Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesinde TECİL EDİLECEK KDV BULUNMASI - Baskı Önizleme +- AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU (http://ahmetbarlak.com/forumm) +-- Forum: SGK VERGİ MEVZUATI (http://ahmetbarlak.com/forumm/forumdisplay.php?fid=1) +--- Forum: İhraç kayıtlı satışlar (http://ahmetbarlak.com/forumm/forumdisplay.php?fid=3) +--- Konu Başlığı: Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesinde TECİL EDİLECEK KDV BULUNMASI (/showthread.php?tid=921) |
Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesinde TECİL EDİLECEK KDV BULUNMASI - Ahmet Barlak - 07.10.2016 İHRAÇ KAYITLI TESLİMLERDE 1- Kanuni süresinden sonra verilen KDV düzeltme beyannamesinde tecil edilecek kdv bulunması 2-Tecil edilecek kdv için pişmanlık zammı hesaplanıp hesaplanmayacağı 3-Pişmanlık zammının hesabında ay kesiri tabirinin anlamı CEYHUN GÖNEN Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bu makale Şubat 2009 E-Yaklaşım’da yayınlanmıştır. ELEKTRONİK BEYANNAME, PİŞMANLIK, TECİL EDİLEN KDV VE AY KESRİ I. GİRİŞ Bilindiği üzere mükellefler süresinde veremedikleri beyannamelerini elektronik beyanname sistemini kullanarak iki şekilde verebilmektedirler. Beyanname elektronik ortamda gönderilirken PIS kutucuğunun işaretlenmesi ile pişmanlık talepli, KSS kutucuğunun işaretlenmesi halinde ise kanuni süresinden sonra kendiliğinden verilen beyanname olarak kabul edilmektedir. İlerleyen bölümlerde açıklanacak olmakla beraber, burada kısaca vergi ziyaı cezalı tarhiyatın pişmanlığını yaşamak istemeyen mükelleflerin PIS kutucuğunu kesinlikle işaretlediklerinden emin olmadan beyannamelerini onaylamamalarını hatırlatmak isteriz. Bu yazımızda elektronik ortamda süresinden sonra pişmanlık talepli ve pişmanlık talepli olmaksızın verilen beyannamelerin sonuçları ve özellikle “tecil edilen kdv” ihtiva eden katma değer vergisi beyannamelerinin pişmanlıkla verilmesi durumu ile pişmanlık zammının hesabının nasıl gerçekleştiği hususlarını ele almak istiyoruz. II. KANUNİ SÜRESİNDEN SONRA ve PİŞMANLIK SEÇENEKLERİ En son 386 nolu olmak üzere çeşitli VUK genel tebliğleri ile uygulamasına yön verilen elektronik beyanname uygulaması; bütün kurumlar vergisi mükellefleri ile ticari, sınaî veya mesleki kazanç elde eden tüm gelir vergisi mükelleflerinin beyannamelerini elektronik ortamda vermesi zorunluluğunu içermektedir. Elektronik beyanname uygulamasında mükellefler başlangıçta sadece cari döneme ait beyannamelerini elektronik ortamda gönderebilmekte, kanuni süresinden sonra verilecek beyannameler ise ilgili vergi dairesine elden kağıt ortamında verilmekteydi. 01.03.2007 tarih ve 368 Seri Nolu V.U.K. Genel Tebliği ile düzeltme beyannameleri de dahil bütün beyannamelerin vergi dairelerine elektronik ortamdan gönderilebilmesi uygulaması ve kolaylığı getirildi. Kanuni süresinden sonra verilecek beyannameler ve düzeltme beyannameleri mevcut Beyanname Düzenleme Programı (BDP) ile düzenlenip, paketlenmektedir. Paket gönderilip kontrol edildikten sonra onay aşamasında "ÖZEL" işaretlenmektedir. Beyanname; düzeltme beyannamesi ise "DZT" seçilerek "ÖZEL ONAY" butonuna tıklanarak işlem tamamlanılmaktadır. Eğer gönderilecek beyanname kanuni süresinden sonra verilecek beyanname ise; "DZT" seçeneği yanı sıra Kanuni Süresinden Sonra (KSS) veya Pişmanlık Talepli (PIS) seçeneklerinden birisi seçilerek "ÖZEL ONAY" butonuna tıklanarak işlem tamamlanılmaktadır. Peki sadece bir kutucuğun yanlış işaretlenmesi mükellef bakımından nelere mal olur? Nedir bu KSS veya PIS kutucuklarının farkı? Örnek uygulamada bu iki beyan durumunu ve sonuçlarını ortaya koymaya çalışalım. Örnek: Bahadır Ltd. Şti. 2008 Mayıs dönemine ilişkin KDV beyannamesini 24 Haziran 2008 tarihinde vermesi gerekirken, kanuni süresinden sonra 15 Temmuz 2008 tarihinde beyannamesini vermiştir. Kanuni süresinden sonra verilecek bu beyannamede ödenecek verginin çıkıp çıkmadığına ve aynı zamanda KSS veya PIS seçeneklerinden hangisinin seçildiğine göre vergi dairesi tarafından yapılacak işlemler ve kesilecek cezalar aşağıdaki gibi olacaktır. 