İhraç kayıtlı teslimlerde KUR FARKI - Baskı Önizleme +- AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU (http://ahmetbarlak.com/forumm) +-- Forum: SGK VERGİ MEVZUATI (http://ahmetbarlak.com/forumm/forumdisplay.php?fid=1) +--- Forum: İhraç kayıtlı satışlar (http://ahmetbarlak.com/forumm/forumdisplay.php?fid=3) +--- Konu Başlığı: İhraç kayıtlı teslimlerde KUR FARKI (/showthread.php?tid=807) |
İhraç kayıtlı teslimlerde KUR FARKI - Ahmet Barlak - 17.08.2015 DEĞİŞTİ (1) -11 SERİ NOLU KDV UYGULAMA GENEL TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN TEBLİĞ İLE DEĞİŞTİ (2) 25 SERİ NOLU KDV UYGULAMA GENEL TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN TEBLİĞ İLE T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Sayı : 11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]--2104 21/08/2014 Konu : İhraç kayıtlı teslimlerde mal/hizmet alış tarihi ile ödeme tarihi arasında oluşan kur farkının vergilendirilmesi ve belge düzeni İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ihraç kayıtlı aldığınız ürünlerin aynı gün içinde yurt dışına gönderildiği, 6 ay sonra yapılan ödeme sırasında alış tarihi ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur değişimi nedeniyle kurumunuz aleyhine oluşan kur farkı için satıcı firmanın adınıza kur farkı faturası düzenlediği, lehinize oluşan kur farkını ise muhatap firmaya faturaladığınızı, söz konusu kur farkı faturalarının üzerine "3065 sayılı KDV Kanunu hükümlerine göre ihraç edilmek şartıyla teslim edildiğinden KDV tahsil edilmemiştir" ibaresinin yazıldığı belirtilerek; yapılan işlemlerin vergi kanunlarına göre uygun olup olmadığı ve muhasebe kayıtlarına nasıl alınacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içerisinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ticari kazancın tespitinde geçerli olan iki temel ilke "dönemsellik" ve "tahakkuk esası" ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan, bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Yukarıdaki hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; söz konusu işlemlerin ifası esnasında kurumunuz lehine veya aleyhine oluşan kur farklarının, kambiyo karı veya zararı olarak dikkate alınması ve bu tutarların doğrudan "690 Dönem Karı veya Zararı Hesabı" ile ilişkilendirilmek suretiyle ilgili dönem kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 3065 Sayılı KDV Kanununun 11/1-a maddesinde; ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye'de verilen roaming hizmetlerinin KDV den istisna olduğu, 11/1-c maddesinde; imalatçıların imal ettikleri mallardan ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara yapacakları teslimler nedeniyle hesaplanan KDV nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen, ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin vergi dairesince tarh, tahakkuk ve tecil olunacağı, ihracatın teslim tarihini takip eden 3 ay içinde gerçekleşmesi halinde tecil edilen bu verginin terkin olunacağı, 32 nci maddesinde de, Kanunun 11 inci maddesi kapsamındaki işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin, bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun 20 nci maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği, 24/c maddesinde ise; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dâhil olduğu hükme bağlanmıştır. Konuyla ilgili olarak özelge talebinde yer alan işlemlerin yapıldığı dönemde geçerli olan mülga 25 ve 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile 60 Seri No.lu KDV Sirkülerinde gerekli açıklamalar yapılmıştır. Mülga 25 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin, "İhracat Bedellerine Bağlı Vergi İadesi, Kur Farkı ve Kaynak Kullanımı Destekleme Priminde Ön İhracat İstisnasının Uygulanması" başlıklı (D) bölümünde; "... Kanun'un 11/1-c maddesi çerçevesinde yapılacak mal alımlarında hesaplanan KDV nin ihracatçı tarafından ödenmeyeceği esası getirildiğine göre, malın bedeli içinde mütalaa edilen kur farkı, vergi iadesi ve kaynak kullanımı destekleme primi ödemelerine ait katma değer vergisinin de ihracatçı tarafından ödenmemesi ve tecil terkin müessesesinin çalıştırılması gerekmekte ise de söz konusu ödemeler, ihracatın gerçekleşmesinden sonra yapıldığı için bu müessesenin çalıştırılmasına imkân bulunmamakta, dolayısıyla yukarıda sayılan ödemelerin vergiden arındırılabilmesi için indirim müessesesinin işletilmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi, Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında, Maliye ve Gümrük Bakanlığı vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili kılınmıştır. Bu yetki uyarınca, ihracatın gerçekleşmesinden sonra ihracatçı tarafından kendilerine intikal ettirilen vergi iadesi, kur farkı ve kaynak kullanımı destekleme primi ödemelerinin karşılığında imalatçının keseceği faturalarda; bu ödemelerin tek tek belirtilmesi ve ödemelere ait hesaplanan KDV nin ayrıca gösterilmesi ile asıl mala ilişkin fatura ve ihracata ait gümrük çıkış beyannamesine atıfta bulunularak bu verginin tahsil edilmediğini belirten bir şerh konulması, bilahare sözü edilen ödemelere ait düzenlenen faturada gösterilen verginin, faturanın ait olduğu döneme ilişkin beyannamede gösterilerek, bu verginin aynı beyannamede indirim konusu yapılması suretiyle söz konusu ödemelerin de vergiden arındırılması uygun görülmüştür..." açıklamalarına yer verilmiştir. 60 Seri No.lu KDV Sirkülerinin "4.5. Yurt İçi Teslimler ile İhraç Kayıtlı Teslimlerde Oluşan Kur Farkları" başlıklı bölümünde; "... 