AHMET BARLAK MUHASEBE FORUMU

Orjinalini görmek için tıklayınız: İŞ KAZASI GEÇİRİLEN GÜN İÇİN İŞVEREN SİGORTA PRİMİ ÖDEYECEK Mİ ?
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
MDERGI/8760A.025

(Ocak 2018 Sayı 169)



İŞ KAZASI GEÇİRİLEN GÜN İÇİN İŞVEREN SİGORTA PRİMİ ÖDEYECEK Mİ ?



Cumhur Sinan ÖZDEMİR

ÇSGB İş Başmüfettişi







Özet





SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü İşverenler Daire Başkanlığı'nın, 14.07.2017 tarihli "İş Kazasına Uğrayan Sigortalılar İçin Asgari Ücret Desteği" başlıklı "Genel Yazısı" uygulamaya yönelik açıklama getirmiştir. Özetle yazıda; iş kazasına uğranılan andan/tarihten/günden önce işverenlerce sosyal sigorta yükümlülüklerinin yerine getirilmiş olması koşuluyla, iş kazasına uğranılan gün için bilahare verilen günlü ve kazançlı aylık prim ve hizmet belgelerine istinaden işverenlerin kayıt dışı sigortalı çalıştırdıklarının kabul edilmemesi, dolayısıyla işverenlerin yararlanmakta oldukları asgari ücret desteğinin durdurulmaması ve yararlanmış oldukları asgari ücret destek tutarlarının geri alınmaması, hususu belirtilmiştir.





Anahtar Kelimeler: Kaza, işyeri, iş kazası, işçi, sigortalı, istirahat, rapor, sigorta primi, idari para cezası.





1. Giriş





Önceden planlanmayan, bilinmeyen veya kontrol dışına çıkan, çevresine zarar verebilecek nitelikteki olaylara kaza denir. Kaza sonucu meydana gelen zarar insan unsuruna yönelik ise ceza hukukunun ve Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatının, mala gelen zarar da ise genel hukukun kuralları işler. Genel hukuk kuralları bakımından kaza olayının cinsini belirlemek için meydana gelen olayla, oluş yeri ve nedeni arasında bir neden-sonuç ilişkisi bulunması gerekir. İş kazalarının etkileri sadece işçilerle sınırlı kalmamakta özelikle işverene büyük maliyetlere de neden olmaktadır. İşverenlerin gerekli önlemleri almamış olmaları, insan sağlığına gerekli önemin verilmeyişi, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşmaması gibi sebepler iş kazalarının en önemli nedeni olarak gösterilebilir. Özellikle inşaat, maden, tersane ve şantiyelerde iş kazaları daha sık yaşanmaktadır. Ancak, sektörel bir sınırlama olmaksızın hemen her sektörde iş kazaları görülmektedir. İşverenler, iş kazalarına maruz kalan işçileri yönünden 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yönünden sorumluluk ve yükümlülükleri bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanundan kaynaklanan iş kazası bildirim yükümlülükleri idari para cezası yaptırımlarını gerektirmektedir.









2.İş Kazası Geçirilen Günün SGK'ya Bildirimi





Uygulamada; iş kazası incelemesine yönelik teftiş raporlarında, iş kazasının geçirildiği gün için sigortalısını Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmemiş olan işverenlerden, günlü ve kazançlı aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesinin önerilmesi üzerine ek aylık prim ve hizmet belgesi istenilmektedir. Uygulamanın yasal dayanağı SGK Başkanlığı'nın, "Asgari Ücret Desteği" başlıklı 10.02.2016 tarih, 2016/4 sayılı Genelgesi ile 27.02.2017 tarihli 2017/9 sayılı Genelgesidir. Genelgelerde özet olarak; sigorta primine esas kazancın eksik bildirildiğinin veya hiç bildirilmediğinin denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan soruşturma ve incelemelerde veya mahkeme kararları neticesinde ya da kamu kurum ve kuruluşlarından alınan yazılardan anlaşılması halinde, asgari ücret desteğinden yararlanamayacağı gibi yararlanılmış olması halinde yararlandırılan tutarların gecikme zammı ve gecikme cezası ile birlikte geri alınacağı açıklanmıştır.