1. KANUNİ SÜRESİNDEN SONRA (KSS) KUTUCUĞUNUN İŞARETLENMESİ HALİNDE Bilindiği üzere Vergi Usul Kanununun 30. maddesinin dördüncü fıkrasında, "Vergi beyannamesini kanuni süre geçtikten sonra vermiş olanlara, bu beyannamede gösterdikleri matrah üzerinden re'sen gerekli tarhiyat yapılır ve bu beyannameler re'sen takdir için takdir komisyonuna sevk edilmez. Ancak vergi incelemesine başlanmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için bu hüküm uygulanmaz." Denilmiş; aynı kanunun 344. Maddesinde ise; “vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edildikten sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilen beyannameler için” ziyaa uğratılan verginin % 50'si tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre; 1.1. Durum: Ödenecek Vergi Olması Halinde 200.000,00 YTL KDV ödemesi çıktığını varsaydığımızda; 200.000,00 YTL vergi tarh ettirip tahakkuk fişi düzenlenilecektir. Ayrıca beyannamenin süresinde verilmemesinden dolayı, V.U.K.'nun 352.I/1. maddesine göre 2 kat 1. derece usulsüzlük cezası (160,00 YTL) kesilecektir. V.U.K.'nun 344. maddesine göre ise örnek olayımızdaki 200.000,00 YTL vergi ziyaıı üzerinden %50 oranında (100.000,00 YTL) vergi ziyaı cezası kesilecektir. Ancak bir fiil için hem usulsüzlük cezası, hem de vergi ziyaısı kesilmesi gerektiği durumlarda V.U.K.'nun 336. maddesi gereği bunlardan ağır olanlardan sadece biri kesileceği hükme bağlanmış olduğundan sadece 100.000,00 YTL vergi ziyaı cezası kesilecektir. Bunun dışında tahakkuk tarihi itibariyle 1 ay tam süre geçmediğinden V.U.K'nun 112. maddesine göre gecikme faizi hesaplanamayacaktır. Fakat beyanname 15 Temmuz değil de 26 Temmuz’da verilseydi 1 aylık gecikme faizi hesaplanacaktı. Yani %2,5 oranından 1 aylık gecikme faizi tutarı 5.000,00 YTL olacaktı. 1.2. Durum: Ödenecek Vergi Olmaması Halinde Sonradan verilen bu beyannamede indirimler nedeniyle ödenecek vergi çıkmadığı ya da devreden KDV çıktığını varsayalım. Bu durumda re'sen takdiri gerektirecek V.U.K.'nun 30. maddesinde sayılan başka nedenler yoksa; sonradan verilen bu beyannameye sadece 2 kat 1. derece usulsüzlük cezası (160,00 YTL) kesilecek olup; VUK 376. Madde uyarınca mükellefler ceza tebliği tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse Usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezalarının üçte biri indirilir. Yani ceza 53,33 YTL indirilerek 106,66 YTL olarak ödenecektir. 2. PİŞMANLIK (PIS) KUTUCUĞUNUN İŞARETLENMESİ HALİNDE: Pişmanlık hükümleri VUK’nun 371 maddesinde düzenlenmiştir. Özetle bu maddeye göre; kanuni süresinde verilemeyen beyannameler VUK 371. Maddeye göre pişmanlık talepli verilerek ödemenin 15 gün içinde yapılması halinde vergiler üzerinden ayrıca vergi ziyaı cezası hesaplanmaz. Fakat verginin normal vade tarihinden itibaren ödemenin geciktiği her ay ve kesri için pişmanlık zammı hesaplanır. Yukarıdaki Bahadır Ltd.Şti. ile ilgili olan örneğimizi PIS kutucuğunun işaretlendikten sonra ödenecek verginin olup olmadığı durumlarına göre inceleyelim; 2.1. Durum: Ödenecek Vergi Olması Halinde 200.000,00 YTL KDV ödemesi çıktığını varsaydığımızda; pişmanlıkla verilen beyanname üzerinde, beyannamenin geç verilmesinden başka re'sen takdiri gerektiren başka bir tespiti yoksa verilen bu beyanname üzerinden 200.000,00 YTL vergi tarh ettirilip tahakkuk fişi düzenlenecektir. Beyanname pişmanlıkla verildiğinden dolayı vergi ziyaı cezası kesilmeyeceğinden sadece usulsüzlük cezası kesilecektir. Pişmanlıkla verilen beyannameye 1. derece 1 kat usulsüzlük cezasından (80,00 YTL) başka, her ay ve kesri için gecikme zammı oranında pişmanlık zammı hesaplanacaktır.