4.5.2. KDV Kanununun 11/1-c maddesi hükmü gereğince tecil-terkin uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ait bedelin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında ihracatçı lehine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçı tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir. Söz konusu KDV imalatçı tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecektir. İmalatçı lehine kur farkı ortaya çıkması halinde 25 Seri No'lu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümüne göre işlem yapılması gerekmektedir." şeklinde açıklama yapılmıştır. Buna göre, ihraç kayıtlı satışın gerçekleştiği dönemle ilgili kur farkının ihracatın gerçekleşmesinden sonra fatura edilmesi halinde tecil-terkin kapsamında işlem yapma imkânı ortadan kalkacağından bu ödemelerin mülga 25 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda vergiden arındırılması gerekmektedir. Bu çerçevede söz konusu fark üzerinden hesaplanan KDV, aynı döneme ilişkin beyannamede hem hesaplanan vergi hem de indirilecek vergi olarak beyan edilmek suretiyle işlem vergiden arındırılacaktır. Ancak, ihracatçı konumundaki kurumunuz adına fatura edilen kur farkının, ihracatın gerçekleşmesinden önce ortaya çıkması halinde tecil-terkin müessesesinin çalıştırılması gerekmekte olup, bu durumda kur farkı için düzenlenecek faturada, ihraç kaydıyla yapılan mal teslimine ilişkin faturanın tarih ve sayısına yer verilmek suretiyle fiyat farkı üzerinden hesaplanan KDV için de tecil-terkin uygulaması kapsamında işlem yapılacaktır. Diğer taraftan, tecil-terkin uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ait vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında kurumunuz lehine ortaya çıkan kur farkları için kurumunuz tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir. Söz konusu KDV imalatçı tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecektir. III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir" denilmektedir. Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu Kanunun 231 inci maddesinin 5 inci bendinde faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Mezkur Kanunun 232 nci maddesinde fatura kullanma mecburiyeti açıklanmış ve "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler: 1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara; 2. Serbest meslek erbabına; 3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara; 3. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere; 5. Vergiden muaf esnafa. Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler..." hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, ihraç kayıtlı olarak yabancı para cinsinden aldığınız ürünlerin bedelinin ödenmesi sırasında alış tarihi ile ödeme tarihi arasında kurumunuz lehine ortaya çıkan kur farkı için fatura düzenlemeniz, kurumunuz aleyhine oluşan kur farkı için ise tarafınıza fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Bahse konu faturaların ödeme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde düzenlenmesi gerektiği ise tabiidir. Diğer taraftan, tek düzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26.12.1992 tarihli ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazete´de yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. RE: İhraç kayıtlı teslimlerde KUR FARKI - Ahmet Barlak - 13.11.2015 DÖVİZLİ İŞLEMLERLE İLGİLİ BAZI SORULAR VE CEVAPLARI Mehmet MAÇ Yeminli Mali Müşavir Değerli bir meslek mensubu (SMMM) tarafından bize yöneltilmiş olan bir dizi soru dikkatimizi çekmiştir. Esasen sadece bu meslek mensubunun değil Türkiye’nin tümünde, pek çok ilgilinin baş ağrısı durumunda olan bu soruları ve vermeye çalıştığımız özet cevapları, okuyucuların bilgisine sunmakta yarar görmüş bulunmaktayız. Soru 1. Döviz olarak kesilen faturalarda döviz kurunu belirtmek mecburi midir ? Cevap 1. Hayır, böyle bir mecburiyet yoktur. Hernekadar, Vergi Dünyası dergisinin Aralık 2001 sayısında yayınlanan bir muktezada özetle “Fatura üzerindeki bedelin döviz cinsinden olması halinde, fatura üzerine o günkü döviz alış kuru esas alınmak suretiyle Türk Lirası karşılığının yazılması, faturada belirtilen meblağın faturanın düzenlendiği tarihten daha sonraki bir tarihte ödenmesi halinde, ortaya çıkan kur farkı için de fatura düzenlenmesi gerekmektedir” denilmiş ise de, yasal dayanağını göremediğimiz için bu muktezaya katılamıyoruz. Soru 2. Eğer mecburi değilse ve de faturada belirtilmemişse, muhasebe kayıtlarına hangi döviz kuru üzerinden işlenecektir ? Cevap 2. Taraflar, aralarında bir cari kur belirlemişlerse, faturadaki döviz tutarı, bu carî kur üzerinden Türk Lirasına çevrilerek kayda alınır. Taraflarca belirlenmiş bir kur (carî kur) yok ise, TCMB döviz alış kuru esas alınır. KDV Kanunu’nun 26 ncı maddesi de bu yöndedir. Soru 3. Taraflar kendi aralarında kur belirleyerek ona uyabilirler mi? Eğer cevap evet ise, bunun bir sınırı var mıdır? (mesela TCMB efektif alış kurunun altında ve efektif satış kurunun üstünde olamaz gibi.) Cevap 3. Yukarıda belirtildiği gibi, dövizli işlemlerde mükelleflerin resmi kura uymaları mecburiyeti yoktur. Bu konudaki detaylı görüşlerimiz Vergi Dünyası Dergisi’nin Haziran 2001 sayısında yayınlanan “RESMİ KURA UYMAYAN KURLAR ÜZERİNDEN BEDEL BELİRLENMESİ veya HESAP KAPATILMASI” başlıklı yazımızda açıklanmıştır. Özellikle 2001 yılı Şubat ayında meydana gelen anî ve çok yüksek kur artışları sonucunda öteden beri dövizli işlemlerde resmi kura itibar eden firmaların dahî, bu kuru kabul edememesi sonucunu doğurmuş yahut resmi kurun kabul edilmeyeceği şeklindeki talep ve