İş kazası geçirip, kaza günü itibariyle hastanede yataklı tedavi gören veya rapor alan işçiler, SGK'na işverenler tarafından "01" bildirim koduyla "istirahatli-raporlu" olarak bildirilmekte, fiili uygulamada birçok işveren tarafından kaza günü itibariyle sigortalı gösterilmemektedir. Örneğin; İşçi (A), işyerinde 01.12.2017 tarihinde iş kazası geçirmiş ve kaza günü ve devam eden günlerde hastanede tedavi görmüş veya rapor almıştır. İşvereni tarafından da kaza günü rapor aldığı veya hastanede yatarak tedavi gördüğü gerekçe gösterilerek, 01.12.2017 günü raporlu gösterilmiş, sigortalı gösterilmeyerek sigorta primine esas kazancı eksik bildirilmiştir.





İş kazası işçinin, işyerinde çalışırken veya işyerine giderken başına gelen bir olaydır. Bu gerekçe ile SGK uygulamalarında, işçinin iş kazası geçirdiği gün sigortalı bildirilmesi gerektiği kabul edilmekte ve buna göre işlem yapılmaktadır. Diğer bir ifadeyle; iş kazası geçiren işçi hastanede tedavi görse veya rapor alsa dahi sigortalı gösterilip, o günün sigorta primi işverence kuruma ödenecektir. Keza, iş kazası sonucu ölümlerde de ölüm günü itibariyle kazalı müteveffa kişinin sigortalı gösterilmesi, o günün sigorta priminin işverence kuruma ödenmesi gerekmektedir.





İş kazası geçiren işçi, kaza günü itibariyle sigortalı gösterilmediği takdirde SGK tarafından işçi kaza günü çalışmış gibi kabul edilip işverenden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun, 86'ncı maddesine göre 1 günlük ek aylık prim hizmet belgesi düzenlenmesi istenilmekte, işveren tarafından verilmediği takdirde SGK tarafından re'sen düzenlenmekte ve belge muhteviyatı prim tutarı 5510 sayılı Kanunun 88'inci ve 89'uncu maddelerine göre işverenden tahsili yoluna gidilmektedir.





İş kazası geçiren işçiyi kaza günü için sigortalılık bildiriminde bulunmayan işverene; kaza günü ek aylık prim hizmet belgesinin yasal süresinde SGK verilmemesi nedeniyle, 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesinin birinci fıkrasının c-4 bendi gereğince brüt asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanmaktadır. Ayrıca, işverenin kaza gününün ait olduğu aya ilişkin ücret ödeme bordrosu ile aynı aya ait yasal defter ve belgeleri, iş kazasına maruz kalınan güne ilişkin bir günlük çalışmayı içermemesi nedeniyle geçersiz kabul edilmekte ve işveren hakkında 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesinin birinci fıkrasının e-4 bendi gereğine brüt yarım asgari ücret ve e-5 bendi gereğine brüt yarım asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.









3.SGK Başkanlığı'nın 14.07.2017 Tarihli Genel Yazısı





SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü İşverenler Daire Başkanlığı'nın, 14.07.2017 tarihli "İş Kazasına Uğrayan Sigortalılar İçin Asgari Ücret Desteği" başlıklı "Genel Yazısı" uygulamaya yönelik açıklama getirmiştir.





5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun, 86'ncı maddesinin beşinci fıkrasında, "sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verilmesi gereken süre içinde verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı primler, bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur" hükmü yer almaktadır.





Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin, 102'nci maddesinin on üçüncü fıkrasında; aylık prim ve hizmet belgesi ile birlikte ay içinde otuz günden az çalışan veya eksik ücret ödenen sigortalılara ilişkin;





Kurumca elektronik ortamda alınabilenler hariç, Kurumca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucularından veya işyeri hekimlerinden alınmış istirahatli olduğunu gösteren raporunun,





Ücretsiz veya aylıksız izinli olduğunu kanıtlayan izin belgesinin,





Disiplin cezası uygulaması, gözaltına alınma ile tutukluluk hâline ilişkin belgelerinin,





Kısmi süreli çalışmalara ait yazılı iş sözleşmesinin,





Sigortalının imzasını taşıyan puantaj kayıtlarının,





Grev, lokavt, genel hayatı etkileyen olaylar, doğal afetler nedeniyle işyerinde faaliyetin durdurulduğunu veya işe ara verildiğini gösteren ilgili resmî makamlardan alınan yazı örneğinin, sigortalıların eksik gün bildirimine ilişkin bilgi formunun (Ek-10) ekinde Kuruma verileceği veya acele posta servisi, iadeli taahhütlü ya da taahhütlü olarak gönderileceği, belirtilmiştir.





