TASFİYE İŞLEMLERİ - Baskı Önizleme
AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU
TASFİYE İŞLEMLERİ - Baskı Önizleme

+- AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU (http://ahmetbarlak.com/forumm)
+-- Forum: SGK VERGİ MEVZUATI (http://ahmetbarlak.com/forumm/forumdisplay.php?fid=1)
+--- Forum: Genel Vergi ve SGK Mevzuatı (http://ahmetbarlak.com/forumm/forumdisplay.php?fid=2)
+--- Konu Başlığı: TASFİYE İŞLEMLERİ (/showthread.php?tid=87)

Sayfalar: 1 2


TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 29.04.2015

EROL AKGÜL
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
e-posta: easmmm@gmail.com
İstanbul 17 Mayıs 2007


LİMİTED ŞİRKETLERİN TASFİYESİ VE İŞLEMLERİ

TASFİYE
Limited şirketlerin tasfiyesi ve işlemleri başlıklı yazımızın konusu ; tasfiye süresince tasfiyenin başlangıcında ve bitişinde yapılacak işlemler, limited şirketler esas alınmak suretiyle açıklanmıştır. Tasfiye işlemlerinin yalnızca ticaret siciline tescille değil; Vergi idaresi, Bağ-kur, SSK gibi kurum ve kuruluşlara da bir takım yükümlülüklerin var olduğu ve bu yükümlülüklerin fazlaca teferruata girmeden olabildiğince işlemlerin neler olduğu ve nelere dikkat edilmesi yazımızdaki asıl amaç olup uygulayıcılara ve meslek mensuplarına yardımcı olmaktır.
Tasfiye, kelime anlamı arıtma, ayıklama, temizleme, hesabı kapatmak anlamındadır.Tasfiye, herhangi bir nedenle faaliyetine son veren, şirketin tüm hesaplarının kapatılmasıdır. Limited şirketler kanun ve şirket ana sözleşmesinde yazılı hallerin meydana gelmesi veya ortaklar kurulu kararı ile sona erer. Sermaye şirketleri, iflastan başka bir nedenle infisah ettiklerinde, durum ortaklar kurulunca ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. İnfisahın ticaret siciline tescil ettirildiği tarih, tasfiyenin başladığı tarih sayılır. Tasfiye süreci, fesih veya infisah edilme halinin meydana gelmesinden başlar, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasını müteakip şirket kaydının ticaret sicilinden sildirilmesine kadar devam eder.Tasfiye işlemlerini müteakip ticaret sicilinden kaydının silinmesi ile tüzel kişilik sona bulur.
Limited Şirket aşağıdaki nedenlerden birinin gerçekleşmesi ile sonlanır;
1.Esas sözleşmede belirlenmiş ise belirlenen şirket süresinin bitmesi
2.Şirket sermayesinin üçte ikisinin eksilmesine rağmen ortaklar kurulunca kalan kısımla yetinilmesine veya sermayenin eksilen kısmının tamamlanmasına ilişkin karar alınmaması,
3.Şirketin iflasına karar verilmesi,
4.Şirketin diğer bir şirketle birleşmesi,
5.Şirketin mahkeme kararı ile feshinin istenmesi,
6.Şirket amacının elde edilmiş olması yahut elde edilmesinin imkansız hale gelmesi,
7.Ortak sayısının bire düşmesi veya 50’yi aşması
8.Ortaklar kurulunca şirketin tasfiyesine karar verilmesi, hallerinde şirket tasfiye haline girer.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nda tasfiyenin tanımı yer almamaktadır. Kurumlar vergisi mükelleflerinin büyük bölümünü oluşturan sermaye şirketlerinde tasfiyeye ilişkin esaslar Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiştir. Bu nedenle kurumları tasfiyesi Türk Ticaret Kanununa göre yürütülmektedir.Bununla beraber kurumların ana sözleşmelerinde tasfiyenin ne şekilde yapılacağı hakkında hükümler mevcuttur.
Hesap dönemi normal olarak bir yıllık süreyi kapsar. Tasfiyeye giren kurumlarda “hesap dönemi” yerine “tasfiye dönemi” esas alınır. Bu dönem kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar, bu tarihten aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı müstakil bir tasfiye dönemi sayılır . Tasfiyenin aynı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder. Tasfiyenin nihayet bulduğu dönemin sonunda, tasfiye kar veya zararı kati olarak tespit edilir.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nda kurumun tasfiyeye girdiği tarih ile tasfiyenin nihayet bulduğu tarih konusunda bir belirleme yapılmamıştır. İnfisahın Ticaret Siciline tescil ettirildiği tarih, tasfiyenin başlangıç tarihi olarak kabul edilir, iflas halinde, tasfiyenin başlangıcı ilgili mahkemenin iflas kararına göre belirlenir. Tasfiyenin son bulduğu tarih ise, son bilanço ve hesap durumunun onaylanıp, tasfiye memurlarının ibra edildiği genel kurul kararı tarihidir. (Tasfiyenin son bulduğu tarih; şirketin ticaret ünvanının ticaret sicilinden terkinin tescil edildiği tarih değildir.) Konuya ilişkin olarak İstanbul Defterdarlığı'nın B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-30- sayılı muktezasında "... tasfiyenin son bulduğu tarih son bilanço ve hesap durumunun onaylanıp, tasfiye memurlarının ibra edildiği genel kurul tarihidir.Tasfiye Beyannamesinin verilme süresi bakımından bu tarihin dikkate alınması Ticaret Siciline tescilin aranılmaması gerekir. Mükellefiyet kayıtlarının kapatılması ise ayrı bir husus olup bunun için Ticaret Siciline tescil tarihi esas alınacaktır."
Tasfiyenin sonuçlanması ile kesin bilanço ve hesap durumu kurumların yetkili organlarının onayına sunulur.Yetkili organların son bilanço veya hesap durumunu tasdik tarihi, vergi uygulaması açısından, her hal ve durumda, tasfiyenin sonu olarak kabul edilmektedir.
LİMİTED ŞİRKETLERİN TASFİYE İŞLEMLERİ
1-TASFİYEYE GİRİŞ
A) LİMİTED ŞİRKET TASFİYE ÖNCESİ HAZIRLIKLAR
Tasfiye sürecine başlamadan önce yapılması tavsiye edilen konular:
1- Tasfiye Süresi Türk Ticaret Kanunu'na göre 1 (bir) yıldır.
2- Tasfiyeye girmeden önce hesap planlarınızdaki borç ve alacakları mümkün olduğu kadar tasfiye ediniz.
3- Tasfiyeye girmeden önce mümkünse demirbaşlarınızı satınız.
4- Tasfiyeye giriş bilançosu hazırlayınız.
5- Tasfiye işlemlerini yürütecek tasfiye memurunuzu seçiniz.(Tasfiye memuru tasfiye döneminin sorumlusudur.)
B) TİCARET SİCİLİ KAYIT İŞLEMLERİ
1.Dilekçe (yetkililer tarafından veya vekaleten imzalanmalı vekaletin aslı veya onaylı sureti eklenmelidir)
2.Ortaklar kurulu kararı (noter onaylı - 2 nüsha)