bildirimlerle karşılaşılmıştır. Halen dövizli bir çok işlemde, dövizin TL. karşılığı resmi kurun altındaki kurlarla belirlenmekte, kur fiksleme olarak isimlendirilen uygulamalara rastlanmaktadır. Sözleşme serbestisi uyarınca tarafların carî kuru serbestçe belirleme hakları bulunmakla beraber, bu kurun uygulanması sonucu bulunan TL. tutar, kabul edilemez ölçüde yüksek ise, düşük ise veya açık bir muvazaa durumu var ise taraflardan birinin, diğerinin veya her ikisinin tarhiyata uğraması muhtemeldir. Soru 4. Yurtdışı taşımacılık işi ile ilgili navlun faturasını -ithalatta-, TL. olarak kesebilir miyiz? Eğer cevap evet ise, doğacak kur farklarını da fatura etmek zorunluluğumuz var mıdır ve TL. kesilen bu faturada döviz karşılığını ve kuru belirtmek zorunluluğumuz var mıdır ? Cevap 4. Bizim anlayışımıza göre kambiyo mevzuatındaki serbestiler ve sözleşme serbestisi uyarınca herhangi bir mal veya hizmetin faturasının TL. veya döviz olarak kesilmesi mümkündür. Fatura TL. kesilmekle beraber, taraflar bu faturadan doğan borca döviz gözüyle bakabilirler ve mutabık kaldıkları cari kur üzerinden yahut resmî kura göre bu faturaları dövizli fatura gibi kayıtlarına alabilirler. (Böyle bir durumda işlem dövizli veya dövize endeksli yapılmış gibidir. Dövize itibar edilen durumlarda faturanın da dövizli kesilmesi karışıklıkların önlenmesi bakımından isabetli olur.) Bu nedenle doğacak kur farklarının faturalamaya veya KDV ye tabi olup olmadıkları tartışmaya açık olup, işlemin doğrudan dövizi mi hedef aldığı, yoksa dövize endekslenmiş bir işlem mi olduğu neticeyi etkileyebilmektedir. Dövizli işlem, dövize endeksli işlem ayırımı ve bunların faturalamaya ve KDV ye tabi olma durumu hakkındaki detaylı görüşlerimiz Yaklaşım Dergisinin Nisan 2001 sayısındaki “KUR FARKLARININ KDV KARŞISINDAKİ DURUMU” başlıklı yazımızda yer almıştır. Aynı konuyu farklı açılardan ve farklı bir anlatımla ele alan bir yazımız da Mükellefin Dergisi’ne gönderilmiş olup, Şubat 2002 veya daha sonraki bir ayda yayınlanacaktır. Soru 5. Faturayı döviz olarak kestiysek ve de karşılığını TL. olarak tahsil ettiysek, tahsil tarihi ile fatura tarihi arasında geçen sureyi gözetmeksizin, TL. tahsilatımızı fatura kuru üzerinden muhasebe kayıtlarına aktarabilir miyiz ? Cevap 5. Faturanın döviz olarak kesilmesi halinde tahsilatın da o döviz cinsi ile yapılması mecburiyeti yoktur. Tahsilat TL. olarak veya başka bir döviz cinsi ile de yapılabilir. Faturanın düzenlenişi esnasında resmi kur dışında bir kura (cari kur) itibar edilebileceği gibi kurun fatura kesiminde sabitlenmesi (cari veya resmi kurdan TL. na çevrilerek dondurulması) da mümkündür. Keza dövizli faturadan doğan borcun kapanmasında da tarafların kur belirleme hakları vardır. Mesela döviz üzerinden kesilip resmi kur üzerinden kayda alınan fatura daha sonra resmi kura uymayan bir kura göre ödenen TL. ile kapanmış sayılabilir. Kur farkı da buna göre belirlenebilir. (3 no.lu cevapta bahsi geçen yazımıza bakınız.) Soru 6. Tahsilat sırasında doğan kur farklarını 601 Yurtdışı Satışlar hesabına mı almak zorundayız. Bu tür kur farklarını, KDV beyannamesinde 7 nolu satırda göstermek zorunda mıyız ? Cevap 6. Yurt dışına yapılan mal veya hizmet satışları ile ilgili olarak ortaya çıkan lehte veya aleyhteki kur farkları, yıl sonuna kadar 601 no.lu YURTDIŞI SATIŞLAR hesabında izlenir. Yıl kapandıktan sonra ortaya çıkmaya devam eden kur farkları ise, 646 no.lu KAMBİYO KARLARI veya 656 no.lu KAMBİYO ZARARLARI hesabında gösterilir. Bu kur farklarının KDV beyannamesinde gösterilmesi söz konusu değildir. Çünkü kur farkları bir mal teslimi veya hizmet ifası sonucunda ortaya çıkan bedel niteliği taşımadığı için, KDV nin konusuna girmemektedir. Maliye İdaresi’de ihracat dahil olmak üzere döviz ile yapılması mutad işlemlerle ilgili kur farklarının KDV kapsamında bulunmadığı görüşünü benimsemektedir. KDV nin kapsamına girmeyen unsurlar KDV beyannamesine de girmez. Soru 7. Satış iskontolarını, fatura kesildikten sonra işleyebilir miyiz? Eğer cevap evet ise, kur farklarını satış iskontolarına almaya nasıl bir engel vardır? Cevap 7. Satış iskontoları normal olarak, satış esnasında yapılır ve satış faturasında gösterilir. Sonradan yapılan iskontolar, iskonto olmaktan ziyade, ciro primi, fiyat farkı, nefaset farkı, reklamasyon gibi nedenlere dayanır ve ayrıca belgelenerek kayda alınır. Kur farkları ile bu gibi sonradan yapılan iskontolar tamamen farklı mahiyette işlemlerdir. Ancak duruma göre her ikisinin de aynı hesapta izlenmesi söz konusu olabilir. Soru 8. Bankadaki döviz hesabımıza, yurtdışı müşterimizden gelen döviz miktarını muhasebe kayıtlarına hangi kur üzerinden aktarmamız gerekir ? Cevap 8. Yurt dışı müşteri ve satıcılarla ile yapılan işlemlerde cari kur belirleme işlemlerine uygulamada rastlanmamaktadır. Bu nedenle yurt dışına kesilen veya yurt dışından gelen faturalarda, yurt dışına yapılan ödemelerde ve yurt dışından gelen ödemelerde genellikle TCMB döviz alış kuru kullanılmaktadır. Soru 9. Yurtdışındaki bana borçlu olan şahıs, borcunu, benden alacaklı olan yurtdışındaki başka bir şahsa ödediğinde bu mahsubu hangi kur üzerinden muhasebeleştirmem gerekir ? Cevap 9. 