2016/4 sayılı Genelge'nin 2.3.3 "2016 Yılı İçin Sigorta Primine Esas Kazancın Eksik Bildirilmiş veya Hiç Bildirilmemiş Olması" 2017/9 sayılı Genelge'nin 1.3.3 "2017 Yılı İçin Sigorta Primine Esas Kazancın Eksik Bildirilmiş veya Hiç Bildirilmemiş Olması" başlıklı bölümlerinde, sigorta primine esas kazancın eksik bildirildiğinin veya hiç bildirilmediğinin denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan soruşturma ve incelemelerde veya mahkeme kararları neticesinde ya da kamu kurum ve kuruluşlarından alınan yazılardan anlaşılması halinde, asgari ücret desteğinden yararlanamayacağı gibi yararlanılmış olması halinde yararlandırılan tutarların gecikme zammı ve gecikme cezası ile birlikte geri alınacağı açıklanmıştır. Anılan Genelgelerde belirtilen kayıt dışılık; çalıştırılan sigortalıların gün veya kazançlarının eksik veya hiç bildirilmemiş olmasıdır. İş kazasına uğranılması sonucunda kazaya uğranılan gün için istirahatli olunmasına ve çalışılmadığına ilişkin eksik gün nedeni resmi belgelerle kanıtlanmasına rağmen iş kazasından dolayı raporlu olan sigortalının, iş kazası geçirildiği gün çalıştığına karar verilmesi neticesinde, raporlu olunan gün, eksik gün olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla kayıt dışılık, sigortalı adına yapılan bildirimin, raporlu olunan gün hariç tam yapılmış olmasına ve eksikliğin nedeninin de resmi belge ile kanıtlanmasına rağmen müfettiş tarafından raporlu olunan güne ilişkin ek belge istenilmesinin önerilmesinden kaynaklanmaktadır.





İş kazasına uğranılan andan/tarihten/günden önce işverenlerce sosyal sigorta yükümlülüklerinin yerine getirilmiş olması koşuluyla, iş kazasına uğranılan gün için bilahare verilen günlü ve kazançlı aylık prim ve hizmet belgelerine istinaden işverenlerin kayıt dışı sigortalı çalıştırdıklarının kabul edilmemesi, dolayısıyla işverenlerin yararlanmakta oldukları asgari ücret desteğinin durdurulmaması ve yararlanmış oldukları asgari ücret destek tutarlarının geri alınmaması gerektiği, genel yazıda belirtilmiştir.









4.Sonuç





İş kazası geçiren işçi, kaza günü itibariyle sigortalı gösterilmediği takdirde SGK tarafından işçi kaza günü çalışmış gibi kabul edilip işverenden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun, 86'ncı maddesine göre 1 günlük ek aylık prim hizmet belgesi düzenlenmesi istenilmekte, işveren tarafından verilmediği takdirde SGK tarafından re'sen düzenlenmekte ve belge muhteviyatı prim tutarı 5510 sayılı Kanunun 88'inci ve 89'uncu maddelerine göre işverenden tahsili yoluna gidilmektedir. İş kazası geçiren işçiyi kaza günü için sigortalılık bildiriminde bulunmayan işverene; kaza günü ek aylık prim hizmet belgesinin yasal süresinde SGK verilmemesi nedeniyle, 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesinin birinci fıkrasının (c-4) bendi gereğince brüt asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanmaktadır. Ayrıca, işverenin kaza gününün ait olduğu aya ilişkin ücret ödeme bordrosu ile aynı aya ait yasal defter ve belgeleri, iş kazasına maruz kalınan güne ilişkin bir günlük çalışmayı içermemesi nedeniyle geçersiz kabul edilmekte ve işveren hakkında 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesinin birinci fıkrasının e-4 bendi gereği brüt yarım asgari ücret ve e-5 bendi gereğince de brüt yarım asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.





SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü İşverenler Daire Başkanlığı'nın, 14.07.2017 tarihli "İş Kazasına Uğrayan Sigortalılar İçin Asgari Ücret Desteği" başlıklı "Genel Yazısı" uygulamaya yönelik açıklama getirmiştir. Özetle yazıda; iş kazasına uğranılan andan/tarihten/günden önce işverenlerce sosyal sigorta yükümlülüklerinin yerine getirilmiş olması koşuluyla, iş kazasına uğranılan gün için bilahare verilen günlü ve kazançlı aylık prim ve hizmet belgelerine istinaden işverenlerin kayıt dışı sigortalı çalıştırdıklarının kabul edilmemesi, dolayısıyla işverenlerin yararlanmakta oldukları asgari ücret desteğinin durdurulmaması ve yararlanmış oldukları asgari ücret destek tutarlarının geri alınmaması, hususu belirtilmiştir.





---------o---------
SİGORTALILARIN İŞ KAZASINA MARUZ KALDIĞI GÜN SGK'YA PRİM ÖDEME GÜN SAYISI OLARAK BİLDİRİLECEK Mİ?






I- GİRİŞ



5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre sigortalıların(4/a) bir ayda, 30 gün çalışmaları ve SGK'ya 30 gün bildirimlerinin yapılması genel kural, 30 günden az çalışmaları ve 30 günden az bildirimlerinin yapılması ise istisnadır. Bu istisnalar SGK tarafından çıkartılan yönetmelik ekinde ve tebliğde sayılmıştır.

Sigortalıların raporlu oldukları günler yönetmelik ekinde ve tebliğde istisna olarak sayılmasına rağmen, bu sürelerin SGK'ya bildirilip bildirilmeyeceği hususunda uygulamada sıkıntılar yaşanmaktadır. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde ve Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na Verilmesine ve Primlerin Ödenme Süresine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ'de, sigortalıların istirahatlı olduğu sürelerin, SGK'ya bildirilip bildirilmeyeceği, bildirilecekse şartlarının ne olduğu özel olarak düzenlenmiştir.

Sigortalıların iş kazası sonrası istirahatlı kaldıkları sürelerin ve iş kazasına maruz kaldıkları günün SGK'ya prim ödeme gün sayısı olarak bildirilip bildirilmeyeceği konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır.

Bu makalede sigortalıların istirahatlı olduğu sürelerin SGK'ya bildirilip bildirilmeyeceği ve özellikle iş kazasına maruz kalınan günün SGK'ya prim ödeme gün sayısı olarak bildirilip bildirilmeyeceği konusu açıklanmaya çalışılacaktır.

II- İSTİRAHATLI SÜRELERDE ÜCRET ÖDENİP ÖDENMEYECEĞİ VE BU SÜRELERİN SGK'YA PRİM ÖDEME GÜN SAYISI OLARAK BİLDİRİLİP BİLDİRİLMEYECEĞİ

Sigortalıların her hangi bir nedenle (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık gibi) istirahatli oldukları sürede ücretlerinin ödenip ödenmeyeceği veya ne kadar ödeneceği konusunda hem iş mevzuatında hem de sosyal güvenlik mevzuatında tartışmalı ve farklı hükümler yer almaktadır. Hemen belirtelim ki bu konuda 4857 sayılı İş Kanunu'nda aslında açık şekilde düzenleme olduğu düşünülse de, söz konusu kanun hükmü incelendiğinde bu hususun açık olmaktan ziyade yetersiz düzenlendiği görülecektir.

4857 sayılı Kanun'un 49. maddesi son fıkrasında, hasta, izinli veya sair sebeplerle mazeretli olduğu hallerde dahi aylığı tam olarak ödenen aylık ücretli işçilere…" hükmü konulmuş ve "hasta" kelimesinin kanunda tanımı yapılmamıştır. Hasta kelimesi "raporlu" anlamında kullanıldı ise bunun aynı Kanun'un 46. maddesi ikinci fıkrasının © bendinde, "Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri," hükmünde kullanıldığı gibi açıkça yazılması gerekirdi. Hasta kelimesi; sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, zihinsel yetenekleri bozulmuş olan anlamları içermektedir(1).