TASFİYEYE GİRİŞ KARAR ÖRNEĞİ
1. Şirketin faaliyetine devam etmesinde fayda görülmediğinden tasfiye haline girmesine;
2. Şirket Müdürü …………........ ' ın tasfiyeye girinceye kadar yaptığı işlemlerden dolayı ibra edilmesine,
Tasfiye işlemlerini yürütmek üzere TC Uyruklu …………. adresinde ikamet eden ………… 'ın Tasfiye Memuru olarak atanmasına ve tasfiye ile ilgili olarak münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzam etmesine oy birliği ile karar verilmiştir.


3.Tasfiye memurlarının “Tasfiye Halinde” ibaresi ile başlayan şirket unvanı altında düzenlenmiş imza beyannamesi (1 nüsha) Noterden
4.Tasfiye girişinin tescili sonrasında Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde alacaklılara çağrıya ait ilanın yapılması gereklidir. Bu yapılmadığı takdirde tasfiye süresinin uzaması durumu ortaya çıkmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’na göre bir yıllık bekleme süresi üçüncü ilanın yayımlanma tarihinden itibaren başlar. Ticaret Sicil Memurluğunda bulunan ilan formları kaşe ve tasfiye memurunun imzası ile ilana verilmelidir


ALACAKLILARA ÇAĞRI İLANI ÖRNEĞİ
TASFİYE HALİNDE .................. LİMİTED ŞİRKETİ TASFİYE MEMURLUĞUNDAN
……… Ticaret Sicil Memurluğunda ........ /....... sicil numarası ile kayıtlı şirketimiz; ..... / ..... / ....... tarihinde tasfiyeye girmiş ve tasfiye kararı .... / ..... / ........ tarihinde tescil edilmiştir.
Şirketimizin borçlu ve alacaklılarının, ellerindeki belgelerle birlikte; bu ilanın üçüncü defa yayınlanmasından itibaren en geç bir yıl içinde .................... adresinde bulunan tasfiye memurluğuna müracaatları ilan olunur.

Tasfiye Memuru
Kaşe ve İmza

5.Tasfiye işlemleri şirket merkezinden farklı bir adreste yürütülecek ise merkez bu adrese nakledilmelidir.
C) VERGİ DAİRESİ MÜRACAAT İŞLEMLERİ
1.Dilekçe ( Dilekçede tasfiye memurlarının kim olduğu ve tasfiye adresi yazılacak.)
2.Sicil tasdikli ortaklar kurul kararı ( 1 adet)
3.İmza sirküleri (Tasfiye Memuruna ait)
4.Üç defa yayınlanmak üzere alacaklılara davet ilanı
5.Tasfiyeye giriş sicil gazetesi
6.Tasfiye giriş bilançosu
Ayrıca şu hususlara dikkat edilmeli;
a) Bir yıllık tasfiye sürecinde tüm beyannamelerinizi (KDV varsa Muhtasar) veriniz.
b) Tasfiye döneminde tasfiye işlemleri ile alakalı geçici vergi beyannamesi verilmez.
c) Tasfiye'ye girdiğiniz tarihten itibaren;tasfiyeye giriş tarihini takip eden dördüncü ayın 15’ine kadar bağlı bulunulan vergi dairesine, Tasfiye öncesi döneme ait kurumlar vergisi beyannamesi vereceksiniz. Not : aşağıdaki özelgeye istinaden kağıt ortamında verilmesi kerekiyor. Kıst dönemse.
d) Tasfiye işlemlerine başlamadan önce aynı yıl içerisinde olsa bile tasfiye dönemi için yeni bir defter (yevmiye+kebir+envanter)tasdik ediniz veya o yılın defterine ara tasdik yapıp tasfiye dönemi kayıtlarınızı buraya işleyiniz.
e) Tasfiye tarihinden itibaren en geç 1 ay içersinde tüm resmi ve özel kurumlara şirketin tasfiyeye girdiği bildiriniz ( SSK, TİCARET ODASI, BÖLGE ÇALIŞMA V.B.)
f) Alacaklılara yapılan davet ilanının yanlandığı üçüncü gazetenin yayın tarihinden itibaren en erken bir yıl sonra ve tüm alacak ve borçlar sıfırlandıktan sonra "Kapanış Ortaklar Kurulu" yapılır ve şirket kapatılır.
g) İflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarının, özel işletmenin veya şirketin mahkemece tasfiyesine karar verildiği tarihten itibaren, şirket ortaklarının ve şirket müdürünün Bağ-kur kaydı sona erdiğinden; şirket ortaklarının ve şirket müdürünün Bağ-kur kaydını Bağ-kur’dan İB formu ile sildiriniz.
h) Tasfiye süresi sona erdiğinde, bilançonun veya nihai hesabın kesinleşmesinden itibaren 15 gün içerisinde son kurumlar vergisi beyannamesini vereceksiniz.
D) TASFİYE KAYIT DÜZENİ
a) Tasfiye edilecek varlıklar bilançodaki yazılı değerleriyle tasfiye hesabına devredilerek kapatılır.
b) Bilançoda yer alan Aktif ve Pasifi düzenleyici hesaplarda tasfiye hesabına alınarak kapatılır.
c) Bilançolarda yer alan varlıklar tasfiye dönemi değeri ile ya paraya çevrilir ya da devredilir.
d) Borçlar tasfiye dönemindeki değeriyle ya ödenir veya devredilir.
e) Tasfiye dönemi içerisinde yapılan giderler, sağlanan gelirler doğrudan doğruya tasfiye hesabına kaydolunur.
f) Bu kayıtlardan sonra tasfiye sonu bilançosu düzenlenir. Bu bilançoda tasfiye edilmemiş hesaplar ile tasfiye anında borç veya alacak kalanı veren hesaplar yer alır.
g) Tasfiye sonu bilançosunda yer alan hesaplar şöyle kapatılır.
· Sermaye, sermaye unsurları Kar ve zararlar ortakların cari hesabına devredilir. Sözleşme şartlarına göre.
· Cari hesap kalanları ortakların borç veya alacaklarını gösterecektir. Ortaklar borçları varsa ödeyecekler, alacakları varsa tahsil edeceklerdir.
2-TASFİYENİN KALDIRILMASI
Tasfiye haline giren şirketin ehliyeti tasfiye gayesiyle sınırlandırılmıştır. Tasfiye haline giren şirkette organlar varlıklarını sürdürmeye devam etmektedirler. Ancak organların yetki ve görevlerine sınırlandırılma getirilmektedir. Bu sınırlandırma esas olarak kazanç sağlama amacına yöneliktir. Dolayısıyla kazanç sağlama amacına yönelik olmayan iş ve işlemler açısından bir sınırlama söz konusu değildir.
Şirketin tasfiye durumundan çıkarılması ve varlığını devam ettirmesi kazanç sağlamaya yönelik iş ve işlem olmadığından şirketin karar organları (Ortaklar kurulu ve genel kurul) bu yönde karar almaya hak ve yetkileri mevcuttur. Limitet şirketlerin, gerekli şartların yerine getirilmiş olması kaydıyla, kanunda ön görülen karar alma nisapları ile tasfiye halinin kaldırılması yönünde karar alınması mümkündür.
A) TİCARET SİCİLİ KAYIT İŞLEMLERİ
1.Dilekçe (yetkililer tarafından veya vekaleten imzalanmalı vekaletin aslı veya onaylı sureti eklenmelidir)
2.Ortaklar kurulu kararı (Noter onaylı - 2 nüsha)


