılattır. Eksik hasılat tutarına isabet eden KDV''de KDVK 27/2 kapsamında değerlendirilmeli ve KDV beyan ettirilmelidir.
IV.Sonuç ve Önerimiz
01.01.2007''den itibaren ekonomik ve mali yaşantımıza giren uygulama; mükellef ve meslek mensupları ve meslek örgütleri tarafından yapılan çalışmalarla tartışmalı konular açıklanmaya çalışılmaktadır.
Bize göre Maliye Bakanlığı OECD düzenlemeleri ile paralel genel tebliğ bazında yapacağı düzenlemelerle bir çok konuya açıklık getirecektir yada getirmelidir.
Yasanın 13''üncü maddesinin 7''nci fıkrası ve gerekse 5''inci fıkrasında yer alan düzenleme gereği Maliye Bakanlığı belli başlı konularda sahip olduğu, ya da tespit ettiği veyahut olmasını istediği fiyat,bedel,değerlendirme, oran v.b konuları kanunun kendisine verdiği yetkiye istinaden tüm mükelleflerin ve meslek mensuplarının faydalanabileceği şekilde (örneğin internet ortamında sürekli güncelleyerek) yayınlaması yeni olan konunun ihtilaf ve uyuşmazlık yaratmadan anlaşılıp uygulanmasını sağlayacaktır.
kaynak: lebib mevzuat yayınları