Elektronik beyanname sisteminde pişmanlık zammının hesaplanacağı süreye; süresinden sonra verilen beyannamenin tahakkuk tarihinden itibaren verilen 15 günlük ödeme süresi de dahil edilmektedir. Bu sebeple bazı durumlarda mükellefler 1 günlük gecikme için dahi bir aylık pişmanlık zammı ödeyebilmektedirler. Durumu aşağıda vereceğimiz örneklerle somutlaştırmaya çalışalım; Örneğimizde Bahadır Ltd. Şti’nin 2008 Mayıs dönemine ilişkin KDV beyannamesini 15 Temmuz 2008 tarihinde verdiğini ve 200.000,00 YTL KDV ödemesi olduğunu belirtmiştik. Pişmanlıkla verilen beyannamelerde tahakkuk tarihine 15 günlük ödeme süresini ilave ettiğimizde Bahadır Ltd. Şti.’nin vergi aslı ve pişmanlık zammı ile diğer cezaları 30 Temmuz 2008 tarihine kadar ödemesi gerekmektedir. Elektronik beyanname sisteminde 15 günlük süre de dikkate alınarak, ödemenin yapılacağı son tarih olan 30 Temmuz’a kadar geçen süre için pişmanlık zammı hesaplanmaktadır. Yani 4 günlük süre için de %2,5 pişmanlık zammı hesaplanmaktadır. 26 Haziran – 26 Temmuz arası 1 ay için % 2,5 26 Temmuz – 30 Temmuz arası 4 gün için % 2,5 Toplamda %5 pişmanlık zammı (200.000,00* % 5 ) 10.000,00 YTL olmaktadır. Bu durumda toplam ödemeler şu kadardır; 200.000,00 vergi aslı + 10.000,00 pişmanlık zammı + 80,00 YTL usulsüzlük. Fakat mükellef ödemeyi en geç 26 Temmuz’a kadar yaparsa elektronik beyanname sisteminde 4 gün için %2,5’tan 5.000,00 YTL hesaplanan pişmanlık zammını ödemeyebilir. Çünkü bu durumda 4 günlük ay kesri ortadan kalkacak ve pişmanlık zammı hesaplanmasına imkan kalmayacaktır. Yani pişmanlık zammı sadece 26 Haziran 2007 - 26 Temmuz 2008 arasında geçen bir aylık süre için % 2,5 olarak hesaplanacaktır. 200.000,00 YTL vergi aslı + 5.000,00 YTL pişmanlık zammı + 80,00 YTL usulsüzlük cezası
‘‘ İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi, ihracatçılar tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur. Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur. İhracatın yukarıdaki şartlara uygun gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur. ” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Pişmanlık ve Islah” başlıklı 371’inci maddesinin 5 inci bendinde; “ Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde ödenmesi ” gerektiği belirtilmiştir. Düzenlemeye göre pişmanlık zammının ödeme süresi geçmiş vergiler üzerinden hesaplanması gerekirken Elektronik Beyanname Uygulamasında “Tecil Edilecek KDV”’ üzerinden de pişmanlık zammı hesaplandığı görülmektedir. Oysa Maliye Bakanlığı’nın yerleşik uygulamalarında tecil ve terkin edilen vergilerin pişmanlık zammının hesabında dikkate alınmaması gerektiği bilinen bir durumdur. Bu nedenle pişmanlıkla beyanname verip beyannamelerinde tecil edilecek KDV bulunan mükelleflerin elektronik beyanname sistemi tarafından üretilen tahakkuk fişindeki hesaplanan pişmanlık zammının tecil edilecek KDV hariç, ödenecek vergi tutarı üzerinden olması gerektiğine özellikle dikkat etmeleri, aksi durumda yüksek hesaplanan pişmanlık zammının düzeltilmesini talep etmeleri gerekmektedir. 2.2. Durum: Ödenecek Vergi Olmaması Halinde Örnek olayımızda Bahadır Ltd. Şti.'nin verdiği KDV beyannamesinde indirimler nedeniyle KDV çıkmadığı, devreden KDV çıktığını varsalım; Maliye Bakanlığı’nın 30.06.1997 tarih ve B.07.0.GEL.0.30/3044-371-647/27154 sayılı özelgesinde pişmanlık talebiyle düzeltme beyannamesi verildiği, ancak söz konusu beyannamelerde ödenecek vergi çıkmıyorsa, bu beyannamenin pişmanlıkla kabul edilemeyeceği, bunun yerine kendiliğinden verilen beyanname olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. 238 sayılı V.U.K. Genel tebliğine göre, “….Pişmanlık talebiyle verilen beyannamede zarar beyanı veya mahsuplar gibi nedenlerle ödenecek verginin bulunmaması halinde, pişmanlık talebi kabul edilmeyecek ve bu beyannameler için de yalnızca birinci derece iki kat usulsüzlük cezası kesilecektir. Ancak, gerek görülmesi halinde, bu mükellefler nezdinde inceleme yaptırılabilecektir. “ Bu açıklamalar doğrultusunda Bahadır Ltd.