TASFİYENİN KALDIRILMASI KARAR ÖRNEĞİ

1- ……….. tarihinde tasfiyesine başlamış olduğumuz şirketimizin ………. tarihinde tasfiyesinin durdurulmasına,
2- Şirket müdürlüğüne beş yıl süreyle ….. …….. şirket müdürü olarak seçilmiştir. Şirket müdürü …. …… münferit imzası ile şirketi her konuda temsil ve ilzam etmesine,
oybirliği ile karar verilmiştir.


3) Sermayenin 2/3’nün korunduğuna dair Mahkeme kararı ve bilirkişi raporu veya YMM raporu ve müşavire ait faaliyet belgesi aslı
4) Müdüre ait İmza beyannamesi (1 nüsha) Noterden
B) VERGİ DAİRESİ MÜRACAAT İŞLEMLERİ
1) Dilekçe ( Dilekçede tasfiyeden vaz geçildiği yazılacak)
2) Sicil tasdikli Ortaklar kurulu kararı (Noter onaylı - 1 nüsha)
3) İmza sirküleri (Müdüre ait)

3-TASFİYE SONU
A) LİMİTED ŞİRKET TASFİYE SONU HAZIRLIKLARI
Tasfiyenin bitiminden önce yapılmasını tavsiye ettiğimiz konular:
Tasfiye dönemi olan bir yıl dolduğunda, karar defterine aşağıdaki şekilde karar alarak tasfiye döneminin sona erdiğini tescil ettirmeniz ve sicil gazetesinde yayınlatmanız gerekmektedir.
Bu kararda Tasfiyenin ve alacaklılara davet ilanın T.Ticaret Sicil Gazetesinin hangi tarih ve sayısında yayınlandığı ve şirket defter ve belgelerinin kime teslim edildiği ve hangi adreste saklanacağı belirtilecek.
Tasfiye sonuç gazetenizi vergi dairenize ve ticaret odasına götürünüz kaydınızı sildiriniz.
30 gün içerisinde Vergi dairenize müracaat ederek tasfiyenin incelenmesi için talepnamede bulununuz.
Tasfiyenin veya iflasın kapandığını; vergi dairesine ve diğer resmi kurumlara 15 gün içinde bildirmelisiniz.

B) TİCARET SİCİLİ KAYIT İŞLEMLERİ
1) Dilekçe (yetkililer tarafından veya vekaleten imzalanmalı vekaletin aslı veya onaylı sureti eklenmelidir)
2) Ortaklar kurulu kararı (2 nüsha)

TASFİYEYE SONU KARAR ÖRNEĞİ
Şirketimiz ………. tarihinde tasfiyeye girmiş olup, tasfiye kararı, ……….. tarihinde tescil edilmiştir.
alacaklılara çağrı ilanları (…… tarih ve …… ) (………. tarih ve ……. ),(……. tarih ve ……. ) sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetelerinde yayınlanmıştır.

1- Üçüncü ilanın yayınlanmasının üzerinden 1 yıl süre geçtiğinden , tasfiyenin sonuçlandırılması, tasfiye
bilançosunun kabulü ile tasfiye memurunun ibra edilmesine,

2- Defter ve belgelerinin ……… ili ……. İlçesi ………………… ……… ….. adresinde mukim ………. 'e teslim edilmesine oy birliği ile karar verildi.


3) İ.İ.K.nun 44.maddesine istinaden düzenlenmiş mal beyanı (2 nüsha - Şirket kaşesi ile tasfiye memuru tarafından imzalanmış olmalıdır)
4) Tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiye sonuna ait ortaklar kurulu TTK.nun 347.maddesi gereğince alacaklıları 3.defa davetten itibaren 1 yıl sonra toplanabilir.