8 inci soru için verdimiz cevap bu soru için de geçerlidir. Soru 10. Bankadaki döviz hesabıma yurtdışından gelen dövizi, o dövizi bozdurduğum tarihteki bankanın uyguladığı kurdan hesaba kaydetmem mümkün müdür ? (eğer döviz mesela 5 gün hesapta kaldıysa ilgili kaydı 5 gün sonraki bozdurma kurundan yapabilir miyim?) Cevap 10.Döviz bozdurma işlemlerinde işlemin TL. karşılığı fiilen ele geçen TL. tutarına göre belirlenir. Ancak ele geçen tutar dövizi bozdurana ödetilmiş olan binde bir nisbetindeki BSMV düşülmeden önceki rakamdır. BSMV ise, ele geçen paradan düşülerek gider kaydedilir. ÖRNEK : Yurt dışından döviz gelmiş ve bir süre hesapta kaldıktan sonra bozdurulmuşsa, doğru kayıt şekli önce dövizin TCMB döviz alış kuru üzerinden kaydedilmesi bozdurulduğunda da ele geçen TL. tutarına göre kayıt düşülmesidir. Ancak 5 günlük gibi kısa bir süre aynı geçici vergi dönemi içinde ise, pratik olarak doğrudan bozdurma sonucu ele geçen TL. tutarın kayda alınmasında mahzur göremiyoruz. Soru 11. Tüm borç ve alacaklarımıza dönem sonlarında değerleme yapmak mecburiyetimizden haberdarım. Eğer benden önceki dönemlerde bu değerlemeler yapılmadı ise, alıcılar hesabındaki bu seneye ait açılış bakiyelerini, 31/12/.... tarihli merkez bankası değerleme kuruna bölerek, çıkan rakamı döviz üzerinden alacağımız şeklinde kabul ederek, bu sene ki işlemleri gerektiği şekilde yaparsam, sorumluluk sahibi olur muyum ? Ya da nasıl bir yol izlemeliyim ki, bu sene ki kurumlar vergisi beyannamesini imzaladıktan sonra, önceki dönemlerden sorumlu olmayayım ? Açılış bakiyesi olarak neyi baz almalıyım ? Cevap 11. Kur değerlemeleri ihmal edilmiş dövizli alacak ve borçlara, dönem sonunda TCMB döviz alış kuru üzerinden TL. karşılığı üzerinden itibar edilmesi mümkündür ve doğrusu da budur. Ancak geçmiş dönemlerde kur hesaplamalarının ihmal edilmesi, ortaya çıkacak kur farkının, geçmiş dönemlere ait kur farklarını da ihtiva etmesi sonucunu doğuracağı açıktır. Söz konusu kur farkının geçmiş dönemlere ait olan kısmı, vergisel açıdan geçmiş dönem gideridir veya geliridir. Geçmiş dönemlere ait olduğu halde kur değerlemesinin ihmali sonucu kayıt ve beyan dışı kalmış unsurlar, düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle düzeltilebilir. Ancak yapılacak düzeltme ek vergi doğuruyorsa bu vergi eksikliğinin pişmanlık (VUK Md. 371) yoluyla işleme tabi tutulacağını, Hazine aleyhine bir düzeltme söz konusu ise bu düzeltme talebinin incelemeye sevk edileceğini hatırlatmak isteriz. Düzeltme beyannamesi verilmeyip cari döneme gider kaydı tercih edildiği takdirde, söz konusu giderler kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınır. Soru 12. Dövizli işlemlerin, döviz miktarı olarak karşılıklarını nazım hesaplarda izleme mecburiyeti var mıdır ? Cevap 12. Hiçbir işlem için nazım hesap açma mecburiyeti yoktur. Ancak dövizli işlemler yasal defterlere TL. olarak yansıdığı için dövizli alacak ve borçlarda, bunların döviz cinsinden miktarlarının izlenmesi için nazım hesap kullanılması isabetli bir yoldur. Bu konuda kolaylık sağlanması bakımından, dövizli işlemlerde otomasyon sağlamış olan muhasebe programları tercih edilmelidir. Soru 13. Yurtdışında sürekli olarak bana borçlu olan kişinin bana olan borcu oldukça yüksek miktarlarda ise ve hala çalışmamız devam etmekte ise bunun örtülü kazanç konusu ile bir bağlantısı olduğu sonucuna varılabilir mi ? Cevap 13. Bir kurumlar vergisi mükellefi yasal açıdan kabul edilebilir gerekçe ve izahı olmaksızın, alacaklı pozisyonda bulunur ve bu alacak tatminkar bir faiz getirisi sağlamazsa KVK nun 17 nci maddesi hükmü, bu hükümle ilgili mevzuat ve içtihat uyarınca örtülü kazanç iddia ve uygulaması ile karşılaşabilir veya finansman giderlerinin bir kısmı reddedilebilir. (Bu konuda “KURUMLAR VERGİSİ” isimli kitabımızın 3 üncü baskısındaki 17 nci madde ile ilgili bölüme bakınız.) RE: İhraç kayıtlı teslimlerde KUR FARKI - Ahmet Barlak - 15.02.2017 11 SERİ NOLU KDV GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN TEBLİĞ MADDE 6 – Aynı Tebliğin (II/A-8.9.) bölümünün birinci paragrafı aşağıda yer alan ilk paragraftaki şekilde değiştirilmiş, aşağıda yer alan diğer paragraflar aynı bölüme sırasıyla ikinci ve üçüncü paragraf olarak eklenmiştir. “3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde, ihracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer vergisinin, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.” “İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. Bu kapsamda düzenlenen faturaya; "3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır." ifadesi yazılır. Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilir. İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir.”
25 SERİ NOLU KDV GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN TEBLİĞ MADDE 2 – Aynı Tebliğin (II/A-8.9.) bölümünün üçüncü paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Ancak, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmaz.” KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİ İHRACAT İSTİSNASI 8.8. İmalatçı Lehine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik İhracatçıların yurtdışına teslim ettiği mal karşılığında aldıkları vergi iadesi, kur farkı ve kaynak kullanımı destekleme primleri üzerinden KDV hesaplanması söz konusu değildir. İhracatçılar tarafından, ihraç kaydıyla mal aldıkları imalatçılara, malın satın alındığı dönemden ve ihracattan sonra reklamasyon, vergi iadesi, kur farkı, kaynak kullanımı destekleme primi, faiz vb. unsurların kısmen veya tamamen aktarılması 3065 sayılı Kanunun 20 nci maddesine göre ihraç kaydıyla teslim bedeline dahildir. İhraç kaydıyla teslimlerde, teslim tarihinden sonra ortaya çıkan ve ihracatçılar tarafından imalatçılara yapılan ödemelerde, imalatçı tarafından ihracatçı adına ödeme tutarı üzerinden bir fatura düzenlenir ve bu faturada; ödemenin mahiyeti ayrı ayrı belirtilir, malın tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanır, bu KDV tutarının tahsil edilmediğine dair bir açıklama yazılır, ödemenin kaynağı olan ilk ihraç kaydıyla teslim faturasına ve ihracata ilişkin gümrük beyannamesine tarih ve numara belirtilmek suretiyle atıfta bulunulur. İmalatçı, faturada gösterdiği KDV’yi, fatura tarihini içine alan döneme ait KDV beyannamesinde hem hesaplanan hem de indirilecek KDV olarak beyan eder. Hesaplanan KDV’nin beyanında, “Tevkifat Uygulanmayan İşlemler” tablosunda malın tabi olduğu orana ilişkin satır kullanılır. İndirim beyanında ise “İndirimler” tablosunun “Bu Döneme Ait İndirilecek KDV” satırı kullanılır. İhracatçı ise ihraç kaydıyla teslimde olduğu gibi, bu faturada belirtilen ancak imalatçıya ödenmeyen KDV’yi indirim konusu yapamayacağından KDV beyannamesine dahil etmez. DETAYLI AÇIKLAMA http://docplayer.biz.tr/151262942-Aciklama-imalatciya-ait-cari-hesap-ornegi.html RE: İhraç kayıtlı teslimlerde KUR FARKI - Ahmet Barlak - 20.02.2017 Kur Farkları Nedeniyle İmalatçıların KDV İadeleri Ne Kadar Azaldı? Tarih: 20.02.2017 15.02.2017 Gün ve 29980 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan 11 Seri Numaralı KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 6.Maddesi uyarınca 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde, ihracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek KDV, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamaz. Buna göre imalatçılara; İade Edilecek KDV= (Hesaplanan KDV) – (İmalatçı Kur Farkı Gideri x KDV Oranı) Olarak hesaplanır. İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin vergi (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar), ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşülür. İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. Bu kapsamda düzenlenen faturaya; "3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır." ifadesi yazılır. Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilir. Bu tebliğden önce İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından imalatçıya bir fatura düzenlenerek KDV hesaplanır, bu faturada hesaplanan KDV ihracatçı tarafından beyan edilir, imalatçı tarafından indirim konusu yapılırdı. RE: İhraç kayıtlı teslimlerde KUR FARKI - Ahmet Barlak - 28.03.2017 İMALATCI ALEYHİNE OLUŞACAK KUR FARKI NEDENİ İLE İHRACATÇI TARAFINDAN DÜZENLENECEK KUR FARKI FATURASINDA KDV HESAPLANMAYACAK. KDV uygulamasında uzun yıllardan bu yana süre gelen hatalı bir uygulama daha Maliye Bakanlığı tarafından düzeltildi. İhracatçıların kendilerine ihraç kaydıyla mal teslim eden imalatçılar aleyhine oluşan kur farkları nedeniyle imalatçılara düzenledikleri düzeltme faturalarına KDV hesaplatılmasını zorunlu tutan uygulama, nihayet değiştirildi. Olay Neydi? KDV Kanununun 11/1-c maddesine göre, ihraç edilmek kaydıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ilişkin olarak imalatçılar tarafından hesaplanan KDV, ihracatçılar tarafından imalatçılara ödenmemekte, imalatçıların bu şekilde hesapladıkları halde ihracatçılardan tahsil etmedikleri KDV ise, tecil ve terkin edilmekte, terkin edilemeyen KDV ise kendilerine iade edilmektedir. Uzun yıllardan bu yana süre gelen uygulamaya göre, döviz kurlarındaki azalış nedeniyle bu şekilde teslim edilen mallar nedeniyle imalatçılar aleyhine kur farkının oluştuğu durumlarda, imalatçıların hesaplarının düzeltilmesi bakımından ihracatçılar tarafından imalatçıya bir fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması, hesaplanan KDV’nin ihracatçılar tarafından beyan edilmesi, imalatçıların ise bu KDV’yi indirim konusu yapması isteniyordu. Ancak bu uygulama, tecil-terkin sisteminin getiriliş amacına ters düşmekte, ihracatçıların gereksiz KDV hesaplayarak beyan etmelerine ve yüklenmelerine, imalatçıların ise yine gereksiz KDV yüklenimlerine neden oluyordu. Uygulamada Yapılan Değişiklik Ne? 15 Şubat 2017 tarihli ve 29980 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 11 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile, KDV Genel Uygulama Tebliği’nin konu ile ilgili (II/A-8.9.) bölümünde değişiklikler ve yeni eklemeler yapılmıştır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi bakımından söz konusu bölümün değişmeden önceki ve sonraki hallerine aşağıda yer verilmiştir: Değişmeden Önceki Şekli “8.9. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından imalatçıya bir fatura düzenlenerek KDV hesaplanır. Bu faturada hesaplanan KDV ihracatçı tarafından beyan edilir, imalatçı tarafından indirim konusu yapılır. İhraç edilen mallar için yurtdışındaki firmalar tarafından sunulan yurtdışında ifa edilen ve yurtdışında yararlanılan mümessillik, pazarlama, reklâm vb. hizmetler verginin konusuna girmez. Bu nedenle, KDV’nin konusuna girmeyen hizmetler karşılığında ödenen bedellerin ihracatçı tarafından imalatçılara aynen aktarılmasında da KDV hesaplanmaz.” Değişiklikten Sonraki Şekli "3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde, ihracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer vergisinin, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır." İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. Bu kapsamda düzenlenen faturaya; "3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır." ifadesi yazılır. Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilir. İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir. İhraç edilen mallar için yurtdışındaki firmalar tarafından sunulan yurtdışında ifa edilen ve yurtdışında yararlanılan mümessillik, pazarlama, reklâm vb. hizmetler verginin konusuna girmez. Bu nedenle, KDV’nin konusuna girmeyen hizmetler karşılığında ödenen bedellerin ihracatçı tarafından imalatçılara aynen aktarılmasında da KDV hesaplanmaz.” Yapılan Bu Değişiklik Ne Anlama Geliyor? Uygulama Nasıl Değişti? 