AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: BASİT USULDEN GERÇEK USULE GEÇİŞTE YAPILMASI GEREK
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Basit usulden gerçek usule geçiş zamanı


01.01.2012 TARİHİNDEN SONRA

283 seri nolu gelir vergisi genel tebliği

3. Basit Usulde Vergilendirmeyle İlgili Düzenlemeler

3.1. Yasal düzenleme

6322 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve 13 üncü maddesiyle de aynı Kanuna Geçici 81 inci madde eklenmiştir.

“Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün şartlarını haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler dilekçelerinde belirttikleri tarihten veya izleyen takvim yılı başından, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, 47 nci maddede yazılı şartları taşıyanlardan arka arkaya iki hesap döneminin iş hacmi 48 inci maddede yazılı hadlerden düşük olanlar, yazılı talepleri üzerine bu şartın gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçebilirler. İşin eş ve çocuklara devri halinde iş hacminin hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınır. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler.

Gerçek usulde vergilendirilmekte iken işini terk eden mükellefler ile basit usulün şartlarını kaybedenlerden gerçek usulde vergilendirilmeye başlamadan önce işini terk eden mükellefler, terk tarihini takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe basit usule dönemezler. Bu hüküm, işin eş veya çocuklara devri halinde de uygulanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

“Basit usulde vergilendirmeye geçişte sürelerin hesabı:

GEÇİCİ MADDE 81- 46 ncı maddenin altıncı ve yedinci fıkralarında yer alan şartların tespitine 1/1/2012 tarihinden itibaren başlanır.”

3.2. Basit usulden gerçek usule geçiş

Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilmektedir.

6322 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinin altıncı fıkrasında yapılan düzenlemeyle, basit usulün şartlarını haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler dilekçelerinde belirttikleri tarihten veya izleyen takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirileceklerdir.

Örnek 4: Kayseri Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde servis işletmeciliği faaliyetinde bulunan ve basit usulde vergilendirilen Bay (G), vergi dairesine verdiği dilekçe ile 15/10/2012 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirme talebinde bulunmuştur. Bay (G), dilekçesinde belirttiği tarihten (15/10/2012) itibaren gerçek usulde vergilendirilecek olup, gerçek ve basit usulde tespit edilen ticari kazançlarını 2013 yılının Mart ayında birlikte beyan edecektir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 51 inci maddesi uyarınca faaliyetlerine başladıkları tarihten itibaren gerçek usulde vergilendirilecek olan mükelleflerin basit usulde vergilendirmeye dönmeleri mümkün değildir.

3.3. Gerçek usulden basit usule geçiş

6322 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden belirlenen şartları sağlayanlara basit usule geçme imkanı getirilmiştir.

Buna göre, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin;

- Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı şartları topluca taşıması,

- Arka arkaya iki hesap dönemi iş hacminin 48 inci maddede yazılı hadlerden düşük olması,

- Yazılı talepte bulunması

halinde, bu şartların gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçmeleri mümkün bulunmaktadır.

İşin eş ve/veya çocuklara devri halinde iş hacminin hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınacaktır.

Ancak, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilen mükellefler hiç bir suretle basit usule dönemeyeceklerdir.

Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin basit usule geçmeleri için alış, satış ve/veya hâsılat tutarlarının her birinin arka arkaya iki yıl süreyle 48 inci maddede yazılı hadlerden düşük olması gerekmektedir.

Diğer taraftan, 6322 sayılı Kanunun 13 üncü maddesiyle Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 81 inci madde hükmüne göre, gerçek usulden basit usule geçmeye ilişkin şartların tespitine ve iki yıllık sürenin hesabına 01/01/2012 tarihinden itibaren başlanacaktır.

Örnek 5: İstanbul ilinde kuaförlük faaliyeti nedeniyle öteden beri gerçek usulde vergilendirilen Bayan (N)’nin 2012 ve 2013 yıllarında elde ettiği iş hâsılatı, ilgili yıllar için Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan hâsılat haddinin altında gerçekleşmiştir. Diğer şartları da taşınması kaydıyla mükellefin 01/01/2014 tarihinden itibaren basit usulde vergilendirmeden yararlanması mümkündür.

3.4. İşini terk eden mükelleflerin durumu

Gerçek usulde vergilendirilenler ile basit usulün şartlarını kaybeden mükelleflerin;

İşin terk edilmesi veya eş ve/veya çocuklara devredilmesi hallerinde ilgisine göre terk veya devir tarihini takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe basit usule dönmeleri mümkün değildir.

Gerçek usulde vergilendirildiği veya vergilendirilmesi gerektiği faaliyetini 01/01/2012 tarihinden önce terk eden mükellefler için iki yıllık sürenin hesaplanmasına 01/01/2012 tarihinden itibaren başlanacaktır.

Gerçek usulde vergilendirildiği veya vergilendirilmesi gerektiği faaliyetini 01/01/2012 tarihinden itibaren terk eden mükellefler terk tarihini takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe basit usulden yararlanamayacaklardır.

Örnek 6: Taksi işletmeciliği faaliyeti nedeniyle gerçek usulde vergilendirilen Bay (M), bu faaliyetini 01/01/2005 tarihinde terk etmiştir. Bay (M), 2013 yılında yeniden faaliyete başlamak ve basit usulden faydalanmak istemektedir. Bay (M)’nin Gelir Vergisi Kanununun Geçici 81 inci maddesi hükmü uyarınca 01/01/2012 tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe basit usulden yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

Gerçek usulde vergilendirildiği veya vergilendirilmesi gerektiği faaliyetini terk eden mükellefin basit usulde ortaklık şeklinde faaliyette bulunmak istemesi halinde;

- Faaliyetin terk tarihine bağlı olarak, 01/01/2012 tarihinden veya terk tarihini takip eden yıldan itibaren iki yıllık sürenin geçmesi,

- Diğer ortaklarla birlikte basit usule tabi olmanın şartlarının topluca taşınması

kaydıyla, basit usulden yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

Örnek 7: Bay (P), gerçek usulde gelir vergisi mükellefi iken faaliyetini 05/06/2010 tarihinde terk etmiştir. Bay (P), 2012 yılında basit usule tabi olmanın şartlarını taşıyan Bay (S) ile ortak olarak şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine başlamak istemektedir. Geçici 81 inci madde hükmü uyarınca 01/01/2012 tarihinden itibaren iki yıl sonra, diğer bir ifadeyle 01/01/2014 tarihinden itibaren diğer şartları da taşıması kaydıyla Bay (P)’nin basit usulde vergilendirmeden yararlanması mümkündür. Bu nedenle Bay (P) ve ortağının 2012 yılında ortaklık şeklinde başlayacağı şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti nedeniyle ticari kazançlarının gerçek usulde tespit edilmesi gerekmektedir.

3.5. Gerçek usulden basit usule geçen mükelleflerde belge düzeni

Gerçek usulde vergilendirilmekte iken Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen şartları sağlayarak basit usulde vergilendirmeye geçen mükellefler ellerinde bulunan belgelerle ilgili olarak aşağıda belirtilen şekilde işlem yapacaklardır.