C) VERGİ DAİRESİ MÜRACAAT İŞLEMLERİ
1) Dilekçe (Tasfiyenin bitimi ve mükellefiyet terkini) Ayrıca bu dilekçede Defter ve belgelerin hangi adres ve kimde saklanacağı belirtilecek.
2) Sicil tasdikli ortaklar kurul kararı ( 1 adet)
3) Tasfiye muamelelerinin vergi bakımından incelenmesi için “talepname“ verilecek.
4) Ortaklara dağıtılan değerlerin cetveli (Tasfiye sonunda kalan değerlerin ortaklara ne şekilde dağıtıldığını gösterir cetvel, dilekçe ekinde verilecek)
5) Kapanış ortaklar kurulunun tescilinden itibaren 15 gün içersinde Kurumlar Beyannamesi verilecek.
6) Kapanış aşamasında kullanılmayan tüm fatura, sevk irsaliyesi, gider pusulası v.b. iptal ettirilir. Ayrıca Kapanış dilekçesine vergi levhası varsa yazar kasa tutanak ve levhası’da eklenir.
D) DİĞER KAYIT İŞLEMLERİ
Şirket tasfiyesi sona erdiği tarihten itibaren 15 gün içersinde kurumlar beyannamesi'ni ilgili vergi dairesine verecek
Tasfiye tarihinden itibaren en geç bir ay çersinde tüm resmi ve özel kurumlara şirketin tasfiyesinin sona erdiği bildirilecek. ( SSK, TİCARET ODASI, BÖLGE ÇALIŞMA V.B.)
Tasfiyenin sonunda, şirketin evrak ve defterleri ile tasfiye işlemlerine ilişkin evrak ve defterler şirket merkezinin bulunduğu yerdeki yetkili mahkeme tarafından on yıl saklanmak üzere notere tevdi olunur. Noter harç ve ücreti şirketin mevcudundan ödenir.

Erol Akgül
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

Başlık Tasfiye dönemi beyannamelerinin internet ortamında verilemeyeceği hk.
Tarih 26/08/2010
Sayı B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-70-51
Kapsam

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ USUL GRUP MÜDÜRLÜĞÜ


Sayı : B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-70-51 26/08/2010
Konu : Tasfiye dönemi beyannamelerinin internet ortamında verilip verilmeyeceği hk.



İlgide kayıtlı dilekçenizin incelenmesinden, ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, 30.12.2009 tarihi itibariyle tasfiyeye girdiğiniz ve 01.01.2009-30.12.2009 tasfiye öncesi dönem beyannameniz ile 31.12.2009 tarihli tasfiye dönemi kurumlar vergisi beyannamenizi elektronik ortamda gönderemediğiniz, vergi dairesi ile yaptığınız görüşmede söz konusu beyannamelerin kağıt ortamında verilmesi gerektiğinin belirtildiği, ancak beyannamelerin kağıt ortamında verilmesinin tarafınıza herhangi bir cezai yaptırıma sebep olup olmayacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Maliye Bakanlığına vermiş olduğu yetkiye istinaden, beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin olarak yayımlanan 340, 346, 357, 367, 373, 376 ve 386 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde gerekli açıklamalara yer verilmiş olup, 367 Sıra Nolu Genel Tebliği ile de; kurumlar vergisi mükelleflerinin hiçbir hadle sınırlı olmaksızın kurumlar vergisi beyannamesini ve geçici vergi beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorunda oldukları belirtilmiştir.
Diğer taraftan; tüzel kişiler için tasfiye, devir, birleşme ve hesap döneminin değişmesi durumunda verilmesi gereken kıst dönem beyannameleri henüz elektronik ortamda alınamadığı için kıst döneme ilişkin beyannamelerin kanuni sürelerinde kağıt ortamında vergi dairelerine verilmesi gerekmektedir.
Elektronik beyanname düzenleme programında elektronik ortamda gönderme imkanı bulunmadığı için kağıt ortamında verilecek olan kıst dönem beyannamelerinden dolayı mükellefe izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığından Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; elektronik beyanname düzenleme programı kıst dönem beyannamelerinin elektronik ortamda kabulüne imkan vermediğinden, tasfiye öncesi (01.01.2009-30.12.2009) ve tasfiye (31.12.2009) dönemlerine ait kıst dönem kurumlar vergisi beyannamelerinizin kağıt ortamında verilmesi gerekli olup, anılan beyannamelerin elektronik ortamda verilmemesi nedeniyle Vergi Usul Kanununun Mükerrer 355 inci maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilmemesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.


Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü V.


 


RE: TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 29.04.2015

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI


İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI


Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü


Usul Müdürlüğü




Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/mük 257/ 16.04.2007*2969




Konu : Tasfiye halindeki şirketin Kurumlar Vergisi Beyannamesini elektronik ortamda mı kağıt ortamında mı vereceği hk.










………………………………………………………………






İlgi: 12/04/2007 tarihli dilekçeniz.




İlgi dilekçenizde, tasfiye memuru olduğunuz şirketin 2006 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesinin elektronik ortamda mı yoksa kağıt ortamında mı verileceği hakkında görüş talep edilmektedir.




Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesinin 4. fıkrasında; "Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usûl ve esasları belirlemeye,









yetkilidir." hükmü yer almaktadır.




Diğer taraftan 367 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde;




"…Kurumlar Vergisi mükellefleri ise hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar." denilmektedir.




Ancak Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığından alınan 21/03/2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.34/3426-460/25054 sayılı yazıda;




"Bilindiği üzere, 362 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba) ile mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiştir.









Öte yandan, tasfiye halinde bulunan şirketlere internet üzerinden bildirim vermeleri için şifre verilmesi mümkün olmadığından, söz konusu şirketlerin Ba ve Bs bildirimlerinin kağıt ortamında kabulü gerekmektedir." denilmektedir.




Bu durumda mükelleflerin tek bir şifre ile elektronik beyannamelerini, bildirimlerini, beyannamelere eklenecek tablolar ile Ba-Bs formlarını göndermeleri nedeniyle yukarıda yapılan açıklama beyannameleri de kapsamaktadır. Dolayısıyla tasfiye memuru tayin edildiğiniz şirketin 2006 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesinin bahsi geçen Bakanlık yazısı uyarınca kağıt ortamında verilmesi mümkündür.





Bilgi edinilmesini rica ederim.





Başkan a.
Grup Müdür V.


RE: TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 29.04.2015

Başlık Tasfiye Halinde Ba-Bs Bildirim Formu düzenlenmesi hk.
Tarih 17/08/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2647
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü







Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2647

17/08/2012

Konu

:

Tasfiye Halinde Ba-Bs Bildirim Formu düzenlenmesi.





İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Kurumunuzun 11/08/2011 tarihinde tasfiyeye girdiği ve aynı tarihte tasfiyenin Ticaret Siciline tescil edildiği belirtilerek ağustos dönemine ilişkin Ba ve Bs bildirim formlarının tasfiye öncesi (01/08/2011-10/08/2011) ve tasfiye sonrası (11/08/2011-30/08/2011) için ayrı ayrı mı verileceği yoksa tasfiye halinde tek bir form olarak mı verileceği hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 148, 149 ve Mükerrer 257'nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş, 362 ve 381 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleriyle de bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmıştır. 396 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri konusunda açıklamalar yapılmıştır.

Yine 396 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin; ‘‘2- Bildirimlerin Dönemi Ve Verilme Süresi'' başlıklı bölümünde;

‘‘2.2.4. Tasfiyesi devam eden mükellefler bildirim formlarını, tasfiye süresince aylık dönemler halinde vereceklerdir. Tasfiyenin başladığı aya ait bildirim formları ise tasfiye öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın düzenlenecektir.

Diğer taraftan, tasfiye sonunda bildirimler tasfiye kararının tescil edildiği tarihi izleyen ayın son günü akşamına kadar tasfiye memuru veya 3568 sayılı Kanuna istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından verilecektir.'' açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre tasfiyesi devam etmekte olan şirketiniz tarafından verilmesi gereken Ba ve Bs bildirim formlarından tasfiyenin başladığı aya ait bildirim formlarını tasfiye öncesi ve sonrası ayrımı yapmaksızın; tasfiye süresince verilmesi gereken Ba ve Bs bildirim formlarını ise aylık dönemler halinde düzenleyerek vermeniz gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.







(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. 


RE: TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 29.04.2015

Tasfiyeye giren şirketin kıst döneme ait kesin mizan bildiriminin sistemsel nedenlerle elektronik ortamdan verilememesi hk.
Tarih 13/08/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2527
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü







Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2527

13/08/2012

Konu

:

Tasfiyeye giren şirketin kıst döneme ait kesin mizan bildiriminin sistemsel nedenlerle elektronik ortamdan verilememesi





İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizin 12/01/2011 tarihinde tasfiyeye girdiği, kurumlar vergisi tasfiyeye giriş beyannamesini süresinde verdiğiniz, 2011 yılına ait e-mizan bildirimi sistemden kaynaklanan nedenlerle elektronik ortamda gönderemediğiniz, dilekçe ekinde elden vergi dairesine vermek istediğiniz, ancak 403 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'ni gerekçe göstererek bildirimi almadığı belirtilerek, tasfiye öncesi kıst döneme ait kesin mizan verme süresinin 26/05/2011 tarihinde sona ereceğinden konu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 5228 sayılı Kanun'un 8'inci maddesiyle değişik mükerrer 257'nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendine göre Maliye Bakanlığının; "Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle İnternet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya" yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler tarafından 2010 ve izleyen dönemler için Kesin Mizan Bildiriminin elektronik ortamdan verilmesine ilişkin açıklamalara ise 403 ve 406 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yer verilmiştir.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 403 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin "5. Bildirimin Dönemi ve Verilme Zamanı" başlıklı bölümünde;

"5.1. ...

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerine göre tasfiyeye girmiş kurumların her bağımsız tasfiye dönemine ait kesin mizan bildirimleri, bu kurumların tasfiye memurlarınca tasfiye beyannamesinin verilme süresi içinde verilecektir." açıklaması mevcuttur.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketinizin tasfiyeye girdiği hesap dönemi için yapacağı kesin mizan bildirimini elektronik ortamda göndermesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.







(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. 


RE: TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 29.04.2015

Puan :[Resim: str2.gif][Resim: str2.gif][Resim: str2.gif][Resim: str2.gif][Resim: str2.gif] [font]#686[/font] [font]Puan ver :[/font] 1 2 3 4 5  [font]Bu üyeye mesaj gönderiyorsunuz.[/font] Konu * Mesaj*    Başlık Tasfiye halindeki firmanın aylık beyanname ve bildirim formları ile kurumlar vergisi beyannamelerinin kağıt ortamında verilip verilemeyeceği hk.
Tarih 05/04/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-236
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü







Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-236

05/04/2011

Konu

:

Tasfiye halindeki firmanın aylık beyanname ve bildirim formları ile KV beyannamelerinin kağıt ortamında verilip verilemeyeceği.





İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz belirtilerek, tasfiye halindeki şirketinizin kurumlar vergisi ile diğer beyanname ve bildirim formlarının kağıt ortamında verilip verilemeyeceği hususunda görüş talep edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinde; "Maliye Bakanlığı...4)Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya... yetkilidir." hükmü yer almaktadır.

Kanunun Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile elektronik beyannameye ilişkin usul ve esaslar belirlenerek uygulamaya ihtiyari olarak başlanılmıştır.

367 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinde ise tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı ve tasfiye beyannamelerinin, tasfiye memurları tarafından tasfiye dönemlerinin sonundan itibaren Kanunun 14 üncü maddesinde yazılı sürelerde; tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesinin ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verileceği açıklanmıştır.

Bu itibarla, tasfiye halindeki kurumlar vergisi mükellefleri de kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar.

Diğer taraftan, 376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ise hiçbir hadle sınırlı olmaksızın;

- Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükelleflerine Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini,

- Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine Muhtasar ve Katma Değer Vergisi Beyannamelerini ,

340 ve 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

Öte yandan 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin "3- BİLDİRİMLERİN VERİLME ŞEKLİ VE DOLDURULMASI" başlıklı bölümünde;

"...

3.1.Bildirimlerin Elektronik Ortamda Verilme Zorunluluğu

3.1.1 Bilanço esasına göre defter tutan ve 376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre beyannamesini elektronik ortamda vermek zorunda olan mükellefler, Ba ve Bs bildirim formlarını da elektronik ortamda https://e-beyanname.mb-ggm.gov.tr/ adresinden vermek zorundadırlar.

