02.02.2016, 12:38
6183 S.lı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun MADDE 60
(251 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen madde) Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, 7 günlük müddet içinde borcunu ödemediği ve mal bildiriminde de bulunmadığı takdirde mal bildirimde bulununcaya kadar bir defaya mahsus olmak ve üç ayı geçmemek üzere hapisle tazyik olunur.
Hapisle tazyik kararı, ödeme emrinin tebliğini ve 7 günlük müddetin bitmesini müteakip tahsil dairesinin yazılı talebi üzerine icra tetkik mercii hakimi tarafından verilir.
Bu karar Cumhuriyet Savcılığınca derhal infaz olunur.
İcra tetkik mercii hakimi tarafından verilen hapsen tazyik kararları her türlü harç ve resimden muaftır.
Anayasa Mahkemesi, Mal Beyanı Vermeyene 10 Günlük Hapsini Kaldırmasının Üzerinden Bir Yıl Geçti ve Bu Durumda Olanların Mağduriyetleri Sona Erdi…
İcra takibi sırasında `mal beyanında bulunmayan` milyonlarca borçlu, cezaevine girmekten kurtuldu, cezaevlerinde bulunanlar ise tahliye edildi…
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI, İstanbul’da yaptığı basın açıklaması ile yıllardır kanayan yara olan İcra ve iflas Kanunu’nun, (İİK) 337. Maddesinin 1. Fıkrasını verdikleri uzun hukuki uğraşlardan sonra iptal ettirmeyi başardıklarını açıkladı.
“Yıllardır, icra kapılarında haksız yada haklı olarak perişan olan vatandaşlarımız var.
Borçluların mutlaka haklı olan borçlarını zamanında alacaklısına ödenmesinin taraftarıyız.
Ama birçok vatandaşımız tefecinin ya da tefeci çizgisindeki bankaların takibi altındadır.
Yüzlerce intihar vakası olmuştur, insanlarımız onuruyla yaşamalıdır.
Yeterli geliriniz yoksa zorunlu giderlerinizi nasıl ödersiniz..?
Bu kanayan yaraya, el bastık. Hukuk Uzmanlarımız Anayasa Mahkemesine giden davaları takibe aldılar.
Görüşlerimizi kamuoyu ile paylaştık.
Geçtiğimiz yıl, (16 Nisan 2008 Çarşamba günü, Resmî Gazete’de, 26849 sayı ile yayınlanan, Anayasa Mahkemesi Başkanlığının vermiş olduğu, Esas Sayısı : 2006/71, Karar Sayısı : 2008/69, Karar Günü : 28.2.2008) gerçekleşen bu kararın üzerinden, Anayasa mahkemesinin aldığı karar gereğince bir yıl geçmiş ve karar artık uygulanmak zorundadır.
Çünkü kararın son bölümünde, “KARARIN RESMÎ GAZETEDE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, 28.2.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.” denilmektedir.
Bu durumda artık, İcra ve iflas Kanunu’nun, (İİK) 337. Maddesinin 1. Fıkrasına göre mal beyanında bulunmayan yurttaşlarımızın, hapse girmeleri kesinlikle söz konusu olamayacaktır.
Bazı alacaklı avukatlarının hala bu konuda ısrarlı oldukları duyumlarımız arasında bulunmaktadır. Bu gibi bilgilerin tüm kamuoyu ile paylaşılması esastır.
Değerli Basın Mensubu arkadaşlarımızı ve bu açıklamalarımızı okuyan duyarlı insanlarımızı bu haberin kamuoyuna duyurulmasında çaba göstermelerini, yazılarımızı linkleyerek internet ortamında paylaşmaları, haber ve forum sitelerine eklemelerinin önemi çoktur.” dedi.
NEDİR BU, İCRA VE İFLAS KANUNU’NUN, (İİK) 337. MADDESİNİN 1. FIKRASI..?
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI, İstanbul’da yaptığı basın açıklamasının devamında;
“ 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 31.5.2005 günlü, 5358 sayılı İcra ve İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesiyle değiştirilen 337. maddesi şöyledir:
Müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı beyanda bulunmayan borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine, on gün disiplin hapsi ile cezalandırılır.