Vergi Usul Kanunu uyarınca notere tasdik ettirmiş veya “Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre anlaşmalı matbaalara bastırmış oldukları belgelerden, kullanılmamış olanlar ile en son kullandıkları ciltleri basit usulde vergilendirmeye başladıkları tarihten itibaren bir ay içinde bağlı bulundukları vergi dairelerine dilekçeleri ile ibraz ederek kullanılmamış olan belgelerin iptal edilmesini sağlayacaklardır.

Belge iptal işlemi vergi dairelerince 246 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin(3) (E) bölümünde belirtilen şekilde gerçekleştirilecektir.

Basit usulde vergilendirilen mükellefler kullanacakları belgeleri 215(4) ve 225(5) Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde açıklanan şekilde temin edeceklerdir.

Basit usule geçen mükelleflerden 225 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği kapsamında bulunanlar, mevcut belgelerinden kullanılmamış olanları vergi dairesine tespit ettirmek kaydıyla kullanmaya devam edebileceklerdir.

Basit usule tabi mükelleflerin 3100 sayılı Kanun kapsamına girmemekle beraber, isteğe bağlı olarak ödeme kaydedici cihaz alıp kullanmaları mümkün bulunmaktadır. Bu durumdaki mükelleflerin ellerindeki cihazlarını kullanmak istememeleri halinde, 60 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğin(6) 4 ve 6 ncı bölümlerindeki açıklamalara göre, hurdaya ayırma veya bir başka mükellefe satma imkânları bulunmaktadır.



01.01.2012 TARİHİNDEN ÖNCE

193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU
215 SERİ NOLU GV. TEBLİĞİ
5. DİĞER HUSUSLAR
5 .1. Basit Usule Tabi Olmanın Şartlarından Herhangi Birini Takvim Yılı İçinde Kaybedenler İle Basit Usulden Yararlanmak İstemeyenlerin Vergilendirilmesi
41. 1/1/1999 tarihinden 2001 yılı sonuna kadar basit usulde vergilendirilecek olanlar hakkında, 48 inci maddede yazılı özel şartlara ilişkin hadler aranmayacaktır(14). Bu gruba giren mükelleflerin alış ve satış tutarları ne olursa olsun 1999-2000 ve 2001 yıllarında basit usulde vergilendirilmelerine devam edilecektir.
42. Bununla birlikte Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesi uyarınca, basit usule tabi olmanın genel ve özel şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirileceklerdir. Basit usulün şartlarına sahip olmakla birlikte bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler;
_ Bu talepleri doğrultusunda takip eden aybaşından veya izleyen takvim yılı başından,
_ Yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden,
itibaren gerçek usulde vergilendirileceklerdir.



Düzenleyen Ahmet BARLAK - 22.Eylül.2011 Saat 15:17
 
BASİT USULDEN GERÇEK USULE GEÇEN MÜKELLEFLERİN STOKLARINDA YER ALAN MALLARIN KDV’Sİ İNDİRİLEBİLİR Mİ?

KDV Kanunu’nun 17/4-a maddesinde, Gelir Vergisi Kanunu’na göre basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’den istisna olduğu hükme bağlanmıştır. Teslim ve hizmetleri KDV’den istisna olan bu mükelleflerin mal ve hizmet alımları ile ithalatları ise KDV’ye tabi olup, alım ve ithalatlar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin Kanun’un 30/a maddesine göre indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. İndirimi mümkün bulunmayan bu KDV’lerin, GVK ve KVK’nın ilgili hükümlerine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, anılan Kanun’un 29/1-c maddesinde, götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV’yi indirebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Uygulamada, anılan 29/1-c madde hükmünde “basit usul” ibaresinin yer almaması nedeniyle, basit usulden gerçek usule geçenlerin stoklarında yer alan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda tereddüte düşülmektedir.

KDV Kanunun 29/1-c maddesinde “götürü ve telafi edici usul” ibaresi yer aldığı halde, götürü usul yerine ihdas edilen “basit usul” ibaresi bulunmamaktadır. Madde hükmünde bu doğrultuda bir değişiklikte yapılmamıştır. Bunun nedeni ise, basit usulde vergilendirilen mükelleflere de başlangıçta KDV indirim hakkı verilmiş olmasıdır. Çünkü, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin KDV indirim hakları bulunduğundan, bu mükelleflerin gerçek usule geçmeleri halinde KDV indirimi ile ilgili bir problem yaşamaları mümkün bulunmamaktaydı. Ancak daha sonra, KDV Kanunu’nun 17/4-a maddesinde 4842 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, 01.07.2003 tarihinden itibaren basit usulde vergilendirilen mükelleflerin teslim ve hizmetleri KDV’den istisna edilmiş, bunun bir sonucu olarak da, bu mükelleflerin KDV indirim hakları ortadan kaldırılmıştır. Bize göre bu durumda bir Kanun değişikliği yapılarak, istisna ve indirim hakkı yasağının getirilmesine paralel olarak Kanun’un 29/1-c maddesi metninden “götürü ve telafi edici usul” ibaresi çıkarılıp yerine “basit usul” ibaresinin eklenmesi gerekirdi. Bu şekilde, basit usulde vergilendirilirken gerçek usule geçenlerin stoklarına ilişkin KDV indirimi sorunları da hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde giderilmiş olacaktı.
Ancak, Maliye Bakanlığı Kanunun 29/4. Maddesinin verdiği yetkiye istinaden verdiği özelgelerde basit usulden gerçek usule geçenlerin stoklarında yer alan mallara ait KDV’nin indirilebileceğini belirterek, ortaya çıkacak sorunları önlemiştir. Basit usulden gerçek usule geçen mükelleflerin stoklarında yer alan mallara ait KDV’yi indirebilmeleri için, basit usulden gerçek usule geçiş tarihi itibariyle stoklarda bulunan malları ilgili vergi dairesine bildirilmeleri gerekmektedir. Yazılı olarak verilmesi gereken stok bildirimi (envanteri) herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Ancak bildirimde vergi kimlik numarası başta olmak üzere hüviyete ilişkin bilgiler ile stok olarak beyan edilecek malın cinsi, malın miktarı, birim fiyatı, toplam tutarı, KDV’si ve faturaların tarih ve numarası gibi bilgilere yer verilecektir. Bize göre, 215 Seri No.lu GVK Genel Tebliği ekinde yer alan “Götürü Usulden Basit Usule Geçen Mükellefler İçin Stok Bildirimi Ek: 4” formu, bir takım değişiklikler yapılarak stok bildirimi formu olarak kullanılabilir.