Şti.’nin herhangi bir vergi ödemesi bulunmayan ve süresi geçtikten sonra verilen KDV beyannamesi VUK 371. Madde uyarınca kabul edilememekte bunun yerine VUK 30. Madde uyarınca kanuni süre geçtikten verilen beyanname olarak kabul edilip 2 kat 1. derece usulsüzlük cezası yani 160,00 YTL kesilecektir. Vergi dairesine başvurması halinde ise VUK 376. Madde uyarınca cezanın üçte biri indirilecektir. III. SONUÇ Mükelleflerin; kanuni süresinden sonra elektronik beyanname sistemini kullanarak verecekleri beyannamelerde KSS veya PIS seçeneklerini tercih etmelerine göre kesilecek cezalar yönünden ciddi farklılıklar mevcuttur. Nitekim KSS seçeneğinde %50 oranında vergi ziyaı ve gecikme faizi hesaplanırken, PIS seçeneğinin tercih edilmesi halinde ise sadece 1.derece usulsüzlük cezası ve pişmanlık zammı hesaplanmaktadır. Fakat Elektronik Beyanname Sisteminde varolan aksaklıklar nedeniyle kimi durumlarda tecil edilecek KDV üzerinden de vergi ziyaıı ve pişmanlık zammı hesaplanması mümkün bulunmaktadır. Bu sebeple beyannamelerin kanuni süresinden sonra verilmesi durumunda; mükelleflerin Elektronik Beyanname Sistemi tarafından üretilen tahakkuk fişlerinde yer alan vergi ziyaı cezası ve pişmanlık zamlarını ayrıntılı olarak incelemesi ve tekrar hesaplamasında fayda bulunmaktadır. RE: Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesinde TECİL EDİLECEK KDV BULUNMASI - Ahmet Barlak - 07.10.2016 Sayı: B.07.0.GEL.0.30/3044-371-647/27154 Tarih: 30/06/1997 T.C. MALIYE BAKANLIĞI Gelirler Genel Müdürlüğü TARİH : 30.06.1997 SAYI : B.07.0.GEL.0.30/3044-371-647/27154 KONU : ..................... VALİLIĞİ (Defterdarlık: Gelir Müdürlüğüne) İLGİ: ..................... gün ve ..................... sayılı yazınız. Ilgide kayıtlı yazınız ve ekleri incelenmiştir. Yazılardan anlaşıldığına göre, İliniz ..... Vergi Dairesi mükelleflerinden ..... A.Ş.'nce Aralık/I994 ve Ocak/1995 dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannameleri kanuni süreleri içerisinde ilgili vergi dairesine verilmiştir. Daha sonra adı geçen şirket tarafından verilen bu beyannamelerin hatalı doldurulduğu gerekçesi ile 13.4.1995 tarihli dilekçe ekinde ilgili dönemlere ilişkin olarak pişmanlık talebi ile düzeltme beyannameleri verilmiştir. Söz konusu düzeltme beyannamelerine istinaden hesaplanıp tahakkuk ettirilen katma değer vergileri 3065 sayılı kanuna göre tecil edilmiştir. Yapılan bu tecil işlemi nedeniyle de verilen düzeltme beyannameleri üzerine ödenecek katma değer vergileri çıkmamış ve pişmanlık zammı da hesaplanmamıştır. Defterdarlığınızca da verilen düzeltme beyannamelerine istinaden pişmanlık zammının tecil işleminden önceki vergi üzerinden hesaplanması, pişmanlık şartlarının ihlali halinde cezalı tarhiyat yapılması görüşüyle konu Bakanlığımıza intikal ettirilmiştir. Bilindiği gibi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 37l.maddesinde "Beyana dayanan vergilerde kaçakçılık (338,346 ve 347'nci maddelerde yazılı şekilde yapılanlar dahil) ağır kusur ve kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden haber veren mükelleflere kaçakçılık,ağır kusur ve kusur cezaları kesilmez hükmü yer almakta, pişmanlık şartlarının neler olduğu da bentler halinde sayılmış bulunmaktadır. Madde hükmünden de anlaşılacağı gibi, pişmanlık beyan üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergiler için geçerli olan,temelinde vergi ziyaı yatan ve vergi dairesinin ıttılaına girmemiş bir olayın kendiliğinden ilgili makamlara haber verilmesidir. Olayda adı geçen mükellefçe Aralık/1994 ve Ocak/1995 dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinin kanuni sürelerinde verilmesinden sonra pişmanlık talebiyle düzeltme beyannameleri verilmiştir. Ancak sözkonusu beyannamelerde tecil olunan katma değer vergilerinin dışında ödenecek bir vergi bulunmadığından bu beyannamelerin pişmanlık talebiyle kabul edilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır. Óte yandan, pişmanlık talebiyle verilen beyannamelerde ödenecek vergi çıkmaması nedeniyle bu talebin kabul edilmemesi halinde verilen beyanrıamelerin kendiliğinden verilen beyanname olarak kabııl edilerek gerekli işlemlerin yapılacağı 238 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır. Bu tebliğde yer alan açıklamalar gözönüne alındığında, kanuni sürelerinde verilen Aralık/1994 ile Ocak/1995 dönemlerine ilişkin olarak daha sonra pişmanlık talebiyle verilen ve ödenecek bir katma değer vergisi farkının olmadığı ek beyannameler için pişmanlık talebinin kabul edilmemesi gerekmektedir. Ancak bu beyannamelerin Vergi Usul Kanıınanun 30. ve 350.maddeleri uyarınca kendiliğinden verilen beyannameler olarak işleme tabi tutulması icap etmektedir. Bu ek beyannameler için usulsüzlük cezası kesilmeyeceği de tabiidir. Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yerine getirilmesini rica ederim. Bakan a. Daire Başkanı RE: Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesinde TECİL EDİLECEK KDV BULUNMASI - Ahmet Barlak - 07.10.2016 238 SERİ NOLU VUK TEBLİĞİ .2- Kanuni süresi içinde verilmeyen beyannamenin daha sonra pişmanlık hükümlerinin uygulanması talebiyle verilmesi- Kanuni süre içersinde verilmeyen beyannamenin daha sonra Vergi Usul Kanununun 371. maddesi uyarınca pişmanlık talebiyle verilmesi ve pişmanlık şartlarının yerine getirilmesi halinde pişmanlık talepleri geçerli sayılarak gerekli işlemler yapılacaktır. - Pişmanlık talebiyle verilen beyannamede zarar beyanı veya mahsuplar gibi nedenlerle ödenecek verginin bulunmaması halinde, pişmanlık talebi kabul edilmeyecek ve bu beyannameler için de yalnızca birinci derece iki kat usulsüzlük cezası kesilecektir. Ancak, gerek görülmesi halinde, bu mükellefler nezdinde inceleme yaptırılabilecektir. - Beyannamenin pişmanlık talebiyle verilerek, bu talebin kabul edilmesinden sonra pişmanlık şartlarının ihlal edilmesi halinde ise, bu beyannameye istinaden hesaplanan ödenecek vergi için kesilecek kusur cezası, birinci derece iki kat usulsüzlük cezası ile mukayese edilecek ve miktar itibariyle ağır olanı aranılacaktır. RE: Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesinde TECİL EDİLECEK KDV BULUNMASI - Ahmet Barlak - 07.10.2016 DANIŞTAY Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi YEDİNCİ DAİRE 1990 292 1989 388 14/02/1990 3065 SAYILI KANUNUN 11.MADDESİNE GÖRE TECİL EDİLEN DOLAYISIYLA TAHSİL İŞLEMİ ASKIYA ALINAN VERGİ ASLINA PİŞMANLIK ZAMMI UYGULANMASININ MÜM- KÜN OLMADIĞI HK.< Pişmanlık dilekçesi ekinde verilen Kasım 1987 dönemine ait katma değer vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk ettirilen katma değer vergisi üze rinden vergi usul kanununun 371.maddesinin 5.fıkrası uyarınca 6183 sa- yılı Kanunun 51.maddesinde öngörülen nisbette hasaplanarak tahsil edi- len gecikme zammının terkin ve iadesi istemiyle açılan davanın; uyuş- mazlığın pişmanlıkla verilen beyannameye göre tahakkuk ettirilen vergi ye daha önce iş yerinde çıktığı belirtilen yangın nedeni ile vergi dai resinden zarar tesbiti istenilmiş olması ve idarenin de bu istem üzeri ne bir işlem yapmaması halinde, pişmanlık zammı uygulanıp uygulanmaya- cağı noktasından doğduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371.maddesin de mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin ödeminin geciktiği her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51.madde- sinde belirtilen nisbette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödenmesinin öngörüldüğü, olayda davacının fabrikasında meydana gelen yangından do- layı zayi olan pamukların satın alınması sırasında ödendiği gerekçesi ile normal katma değer vergisi beyannameleri verilirken indirilen ver- ginin, Katma Değer Vergisi Kanununun 30.maddesinin c fıkrası hükmüne göre indirilmesinin mümkün olmadığının anlaşılması üzerine, 1987 Ekim, Kasım, Aralık