Alacaklının alacağını karşılayacak miktarda malın haczedilmesi veya borcun ödenmesi hâlinde, bu ceza düşer.” şeklinde oldu.
1932 YILINDAN BU YANA GELEN İNSANLIK AYIBINA NİHAYET MUTLU SON
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI, açıklamalarının devamında ise;
“TÜKORDER, tarafından takip edilen, ve İstanbul 10. İcra Mahkemesi`nin başvurusunu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, mal beyanında bulunmayana verilen 10 günlük hapis cezasını düzenleyen İcra İflas Kanunu`nun (İİK) 337`nci maddesinin 1. fıkrasını iptal etmiş ve mutlu sona gelinmiştir.
“Türkiye`de cezaevine girme sebeplerinin başında `mal beyanında bulunmamak` geliyor.
2002 yılında Avrupa Birliği`ne (AB) uyum yasaları kapsamında Anayasa`nın 38. maddesine `Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz` hükmü eklendi.
Bu değişiklik hukukçuları ikiye böldü.
Bazı hukukçular artık mal beyanında bulunmayan borçlunun hapis cezasına çarptırılamayacağını belirtti, bazıları da bunun aksini savundu.
Bu dönemde, Yargıtay`ın verdiği bu karar tartışmaları bitirdi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, mal beyanında bulunmayanları hapis cezasına çarptırmanın Anayasa`yı ihlal anlamına gelmeyeceği kararına vardı.
Ardından Anayasa Mahkemesi de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu`nun kararı doğrultusunda 59 icra mahkemesinin başvurusunu reddetti. Ancak, İcra Hâkimlerine, Derneğimiz Hukuk Uzmanları tarafından `Anayasa`ya aykırılık` başvurularımız devam etti.
Artık gerçek mağdurlar adına mutlu sona ulaşılmıştır.” şeklinde oldu.
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI, konuya ilişkin açıklamalarını örneklerle de kamuoyu ile paylaştı.
İŞTE İCRA İFLAS YASASININ MAĞDURLARINDAN BİRKAÇI;
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI; yaptığı basın açıklamasının devamında ise;
“Anayasa Mahkemesinin kararının, uygulanır olma tarihinden önce, cezaevlerindeki kapasite yetersizliği nedeniyle 5600 kişi hapse (infazı) girmek için sıra beklemektedir.
Ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılında Balıkesir`in Havran ilçesine bağlı Büyükdere beldesinde, kredi borçlarını ödeyemeyen ve mal beyanında bulunmayan yaklaşık 2 bin üretici 10 günlük hapis cezasına çarptırılmıştı.Ancak cezaevinin kapasitesi 60 kişi olduğundan 2 bin kişi infaz için sıraya girmişti.
Mart 2007 tarihinde de Mersinli bir çift, yeni doğan bebeklerinin hastane masrafını ödeyemeyince icra takibine uğramıştı. Çift, mal beyanında bulunmadıkları için çocukları ile birlikte hapse girmişti. Bir hayırseverin borçlarını ödemesi üzerine çift hapisten çıkmıştı.
İstanbul’da 62 yaşında bir anneannede, dershaneye gönderdiği yetim ve öksüz torununun dershane ücretini ödeyememiş icralık olmuş, mal beyanında bulunmayı da beceremediğinden hapse girmişti. Bu anneannenin borçlarını bizzat ben ödedim ve hapisten ve borçtan kurtulmasını sağladım.
Kredi kartı mağdurlarından 2860 kişi, gıyaplarında yapılan tebligatlardan haberleri bulunmadığından, mal beyanında bulunamamış ve hapis cezasına çarptırılmışlardı.
Yüzlerce bu tür örneklerden bulabilirsiniz.” dedi.
ANAYASA MAHKEMESİNİN, İCRA İFLAS KANUNU’NUN 337 MADDESİNİN 1 FIKRASININ İPTALİ İLE BUNDAN BÖYLE BORÇLULARIN 10 GÜN HAPSE GİRMEYECEKLERİNE İLİŞKİN, AYRINTILI KARAR METNİNİ, BLOG SAYFAMIZDA BENZER BAŞLIKLI HABERDE BULABİLİRSİNİZ.
e-iletişim: tukorder@hotmail.com
(251 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen madde) Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, 7 günlük müddet içinde borcunu ödemediği ve mal bildiriminde de bulunmadığı takdirde mal bildirimde bulununcaya kadar bir defaya mahsus olmak ve üç ayı geçmemek üzere hapisle tazyik olunur.