Dolayısıyla, hasta olduğu halde raporlu olmayan işçilere aylıkları tam olarak ödenmek zorunda, raporlu başka bir ifade ile istirahatlı işçilere ücretlerinin tam olarak ödeneceği konusunda ise açık bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki yine aynı Kanun'un 48. maddesi ikinci fıkrasına, "Hastalık nedeni ile çalışılmayan günlerde Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneği aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edilir." hükmü konularak, dolaylı olarak raporlu sürelerde işçilere ücret ödenmeyebileceği kabul edilmiştir. Ayrıca, mahsup işlemi Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, alacaklı ve borçlu arasında yapılan bir işlemdir. Burada ise geçici iş göremezlik ödeneğini SGK, ücreti ise işveren işçiye ödemekte ve bu ödeme (ücret) alacak/borç ilişkisinden ziyade atıfet (bağış) niteliğinde bir ödemedir. Buradaki kanun hükmü, geçici iş göremezlik ödeneği alan işçiye, şayet ücreti de ödenirse, geçici iş göremezlik ödeneğinin ücretten düşülmesi imkanı verilmek suretiyle işverenin ekonomik açıdan desteklenmesi amacıyla konulmuş olabilir.

Borçlar Kanunu'nun 328. maddesi, "Uzun müddet için yapılan hizmet akdinde, işçi hastalıktan ve askerlikten veya bu gibi sebeplerden dolayı kusuru olmaksızın nispeten kısa bir müddet için işi ifa edemediği takdirde o müddet için ücret istemeğe hakkı vardır." hükmünde ise işçiye hastalığı nedeniyle işi ifa edemediği sürelere ilişkin ücretini isteme hakkı vermektedir. Ücret ödenmediği zaman ücretin ödeneceğine dair bir zorunluluk arz etmemektedir. Nitekim, söz konusu kanun hükmü işçiye askerlikte geçen süresinin de ücretini isteme hakkını vermiştir, ancak, uygulamada bunun söz konusu olmadığı bilinmektedir.

5510 sayılı Kanun'un 18. maddesine göre sigortalılara raporlu oldukları sürelerde geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir. SSİY'de, raporlu olunan sürelerde sigortalılara ücretleri tam olarak ödenebileceğinin yanı sıra geçici iş göremezlik ödeneği düşüldükten sonra geriye kalan farkın da ödenebileceği veya hiç ücret ödenmeyebileceği ihtimaline göre düzenleme yapılmıştır(2). Ayrıca, Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Verilmesine ve Primlerin Ödenme Süresine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ'in, 2.1.2 maddesi (e) bendinde, "İşverenlerce, Kurumumuzdan geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalılara, istirahatlı oldukları süreler için ücret ödenmesi halinde prim ödeme gün sayısının hesaplanması" hükmü konularak, geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalılara ücret ödenmeyebileceği ihtimali de göz önüne alınmıştır.

Yine, 5510 sayılı Kanun'un 86. maddesi dördüncü fıkrasında, "Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların, otuz günden az çalıştıklarını ispatlayan belgelerin işverence ilgili aya ait aylık prim ve hizmet belgesine eklenmesi şarttır. Kamu idareleri ile toplu iş sözleşmesi imzalanan işyerlerinde bu şart aranmaz." hükmü konulmuş ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 9 no.lu ekinde, "istirahat"in eksik bildirilme nedeni olarak kabul edileceği belirtilmiş, ayrıca, Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na Verilmesine ve Primlerin Ödenme Süresine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ'in, 2.1.2 maddesi (g.1) bendine, ay içinde bazı iş günlerinde çalıştırılmayan ve çalıştırılmadığı günler için ücret de ödenmeyen sigortalıların eksik çalışma nedenlerinin aylık prim ve hizmet belgesine kaydedilmesi gerektiği açıklanmıştır.

Yukarıda yazılanları özetlemek gerekirse, sigortalılara raporlu oldukları sürelerde ücret ödenmesinin zorunlu olmadığı, şayet ücret ödenirse, bu ücretin geçici iş göremezlik ödeneğinden düşüleceği gibi hiç düşülmeden de ödenebileceği, ödenen bu ücretin "atıfet" yani sosyal yardım veya bağış niteliğinde olduğu ve prime tabi olduğu gibi SGK'ya da prim ödeme gün sayısı olarak bildirilmesi gerektiği söylenebilir. Yargıtay'ın da bu yönde kararları mevcuttur(3).