3.1.2. Bildirim formlarını elektronik ortamda veren mükelleflerin kağıt ortamında (elden veya posta ile) verdikleri bildirim formları hiçbir şekilde kabul edilmeyecektir..." şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Ancak, tüzel kişiler için tasfiye, devir, birleşme ve hesap döneminin değişmesi durumunda verilmesi gereken kıst dönem beyannameleri henüz elektronik ortamda alınamadığından, kıst döneme ilişkin beyannamelerin kanuni sürelerinde kağıt ortamında vergi dairelerine verilmesi gerekmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; elektronik beyanname düzenleme programı kıst dönem kurumlar vergisi beyannamelerinin elektronik ortamda kabulüne imkan vermediğinden, kıst döneme ait kurumlar vergisi beyannamelerinizin kağıt ortamında verilmesi, diğer beyanname ve bildirim formlarının ise elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.





Vergi Dairesi Başkanı a.

Grup Müdürü V.



(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.


RE: TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 10.11.2015

Şirketin tasfiyesi halinde daha önce sermayeye eklenmiş olan geçmiş yıl karları ortaklara dağıtılmış sayılarak tevkifata tabi tutulur mu?

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı:B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.2010.41-122

25/05/2011

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 2006 ve 2007 yılları kârlarının 13.05.2008 tarihinde sermayeye ilave edildiği ve sektörünüzle ilgili ana bayilik konusunda sıkıntı yaşandığından 11.09.2008 tarihinde şirketin tasfiyesine karar verildiği belirtilmiş olup tasfiye öncesi sermayeye ilave edilen kârların tasfiye sonucunda dağıtılması durumunda, kâr dağıtımına bağlı stopaj yapılıp yapılmayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço esasında ticari kazancın tespiti" başlıklı 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı hükmüne yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının 5 inci bendinde, "... Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kar dağıtımı sayılmaz." hükmü yer almaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında, vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz.) Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından, 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında da, tam mükellef kurumlar tarafından, Türkiye'de bir iş yeri veya daimi temsilci aracılığıyla kar payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan (Karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz.) ve Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar payları üzerinden bu Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisine tabi tutulanlar hariç olmak üzere vergi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendinde ise, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara, dar mükellef gerçek kişilere, dar mükellef kurumlara (Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kar payı elde edenler hariç) gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından birinci fıkrada belirtilenler tarafından tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.

22.07.2006 tarih ve 2006/10731 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 03.02.2009 tarih ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca vergi kesintisi oranları;

- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yazılı kar payları üzerinden %15,

- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yazılı kar payları üzerinden %15,

- Tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz) %15,

- Tam mükellef kurumlar tarafından; dar mükellef gerçek kişilere ve gelir vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz) %15

olarak belirlenmiştir.

Bu düzenlemeler uyarınca, daha önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan geçmiş yıl karlarının, şirketin sermaye azaltımı yapması veya tasfiye edilmesi sebebiyle ortaklara dağıtılması durumunda, kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Öte yandan, daha önce sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, şirketin sermaye azaltımı yapması veya tasfiye edilmesi sebebiyle ortaklara dağıtılması halinde, işletmeden çekilen tutarların öncelikle kurumlar vergisine tabi tutulması, vergi sonrası dağıtılan kazancın da kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması gerekmektedir.
  





31.08.2020/174-1

SERMAYEYE EKLENEN ÖNCEKİ YILLAR KAR PAYLARININ
TASFİYE SONUCUNDA DAĞITILMASI HALİNDE
STOPAJ YAPILMAMASI GEREKTİĞİNE İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI



ÖZET
Danıştay 9. Dairesi, 13.2.2019 tarihli ve E. 2016/4386 K. 2019/292 sayılı Kararında,
Maliye Bakanlığı’nın şirketin tasfiyesi sonucunda düzenlenecek olan kesin bilançoda yer
alan, ödenmiş sermaye dışındaki öz sermaye unsurlarının ortaklara dağıtılması
durumunda kâr payına bağlı olarak vergi kesintisinin yapılması gerektiği yönünde
görüşünün olması nedeniyle ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine açılan davada,

 Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/6-B bendinde "kârın sermayeye ilavesi kâr dağıtımı
sayılmaz" hükmünün yer aldığı,

 Dağıtılmadığı sürece tevkifata ve beyana konu olmayan kâr paylarının Yasa
hükümlerinin tanıdığı imkândan faydalanılarak sermayeye eklendiğinde şekil
değiştirdiği ve kâr payı olmaktan çıkıp sermaye haline geldiği,

Tasfiye sonucu geri verilen sermaye paylarından dağıtılmayan kâr payını ayrıştırıp
vergilendirmenin Yasa'nın “kârın sermayeye eklenmesinin kâr dağıtımı
sayılmayacağı” yönündeki hükmüne ve amacına aykırı olacağı,
yönünde karar vermiştir.