Konu hakkında verilen bazı özelgelerin özetleri aşağıdadır:
“Basit usule tabi iken gerçek usule geçen mükelleflerin hesap dönemi başında çıkaracakları envanterde yer alan mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır. Buna göre; basit usulde mükellefken 2007/Eylül ve 2010/Aralık aylarında satın aldığınız araçlar için yüklenmiş olduğunuz KDV yi, gerçek usulde vergilendirmeye geçtiğiniz hesap dönemi başında çıkaracağınız envanterde göstermek şartıyla, indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır. Ancak, söz konusu araçlara ilişkin yüklendiğiniz katma değer vergisini daha önce gider olarak kaydetmiş olmanız halinde, bu tutar için gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.” (MB. GİB. Balıkesir VDB.nin 25/01/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.10.15.01 -KDV- 2011/107-1326/-8 sayılı özelgesi) 06.03.2013
“ Basit usule tabi oldukları dönemde iktisap ettikleri binek otomobili dışındaki araçları gerçek usule geçtikleri dönemin açılış kaydında ellerindeki faturaya dayanarak gösteren mükellefler, bu faturada gösterilen KDV yi indirim konusu yapabilecekler, gerçek usule geçildikten sonra söz konusu araçları satmaları halinde de KDV hesaplayıp beyan edeceklerdir.” (MB. GİB. Ankara VDB.nin 10/9/2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.06.17.01 -KDV- 4 -14029-05-713 sayılı özelgesi)

“ Basit usulde mükellefiyete tabi iken gerçek usulde vergilendirmeye geçen mükelleflerin, devreden stokları nedeniyle yüklenmiş oldukları katma değer vergisini çıkaracakları envantere göre indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır. Buna göre, basit usule tabi olunan dönemde iktisap ettiğiniz söz konusu aracın, gerçek usule geçtiğiniz dönemin açılış kaydında faturaya dayandırmak suretiyle göstermeniz kaydıyla gerçek usule geçtiğiniz dönemde indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır. Ancak söz konusu verginin daha önce gider hesaplarında gösterilmesi halinde bu hesaplarda gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.” (MB. GİB. Muğla VDB.nin 12/5/2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.48.15.01-15.01/KDV-40 sayılı özelgesi)
“Basit usule tabi iken gerçek usule geçen mükelleflerin devreden stokları nedeniyle yüklenmiş oldukları KDV’yi çıkaracakları envantere göre Kanun’un 29/1-c maddesi çerçevesinde indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır. Buna göre, basit usulden kendi isteği ile gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetine geçen mükellefin, basit usuldeyken satın aldığı mallar için yüklenmiş olduğu KDV’yi çıkarılacak envanterde göstermek şartıyla gerçek usule geçtiği dönemde indirim konusu yapması mümkündür. Ancak söz konusu verginin daha önce gider hesaplarında gösterilmesi halinde bu hesaplarda gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.” (GİB.’nin, 16.10.2006 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.53/5317-2165/80396 sayılı Özelgesi)
Saygılarımızla,

Yılmaz SEZER
YMM
GÜNCEL & LAVIALE TÜRKİYE
Yönetim Kurulu Başkanı 
 
BASİT USUL MÜKELLEFİ İKEN GERÇEK USULDE VERGİYE TABİ OLAN MÜKELLELERİN DÖNEM SONU STOKLARINA İLİŞKİN KDV VE DEMİRBAŞ VE ARAÇLARINA İLİŞKİN KDV'NİN İNDİRİM DURUMU.



Basit usle tabi mükelleflerin gerçek usule geçerken stoklarında bulunan emtiaya ilişkin kdv çıkarılacak envantere göre indirim konusu yapılabilmektedir. Yalnız basit usul oldukları dönemde bu Bu emtialara ait kdv gider olarak kaydedildiği için, gider olarak kaydedilen kdv ye ilişkin düzeltme yapılması gerekmektedir.
Düzeltmenin nedi ise kar yada zararın değişmesi değil devren emita tutarında dönemler arası tutarsızlıktır.
Örnek: 01/01/2011 tarihi itibari ile gerçek usule geçecek mükellefin 31/12/2010 tarihli hesap özeti aşağıdaki gibi olsun.

Giderler=20,000,00 tl.
Gelirler=10,000,00 tl.
Dönem sonu emtia= 15.000,00 tl.
Kar= 5.000,00

Dönem sonu mal mevcudundaki kdv yi indirim konusu yapmak istemezse mükellef gerçek usule geçtiği 01/01/2011 yıl dönem başı stok miktarı 15.000,00 TL. olarak yazacaktır.
Dönem sonu mal mevcudundaki kdv’yi indirim konusu yapmak isterse 15.000,00/1,18=12.711,86 TL. kdv hariç tutarı olacak. 2011 yılı dönem başı stok miktarı da 12.711,86 TL. olacaktır.

Görüldüğü gibi 2010 yılı dönem sonu stok miktarı yıllık gelir vergisi beyannamesindeki hesap özetinde 15.000,00 TL. gözükecek. 2011 yılı yıllık gelir vergisi beyannamesinde ise dönem başı stok miktarı 12.711,86 TL. gözükecektir. Bu durumun oluşmaması için 2010 yılı basit usul kayıtlarında gider yazılan dönem sonu stoğuna ait kdv’ne ilişkin kayıtların düzeltilmesi gerekmektedir. Düzeltme yapıldığında hesap özeti aşağıdaki şekilde oluşacaktır.

Giderler= 17.711,86 TL.
Gelirler= 10,000,00 TL.
Dönem Sonu Sonu Stok = 12.711,86
Kar= 5.000,00 TL.

Düzeltme yapıldığında 2010 yılı dönem sonu stoğu ile 2011 yılı Dönem başı stok tutarlarındaki uyumsuzluk ortadan kalkmış olacaktır.

Demirbaş ve araçlarda ise 193 sayılı gelir vergisi kanunun 215 seri nolu tebliğinin 32. Maddesinde belirtildiği üzere bunlar basit usul kayıtlarına gider olarak kaydedilmediği için bunlara ilişkin çıkarılacak envantere istinaden kdv’leri indirim konusu yapılabilir.




İlgili Mevzuat
3065 sayılı kanun madde 29/1-c maddesi
Götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükme bağlanmıştır.
ve
3065 sayılı kdv kanunun 23 seri nolu kdv genel tebliği H. Vergi İndirimi maddesi
2. Vergilendirme Usulü Değişikliğinde Stok Beyanı ve İndirimi:
Aynı maddenin 1. fıkrasına eklenen © bendi ile götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi iken gerçek usulde vergilendirilmeye başlanan mükelleflerin, çıkarılacak envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarında ayrıca gösterilen katma değer vergisini indirim konusu yapabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Buna göre, götürü usulde vergilendirilmekte iken, şartları kaybedip gerçek usulde vergilendirilmeye başlanan veya telafi edici usulden gerçek usule geçen mükellefler geçiş tarihi itibariyle stoklarında bulunan emtiayı bir ay içinde ilgili vergi dairesine bildireceklerdir.
Stok bildirimi herhangi bir şekle tabi olmayacak, ancak mükellefler stok bildiriminde mükellefiyet sicil numarası başta olmak üzere hüviyetlerine ilişkin bilgiler ile stok olarak beyan edilen malın cinsi, miktarı, birim fiyatı, tutarı, katma değer vergisi ve ilgili fatura tarih ve numarasını gösterecekler ayrıca tarih koymak suretiyle imzalayacaklardır.
Basit usle tabi mükelleflerin gerçek usule geçerken stoklarında bulunan emtiaya ilişkin kdv çıkarılacak envantere göre indirim konusu yapılabilmektedir. Yalnız basit usul oldukları dönemde bu Bu emtialara ait kdv gider olarak kaydedildiği için, gider olarak kaydedilen kdv ye ilişkin düzeltme yapılması gerekmektedir.
Demirbaş ve araçlarda ise 193 sayılı gelir vergisi kanunun 215 seri nolu tebliğinin 32. Maddesinde belirtildiği üzere bunlar basit usul kayıtlarına gider olarak kaydedilmediği için bunlara ilişkin çıkarılacak envantere istinaden kdv’leri indirim konusu yapılabilir.