ve 1988 Ocak, Şubat aylarına ait katma değer vergisi be- yannamelerinin düzeltilerek pişmanlıkla verildiğinin ihtilafsız oldu- ğu, ödevlenin anılan dönemler için hatalı beyanname vermesinde idare- nin hiç bir etkisi veya hatalı bilgi vermesinin söz konusu olmadığı, ödevlenin kendiliğinden beyannamelerini verip daha sonra bu beyanının hatalı olduğunu anlayıp yeniden düzenlediği beyannameleri pişmanlıkla verdiği, şu halde pişmanlıkla ilgili hükümlerin uygulanmasının yasa ge reği olduğu, davacıya ayrı işlem yapılamayacağı, yangın nedeni ile uğ ranılan zararın tesbiti için idareye başvurulmuş olmasını pişmanlıkla verilen katma değer vergisi beyannameleri hakkında yasanın eksik uygu- lanmasını gerektirmeyeceği gerekçesiyle reddi yolundaki İstanbul 6.Ver gi Mahkemesinin 29.11.1988 günlü, 1988/920 sayılı kararının olayın ma- hiyeti itibariyle pişmanlık zammı istenilmemesi gerektiği, Vergi Usul Kanununun 371.maddesinin 5.fıkrasının ödenme süresi geçmiş bulunan ver gilerin bulunması halinde uygulanacağı, oysa olayda şirketin yangının hemen akabinde vergi dairesine başvurarak zarar ve ziyanın tesbit ve takdirini istediği, takdir komisyonunca bir karar alınmamış olması do- layısıyla ödeme süresinin geçmediği, vergi ve cezanın ihtirazi kayıtla ödendiği, esasen yangın nedeniyle çok büyük zararlara uğranıldığı, di- ğer yandan pişmanlık zammı hesaplanırken uyuşmazlık konusu dönemde ih- raç kaydı ile yapılan teslimler nedeniyle tecil edilen 11.957.104.-li- ra katma değer vergisi üzerinden de pişmanlık zammı hesaplandığı, bu bakımdan 3.706.702.-liranın fuzulen ödendiği ve tecil terkin uygulama- sı yapılan katma değer vergisi miktarı üzerinden hesaplanan bu mikta- rın her halukarda terkini gerektiği öne sürülürek bozulması istenilmek tedir. 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 371.maddesinde beyana dayanan vergiler de kaçakçılık, ağır kusur ve kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareket ledine ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükellef lere maddede yaılı kayıt ve şartlarla kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezalarının kesilmeyeceği hükme bağlanmış olup, madde hükmünün uygula- nabilme şartlarına ilişkin 3239 sayılı Kanunla değişik, 5 numaralı ben dinde Mükelefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergile- rin, ödemenin geciktiği her aya ve kesri için, 6183 sayılı kanunun 51. maddesinde belirtilen nisbette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödenme- si öngörülmüş, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Ka nunun 51.maddesinde ise "amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenme- yen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren....gecikme zammı tatbik olunur" denilmiştir. Görüldüğü gibi Kanunun 371.maddesinin 5.fıkrası delaletiyle 6183 sayı- lı Kanunun 51.maddesinde öngörülen gecikme zammının uygulanabilmesi için ortada ödeme süresi geçmiş bir vergi aslı bulunması gerekmekte- dir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11.maddesine 3297 sayılı ka- nunla eklenen © fıkrasında, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tara- fından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin imalatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen an cak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin verg dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunaca- ğı kurala bağlanmıştır. Olayda, 5.4.1988 tarihli pişmanlık dilekçesi eki olarak davalı vergi dairesi müdürlüğüne verilen Kasım 1987 dönemine ait katma değer vergi- si beyannamesinin III.tablosunda 62 ve 63.sütunlarda daha önce 37.sü- tunda gösterilen ihraç kaydıyla yapılan satışlara ait 11.957.104.-lira katma değer vergisinin, "tecil edilecek katma değer vergisi" olarak be yan edildiği ve bu nedenle ödenecek katma değer vergisine ait 64 numa- ralı sütunda 25.182.380.50.