Hapisle tazyik kararı, ödeme emrinin tebliğini ve 7 günlük müddetin bitmesini müteakip tahsil dairesinin yazılı talebi üzerine icra tetkik mercii hakimi tarafından verilir.
Bu karar Cumhuriyet Savcılığınca derhal infaz olunur.
İcra tetkik mercii hakimi tarafından verilen hapsen tazyik kararları her türlü harç ve resimden muaftır.
Anayasa Mahkemesi, Mal Beyanı Vermeyene 10 Günlük Hapsini Kaldırmasının Üzerinden Bir Yıl Geçti ve Bu Durumda Olanların Mağduriyetleri Sona Erdi…
İcra takibi sırasında `mal beyanında bulunmayan` milyonlarca borçlu, cezaevine girmekten kurtuldu, cezaevlerinde bulunanlar ise tahliye edildi…
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI, İstanbul’da yaptığı basın açıklaması ile yıllardır kanayan yara olan İcra ve iflas Kanunu’nun, (İİK) 337. Maddesinin 1. Fıkrasını verdikleri uzun hukuki uğraşlardan sonra iptal ettirmeyi başardıklarını açıkladı.
“Yıllardır, icra kapılarında haksız yada haklı olarak perişan olan vatandaşlarımız var.
Borçluların mutlaka haklı olan borçlarını zamanında alacaklısına ödenmesinin taraftarıyız.
Ama birçok vatandaşımız tefecinin ya da tefeci çizgisindeki bankaların takibi altındadır.
Yüzlerce intihar vakası olmuştur, insanlarımız onuruyla yaşamalıdır.
Yeterli geliriniz yoksa zorunlu giderlerinizi nasıl ödersiniz..?
Bu kanayan yaraya, el bastık. Hukuk Uzmanlarımız Anayasa Mahkemesine giden davaları takibe aldılar.
Görüşlerimizi kamuoyu ile paylaştık.
Geçtiğimiz yıl, (16 Nisan 2008 Çarşamba günü, Resmî Gazete’de, 26849 sayı ile yayınlanan, Anayasa Mahkemesi Başkanlığının vermiş olduğu, Esas Sayısı : 2006/71, Karar Sayısı : 2008/69, Karar Günü : 28.2.2008) gerçekleşen bu kararın üzerinden, Anayasa mahkemesinin aldığı karar gereğince bir yıl geçmiş ve karar artık uygulanmak zorundadır.
Çünkü kararın son bölümünde, “KARARIN RESMÎ GAZETEDE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, 28.2.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.” denilmektedir.
Bu durumda artık, İcra ve iflas Kanunu’nun, (İİK) 337. Maddesinin 1. Fıkrasına göre mal beyanında bulunmayan yurttaşlarımızın, hapse girmeleri kesinlikle söz konusu olamayacaktır.
Bazı alacaklı avukatlarının hala bu konuda ısrarlı oldukları duyumlarımız arasında bulunmaktadır. Bu gibi bilgilerin tüm kamuoyu ile paylaşılması esastır.
Değerli Basın Mensubu arkadaşlarımızı ve bu açıklamalarımızı okuyan duyarlı insanlarımızı bu haberin kamuoyuna duyurulmasında çaba göstermelerini, yazılarımızı linkleyerek internet ortamında paylaşmaları, haber ve forum sitelerine eklemelerinin önemi çoktur.” dedi.
NEDİR BU, İCRA VE İFLAS KANUNU’NUN, (İİK) 337. MADDESİNİN 1. FIKRASI..?
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI, İstanbul’da yaptığı basın açıklamasının devamında;
“ 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 31.5.2005 günlü, 5358 sayılı İcra ve İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesiyle değiştirilen 337. maddesi şöyledir:
Müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı beyanda bulunmayan borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine, on gün disiplin hapsi ile cezalandırılır.
