29.04.2015, 11:03
ÖDÜNÇ ALINAN ARACA AİT GİDERLER KAZANÇTAN İNDİRİLEBİLİR Mİ?
İşletmenin aktifinde kayıtlı olmayan taşıt araçlarına ait giderler ariyet sözleşmesine istinaden gider yazılabilmesi, araçların yalnızca işletmede kullanılması durumunda mümkündür.
Danıştay Üçüncü Daire
Tarih : 07.06.1988
Esas No. : 1987/1749
Karar No. : 1988/1633
İşletmenin aktifinde kayıtlı olmayan taşıt araçlarına ait giderler ariyet sözleşmesine istinaden gider yazılabilmesi, araçların yalnızca işletmede kullanılması durumunda mümkündür.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 40. maddesinin 2361 sayılı Kanunun 29. maddesiyle değişik 6. fıkrasında, 'işletmeye dahi! olup sadece işte kullanılan taşıtların amortismanları ile giderlerin tamamının' safi kazancın tesbitinde gider olarak indirilebileceğinin hükme bağlandığı, olayda giderleri adi ortaklığa ait yevmiye defterine kaydedilen arabaların işletmenin aktifinde kayıtlı olmadığı, bu durumda yasa maddesi uyarınca sözkonusu taşıtlara ait giderlerin işletme gideri olarak kabul edilemeyeceği, diğer taraftan bu taşıt sahipleri H.Y. ve S.Y. ile ariyet sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme uyarıca araç masraflarının 193 sayılı Kanun'un 40. maddesinin 1. fıkrası uyarınca gider kaydedildiği iddia edilmiş ise de, taşıtların sadece ticari işte kullanılması halinde bunlara ait giderlerin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilmesinin mümkün olduğu tarhiyata dayanak alınan tutanakta, 'özel vasıtaların işlerinde de kullandıklarından gideri defterlerimize kaydettik' ifadesinin yer aldığı, bu ifadenin vasıtaların salt işte kullanılmayıp özel işlerde de kullandıklarım doğrular nitelikte olduğu, yine aynı tutanakta ariyet sözleşmesinin şifahi olarak yapıldığı ifade edilmesine ve yazılı bir sözleşme inceleme elemarı ibraz edilmemesine karşın dava dilekçesine 1.11.1983 1.1.1983 tarihlerinde düzenlenmiş iki adet sözleşme fotokopileri eklenerek, bu sözleşmeler uyarınca nakil vasıtalarına ait masrafların gider kaydedildiği ileri sürülmüş olup, bunların 25.3.1986 tarihinde yapılan inceleme sırasında sözleşmenin şifahi olduğu söylenmeden inceleme elemanına ibraz edilmesinin gerektiği, tarafları baba oğul ve ortak kardeş olan bu sözleşmelerin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, 'Ariyet sözleşmesi her ne kadar yazılı şekil şartına bağlı bir sözleşme değilse de, böyle bir sözleşmeye istinaden masrafların deftere gider olarak kaydedilebilmesi için vasıtaların münhasıran işletmede kullanılması şahsi işlerde kullanılmamasının gerektiği, olayda vasıtaların şahsi işlerde de kullanıldığı, emtia alışlarına ait nakliye ücretlerinin de zaten gider yazıldığının inceleme raporu ile tesbit edildiği gerekçesiyle reddederek tarhiyatı tasdik eden Vergi Mahkemesi kararının; vasıtaları başka işle iştigal etmediklerinden özel işlerde kullanılmalarının mümkün olmadığı, tutanağında yanlış anlamaya meydan verecek şekilde düzenlendiği ileri sürülerek bozulması isteminin reddine ve kararın onanmasına oybirliğiyle karar verildi.
ESKİ BORÇLAR KANUNU
DOKUZUNCU BAP
Ariyet ve karz
BİRİNCİ FASIL
Ariyet
(A) TARİFİ:
Madde 299 - Ariyet, bir akittirki onunla ariyet veren, bir şeyin bedava
kullanılmasını ariyet alana bırakmak ve alan dahi o şeyin kullandıktan sonra
geri vermekle mükellef olur.
(B) HÜKÜMLERİ:
I - Ariyet alanın borçları:
Madde 300 - Ariyet alan, ariyet şeyi ancak akitte tayin edilen ve akitte
birşey tayin edilmemiş ise o şeyin mahiyetinden veya tahsis olunduğu maksattan
anlaşılan şekilde kullanabilir.