-lira katma değer vergisi bildiriminde bulu nulduğu, 20.4.1988 tarihinde verilen dilekçede de tahakkuk eden 37.139.484.-lira katma değer vergisi borcundan ihraç teslimlerine isa- bet eden 11.957.104.-lira katma değer vergisinin terkini suretiyle öde me yapılacağının belirtildiği, nitekim 20.4.1988 tarih ve 13 seri, 000228 sıra numaralı makbuzla, belirtilen meblağ düşülerek kalan 25.182.380.-lira katma değer vergisi ile 15.884.775.-lira dahili tevki fatın tahsil edildiği ancak pişmanlık zammının tecil edilen 11.957.104 liraya da uygulandığı ve bunun sonucunda yükümlü tarafından 16.437.520 lira pişmanlık (gecikme) zammı ödendiği anlaşılmaktadır. Konuya ilişkin Kanun hükümlerine nazaran, 3065 sayılı Kanunun 11.madde sinde öngörülen süre içinde ihracatın gerçekleşmemesi durumunda tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanu- nun 51.maddesinde belirlenen gecikme zammının % 50 fazlası ile birlik- te; veya vergi usul kanununde belirtilen mücbir sebeplerin varlığı ha- linde tecil tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunun 48.maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil olunacak- tır. Dairemizin 30.3.1989 ve 14.6.1989 günlü ara kararlarına Mercan Vergi Dairesi Müdürlüğünce verilen cevaplarda yükümlünün ihraç kaydıyla yap- tığı teslimlere ilişkin katma değer vergilerinin tecil edildiği ancak şirketin ilgili dönem hesaplarının incelemeye alınmış olması nedeniyle terkin işlemi yapılmadığı belirtilmektedir. Kaldı ki yükümlü tarafından ihraç teslimlerine isabet ederek tecili ta lep edilen katma değer vergisinin, miktar olarak sadece 5.4.1988 tarih li pişmanlık dilekçesi ekinde verilen beyannamede değil, daha önce sü- resinde verilen ilgili dönem beyannamesinde de gösterildiği anlaşılmak tadır. Bu durumda tecil edilmesi dolayısıyla dahsil işlemi askıya alınan ver- gi aslına pişmanlık zammı uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan yükümlünün diğer hususlara yönelik iddiaları Mahkeme kararı nın dayandığı gerekçe karşısında kabule şayan görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen kabulüne, Mahkeme kararı- nın ihraç kaydıyla teslimlere ilişkin olup tecil edilen katma değer vergisine uygulanan pişmanlık zammına yönelik kısmının bozulmasına ka- rar verildi. ŞT/ES RE: Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesinde TECİL EDİLECEK KDV BULUNMASI - Ahmet Barlak - 13.12.2024 Maliye Bakanlığı Özelgesi Tarih : 20.5.1994 Sayı ;B.07.0.GEL.0.80/11. İhraç kaydıyla yapılan teslimler nedeniyle pişmanlık talebiyle verilen beyannameye dayanarak tahakkuk ettirilen ödenmesi gereken vergi (tescil edilen vergi) üzerinden pişmanlık zammı hesaplanması icap etmektedir. Bilindiği üzere 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun Pişmanlık ve Islah başlıklı 371. maddesinde, 'Beyana dayanan vergilerden kaçakçılık (338, 346 ve 347. maddelerde yazılı şekilde yapılanlar dahil) ağır kutur ve kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden haber veren mükelleflere aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezaları kesilmez' hükmü yer almakta, pişmanlık şartlarının neler olduğu da bentler halinde belirlenmiş bulunmaktadır. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, pişmanlık; beyan üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergiler için geçerli olan ve temelinde vergi zıyaı yatan bir olayın kendiliğinden haber verilmesidir. Sözü edilen maddenin 5 Numaralı bendinde de, ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için 6183 Sayılı Kanun'un 51. maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla kirlikte haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödenmesinin gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle, yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 11/1c maddesi uyarınca yaptıkları teslimlere ait ilgili dönem katma değer vergisi beyannamesinin kanuni süresi içinde verilmeyip bu süre geçtikten