Alacaklının alacağını karşılayacak miktarda malın haczedilmesi veya borcun ödenmesi hâlinde, bu ceza düşer.” şeklinde oldu.
1932 YILINDAN BU YANA GELEN İNSANLIK AYIBINA NİHAYET MUTLU SON
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI, açıklamalarının devamında ise;
“TÜKORDER, tarafından takip edilen, ve İstanbul 10. İcra Mahkemesi`nin başvurusunu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, mal beyanında bulunmayana verilen 10 günlük hapis cezasını düzenleyen İcra İflas Kanunu`nun (İİK) 337`nci maddesinin 1. fıkrasını iptal etmiş ve mutlu sona gelinmiştir.
“Türkiye`de cezaevine girme sebeplerinin başında `mal beyanında bulunmamak` geliyor.
2002 yılında Avrupa Birliği`ne (AB) uyum yasaları kapsamında Anayasa`nın 38. maddesine `Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz` hükmü eklendi.
Bu değişiklik hukukçuları ikiye böldü.
Bazı hukukçular artık mal beyanında bulunmayan borçlunun hapis cezasına çarptırılamayacağını belirtti, bazıları da bunun aksini savundu.
Bu dönemde, Yargıtay`ın verdiği bu karar tartışmaları bitirdi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, mal beyanında bulunmayanları hapis cezasına çarptırmanın Anayasa`yı ihlal anlamına gelmeyeceği kararına vardı.
Ardından Anayasa Mahkemesi de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu`nun kararı doğrultusunda 59 icra mahkemesinin başvurusunu reddetti. Ancak, İcra Hâkimlerine, Derneğimiz Hukuk Uzmanları tarafından `Anayasa`ya aykırılık` başvurularımız devam etti.
Artık gerçek mağdurlar adına mutlu sona ulaşılmıştır.” şeklinde oldu.
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI, konuya ilişkin açıklamalarını örneklerle de kamuoyu ile paylaştı.
İŞTE İCRA İFLAS YASASININ MAĞDURLARINDAN BİRKAÇI;
“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Öner SAMANLI; yaptığı basın açıklamasının devamında ise;
“Anayasa Mahkemesinin kararının, uygulanır olma tarihinden önce, cezaevlerindeki kapasite yetersizliği nedeniyle 5600 kişi hapse (infazı) girmek için sıra beklemektedir.
Ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılında Balıkesir`in Havran ilçesine bağlı Büyükdere beldesinde, kredi borçlarını ödeyemeyen ve mal beyanında bulunmayan yaklaşık 2 bin üretici 10 günlük hapis cezasına çarptırılmıştı.Ancak cezaevinin kapasitesi 60 kişi olduğundan 2 bin kişi infaz için sıraya girmişti.
Mart 2007 tarihinde de Mersinli bir çift, yeni doğan bebeklerinin hastane masrafını ödeyemeyince icra takibine uğramıştı. Çift, mal beyanında bulunmadıkları için çocukları ile birlikte hapse girmişti. Bir hayırseverin borçlarını ödemesi üzerine çift hapisten çıkmıştı.
İstanbul’da 62 yaşında bir anneannede, dershaneye gönderdiği yetim ve öksüz torununun dershane ücretini ödeyememiş icralık olmuş, mal beyanında bulunmayı da beceremediğinden hapse girmişti. Bu anneannenin borçlarını bizzat ben ödedim ve hapisten ve borçtan kurtulmasını sağladım.
Kredi kartı mağdurlarından 2860 kişi, gıyaplarında yapılan tebligatlardan haberleri bulunmadığından, mal beyanında bulunamamış ve hapis cezasına çarptırılmışlardı.
Yüzlerce bu tür örneklerden bulabilirsiniz.” dedi.
ANAYASA MAHKEMESİNİN, İCRA İFLAS KANUNU’NUN 337 MADDESİNİN 1 FIKRASININ İPTALİ İLE BUNDAN BÖYLE BORÇLULARIN 10 GÜN HAPSE GİRMEYECEKLERİNE İLİŞKİN, AYRINTILI KARAR METNİNİ, BLOG SAYFAMIZDA BENZER BAŞLIKLI HABERDE BULABİLİRSİNİZ.
e-iletişim: tukorder@hotmail.com