Ariyet alan, ariyeti başkasına kullandıramaz.
Bu kaideye muhalif hareket ettiği takdirde zuhura gelen kazadan dahi
mesul olur.
Meğerki, bu kaideye riayet etmiş olsaydı bile yine bu kazanın vukua
geleceğini ispat ede.
II - Muhafaza masrafları:
Madde 301 - Ariyet alan, ariyet şeyin adi muhafaza masraflarını ve
hususiyle ariyet hayvanın yiyecek masraflarını tahammül eder.
Ariyet verenin menfaatine yapmağa mecbur olduğu fevkalade masraflar için,
ariyet alan ondan tazminat isteyebilir.
III- Müteselsil mesuliyet :
Madde 302- Birden ziyade kimseler bir şeyi birlikte ariyet alırlarsa, müte-
selsilen mesul olurlar.
© HİTAMI:
I - Muayyen bir kullanmada:
Madde 303 - Muayyen bir müddet mukavele edilmemiş ise, ariyet alanın,
ariyet şeyi akit mucibince kullanmasiyle yahut kullanabilecek kadar bir zaman
geçmesiyle akit nihayet bulur.
Ariyet şey, alan tarafından mukavele hilafına kullanıldığı yahut
bozulduğu yahut kullanmak için diğer bir şahsa verildiği yahut evvelden
bilinemiyen bir halden dolayı ariyeti veren ona acele muhtaç bulunduğu takdirde,
daha evvel geri istenebilir.
II - Ariyetin zamanı muayyen olmayan kullanmada :
Madde 304 - Ariyet veren ariyet şeyi ne müddetini ne de niçin
kullanılacağını tayin etmiyerek vermiş ise, dilediği vakit geri istiyebilir.
III- Ariyet alanın vefatı :
Madde 305 - Ariyet akdi, ariyet alanın ölmesiyle nihayet bulur.
6098 SAYILI YENİ BORÇLAR KANUNU
Ödünç Sözleşmeleri
BİRİNCİ AYIRIM
Kullanım Ödüncü
A. Tanımı
MADDE 379- Kullanım ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.
B. Hükümleri
I. Ödünç alanın kullanım hakkı
MADDE 380- Ödünç alan, ödünç konusunu ancak sözleşmede kararlaştırılan şekilde, sözleşmede hüküm yoksa niteliğine veya özgülendiği amaca göre kullanabilir.
Ödünç alan, ödünç konusunu başkasına kullandıramaz.
Ödünç alan, bu hükümlere aykırı davrandığı durumlarda, beklenmedik hâllerden doğan zararlardan da sorumludur. Ancak, bu hükümlere uymuş olsaydı bile zararın doğacağını ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
II. Bakım ve koruma giderleri
MADDE 381- Ödünç alan, ödünç konusunun olağan bakım ve koruma giderlerini karşılamakla yükümlüdür.
Ödünç alan, ödünç verenin yararına yapmak zorunda kaldığı olağanüstü giderlerin ödenmesini isteyebilir.
III. Müteselsil sorumluluk
MADDE 382- Bir şeyi birlikte ödünç alanlar, ondan müteselsilen sorumlu olurlar.
C. Sona ermesi
I. Amacı belirlenmiş kullanmada
MADDE 383- Kullanma için belirli bir süre öngörülmemişse, ödünç alanın, ödünç konusunu sözleşme uyarınca kullanmış olmasıyla veya kullanabilecek kadar bir zaman geçmesiyle sözleşme sona erer.
Ödünç alan, ödünç konusunu sözleşmeye aykırı olarak kullanır, onu bozar veya kullanmak için başka bir kimseye verirse ya da önceden bilinmeyen bir durum yüzünden ödünç verenin ivedi gereksinimi ortaya çıkarsa, ödünç veren o şeyi daha önce geri isteyebilir.
II. Amacı belirlenmemiş kullanmada
MADDE 384- Ödünç konusu, kullanım süresi ve hangi amaçla kullanılacağı belirlenmeden verilmişse, ödünç veren onu dilediği zaman geri isteyebilir.
III. Ödünç alanın ölümü
MADDE 385- Kullanım ödüncü sözleşmesi, ödünç alanın ölmesiyle kendiliğinden sona erer.