Bu konu hakkında verilen muktezalar.

Başlık Basit usulden gerçek usule geçen mükellefin sabit kıymet niteliğinde olan aracın kalan amortisman süresine ait KDV nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.
Tarih 12/05/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.48.15.01-15.01/KDV--40
Kapsam

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MUĞLA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Vergi Ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü


Sayı : B.07.1.GİB.4.48.15.01-15.01/KDV--40 12/05/2011
Konu : Basit Usulden Gerçek Usule Geçen Mükellefin



İlgi dilekçenizde, ... tarih ve ... no.lu fatura ile iktisap edildiği anlaşılan Temsa Marka otobüs ile şehir içi yolcu taşıma işi yapmakta olduğunuzu, EVDO kayıtlarına göre ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numarasında kayıtlı basit usulde mükellef iken 1/1/2010 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirmeye geçtiğinizi, bu nedenle sabit kıymet niteliğinde olan söz konusu aracın kalan amortisman süresine ait KDV nin indirim konusu yapılıp yapılamaycağı hususunda tereddüde düştüğünüzü belirterek konu hakkındaki görüşümüzün bildirilmesi istenilmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 29/1-c maddesinde, götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin 3 üncü fıkrasında ise "İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir." denilmektedir.
Diğer taraftan, 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin "H-Vergi İndirimi" başlıklı bölümünün "Vergilendirme Usulü Değişikliğinde Stok Beyanı ve İndirimi" başlıklı 2 nci maddesinde;
"Aynı maddenin 1. fıkrasına eklenen © bendi ile götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi iken gerçek usulde vergilendirilmeye başlanan mükelleflerin, çıkarılacak envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarında ayrıca gösterilen katma değer vergisini indirim konusu yapabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Buna göre, götürü usulde vergilendirilmekte iken, şartları kaybedip gerçek usulde vergilendirilmeye başlanan veya telafi edici usulden gerçek usule geçen mükellefler geçiş tarihi itibariyle stoklarında bulunan emtiayı bir ay içinde ilgili vergi dairesine bildireceklerdir.
Stok bildirimi herhangi bir şekle tabi olmayacak, ancak mükellefler stok bildiriminde mükellefiyet sicil numarası başta olmak üzere hüviyetlerine ilişkin bilgiler ile stok olarak beyan edilen malın cinsi, miktarı, birim fiyatı, tutarı, katma değer vergisi ve ilgili fatura tarih ve numarasını gösterecekler ayrıca tarih koymak suretiyle imzalayacaklardır." denilmektedir.
Bu çerçevede basit usulde mükellefiyete tabi iken gerçek usulde vergilendirmeye geçen mükelleflerin, devreden stokları nedeniyle yüklenmiş oldukları katma değer vergisini çıkaracakları envantere göre indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır.
Buna göre, basit usule tabi olunan dönemde iktisap ettiğiniz söz konusu aracın, gerçek usule geçtiğiniz dönemin açılış kaydında faturaya dayandırmak suretiyle göstermeniz kaydıyla gerçek usule geçtiğiniz dönemde indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır. Ancak söz konusu verginin daha önce gider hesaplarında gösterilmesi halinde bu hesaplarda gerekli düzeltmenin yapılacağı tabidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
...


EK :
Özelge talep formu ve Fatura


(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.




Başlık Basit usulde vergilendirilmekte iken gerçek usule geçen mükellefin KDV indirimi hk.
Tarih 03/05/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.16.16.02-300-10-34-52
Kapsam

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı : B.07.1.GİB.4.16.16.02-300-10-34-52 03/05/2011
Konu : Basit usulde vergilendirilmekte iken gerçek usule geçen mükellefin KDV indirimi.



İlgide kayıtlı dilekçenizde; şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinizden dolayı basit usulde gelir vergisi mükellefi iken, 29/1/2010 tarihinde bir otobüs satın aldığınız ve gerçek usulde vergilendirilmek üzere müracaatta bulunduğunuz belirtilerek, 2006 ve 2010 yıllarında satın almış olduğunuz araçlara ait katma değer vergilerinin Şubat 2010 vergilendirme dönemi katma değer vergisi (KDV) beyannamesinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda görüş talebinde bulunulmaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanununun 29/1-c maddesinde götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirebilecekleri belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 30/b maddesinde ise, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, mükelleflerin taksi işletmeciliği faaliyetinde kullanmak üzere iktisap ettikleri binek otomobillerinin alımında ödedikleri katma değer vergisinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Bu çerçevede, basit usule tabi iken gerçek usule geçen mükelleflerin devreden stokları nedeniyle yüklenmiş oldukları katma değer vergisini çıkaracakları envantere göre indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır.
Buna göre; basit usulde mükellefken 2006 yılında satın aldığınız araç için yüklenmiş olduğunuz katma değer vergisini çıkarılacak envanterde göstermek şartıyla, gerçek usule geçtiğiniz dönemde indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır.
Ancak, söz konusu araca ilişkin yüklendiğiniz katma değer vergisini daha önce gider olarak kaydetmiş olmanız halinde, bu tutar için gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.
Öte yandan, 2010 yılında satın aldığınız otobüse ilişkin alış vesikasında gösterilen katma değer vergisinin de, söz konusu işleme ait alış vesikasını kanuni defterinize kaydettiğiniz vergilendirme döneminde indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.




Başlık Basit usule tabi iken gerçek usule geçen mükellefin devreden stoklar nedeniyle yüklenmiş olduğu katma değer vergisini çıkaracağı envantere göre indirim konusu yapması mümkündür.
Tarih 15/02/2005
Sayı B.07.0.GEL.0.54/5429-722
Kapsam