Söz konusu Karara, TÜRMOB E-Birlik üzerinden ulaşılabilmektedir.
31.08.2020/174-2
Davalı idarece; tasfiye payının, menkul sermaye iradı (kâr payı) olarak kabul edildiği ve
tasfiye sonucunda düzenlenecek olan kesin bilançoda yer alan, ödenmiş sermaye dışındaki
öz sermaye unsurlarının ortaklara dağıtılması durumunda kâr payına bağlı olarak vergi
kesintisinin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından tasfiye işlemlerinin tamamlanması, diğer bir deyişle şirketin
borçlarının ödenmesi, alacaklarının tahsil edilmesi, menkullerinin ve gayrimenkullerinin
paraya çevrilmesi gibi işlemlerin tümünün sona erdirilmesinin ardından kalan son tutar olan
"tasfiye payı"nın şirket ortaklarına dağıtılması sırasında, sonradan bir vergi tarhiyatı ile karşı
karşıya kalmamak için Maliye Bakanlığı'nın özelgelerinde belirtilen görüş doğrultusunda
ihtirazi kayıtla verilen muhtasar beyannameye dayalı olarak ödenen gelir (stopaj) vergisinin
iadesi dolayısıyla açılan davada; Danıştay 9. Dairesi, 13.2.2019 tarihli ve E. 2016/4386 K.
2019/292 sayılı Kararında;
 Davacının tasfiye memurluğunu yaptığı şirketin 02/05/2012 tarihinde tasfiyeye girdiği,
tasfiye sürecinde elde edilen tasfiye kârından %20 kurumlar vergisi ve %15 gelir
(stopaj) vergisi kesintisi yapıldıktan sonra kalan ve ortaklara dağıtılan servet değeri
(tasfiye payı) üzerinden Maliye Bakanlığı'nca son yıllarda verilen özelgeler sebebi ile
sonradan vergi tarhiyatı ile karşılaşmamak adına %15 gelir (stopaj) vergisi kesintisi
yapılıp ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden verginin ödendiği,
 Ancak söz konusu stopaja tabi kar payının daha önceki yıllarda şirket sermayesine
eklenmiş olan geçmiş yıl kârlarını içerdiği, bunların şirketin tasfiye edilmesi
sebebiyle ortaklara dağıtılması durumunda Maliye Bakanlığı’nın kâr dağıtımına
bağlı vergi kesintisi yapılmasını gerektiğini belirttiği için ihtirazı kayıtla
beyanname verildiği,
31.08.2020/174-3
 Şirketlerin kârlarını şirkette bırakmalarını özendirmek amacıyla sadece kâr dağıtımı
halinde gelir (stopaj) yapılması için Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/6-B bendine "kârın
sermayeye ilavesi kâr dağıtımı sayılmaz" hükmünün getirildiği, bu nedenle tam
mükellef kurumların elde edecekleri kârın dağıtılması halinde maddelerde belirtilen
şekilde bu kâr payları üzerinden tevkifat yapacakları açık olmakla birlikte söz konusu
kârın dağıtılmayıp sermayeye eklenmesi durumunda yasa hükmü uyarınca tevkifat
yapılmayacağı,
 Dağıtılmadığı sürece tevkifata ve beyana konu olmayan kâr paylarının Yasa
hükümlerinin tanıdığı imkândan faydalanılarak sermayeye eklendiğinde şekil
değiştirmekte ve kâr payı olmaktan çıkıp sermaye haline gediği,
 Tasfiye sonucu geri verilen sermaye paylarından dağıtılmayan kâr payını ayrıştırıp
vergilendirmenin Yasa'nın “kârın sermayeye eklenmesinin kâr dağıtımı
sayılmayacağı” yönündeki hükmüne ve amacına aykırı olacağı,
Yönünde karar vermiştir.
Söz konusu Karara, TÜRMOB E-Birlik üzerinden ulaşılabilmektedir.
Saygılarımızla…


RE: TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 02.05.2016

Mayıs 2016

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı : 67854564-105[1741]-113

Tarih : 24/02/2016

Konu : Tasfiyeye Girilmesi Halinde Yeni Defter Tasdikinin Zorunlu Olup Olmadığı

lgide kayıtlı özelge talep formunuzdan, 20.. yılı içerisinde tasfiyeye giren şirketinizin unvanının başına “Tasfiye Halinde” ibaresinin eklendiğini belirterek, tasfiyeye giriş nedeniyle kanuni defterlerin tasdik ettirilmesinin zorunlu olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter tutacaklar” başlıklı 172 nci maddesinde defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış, “Hesap dönemi” başlıklı 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu hükme bağlanmış, 220 nci maddesinde tasdike tabi defterler, 221 inci maddesinde ise tasdik zamanına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında, her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiyenin başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönemin bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı hükmü yer almaktadır.

Buna göre, tasfiyenin başladığı tarih ile aynı takvim yılı sonuna kadar olan hesap dönemi ve bu dönemden sonraki her takvim yılının ayrı bir dönem kabul edilmesi nedeniyle, her tasfiye dönemine ait kanuni defterlerin tasdiki zorunlu olup, tutulması zorunlu defterlerin en geç tasfiyeye girdiğiniz tarih itibariyle tasdik ettirilmesi gerekmektedir.

 


RE: TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 16.06.2016

Bağımlı olarak çalışan meslek mensubuna veya tasfiye memuru olarak atandığı şirkete kurum beyannamelerinin elektronik ortamda gönderilebilmesi için e-beyanname şifresi verilip verilemeyeceği hakkında özelge

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 Sayı : 11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]-1684 21/10/2013

Konu : Bağımlı olarak çalışan meslek mensubuna veya tasfiye memuru olarak atandığı şirkete kurum beyannamelerinin elektronik ortamda gönderilebilmesi için e-beyanname şifresi verilip verilemeyeceği 

İlgi : …tarih ve … evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, tasfiye sürecine giren … şirketine ve/veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanına sahip olan ancak bir başka firmada bağımlı olarak çalışan…’ın mahkeme kararı ile tasfiye memuru olarak belirlenmesi neticesinde adı geçenin şirket beyannamelerinin elektronik ortamda gönderilebilmesi için kullanıcı kodu, parola ve şifre verilip verilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci

fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye yetkili kılınmıştır.

Anılan Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin Maliye Bakanlığına vermiş olduğu yetkiye istinaden yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiş, 346, 357, 367, 373, 376 ve 386 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin diğer açıklamalara yer verilmiştir.

340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğler gereğince aktif büyüklüklerinin veya net satış hasılatlarının belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu bulunmayan mükelleflerin istemeleri halinde kendi beyannamelerini kullanıcı kodu, parola ve şifre almak suretiyle elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüştür.

Öte yandan, 15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerleri ile 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen esaslar çerçevesinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri gönderebilecek mükelleflere ilave olarak, 3568 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlere göre belirlenen aktif büyüklük ile net satış tutarı ölçüleri şartı aranılmaksızın; muhasebeye ilişkin işlemleri, işletmede bağımlı olarak çalışan ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış bulunan meslek mensupları tarafından yerine getirilenler ile herhangi bir hadde ve sınırlamaya tabi olmaksızın, yeminli mali müşavirlerle tam tasdik sözleşmesi imzalamış olan mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve şifre alarak beyannamelerini elektronik ortamda kendilerinin gönderebilecekleri açıklanmıştır.

Yukarıda belirtilen şartları taşımayan mükelleflerin ise beyannamelerini, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen açıklamalar doğrultusunda elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış bulunan meslek mensupları vasıtasıyla, anılan Genel Tebliğ ekinde yer alan sözleşmelerden durumlarına uyan sözleşmeyi düzenlemek suretiyle elektronik ortamda göndermeleri gerekmektedir.