1) Bu Şekilde Ortaya Çıkacak Aleyhe Kur Farkları İçin Fatura Düzenlenecek Ancak KDV Hesaplanmayacak Yukarıda da ifade edildiği üzere, değişmeden önceki uygulamada, tecil-terkin sistemi kapsamında yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde imalatçılar aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçıların imalatçılara fatura düzenlemeleri ve KDV hesaplamaları isteniliyordu. İhracatçılar bu KDV’yi hesaplanan KDV olarak beyan ediyor, imalatçılar ise indirim konusu yapıyorlardı. 11 Seri No.lu Tebliğ ile yapılan değişikliğe göre, ihraç kaydıyla tecil-terkin sistemi kapsamında mal teslim eden imalatçılar aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından yine fatura düzenlenmesi ancak düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaması uygun görülmüştür. Yani, Tebliğin yayımlandığı 15 Şubat 2017 tarihinden itibaren ihracatçılar, kendilerine ihraç kaydıyla mal tesliminde bulunan imalatçılar aleyhine oluşan kur farkları için imalatçılara fatura düzenleyecekler, ancak KDV hesaplamayacaklardır. 2) Kur Farkı Faturasında KDV Hesaplanmaması İçin Faturaya Aşağıdaki Şerhin Düşülmesi Gerekiyor İhraç kaydıyla tecil-terkin sistemi kapsamında mal teslim eden imalatçılar aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaması için, faturaya aşağıdaki şerhin düşülmesi gerekmektedir: "3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır." Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilecektir. 3) İmalatçılara Fazla İade Yapılmaması İçin, Aleyhe Kur Farkı Tutarı Üzerinden Hesaplanacak KDV Tutarı, İhraç Kaydıyla Teslim Bedeli Üzerinden Hesaplanan KDV’den Düşülecektir. Bu şekilde ortaya çıkan aleyhe kur farkları nedeniyle matrahta bir değişiklik meydana geldiğinden, bu tutara ilişkin KDV’nin düzeltilmemesi, imalatçıların daha fazla KDV iadesi almasına yol açabilecektir. Çünkü, bu teslimlerde azami iade tutarı, ihraç kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan ancak ihracatçılardan tahsil edilmeyen tutardır. Yeni düzenlemede, buna da bir tedbir alınmış olup, imalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşülmesi gerektiği açıklanmıştır. İade hesabında, imalatçıların bu hususa özellikle dikkat etmelerinde fayda görüyoruz. Saygılarımla. Abdullah TOLU [b]Yeminli Mali Müşavir info@toluenymm.com[/b] RE: İhraç kayıtlı teslimlerde KUR FARKI - Ahmet Barlak - 30.04.2019 Hüseyin Turan Yeminli Mali Müşavir h.turan@kurumsaldenetim.com.tr İhraç Kayıtlı Mal Teslimlerinin Kur Farklarına Ait KDV Uygulamasında Yeni Dönem İhraç kayıtlı mal teslimlerinde bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde; • Bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, • Satıcı lehine veya aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin KDV uygulaması, • 15.02.2017 tarihinde yayımlanan 11 Seri no’lu KDV genel tebliği ve 23.03.2019 tarihinde yayımlanan 25 Seri no’lu KDV genel tebliği ile yeniden belirlendi. Yapılan yeni düzenleme matrahta imalatçı lehine meydana gelen değişiklikler bakımından öteden beri benimsenen uygulamanın devamı doğrultusunda oldu. Ancak imalatçı aleyhine ortaya çıkan değişikliklerde uygulama biraz karmaşık hale geldi. Şöyle ki; İmalatçı Lehine Matrahta Meydana Gelen Değişikliklerde KDV uygulaması; KDV Genel Uygulama Tebliğinin “İhracat İstisnası” bölümünde; İhraç kaydıyla teslimlerde, teslim tarihinden sonra ortaya çıkan ve ihracatçılar tarafından imalatçılara reklamasyon, vergi iadesi, kur farkı, kaynak kullanımı destekleme primi, faiz vb. adlar altında yapılan ödemelerde, imalatçı tarafından ihracatçı adına ödeme tutarı üzerinden bir fatura düzenleneceği ve bu faturada; • Ödemenin mahiyetinin ayrı ayrı belirtileceği, • Malın tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanacağı, • Bu KDV tutarının tahsil edilmediğine dair bir açıklama yazılacağı, • Ödemenin kaynağı olan ilk ihraç kaydıyla teslim faturasına ve ihracata ilişkin gümrük beyannamesine tarih ve numara belirtilmek suretiyle atıfta bulunulacağı, • İmalatçı, faturada gösterdiği KDV’yi, fatura tarihini içine alan döneme ait KDV beyannamesinde hem hesaplanan hem de indirilecek KDV olarak beyan edeceği, • İhracatçının ise ihraç kaydıyla teslimde olduğu gibi, bu faturada belirtilen ancak imalatçıya ödenmeyen KDV’yi indirim konusu yapamayacağından KDV beyannamesine dahil etmeyeceği, Hüküm altına alınmıştır. Yukarıdaki hükümlere uygun olarak muhasebe kayıtları aşağıdaki şekilde yapılacaktır: Örnek: Fatura tarihi: 10.01.2019 Fatura kuru: (1 USD) 5 TL İhraç Kaydıyla satış tutarı 100.000 USD x 5 = 500.000 TL Hesaplanan KDV (500.000x0,08)= 40.000 TL Paranın ihracatçıya ödeme tarihi: 30.03.2019 Ödeme tarihindeki Kur: 5,50 Kur farkı karı : 100.000x0,50= 50.000 TL Not: KDV oranı ihraç kayıtlı satışa ilişkin mala ait KDV oranıdır. (%8) MAL ALIŞ VE SATIŞINA İLİŞKİN İMALATÇI VE İHRACATÇI MUHASEBE KAYITLARI İmalatçı tarafından yapılan satış faturası kaydı ………………………………….. / ……………………… 120 Alıcılar 500.000 192 Diğer KDV 40.000 601 Yurtdışı Satışlar 500.000 391 Hesaplanan KDV 40.000 ………………………………… / …………………………. İhracatın gerçekleşmesi halinde imalatçı tarafından yapılacak KDV kaydı ………………………………….. / ……………………… 136 Diğer Çeşitli Alacaklar 40.000 İade alınacak KDV 192 Diğer KDV 40.000 ………………………………….. / ……………………… İhracatçı tarafından mal alışına ilişkin yapılan kayıt ………………………………….. / ……………………… 153 Ticari Mallar 500.000 320 Satıcılar 500.000 ………………………………….. / ……………………… KUR FARKINA İLİŞKİN İMALATÇI VE İHRACATÇI MUHASEBE KAYITLARI İmalatçı tarafından yapılan kur farkı geliri kaydı ………………………………….. / ……………………… 120 Alıcılar 50.000 191 İnd. KDV 4.000 601 Yurtdışı Satışlar 50.000 391 Hes. KDV 4.000 ………………………………….. / ……………………… Not: Hesaplanan KDV bir taraftan indirime tabi tutulurken diğer taraftan Hesaplanan KDV olarak beyan edilecektir. İhracatçı tarafından yapılan kur farkı zararı kaydı ………………………………….. / ……………………… 656 Kambiyo Zararı 50.000 320 Satıcılar 50.000 ………………………………….. / ……………………… Görüldüğü gibi imalatçı lehine matrahta bir fark meydana gelmesi durumunda öteden beri yapılan uygulamaya devam edilmekte ve bir değişiklik bulunmamaktadır. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişikliklerde KDV uygulaması; 3065 Sayılı kanunun (11/1-c) maddesinde, ihracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer vergisinin, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır. KDV Genel Uygulama Tebliğinin “İhracat İstisnası” bölümünde; • İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmayacağı, • Bu kapsamda düzenlenen faturaya; "3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır." ifadesinin yazılacağı, • Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verileceği, • İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında; imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği, • Ancak, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmayacağı, Hüküm altına alınmıştır. Yukarıdaki hükümlere uygun olarak muhasebe kayıtları aşağıdaki şekilde yapılacaktır: Örnek: Fatura tarihi: 10.04.2019 Fatura kuru: (1 USD) 5 TL İhraç Kaydıyla satış tutarı 100.000 USD x 5 = 500.000 TL Hesaplanan KDV %8= 40.000 TL İhracat tarihi :15.04.2019 Paranın imalatçıya ödendiği tarihi: 20.04.2019 Ödeme tarihindeki Kur: 4,50 Kur farkı zararı : 100.000x0,50= 50.000 TL İade talep dilekçesinin verildiği tarihi 22.04.2019 Not: KDV oranı ihraç kayıtlı satışa ilişkin mala ait KDV oranıdır. (%8) MAL ALIŞ VE SATIŞINA İLİŞKİN İMALATÇI VE İHRACATÇI MUHASEBE KAYITLARI İmalatçı tarafından yapılan satış faturası kaydı ………………………………….. / ……………………… 120 Alıcılar 500.000 192 Diğer KDV 40.000 601 Yurtdışı Satışlar 500.000 391 Hesaplanan KDV 40.000 ………………………………….. / ……………………… İhracatın gerçekleşmesi halinde imalatçı tarafından yapılacak KDV kaydı ………………………………….. / ……………………… 136 Diğer Çeşitli Alacaklar 40.000 (İade alınacak KDV) 192 Diğer KDV 40.000 ………………………………….. / ……………………… İhracatçı tarafından mal alışına ilişkin yapılan kayıt ………………………………….. / ……………………… 153 Ticari Mallar 500.000 320 Satıcılar 500.000 ………………………………….. / ……………………… KUR FARKINA İLİŞKİN İMALATÇI VE İHRACATÇI MUHASEBE KAYITLARI Kur farkı zararı nedeniyle imalatçı tarafından yapılan düzeltme kaydı ………………………………….. / ……………………… 656* Kur Farkı Zararları 50.000 191 İndirilecek KDV 4.000 (Satıştan İade KDV) 120 Alıcılar 50.000 136 Diğer Çeşitli Alacak. 4.000 ………………………………….. / ……………………… *Duruma göre 610 Satıştan İadeler hesabı da kullanılabilir. Yukarıda KDV için yapılan düzeltme kaydı (4000 TL lik) dövizin 20 Nisan’da imalatçıya ödenmesi ve iade talep dilekçesinin ise 22 Nisan’da vergi dairesine verilmesi nedeniyle yapılmıştır. Şayet döviz bedelinin iade talep dilekçesinin verildiği 22 Nisan tarihinden sonra gelmesi ve imalatçıya ödenmesi durumunda ortaya çıkan kur farkı nedeniyle düzeltme yapılmayıp imalatçı tarafından sadece aşağıdaki kayıt yapılacaktır: Bedelin 10 Mart tarihinden sonra ödenmesi durumunda imalatçı tarafından yapılacak kur farkı kaydı ………………………………….. / ……………………… 656 Kur Farkı Zararları 50.000 120 Alıcılar 50.000 ………………………………….. / ……………………… İhracatçı tarafından iade talep dilekçesinin verildiği tarih dikkate alınmaksızın her koşulda aşağıdaki kayıt yapılacaktır: ………………………………….. / ……………………… 320 alıcılar 50.000 646 Kambiyo Karları 50.000 ………………………………….. / ……………………… 11 Seri no’lu KDV Genel Tebliği 15.02.2017 tarihinde yürürlüğe girmektedir. Söz konusu tebliğ ile getirilen hükmün “İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir." Şeklinde olması nedeniyle iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine matrahta bir değişiklik meydana gelmesi durumunda da KDV iade hesabında düzeltme yapılması gerektiği halde ancak; 25 Seri no’lu KDV Genel Tebliği ile yapılan düzenleme ise yayım tarihi olan 23.03.2019 tarihini izleyen vergilendirme dönemlerinden itibaren (Nisan 2019 vergilendirme döneminden itibaren) yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. 25 Seri no’lu tebliğin getirmiş olduğu düzenleme ile 11 seri no’lu tebliğ hükümlerine ilave olarak; “Ancak, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmaz.” şeklindedir. Bu nedenle imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğin iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra ortaya çıkması halinde düzeltme yapılmayacağını düzenlemiş bulunduğundan, KDV iade talebi nedeniyle gerekli belge ve bilgilerin vergi dairesinin sitemine yüklenmesi ve talep dilekçesinin verilmesinden sonraki imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları nedeniyle bir düzeltme yapılmayacaktır. Bu kapsamda iki farklı uygulama ile karşı karşıyayız: 1- 15.02.2017 Tarihi ile 31.3.2019 tarihleri arasında yapılan ihracatlar bakımından: (15.02.2017 Tarihinde yürürlüğe giren 11 Seri No’lu KDV Genel Tebliği) Yukarıdaki tarihler arasında gerçekleşen ihracatlar nedeniyle imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları üzerinden hesaplanan KDV kadar imalatçının ihraç kayıtlı satış için talep edeceği KDV tutarında azalma meydana gelecek ve mutlaka iade tutarında düzeltme yapılması gerekmektedir. 