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü
SAYI : B.07.0.GEL.0.54/5429-722
KONU:
UŞAK VALİLİĞİ
(Defterdarlık:Gelir Müdürlüğüne
İLGİ : 28.4.2004 tarih ve B.07.4.DEF.0.64.10/3065-03/143" sayılı yazınız.
İlgide kayıtlı yazınızda, basit usulde gelir vergisi mükellefi olan .....'ın 10.03.2004 tarihi itibariyle istisnadan vazgeçtiği Mart/2004 yılına ait Katma Değer Vergisi (KDV) Beyannamesinde 31.12.2003 ve 10.03.2004 itibariyle ayrı ayrı stok mal alışlarını tespit ettiği belirtilerek bu alışlara ilişkin KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı sorulmaktadır.
KDV Kanununun; 4842 sayılı Kanunun 23. maddesiyle değişik 1" 4-a maddesinde, 01.07.2003 tarihinden itibaren Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf esnaf ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'den istisna olduğu.
18. maddesinde, vergiden istisna edilen işlemleri yapanların diledikleri takdirde ilgili vergi dairesine yazılı olarak müracaatta bulunarak bu işlemleri dolayısıyla vergiye tabi tutulmalarını talep edebilecekleri, bu talebin mükellefin istisnaya dahil olan işlemlerinin tamamını kapsamasının şart olduğu, mükellefiyetin devim edilmekte olan işlemlere şümulünün olmadığı.
29/1. maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak; kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV, ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV ve götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi indirebilecekleri,
34/1. maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithaî olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanunî defterlere kaydedilmek şanıyla indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
88 Seri No'lu KDV Genel Tebliğinin A/6 bölümünde, basit usule tabi gelir vergisi mükellefleri son KDV Beyannamelerini (2003/Nisan, Mayıs, Haziran dönemine ilişkin olmak üzere) 25 Temmuz 2003 günü mesai saati sonuna kadar vergi dairesine vermiş olmaları gerektiği, bu beyannamede "Sonraki Dönemlere Devreden KDV" bulunması halinde devreden vergi tutan 2003 takvim yılı gelir vergisi hesaplarında gider olarak dikkate alınacağı.
91 Seri No'lu KDV Genel Tebliğinin J bölümünde Gelir Vergisi Kanununa göre basit usulde vergilendirilen KDV mükelleflerine yönelik olarak 215 Sen Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin 4.2. bölümünde yer alan açıklamanın KDV Kanununun İS/1. maddesine göre istisnadan vazgeçen mükellefler açısından geçerli olmasının uygun görüldüğü, buna göre gelir vergisi bakımından basit usule tabi olan ve KDV Kanununun 4842 sayılı Kanunla değişik 17/4-a maddesindeki istisna kapsamında işlem yapmak istemeyen mükelleflerin KDV Beyannamelerini üçer aylık dönemlerde verecekleri belirtilmiştir.
Buna göre basit usule tabi iken gerçek usule geçen .......'ın devreden stokları nedeniyle yüklenmiş olduğu katma değer vergisini çıkaracağı envantere göre indirim konusu yapması mümkün bulunmaktadır.
Ancak, gerçek usule geçen ...'ın çıkardığı envanterde yer alan mallara ilişkin katma değer vergisini daha Önce gider olarak kaydettiği takdirde, bu tutarlar için gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.



Düzenleyen Ahmet BARLAK - 22.Eylül.2011 Saat 14:56
 
 
Puan :[Resim: str2.gif][Resim: str2.gif][Resim: str2.gif][Resim: str2.gif][Resim: str2.gif] [font]#319[/font]
T.C.
Gelir İdaresi Başkanlığı
EDİRNE VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Tarih: 23.02.2012
Sayı : B.07.1 .GİB.4.22.15.01-KDV-13-2-5
Konu : Basit usulden gerçek usule geçen mükelleflerde KDV indirimi


İlgide kayıtlı özelge talep formunda: şehir içi yolcu taşıma işinden dolayı basit usulde kayıtlı mükellef olduğunuz. 19.07.2000 tarihli ve 105129 nolu fatura ile satın aldığınız minübüse ilişkin katma değer vergisini indirim konusu yapmadığınız ve 01/01/2012 tarihi itibari ile gerçek usulde mükellef olduğunuz belirtilerek, kayıtlarınıza almış olduğunuz araca ilişkin katma değer vergisini indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.


Katma Değer Vergisi Kanununun 29 1-c maddesinde götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirebilecekleri belirtilmiştir.
Bu çerçevede, basit usule tabi iken gerçek usule geçen mükelleflerin hesap dönemi başında çıkaracakları envanterde yer alan mallara ait fatura ve benzen vesikalarda gösterilen KDV’yi indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır.
Buna göre: basit usulde mükellefken 19.07.2000 tarihinde satın aldığınız araç için yüklenmiş olduğunuz KDV yi. Gerçek usulde vergilendirmeye geçtiğiniz hesap dönemi başında çıkaracağınız envanterde göstermek şartıyla, indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır.


Ancak, söz konusu araçlara ilişkin yüklendiğiniz katma değer vergisini daha önce gider olarak kaydetmiş olmanız halinde, bu tutar için gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim  
Puan :[Resim: str2.gif][Resim: str2.gif][Resim: str2.gif][Resim: str2.gif][Resim: str2.gif] [font]#604[/font] BASİT USULDEN GERÇEK USULE GEÇEN MÜKELLEFLERİN STOKLARINDA YER ALAN MALLARIN KDV’Sİ İNDİRİLEBİLİR Mİ?

KDV Kanunu’nun 17/4-a maddesinde, Gelir Vergisi Kanunu’na göre basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’den istisna olduğu hükme bağlanmıştır. Teslim ve hizmetleri KDV’den istisna olan bu mükelleflerin mal ve hizmet alımları ile ithalatları ise KDV’ye tabi olup, alım ve ithalatlar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin Kanun’un 30/a maddesine göre indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. İndirimi mümkün bulunmayan bu KDV’lerin, GVK ve KVK’nın ilgili hükümlerine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, anılan Kanun’un 29/1-c maddesinde, götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV’yi indirebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Uygulamada, anılan 29/1-c madde hükmünde “basit usul” ibaresinin yer almaması nedeniyle, basit usulden gerçek usule geçenlerin stoklarında yer alan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda tereddüte düşülmektedir.

KDV Kanunun 29/1-c maddesinde “götürü ve telafi edici usul” ibaresi yer aldığı halde, götürü usul yerine ihdas edilen “basit usul” ibaresi bulunmamaktadır. Madde hükmünde bu doğrultuda bir değişiklikte yapılmamıştır. Bunun nedeni ise, basit usulde vergilendirilen mükelleflere de başlangıçta KDV indirim hakkı verilmiş olmasıdır. Çünkü, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin KDV indirim hakları bulunduğundan, bu mükelleflerin gerçek usule geçmeleri halinde KDV indirimi ile ilgili bir problem yaşamaları mümkün bulunmamaktaydı. Ancak daha sonra, KDV Kanunu’nun 17/4-a maddesinde 4842 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, 01.07.2003 tarihinden itibaren basit usulde vergilendirilen mükelleflerin teslim ve hizmetleri KDV’den istisna edilmiş, bunun bir sonucu olarak da, bu mükelleflerin KDV indirim hakları ortadan kaldırılmıştır. Bize göre bu durumda bir Kanun değişikliği yapılarak, istisna ve indirim hakkı yasağının getirilmesine paralel olarak Kanun’un 29/1-c maddesi metninden “götürü ve telafi edici usul” ibaresi çıkarılıp yerine “basit usul” ibaresinin eklenmesi gerekirdi. Bu şekilde, basit usulde vergilendirilirken gerçek usule geçenlerin stoklarına ilişkin KDV indirimi sorunları da hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde giderilmiş olacaktı.
Ancak, Maliye Bakanlığı Kanunun 29/4. Maddesinin verdiği yetkiye istinaden verdiği özelgelerde basit usulden gerçek usule geçenlerin stoklarında yer alan mallara ait KDV’nin indirilebileceğini belirterek, ortaya çıkacak sorunları önlemiştir. Basit usulden gerçek usule geçen mükelleflerin stoklarında yer alan mallara ait KDV’yi indirebilmeleri için, basit usulden gerçek usule geçiş tarihi itibariyle stoklarda bulunan malları ilgili vergi dairesine bildirilmeleri gerekmektedir. Yazılı olarak verilmesi gereken stok bildirimi (envanteri) herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Ancak bildirimde vergi kimlik numarası başta olmak üzere hüviyete ilişkin bilgiler ile stok olarak beyan edilecek malın cinsi, malın miktarı, birim fiyatı, toplam tutarı, KDV’si ve faturaların tarih ve numarası gibi bilgilere yer verilecektir. Bize göre, 215 Seri No.lu GVK Genel Tebliği ekinde yer alan “Götürü Usulden Basit Usule Geçen Mükellefler İçin Stok Bildirimi Ek: 4” formu, bir takım değişiklikler yapılarak stok bildirimi formu olarak kullanılabilir.