III- İŞ KAZASINA MARUZ KALINAN GÜN SGK'YA PRİM ÖDEME GÜN SAYISI OLARAK BİLDİRİLECEK Mİ?

Sigortalıların her hangi bir nedenle raporlu (istirahatli) oldukları sürelerin, prim ödeme gün sayısı olarak SGK'ya bildirilip bildirilmeyeceği hususu içerisinde, uygulamada en çok tartışma konusu olan, sigortalıların iş kazasına maruz kaldıkları günün SGK'ya prim ödeme gün sayısı olarak bildirilip bildirilmeyeceği hususudur.

Sigortalıların raporlu oldukları süre zarfında geçici iş göremezlik ödeneği aldıkları ve bu süre içerisinde ücretlerinin ödenmesinin zorunlu olmadığı, şayet ücretlerinin ödenmesi halinde bu ödemeden geçici iş göremezlik ödeneğinin düşülebileceği veya hiç düşülmeden ödeme yapılabileceği ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yukarıda açıklanmıştı. Eğer sigortalılara istirahatlı oldukları sürelerde ücretleri de ödenirse ödenen ücret prime tabi olacak ve ücret ödenen günler prim ödeme gün sayısı olarak SGK'ya bildirilmesi gerekecektir.

Ancak, sigortalının iş kazasına maruz kaldığı gün (raporlu ise) prim ödeme gün sayısı olarak SGK'ya bildirilecek mi? Bu sorunun cevabı kanaatimizce iş kazası olduğu gün sigortalıya ücret ödenip ödenmediği durumuna göre değişmektedir. Kanaatimizce diyoruz çünkü bu konuda farklı görüşler olduğundan uygulamada da farklılıklar olmaktadır. Örneğin; sigortalı (x)'in 26.09.2007 tarihinde iş kazsına maruz kaldığını ve iş kazasına maruz kaldığı tarih dahil 3 ay boyunca raporlu olduğunu ve raporlu olduğu sürede ücret almadığını varsayalım. Bu durumda 26.07.2007 tarihinde bir gün sigortalı adına aylık hizmet prim belgesi SGK'ya verilecek mi? 5510 sayılı Kanun'un 86. maddesinde sigortalıların ayda 30 günden az bildirilmesi halinde bunun belgelenmesi gerektiği, bu surelerin neler olduğunun Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 9 no.lu ekinde sayıldığı, bunlar içerisinde sigortalının istirahatlı (raporlu) olduğu sürelerin de olduğu, yine Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 103. maddesinde sigortalıların prime esas kazançları hesaplanırken, geçici iş göremezlik ödeneği dikkate alınmadan verilmesine devam edilen tam ücret veya geçici iş göremezlik ödeneği ile ödenek alınan süredeki kazancı arasındaki ücret farkı ya da bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayalı olmadan geçici iş göremezlik ödeneği aldığı sürede atıfet kabilinde yapılan ödemelerin dikkate alınacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, 5510 sayılı Kanun'un 18. maddesi birinci fıkrası (a) bendinde, iş kazasına uğrayan sigortalıya her gün için, hastalık halinde ise diğer şartlarla birlikte geçici iş göremezliğin başladığı üçüncü günden başlamak üzere her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, iş kazasına maruz kalınan gün dahil olmak üzere, sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir. Dolayısıyla, iş kazasına maruz kalınan günün ücreti ödenmediği takdirde, iş kazasına maruz kalınan gün için sigortalı adına aylık hizmet prim belgesi verilmemesi halinde bunun mevzuata aykırı olmayacağı ve bu şekilde bir uygulamanın da işverenler açısından daha hakkaniyetli ve adil olacağı kanaatindeyim. Aksi takdirde, 5510 sayılı Kanun'un 13. maddesi gereği iş kazalarının tamamı yerine gerekli görülenler soruşturulduğundan, soruşturulmayan iş kazaları için iş kazasının olduğu gün dahil raporlu olunan süreler SGK'ya bildirilmeyebilir. SGK müfettişleri ve sosyal güvenlik kontrol memurları tarafından soruşturulan iş kazalarında ise kazaya maruz kalınan gün şayet SGK'ya bildirilmemişse bu durumda, iş kazasının olduğu gün için 1 (bir) gün ek aylık hizmet ve prim belgesi istenebilir, bu uygulamada işverenler açısından iş kazalarının tamamı soruşturulmadığı için haksızlığa sebebiyet verebilir.