2- 01.04.2019 Tarihinden sonra yapılan ihracatlar bakımından: (01.04.2019 Tarihinde yürürlüğe giren 25 Seri No’lu KDV Genel Tebliği) Nisan 2019 vergilendirme döneminden itibaren gerçekleştirilen ihracatlar nedeniyle imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları üzerinden hesaplanan KDV uygulamasında ise iki farklı uygulama bulunmaktadır. 2.a) Mal bedelinin imalatçıya ödenmesi ve kur farkının ortaya çıkması iade talep dilekçesinin vergi dairesine verilmesinden önceki bir tarihe rastlaması durumunda KDV iade hesabında düzeltme yapılır. 2.b) Mal bedelinin imalatçıya ödenmesi ve kur farkının ortaya çıkması iade talep dilekçesinin vergi dairesine verilmesinden sonraki bir tarihe rastlaması durumunda ise KDV iade hesabında düzeltme yapılmaz. Diğer yandan kur farkı dışındaki işlemler nedeniyle imalatçı aleyhine matrahta değişiklik meydana gelmesi durumunda imalatçı bakımından her durumda KDV iade hesabında azalma olacağı ve düzeltme yapılacağı tabiidir. Bu kapsamda her iki genel tebliğin kapsadığı dönemler bakımından uygulama farklılığına dikkat edilmesi gerekmektedir. 29.04.2019 Kaynak: http://www.MuhasebeTR.com (Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.) RE: İhraç kayıtlı teslimlerde KUR FARKI - Ahmet Barlak - 04.09.2019 Tarih : 26.02.2019 Yayın Dönemi : Mart 2019 T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü Sayı : 39044742-130[Özelge]-E.174596 26.02.2019 Konu :Kur farkında KDV uygulaması ve belge düzeni İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizin, tekstil ürünlerinin imalatı ve satışı faaliyeti ile iştigal ettiği, yurt içindeki firmalar ile döviz cinsinden yaptığınız satış işlemlerinde kur farklarının oluştuğu, oluşan kur farklarını müşterilerinize fatura etmek istediğiniz ancak müşterilerin söz konusu faturaları kabul etmediği belirtilerek; oluşan kur farkları için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, fatura düzenlenmesi halinde katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü mevcuttur. Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde, fatura, "satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır" şeklinde tanımlanmış, 232 nci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır. Bu durumda; fatura düzenleme tarihinden, ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar Şirketiniz lehine oluşan kur farkları için Şirketiniz tarafından satıcıya, aleyhine oluşan kur farkları için ise satıcı tarafından Şirketiniz adına fatura düzenlenmesi, kur farkının hesaplanmasında kayıtlara ilgili borcun kaydedildiği kur ile ödemenin yapıldığı günkü kur arasındaki farkın esas alınması, dövizli borca karşılık Türk Lirası cinsinden ödeme yapılmış ise Merkez Bankası tarafından ilan edilen ilgili kur dikkate alınmak suretiyle döviz cinsinden yapılan ödeme tutarının belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan, bedeli henüz tahsil edilmeyen döviz cinsinden satışlarda yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 3065 sayılı KDV Kanununun; 1/1 inci maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olacağı, 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği, 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu, hüküm altına alınmıştır. KDV Genel Uygulama Tebliğinin "III/A-5.3.Kur Farkları" başlıklı bölümünde; "Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir. Yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz." denilmektedir. 60 No.lu. KDV Sirkülerinin "4.5. Yurt İçi Teslimler ile İhraç Kayıtlı Teslimlerde Oluşan Kur Farkları" başlıklı bölümünde; "... Yurt içinde KDV uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ilişkin olarak, -KDV dahil toplam bedelin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur farkı bedeline iç yüzde oranı uygulanarak, -Dövize endeksli toplam bedele KDV'nin dahil edilmemesi durumunda vergiyi doğuran olay ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur farkları üzerinden lehine kur farkı ortaya çıkan mükellef tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanması ve kur farkının ortaya çıktığı dönemlerde her iki mükellef tarafından genel esaslar çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir." açıklamalarına yer verilmiştir. Bedelin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlendiği yurt içi satışlar nedeniyle teslimin gerçekleştiği tarih ile ödemenin yapıldığı tarih arasında lehe veya aleyhe oluşan kur farkları üzerinden kural olarak KDV hesaplanması gerekmektedir. Bu çerçevede, kur farklarının KDV'ye tabi tutulabilmesi için vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih ile ödemenin yapıldığı tarih arasında ortaya çıkması, KDV matrahıyla bir ilişkisinin bulunması ve KDV matrahında bir değişiklik meydana getirmesi gerekmektedir. Buna göre; bedeli döviz cinsinden belirlenen satışlarda, satış bedelinin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra tahsil edilmesi durumunda, lehe ortaya çıkan/çıkacak kur farkının matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi, söz konusu kur farkı için fatura düzenlenmesi ve teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanması gerekmektedir. Ancak, bedeli henüz tahsil edilmeyen döviz cinsinden satışlarda yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmasına ve fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. |