AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: özün önceliği kavramı
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Konuya katkı sağlaması bakımından iadenin görüşünü yansıtan bir özelge........
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

SAYI : B.07.1.GİB.4.54.15.01/VUK –
KONU : 103 No.lu Hesabın İşleyişi
Sayın ……………………
SAKARYA
İlgi dilekçeniz ile, elektronik ortamda verilen gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ekinde internet ortamında yer alan bilançoda 103 No.lu "Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri" hesabının yer aldığı belirtilerek, söz konusu hesabın dönem sonlarındaki işleyişi hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

Bakanlığımızca yayımlanan 4 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde; Vergi mevzuatına göre, alacak ve borç senetlerinin reeskonta tabi tutulması mükellefin isteğine bırakılmasına rağmen, 1 Sıra Numaralı Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğine göre, reeskont işlemlerinin zorunlu olması veya vergi mevzuatında kıdem tazminatları için karşılık ayrılması öngörülmemişken Tebliğde, kıdem tazminatları karşılığı hesabının kullanılmasının zorunluluğunun bulunmasının çelişkilere neden olduğu, keza alınan ya da verilen ileri tarihli çeklerin vergi uygulamasında normal çek olarak kabul edilirken, Muhasebe Sisteminde "özün önceliği kuralı" gereğince alacak ya da borç senedi olarak kabul edildiği ve reeskonta tabi tutulduğu açıklanmıştır.

Konu ile ilgili olarak, Vergi Denetmeleri Büro Başkanlığından alınan 08/02/2008 tarih ve 234 sayılı yazı ekindeki Vergi Denetmeni ……………. tarafından düzenlenen 08/02/2008 tarih ve VDENR-2008-1709/3 sayılı Basit Raporda; 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde yer verilen muhasebenin temel kavramlarından özün önceliği ilkesine göre işlemlerin muhasebeye yansıtılmasında ve onlara ilişkin değerlendirmelerin yapılmasında biçimlerinden çok özlerinin esas alınması gerektiği, zira işlemlerin biçimleri ile özlerinin paralel olmakla birlikte, bazı durumlarda farklılıkların da ortaya çıkabildiği, bu takdirde mükelleflerin özün önceliği ilkesine göre kayıt ve işlemlere yer vermesi gerektiği belirtilerek, 

103 No.lu "Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri" hesabında takip edilmesi gereken tutarların gerek dönem içinde gerekse bilanço gününde başka bir hesaba intikal ettirilmesinde vergisel yönden bir zorunluluk bulunmadığı, ancak dönem sonu bilançolarının gerçek durumu yansıtmasına matuf olmak üzere, 102 No.lu "Bankalar Hesabı" ile 103 No.lu "Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri" hesabının hatta bilançolarda "Hazır Değerler Hesap Grubunun" eksi değerle yer almasının önüne geçilmesi bakımından mükelleflerce ileri tarihli çek verilmesi halinde; bilanço gününde söz konusu vadeli çek tutarlarının borç senetlerine özgü herhangi bir vergisel avantajdan yararlanılmaksızın (Reeskont vb. uygulamalar) vadeli bir borç olarak 321 No.lu "Borç Senetleri" hesabına alınması, izleyen hesap dönemi başında ise 321 No.lu hesaptan tekrar 103 No.lu "Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri" hesabına alınmasının muhasebenin temel kavramları ve muhasebe ilkelerine uygun bir uygulama şekli olacağı, görüş ve kanaatine varıldığı, bildirilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, 103 No.lu "Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri" hesabında takip edilen ve ertesi yılda ödenecek olan çeklerin yıl sonunda, 321 No.lu "BorçSenetleri" hesabına aktarılması ve izleyen hesap dönemi başında ise 321 No.lu hesaptan tekrar 103 No.lu "Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri" hesabına alınarak, bilanço dip notlarında gerekli açıklamanın yapılması gerekmektedir.

Bilgilerinizi rica ederim.

Recep ALP
Vergi Dairesi Başkanı
4 SIRA NO'LU MUHASEBE SİSTEMİ UYGULAMA GENEL TEBLİĞİ


"Keza, alınan ya da verilen ileri tarihli çekler vergi uygulamasında normal çek olarak kabul edilirken, Muhasebe Sisteminde "özün önceliği kuralı" gereğince alacak ya da borç senedi olarak kabul edilmekte ve reeskonta tabi tutulmaktadır."