sonra veya kanuni süresinde verilmekle beraber daha sonra beyannamenin hatalı doldurulmuş olduğunun farkına varılarak düzenlenen ek beyannamenin pişmanlık talebiyle verilmesi ve pişmanlık şartlarına uyulması hallerinde, bu taleplerinin geçerli sayılması gerekmektedir. Pişmanlık talebiyle verilen beyannameye dayanarak tahakkuk ettirilen ödenmesi gereken vergi (tecil edilen vergi) üzerinden pişmanlık zammı hesaplanması icap etmektedir. Ayrıca mükelleflerin pişmanlık şartlarına uymamaları halinde de, bunlar adına cezalı tarhiyat yapılacağı tabiidir. RE: Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesinde TECİL EDİLECEK KDV BULUNMASI - Ahmet Barlak - 13.12.2024 Sayı: B.07.0.GEL.0.55-5511-1919/24338 Tarih: 12/06/1997 T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelirler Genel Müdürlüğü TARİH : 12.06.1997 SAYI :B.07.0.GEL.0.55-5511-1919/24338 KONU ..................... VALİLİĞİNE (Defterdarlık: Vasıtalı Ver. Gel. Müd.) İliniz ..... Vergi Dairesi mükelleflerinden ..... A.Ş. tarafından Bakanlığımıza verilen 21.5.1997 tarih ve B.14.2.T5F.0.74.00.04/6518 sayılı dilekçenin bir örneği ilişiktir. İlişik yazıda, adı geçen mükellefin Ocak/1997 dönemine ilişkin olarak vermiş olduğu katma değer vergisi beyannamesine, o dönemde gerçekleştirilen ihraç kaydıyla teslimlerinin bir kısmının ithal edilmediği, bilahare mükellefin aynı döneme ilişkin olarak yeniden düzenlediği beyannameyi pişmanlık talebi olmaksızın vergi dairesine verdiği, ancak vergi dairesince mükellef kayıtlarında olduğu halde beyannameye dahil edilmeyen tecil-terkin kapsamındaki satışlara isabet eden katma değer vergisi için kusur cezası kesilerek gecikme zammı uygulandığı ifade edilmekte ve ihraç kaydıyla teslimlerin beyannameye dahil edilmesi halinde Ocak/1997 döneminde ödenmesi gereken katma değer vergisi tutarında bir değişiklik olmadığı belirtilerek yapılan tarhiyatın diızeltilmesi talebinde bulunulmaktadır. Söz konusu dilekçede ayrıca ilgili dõnem beyannamesinin süresinde verilerek tahakkuk eden ödenmesi gereken katma değer vergisinin mahsup yoluyla ödendiği bìïdirilmektedir. Bilindiği gibi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341. maddesinde; vergi ziyaı, "Mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesidir." şeklinde tanımlanmıştır. Vergi ziyaı cezalarının neler olduğu da aynı Kanunun 344, Mükerrer 347 ve 348 maddelerinde kaçakcılık, ağır kusur ve kusur olarak hükme bağlanmış bulunmaktadır. Madde hükümleri uyarınca, kanuni süresi içinde beyanname verilmekle beraber bu beyanı tamamlamak üzere verilen düzeltme beyannamelerinde ödenecek bir verginin bulunması halinde bu mükellefler adına, beyan dışı bırakılan matrah kısmı veya vergi farkı dikkate alınarak vergi ziyaı cezalarından birinin kesilmesi gerekmektedir. Olayda ise, adı geçen mükellef kurumca Ocak/1997 dönemine ilişkin olarak kanuni süresinden sonra pişmanlık talebi olmaksızın verilen düzeltme beyannamesi üzerine ilk beyannameye dahil edilmeyen "tecil edilebilir" nitelikteki katma değer vergisi için cezalı tarhiyat yapılmıştır. Ancak, mükellef kurumun ihraç kaydıyla tesliminin bulunması ve yasa gereği yapılan tecil-terkin işlemleri sonucunda bu durumun fiilen ödenmesi gereken ve daha önce vergi dairesine ödenmiş olan katma değer vergisini etkilememesi sartıyla, vergi aslına bağlı olarak uygulanan vergi ziyaı cezalarından birisinin kesilmemesi ve gecikme faizi aranılmaması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini ve mükellef dilekçesindeki bilgilerin doğruluğu, tecil-terkin kapsamında yapıldığı belirtilen mal teslimleri açısından Kanunun 11/ı-c maddesi hükmüne aykırı bir durumun bulunmaması ve ihraç işlemlerinin usulüne uygun olarak gerçekleştirilerek gerekli belgelerin ibraz edilmiş olması şartıyla yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılarak durumun dilekçe sahibine de duyurulmasını rica ederim. Bakan a. Daire Başkanı |