Burada hemen şunu belirtmek gerekir ki, tescili yapılmamış sigortalıların maruz kaldıkları iş kazalarının soruşturulması halinde, sigortalıya ücret ödenmiş veya ödenmemiş olsun, iş kazası, tescilsiz olan sigortalının tescilinin yapılmasına delil, sigortalının orada en az bir gün çalıştığına da karine teşkil ettiğinden, iş kazasının olduğu gün için kazazede adına bir gün ek/asıl aylık prim ve hizmet belgesi talep edilmelidir. Uygulama da bu şekilde yapılmaktadır.

IV- SONUÇ

Uygulamada, iş kazasının soruşturulup soruşturulmamasına göre değişiklik gösteren, sigortalıların iş kazasına maruz kaldıkları günün SGK'ya prim ödeme gün sayısı olarak bildirilip bildirilmeyeceği konusuna, yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde açıklık getirilmeye çalışılmıştır.

Sigortalıların iş kazasına maruz kaldıkları günün SGK'ya prim ödeme gün sayısı olarak bildirilip bildirilmeyeceği, fiili durum ile mevzuat hükümleri arasında farklılıklar olduğundan tartışma konusudur. Yukarıda açıklandığı üzere, ilgili mevzuat hükümlerine göre iş kazasına maruz kalan sigortalıya iş kazası günü dahil raporlu olduğu sürelerde geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir. Geçici iş göremezlik ödeneği verilen sigortalıya ücret ödenip ödenmeyeceği işverenin takdirine bağlıdır. Yine sigortalıların ayda 30 günden az çalışmaları halinde bunun sebebinin SGK tarafından kabul edilen bir nedeninin olması gerekir. SGK tarafından bu nedenler arasında istirahat raporları da mevcuttur.

Dolayısıyla, iş kazasına maruz kalan sigortalının iş kazasına maruz kaldığı günün ücreti ödenmez ve SGK'ya verilen aylık prim ve hizmet belgesine de iş kazası günü dahil raporlu olduğu sürelere ait istirahat raporu eklenirse, bu durumda kazaya maruz kalınan günün prim ödeme gün sayısı olarak SGK'ya bildirilmemesinin mevzuata aykırı olmayacağı kanaatindeyiz.

Ancak, fiili durumda sigortalı iş kazası günü işine gelmiş ve fiili çalışması sırasında veya işyerinde bulunduğu sırada kazaya maruz kalmıştır. Yani sigortalı iş kazasına maruz kaldığı gün fiilen çalışmıştır.

Sonuç olarak yürürlükte ki mevzuat hükümleri ile gerçek durumlar örtüşmemektedir. Burada yapılması gereken, ikincil mevzuatta iş kazasına maruz kalınan günün prim ödeme gün sayısı olarak SGK'ya bildirilmesinin sağlanması yönünde düzenleme yapmaktır.

● Makalede geçen, "sigortalı", "4/a kapsamındaki sigortalı", "ücret" ise "aylık ücret" anlamında kullanılmış açıklamalarımıza da bu kapsamda yer verilmiştir. Her ne kadar 4857 sayılı Kanun'da aylık ücretin açıkça tanımı olmasa da, 49. maddesi son fıkrasında "aylık ücretli işçiden" söz edilmektedir.



Yazar:MehmetUZUN*

Yaklaşım / Nisan 2010 / Sayı: 208

* Sosyal Güvenlik Kurumu Başmüfettişi

(1) Bkz. http://tdkterim.gov.tr/bts/

(2) Bkz. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 103. maddesi

(3) Yrg.10. HD.'nin, 12.12.1989 tarih ve E.8350, K.9055 sayılı Kararı (İhsan ÇAKMAK, Şerhli Sosyal Sigortalar Kanunu, Cilt: 2, Ankara 2001, s.1764-1765).

Facebookta paylaş
Arkadaşına Gönder
Yazdır