Düzenleyen Ahmet BARLAK - 10.Eylül.2011 Saat 16:21
İşletmenin aktifinde kayıtlı olmayan taşıt araçlarına ait giderler ariyet sözleşmesine istinaden gider yazılabilmesi, araçların yalnızca işletmede kullanılması durumunda mümkündür.
Danıştay Üçüncü Daire
Tarih : 07.06.1988
Esas No. : 1987/1749
Karar No. : 1988/1633
İşletmenin aktifinde kayıtlı olmayan taşıt araçlarına ait giderler ariyet sözleşmesine istinaden gider yazılabilmesi, araçların yalnızca işletmede kullanılması durumunda mümkündür.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 40. maddesinin 2361 sayılı Kanunun 29. maddesiyle değişik 6. fıkrasında, 'işletmeye dahi! olup sadece işte kullanılan taşıtların amortismanları ile giderlerin tamamının' safi kazancın tesbitinde gider olarak indirilebileceğinin hükme bağlandığı, olayda giderleri adi ortaklığa ait yevmiye defterine kaydedilen arabaların işletmenin aktifinde kayıtlı olmadığı, bu durumda yasa maddesi uyarınca sözkonusu taşıtlara ait giderlerin işletme gideri olarak kabul edilemeyeceği, diğer taraftan bu taşıt sahipleri H.Y. ve S.Y. ile ariyet sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme uyarıca araç masraflarının 193 sayılı Kanun'un 40. maddesinin 1. fıkrası uyarınca gider kaydedildiği iddia edilmiş ise de, taşıtların sadece ticari işte kullanılması halinde bunlara ait giderlerin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilmesinin mümkün olduğu tarhiyata dayanak alınan tutanakta, 'özel vasıtaların işlerinde de kullandıklarından gideri defterlerimize kaydettik' ifadesinin yer aldığı, bu ifadenin vasıtaların salt işte kullanılmayıp özel işlerde de kullandıklarım doğrular nitelikte olduğu, yine aynı tutanakta ariyet sözleşmesinin şifahi olarak yapıldığı ifade edilmesine ve yazılı bir sözleşme inceleme elemarı ibraz edilmemesine karşın dava dilekçesine 1.11.1983 1.1.1983 tarihlerinde düzenlenmiş iki adet sözleşme fotokopileri eklenerek, bu sözleşmeler uyarınca nakil vasıtalarına ait masrafların gider kaydedildiği ileri sürülmüş olup, bunların 25.3.1986 tarihinde yapılan inceleme sırasında sözleşmenin şifahi olduğu söylenmeden inceleme elemanına ibraz edilmesinin gerektiği, tarafları baba oğul ve ortak kardeş olan bu sözleşmelerin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, 'Ariyet sözleşmesi her ne kadar yazılı şekil şartına bağlı bir sözleşme değilse de, böyle bir sözleşmeye istinaden masrafların deftere gider olarak kaydedilebilmesi için vasıtaların münhasıran işletmede kullanılması şahsi işlerde kullanılmamasının gerektiği, olayda vasıtaların şahsi işlerde de kullanıldığı, emtia alışlarına ait nakliye ücretlerinin de zaten gider yazıldığının inceleme raporu ile tesbit edildiği gerekçesiyle reddederek tarhiyatı tasdik eden Vergi Mahkemesi kararının; vasıtaları başka işle iştigal etmediklerinden özel işlerde kullanılmalarının mümkün olmadığı, tutanağında yanlış anlamaya meydan verecek şekilde düzenlendiği ileri sürülerek bozulması isteminin reddine ve kararın onanmasına oybirliğiyle karar verildi.
ESKİ BORÇLAR KANUNU
DOKUZUNCU BAP
Ariyet ve karz
BİRİNCİ FASIL
Ariyet
(A) TARİFİ:
Madde 299 - Ariyet, bir akittirki onunla ariyet veren, bir şeyin bedava
kullanılmasını ariyet alana bırakmak ve alan dahi o şeyin kullandıktan sonra
geri vermekle mükellef olur.
(B) HÜKÜMLERİ:
I - Ariyet alanın borçları:
Madde 300 - Ariyet alan, ariyet şeyi ancak akitte tayin edilen ve akitte
birşey tayin edilmemiş ise o şeyin mahiyetinden veya tahsis olunduğu maksattan
anlaşılan şekilde kullanabilir.