4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğin 4. bölümünde, mükellef beyannamelerinin, kendilerine 3568 sayılı Kanunun 2/A-a maddesinde belirtilen hizmetleri bir bütün olarak fiilen veren meslek mensupları tarafından imzalanabileceği belirtilmiştir.

Bununla beraber, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının 16.02.1998 tarihli ve B.07.0.GEL.0.32/3205-9/5090 sayılı genel yazısının 5. maddesinde, serbest muhasebecilik veya serbest muhasebeci mali müşavirlik ruhsatı alan ancak bağımlı olarak çalışanların, bağımlı çalıştıkları ve muhasebesinin sevk ve idaresinden sorumlu oldukları mükelleflerin beyannamelerini imzalayabilecekleri belirtilmiştir.

Buna göre, bağımlı çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavirler tarafından sadece bordrolu olarak çalıştıkları şirketin beyannameleri imzalanabilecek olup, birden fazla gerçek ya da tüzel kişiye ait beyannamelerin bağımlı statüde çalışan aynı meslek mensubu tarafından imzalanması mümkün bulunmamaktadır.

Bu itibarla, 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış bulunan serbest muhasebeci mali müşavir unvanına sahip…’ın, başka bir iş yerinde bağımlı olarak çalışması nedeniyle, ayrıca … şirketine ait verilmesi gereken beyannameleri imzalaması mümkün olmayacaktır.

Diğer taraftan, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “V- ARACILIK YETKİSİ VERİLEN GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLER” başlıklı bölümünde, 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerin, mükelleflerin vergi beyannameleri, bildirim ve eklerini elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüştür.

Yapılan açıklamalar doğrultusunda, gerek … şirketine gerekse mesleki faaliyetini bağımsız olarak yerine getirmeyen serbest muhasebeci mali müşavir …’a, tasfiye halindeki şirketinize ait beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesini teminen kullanıcı kodu, parola ve şifre verilmesi mümkün değildir.

Buna göre, şirketinizce elektronik ortamda gönderilmesi zorunlu beyannamelerin, 340

Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda beyanname gönderme aracılık yetkisi almış ve şirketinizle anılan Genel Tebliği ekinde yer alan “Elektronik Beyanname Gönderme Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi” düzenlenen serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir vasıtasıyla elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

 

 


RE: TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 07.08.2016

E-Beyanname'den Yeni Bir Hizmet hk.;

Mükelleflerimizin Vergi Dairelerine giderek elden kağıt ortamında vermekte oldukları Kıst Dönem Beyannamelerden, Gerçek kişiler (Gelir Vergisi Mükellefleri) için; Ölüm halinde verilmesi gereken Gelir Vergisi Beyannamesi ile Kurumlar Vergisi Mükellefleri için; Tasfiye Başlangıç, Tasfiye Bitiş, İflas Başlangıç, İflas Bitiş için verilecek Kurumlar Vergisi Beyannameleri 02 Agustos 2016 tarihinden itibaren elektronik ortamda (E-Beyanname sisteminden) alınmaya başlanacaktır. 

Duyurulur. 
 


RE: TASFİYE İŞLEMLERİ - Ahmet Barlak - 08.03.2017

TASFİYE SÜRESİNİN 6 AYA İNDİRİLMESİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

http://www.samsunsmmmo.org.tr/upload/file/%C5%9Firketlerin%20tasfiyesi%20hakk%C4%B1nda_.pdf



T.C.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI İç Ticaret Genel Müdürlüğü

Sayı : 50035491-431.04

Konu : Tasfiyede Kalan Varlığın Dağıtılması İçin Beklenecek Süre

 

                TİCARET               SİCİLİ     MÜDÜRLÜĞÜNE

6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 68 inci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 543 üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, tasfiyede kalan varlığın dağıtılabilmesi için alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı ilanından itibaren geçmesi gereken bir yıllık süre altı aya indirilmiştir. Bu sayede şirketlerin tasfiyelerini altı ay gibi bir sürede tamamlamaları imkanı getirilmiştir.

Son dönemde Bakanlığımıza intikal eden muhtelif yazılardan, mezkûr düzenlemenin yürürlüğe girdiği 09.08.2016 tarihinden önce tasfiye haline giren şirketleri kapsayıp kapsamadığı hususunda ticaret sicili müdürlüklerince tereddüt yaşandığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 6102 sayılı Kanunun 541 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, tasfiye haline giren şirketlerde, alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilerek, alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılmakta ve 543 üncü maddede düzenlenen süre üçüncü çağrı ilanından itibaren başlamaktadır.

Bu itibarla;
  •  6728 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 09.08.2016 tarihinden önce tasfiye halinde olduğu tescil edilen şirketlerde, kalan varlığın bir yıl geçmeden dağıtılmasına yetki tanıyan mahkeme kararı bulunmadıkça ve şirket sözleşmesinde aksine daha uzun süre öngörülmemişse üçüncü çağrı ilanından itibaren bir yıllık sürenin tamamlanmasının ardından kalan varlık dağıtılarak tasfiyenin sonlandırılması,
 
  •  09.08.2016 tarihinden sonra tasfiye halinde olduğu tescil edilen şirketlerde ise, şirket sözleşmesinde veya alacaklılara yapılan çağrı ilanında aksine daha uzun süre öngörülmemişse üçüncü çağrı ilanından itibaren 6728 sayılı Kanunun 68 inci maddesi ile değişik 543 üncü

maddenin ikinci fıkrasında belirtilen altı aylık sürenin tamamlanmasının ardından kalan varlık dağıtılarak tasfiyenin sonlandırılması,

- Şirket sözleşmelerinde kalan varlığın dağıtılması için bir yıl veya daha uzun süre beklenmesi öngörülen şirketlerde, tasfiyenin 6728 sayılı Kanunun 68 inci maddesi ile değişik 543 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirtilen altı aylık sürede tamamlanmasının istenmesi durumunda, şirket sözleşmesinin ilgili hükmünün Kanunda yapılan değişikliğe uygun olarak değiştirilmesi,

Gerekmektedir.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

Adnan YANKIN Bakan a. Genel Müdür V.