Konu hakkında verilen bazı özelgelerin özetleri aşağıdadır:
“Basit usule tabi iken gerçek usule geçen mükelleflerin hesap dönemi başında çıkaracakları envanterde yer alan mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır. Buna göre; basit usulde mükellefken 2007/Eylül ve 2010/Aralık aylarında satın aldığınız araçlar için yüklenmiş olduğunuz KDV yi, gerçek usulde vergilendirmeye geçtiğiniz hesap dönemi başında çıkaracağınız envanterde göstermek şartıyla, indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır. Ancak, söz konusu araçlara ilişkin yüklendiğiniz katma değer vergisini daha önce gider olarak kaydetmiş olmanız halinde, bu tutar için gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.” (MB. GİB. Balıkesir VDB.nin 25/01/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.10.15.01 -KDV- 2011/107-1326/-8 sayılı özelgesi) 06.03.2013
“ Basit usule tabi oldukları dönemde iktisap ettikleri binek otomobili dışındaki araçları gerçek usule geçtikleri dönemin açılış kaydında ellerindeki faturaya dayanarak gösteren mükellefler, bu faturada gösterilen KDV yi indirim konusu yapabilecekler, gerçek usule geçildikten sonra söz konusu araçları satmaları halinde de KDV hesaplayıp beyan edeceklerdir.” (MB. GİB. Ankara VDB.nin 10/9/2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.06.17.01 -KDV- 4 -14029-05-713 sayılı özelgesi)

“ Basit usulde mükellefiyete tabi iken gerçek usulde vergilendirmeye geçen mükelleflerin, devreden stokları nedeniyle yüklenmiş oldukları katma değer vergisini çıkaracakları envantere göre indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır. Buna göre, basit usule tabi olunan dönemde iktisap ettiğiniz söz konusu aracın, gerçek usule geçtiğiniz dönemin açılış kaydında faturaya dayandırmak suretiyle göstermeniz kaydıyla gerçek usule geçtiğiniz dönemde indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır. Ancak söz konusu verginin daha önce gider hesaplarında gösterilmesi halinde bu hesaplarda gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.” (MB. GİB. Muğla VDB.nin 12/5/2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.48.15.01-15.01/KDV-40 sayılı özelgesi)
“Basit usule tabi iken gerçek usule geçen mükelleflerin devreden stokları nedeniyle yüklenmiş oldukları KDV’yi çıkaracakları envantere göre Kanun’un 29/1-c maddesi çerçevesinde indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır. Buna göre, basit usulden kendi isteği ile gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetine geçen mükellefin, basit usuldeyken satın aldığı mallar için yüklenmiş olduğu KDV’yi çıkarılacak envanterde göstermek şartıyla gerçek usule geçtiği dönemde indirim konusu yapması mümkündür. Ancak söz konusu verginin daha önce gider hesaplarında gösterilmesi halinde bu hesaplarda gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.” (GİB.’nin, 16.10.2006 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.53/5317-2165/80396 sayılı Özelgesi)
Saygılarımızla,

Yılmaz SEZER
YMM
GÜNCEL & LAVIALE TÜRKİYE
Yönetim Kurulu Başkanı

 
T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BALIKESİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.10.15.01-KDV-2011/107-1326/-8

25/01/2012

Konu

:

Basit usulden gerçek usule geçen mükelleflerde KDV indirimi

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; servis taşımacılığı faaliyetinden dolayı 01/05/2005-31/12/2010 tarihleri arasında basit usulde kayıtlı mükellef olduğunuz, 2007/Eylül ayında satın aldığınız otobüse ilişkin katma değer vergisini indirim konusu yapmadığınız, 2010/Aralık ayında ise ikinci otobüsünüzü satın alarak 01/01/2011 tarihi itibari ile gerçek usulde mükellef olduğunuz belirtilerek, kayıtlarınıza almış olduğunuz her iki araca ilişkin katma değer vergisini indirim konusu yapıp yapamayacağınız ile her iki araçla ilgili amortismanın ne şekilde ayrılacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği, anlaşılmaktadır.

             KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

            Katma Değer Vergisi Kanununun 29/1-c maddesinde götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirebilecekleri belirtilmiştir.

            Bu çerçevede, basit usule tabi iken gerçek usule geçen mükelleflerin hesap dönemi başında çıkaracakları envanterde yer alan mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır.

            Buna göre; basit usulde mükellefken 2007/Eylül ve 2010/Aralık aylarında satın aldığınız araçlar için yüklenmiş olduğunuz KDV yi, gerçek usulde vergilendirmeye geçtiğiniz hesap dönemi başında çıkaracağınız  envanterde göstermek şartıyla, indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır.

            Ancak, söz konusu araçlara ilişkin yüklendiğiniz katma değer vergisini daha önce gider olarak kaydetmiş olmanız halinde, bu tutar için gerekli düzeltmenin yapılacağı tabiidir.

             VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Amortismana Tabi İktisadi Kıymetlerin Değerlenmesi" başlıklı Geçici 5'inci maddesinde "Bu kanunun mer'iyete girdiği tarihte veya müteakip yıllarda ticari, zirai veya mesleki kazançları dolayısıyla yeniden gelir vergisine girecek veya basit usulden gerçek usule geçecek olan mükellefler ile öteden beri faaliyete devam eden serbest meslek erbabının amortismana tabi iktisadi kıymetleri maliyet bedeli, maliyet bedeli bilinmiyorsa bizzat kendilerince alış tarihindeki rayice göre tahmin olunacak bedeli ile değerlenir. Şu kadar ki, bu kıymetlerin alış tarihleri ile mükellefiyete giriş veya gerçek usule geçiş tarihi arasındaki yıllara ait amortismanlar tutarı bu değerden düşülür ve bakiyesinin amortismanına devam olunur." hükmü yer almaktadır.

            Yine aynı Kanunun 315'inci maddesinde "Mükellefler amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa ederler. İlan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınır." hükmündedir.

             Öte yandan, 320'nci maddesinde ise, "Amortisman süresi, kıymetlerin aktife girdiği yıldan başlar. Bu sürenin yıl olarak hesaplanması için (1) rakamı mükellefçe uygulanan nispete bölünür.

            Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekilde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir.

            Her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir.

            Amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılmaz." hükmüne yer verilmiştir.