Ariyet alan, ariyeti başkasına kullandıramaz.
Bu kaideye muhalif hareket ettiği takdirde zuhura gelen kazadan dahi
mesul olur.
Meğerki, bu kaideye riayet etmiş olsaydı bile yine bu kazanın vukua
geleceğini ispat ede.
II - Muhafaza masrafları:
Madde 301 - Ariyet alan, ariyet şeyin adi muhafaza masraflarını ve
hususiyle ariyet hayvanın yiyecek masraflarını tahammül eder.
Ariyet verenin menfaatine yapmağa mecbur olduğu fevkalade masraflar için,
ariyet alan ondan tazminat isteyebilir.
III- Müteselsil mesuliyet :
Madde 302- Birden ziyade kimseler bir şeyi birlikte ariyet alırlarsa, müte-
selsilen mesul olurlar.
© HİTAMI:
I - Muayyen bir kullanmada:
Madde 303 - Muayyen bir müddet mukavele edilmemiş ise, ariyet alanın,
ariyet şeyi akit mucibince kullanmasiyle yahut kullanabilecek kadar bir zaman
geçmesiyle akit nihayet bulur.
Ariyet şey, alan tarafından mukavele hilafına kullanıldığı yahut
bozulduğu yahut kullanmak için diğer bir şahsa verildiği yahut evvelden
bilinemiyen bir halden dolayı ariyeti veren ona acele muhtaç bulunduğu takdirde,
daha evvel geri istenebilir.
II - Ariyetin zamanı muayyen olmayan kullanmada :
Madde 304 - Ariyet veren ariyet şeyi ne müddetini ne de niçin
kullanılacağını tayin etmiyerek vermiş ise, dilediği vakit geri istiyebilir.
III- Ariyet alanın vefatı :
Madde 305 - Ariyet akdi, ariyet alanın ölmesiyle nihayet bulur.
6098 SAYILI YENİ BORÇLAR KANUNU
Ödünç Sözleşmeleri
BİRİNCİ AYIRIM
Kullanım Ödüncü
A. Tanımı
MADDE 379- Kullanım ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.
B. Hükümleri
I. Ödünç alanın kullanım hakkı
MADDE 380- Ödünç alan, ödünç konusunu ancak sözleşmede kararlaştırılan şekilde, sözleşmede hüküm yoksa niteliğine veya özgülendiği amaca göre kullanabilir.
Ödünç alan, ödünç konusunu başkasına kullandıramaz.
Ödünç alan, bu hükümlere aykırı davrandığı durumlarda, beklenmedik hâllerden doğan zararlardan da sorumludur. Ancak, bu hükümlere uymuş olsaydı bile zararın doğacağını ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
II. Bakım ve koruma giderleri
MADDE 381- Ödünç alan, ödünç konusunun olağan bakım ve koruma giderlerini karşılamakla yükümlüdür.
Ödünç alan, ödünç verenin yararına yapmak zorunda kaldığı olağanüstü giderlerin ödenmesini isteyebilir.
III. Müteselsil sorumluluk
MADDE 382- Bir şeyi birlikte ödünç alanlar, ondan müteselsilen sorumlu olurlar.
C. Sona ermesi
I. Amacı belirlenmiş kullanmada
MADDE 383- Kullanma için belirli bir süre öngörülmemişse, ödünç alanın, ödünç konusunu sözleşme uyarınca kullanmış olmasıyla veya kullanabilecek kadar bir zaman geçmesiyle sözleşme sona erer.
Ödünç alan, ödünç konusunu sözleşmeye aykırı olarak kullanır, onu bozar veya kullanmak için başka bir kimseye verirse ya da önceden bilinmeyen bir durum yüzünden ödünç verenin ivedi gereksinimi ortaya çıkarsa, ödünç veren o şeyi daha önce geri isteyebilir.
II. Amacı belirlenmemiş kullanmada
MADDE 384- Ödünç konusu, kullanım süresi ve hangi amaçla kullanılacağı belirlenmeden verilmişse, ödünç veren onu dilediği zaman geri isteyebilir.
III. Ödünç alanın ölümü
MADDE 385- Kullanım ödüncü sözleşmesi, ödünç alanın ölmesiyle kendiliğinden sona erer.
Düzenleyen Ahmet BARLAK - 10.Eylül.2011 Saat 16:21