            Buna göre, basit usulde gelir vergisi mükellefi iken 2007/Eylül ayında almış olduğunuz otobüsü alış tarihiniz ile gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetine geçiş tarihiniz arasındaki yıla ait amortisman tutarını otobüsün maliyet bedelinden düşerek bakiyesinin amortismanına devam etmeniz mümkün bulunmaktadır.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.


Başlık Basit usulden gerçek usule geçen mükelleflerde KDV indirimi hk. Tarih 25/01/2012 Sayı B.07.1.GİB.4.10.15.01-KDV-2011/107-1326/-8 Kapsam [Resim: ecblank.gif] 
Basit usulden gerçek usule geçişte yapılacak olan işlemler

1- Esnaf sanatkarlar odasına gidilecek ve kullandıkları fatura ve perakende satış fişlerinin iptal işlemi yapılacak tutanak tutulacak.
2- DEFTER TASTİKİ YAPILACAK (işe başlama tarihinden önce)
3- Dilekçe yazılacak. (Yazar kasa kullanımı zorunlu ise yazarkasa alım izini yazısı verilmesi istenecek.)
4- İşe başlama bırakma formu doldurulacak.
5- İmza beyannamesi çıkarttırılacak,
6- İkametgah ilmaberi alınacak
7- Kira kontratı yapılacak. (Belediyeden adres tesbiti ve emlak vergi dereği tesibiti yazıları alınacak.)
8- Nüfus cüzdan fotokopisi
9- Smmm sözleşmesi hazırlacancak
10- Aracılık sözleşmesi hazırlanacak
11- Gider pusulası yaptırılacak (demirbaşlar ve araçlar bu suretle satın alınacak)( 193 s. Gvk. 215 seri nl. Tebliğ 32. Madde)
12- Esnaf ve sanatkarlar odasının çıkardığı hesap özetindeki dönem sonu stoklarına ait faturalardan Envanter dökümü yapılıp 1 ay içinde dilekçe ile vergi dairesine bildirilecek. Bu listedeki kdv indirim konusu yapılabilecek. (23 seri nl. Kdv genel tebliği H. Bölümü)3065 sayılı kdv kanunu 29/1-c
13- İşe başlama tarihinden itibaren 15 gün içinde yazarkasa alımı yapılacak, 30 gün içinde de kullanılmaya başlanacak. Fatura irsaliye perakende satış fişi işe başlama tarihinden itibaren 30 gün içinde yapılacak.

Basit usulde amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin belge düzeni

AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLERİN SATIŞINDA BELGE DÜZENİ Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinin ikinci paragrafında; basit usulde ticari kazancın, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet fark olduğu ve bu farkın faaliyet ile ilgili olarak alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderler ile hasılatlara ilişkin belgelerde yazılı tutarlara göre hesaplanacağı hükme bağlanmıştır.
215 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 32 nci paragrafında ise, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kullandıkları sabit kıymetleri gider yazamayacakları ve amortismana tabi tutamayacakları belirtilmiştir. 72 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde ise; basit usule tabi mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlere ait fatura ve benzeri belgelerde gösterilen katma değer vergisini indirim konusu yapamayacakları ve bu kıymetlerin teslimlerinin katma değer vergisine tabi bulunmadığı açıklanmıştır.
Bu sebeple; basit usulde vergilendirilen mükelleflerin taşıt ve diğer sabit kıymetlerini satmaları dolayısıyla fatura düzenleme yükümlülükleri de bulunmamaktadır.
Öte yandan, bu mükelleflerce yapılan taşıt satışının noter satış sözleşmesi ile, diğer sabit kıymet satışlarının ise gider pusulası düzenlenerek tevsik edilmesi mümkün bulunmaktadır.

215 sayılı gelir vergisi genel tebliği 32. Madde
4. BASİT USULDE TİCARİ KAZANCIN TESPİTİ
30. Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet farktır. Bu fark, faaliyetle ilgili olarak alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderler ve hasılatlara ilişkin belgelerde yazılı tutarlara göre hesaplanacaktır.
31. Kazancın bu şekilde tespiti sırasında emtia ticareti ile uğraşanlarca;
_ Hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hasılata,
_ Hesap dönemi başındaki emtia mevcudunun değeri giderlere,
ilave edilecektir.
32. Ancak, kullanılan sabit kıymetler gider yazılmayacak ve üzerlerinden amortisman hesaplanmayacaktır.
İKİNCİ ARAÇ ALIMINDA BASİT USULDEN GERÇEK USULE GEÇİŞ


GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

  

Sayı

:

49327596-120.01.01[GVK.ÖZ.2017.9] - 69028

26.05.2017

Konu

:

İkinci ticari araç sahibinin basit usul mükellefi olmaya devam edip edemeyeceği hk.

 
İlgi

:

08/02/2017 tarih ve 36440 evrak kayıtlı özelge talep formunuz.

 

   İlgide kayıtlı özelge talep formunda, servis işletmeciliği faaliyetinden dolayı basit usulde gelir vergisi mükellefi olduğunuz, 07.01.2016 tarihinde … plakalı ikinci bir araç aldığınız, 25.03.2016 tarihinde ise daha önceki … plakalı aracınızı sattığınız, 07.01.2016-25.03.2016 tarihleri arasında adınıza kayıtlı iki araç olması nedeniyle,01.01.2017 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirildiğiniz belirtilerek, mükellefiyetinizin basit usul olarak devam edip etmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

   193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında; her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş olup aynı maddenin dördüncü fıkrasında; "Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve bu kanunda yazılı gerçek (bilanço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edilir." hükmüne yer verilmiştir.

 

   Aynı Kanunun "Basit Usulde Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 46 ncı maddesinde, 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddelerde basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır.

 

   Aynı Kanunun 47 nci maddesinde basit usule tabi olmanın genel şartları sayılarak, maddenin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde ise "Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz. Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz.)" hükmüne yer verilmiştir.

 

        Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca, bir araçla ticari faaliyette bulunan basit usule tabi mükelleflerin ikinci bir araç alarak iki araçla ticari faaliyette bulunmaları, Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı "kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak" şartının ihlali anlamına geleceğinden, bu şekilde faaliyette bulunan mükelleflerin basit usulde vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 

   Buna göre, servis işletmesinden dolayı basit usulde gelir vergisi mükellefi iken ikinci bir ticari araç almanız ve iki araçla ticari faaliyette bulunmanız halinde gerçek usulde vergilendirilmeniz gerekmektedir. Ancak, takvim yılı içinde iki aracı kullanarak faaliyette bulunduğunuza ve bir gelir elde ettiğinize (kendiniz tarafından veya işçi çalıştırılarak) dair vergi dairesince bir tespitin bulunmaması ve ikinci aracınızı çok kısa bir süre içerisinde satmanız nedeniyle, diğer şartları da topluca taşımanız kaydıyla basit usulde vergilendirilmeniz mümkün bulunmaktadır.

 

   Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

İmza                          
 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

 

 
T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)





SÜRELİ

Sayı

:

38418978-120[46-14/25]-87

28/01/2015

Konu

:

Gerçek usulden basit usule geçiş





İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 04.07.2011 tarihinde % 50 ortaklık payı ile ticari taksi aldığınız, ortağınızın başkaca ticari taksileri olması dolayısıyla basit usulden yararlanamadığınız ve gerçek usulde mükellefiyet kaydınızın açıldığı, aracın ortağınıza ait olan % 50 hissesini de 16.08.2013 tarihinde satın alarak ortaklığınızı sona erdirdiğiniz ancak mükellefiyetinizin devam ettiğini belirterek, 2013-2014 yılında Gelir Vergisi Kanununun 47 ve 48 inci maddelerinde belirtilen şartları taşımanız nedeniyle 2015 yılında basit usule geçmek istediğinizi ve geçiş işlemlerinde hangi yolu takip etmeniz gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 46 ncı maddesinde;

"47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.

...

Aynı işte ortak olarak çalışanlar hakkında 47 nci maddede yazılı yıllık kira bedeli ve 48 inci maddede yazılı iş hacmi ölçüleri toplu olarak, diğer şartlar ortakların her biri için ayrı ayrı aranır. Ortaklarından birisi gerçek usule göre gelir vergisine tabi bulunan ortaklıklarda, diğer ortakların ticari kazancı da gerçek usulde tespit olunur. Adi ortaklık halinde çalışanlardan aynı zamanda diğer şahsi bir işle de iştigal edenlerin gerçek veya basit usulden hangisine göre vergilendirileceği, 47 nci maddenin 2 numaralı bendi ile 48 inci maddede yer alan ölçülerden şahsi işine ait olanlara, ortaklıklardan hissesine düşen miktarların eklenmesi suretiyle tespit olunur. Şahsi işin mevcut olmaması halinde, muhtelif ortaklıklardaki hisselerin toplanması ile yetinilir.

(6322 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük 15.06.2012) Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün şartlarını haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler dilekçelerinde belirttikleri tarihten veya izleyen takvim yılı başından, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, 47 nci maddede yazılı şartları taşıyanlardan arka arkaya iki hesap döneminin iş hacmi 48 inci maddede yazılı hadlerden düşük olanlar, yazılı talepleri üzerine bu şartın gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçebilirler. İşin eş ve çocuklara devri halinde iş hacminin hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınır. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler.

..." hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca aynı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ise;

"Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz. Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz.)

..." hükümlerine yer verilmiştir.

Gerçek usulden basit usule geçiş ile ilgili ayrıntılı açıklamalar, 27.07.2012 tarihli ve 28366 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 283 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 18/12/2013 tarihli ve 93 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde yapılmıştır.

93 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde; "Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı şartları topluca taşıyan ve arka arkaya son iki yıl alış, satış ve/veya hâsılat tutarlarının her biri aynı Kanunun 48 inci maddesinde yazılı hadlerden düşük olan gerçek usule tabi mükellefler, bu şartın gerçekleşmesini izleyen yılın Ocak ayının başından otuz birinci günü akşamına kadar yazılı olarak bağlı bulundukları vergi dairesine başvurmaları halinde basit usulde vergilendirmeye geçebileceklerdir.

Söz konusu mükelleflerin, anılan Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen faaliyetlerde bulunmaması ve diğer şartları da topluca taşımaları gerekmektedir." açıklamasına yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca, 2013 döneminde ( 01.01.2013- 16.08.2013 tarihleri arasında %50 hisse ile ortak olduğunuz ortaklıktan hissenize düşen alış, satış ve / veya hasılat tutarı ile ortaklık faaliyetinin sona erdiği 16.08.2013-31.12.2013 tarihine kadar geçen sürede elde ettiğiniz alış, satış ve / veya hasılat tutarı toplamı) ve 2014 döneminde elde ettiğiniz alış, satış ve / veya hasılat tutarlarınızın Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan ilgili yıl hadlerinin altında olması, diğer şartları da toplu taşımanız ve 2015 yılının Ocak ayının başından otuz birinci günü akşamına kadar yazılı olarak bağlı bulunduğunuz vergi dairesine başvurmanız halinde 01.01.2015 tarihinden itibaren basit usule geçmeniz mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.







(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Tarih : 05.08.2014
Sayı :67854564-105-160


VUK Md. 229

BASİT USULE TABİ MÜKELLEFİN SİGORTA ŞİRKETİNE YANSITMA FATURASI DÜZENLEMESİ
Basit usule tabi mükellefin aracında oluşan hasar nedeniyle mükellef tarafından ödenen ve sigorta şirketinden tahsil edilen masraf tutarının sigorta şirketine yansıtılması amacıyla fatura düzenlenmesinin mümkün olduğu; düzenlenecek faturada, KDV dahil masraf tutarının gösterilmesi, bu bedel üzerinden ayrıca KDV hesaplanmaması gerektiği hk.

Özelge talep formunuzda; … işletmeciliği faaliyetinden dolayı basit usule tabi mükellef olduğunuz belirtilerek, sigorta şirketinden tahsil edemediğiniz katma değer vergisinin alınabilmesi için yansıtma faturası düzenlenip düzenlenemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun;

- 1/1. maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olduğu,

- 17/4-a maddesinde; basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’den istisna olduğu,

- 20. maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan ya da bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

- 24. maddesinin © bendinde de; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin KDV’sinin matraha dahil olduğu,

hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca, 60 No.lu KDV Sirkülerinin (1.2.1.) bölümünde;

“Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV’nin konusuna girmemektedir.

Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV’nin konusuna girmemektedir.

Buna göre;

…………

3) Bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen veya buna bağlı olarak ortaya çıkmayan sigorta tazminatları KDV’nin konusuna girmemektedir. Bu durumda, sigortalının hasar gören eşya için sigorta şirketinden aldığı tazminat için KDV hesaplanması söz konusu olmayacaktır.

Ancak, sigortalı mükellefin hasar gören eşyayı tamir ettirerek, adına düzenlenen faturaları ibraz etmek suretiyle tamir bedelini sigorta şirketinden tahsil ettiği durumda, sigortalının, sigorta şirketi adına yaptığı ve KDV’ye tabi olan masrafların aynen sigorta şirketine yansıtılması için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekmektedir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde fatura, satılan mal veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticarî vesika olarak tanımlanmıştır.

Bu itibarla, … işletmeciliği faaliyetinde bulunduğunuz aracınızda oluşan hasar nedeniyle yaptığınız masraf tutarında, sigorta şirketi adına yansıtma faturası düzenlemeniz mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV’nin konusuna girmemektedir. Ancak, hasar gören eşya için yapılan masrafların aynen karşılanması amacıyla düzenlenen faturalarda KDV hariç masraf tutarının yanı sıra bu masraf tutarı üzerinden hesaplanan KDV’nin de faturada ayrıca gösterilmek suretiyle sigorta şirketlerine yansıtılması mümkün bulunmaktadır.

Buna göre, … işletmeciliği faaliyetinde bulunduğunuz aracınızda oluşan hasar nedeniyle tarafınızca ödenen ancak sigorta şirketinden tahsil edilen masraf tutarının sigorta şirketine yansıtılması amacıyla düzenlenecek faturada, KDV dahil masraf tutarının gösterilmesi, bu bedel üzerinden ayrıca KDV hesaplanmaması gerekmektedir.
Sayfalar: 1 2