BAŞKASINA AİT KREDİ KARTI İLE SATICIYA AİT OLAN BORCUN ÖDENMESİ
BAŞKASINA AİT KREDİ KARTI İLE SATICIYA AİT OLAN BORCUN ÖDENMESİ
Bu sınırı aşmayan mükellefler, Perakende Satış Fişi veya Yazar kasa fişi düzenlemek zorundadırlar. Faturalar açık veya kapalı olmak üzere iki şekilde düzenlenebilmekte, her bir fatura bedeli 8.000 TL’yi aşması halinde, aşan tüm faturaların bedelleri mutlaka banka havalesi, çek cirosu ile veya bankalar tarafından verilen kredi kartları üzerinden ödenmesi mecburidir. Ancak 8.000 TL’yi aşmayan tutarlar nakit olarak tahsil olunabilmektedir.
Uygulamada daha çok pazarlama şirketleri tarafından müşterilere teslim edilen mallarla ilgili ödemeler bizzat alıcı mükellefin kredi kartı ile ödenmemektedir. Alıcı yani müşteri çeşitli nedenlerle kendi kredi kartı ile ödeme yapmayıp başkalarının kredi kartı ile borcunu kapatabilmektedir. İşte bu noktada ödeme tutarının 8.000 TL’yi aşmaması gerekmektedir. Bu gibi durumlarda mükellefin Borçlar Kanunun 174. maddesine göre bir sözleşme yapması halinde üçüncü şahısların kredi kartı ile borçlarını ödeyebilecektir.[1]
Fatura muhatabı borçlu ve üçüncü şahıs arasında Borçlar Kanunun 174. maddesine dayalı olarak bir sözleşme ile bu durum kayıt altına alınabilir. Mükellefin müşteriden böyle bir ilişkiyi ispatlaması veya böyle bir münasebete ilişkin belge alması, pratik bir çözüm gibi gözükmemektedir.
Üçüncü kişilere ait kredi kartı ile fatura bedelinin ödenmesi ancak satıcı – alıcı – kredi kartı sahibi (üçüncü şahsın) bir arada ve fiilen satış esnasında bulunması halinde veya kredi kartı sahibi ile birlikte düzenleyecekleri bir talimatname veya form ile mümkün olabilecektir. Bu formda veya talimatta :
“……………..… şirketi yetkililerine ……………….. Şirketine ait …………. TL’lik ………..…. Nolu fatura toplam bedelinin ………………………… kredi kartımdan ödenmesini talep ederim.”
Fatura Borçlusu: Kart sahibi:
Ad Soyad ve Kaşe Ad Soyad
İMZASI İMZASI
(Kendi El yazısı ile imzalayacak) (Kendi El yazısı ile imzalayacak)
Öte yandan, son zamanlarda finansman sıkıntısı çeken gerçek veya tüzel kişiler POS cihazı ile mal ve hizmet satışı olmaksızın kendisinin veya tanıdıklarının kredi kartlarından o günün nakit ihtiyacını karşılamak için kredi bazında kullanılan nakitlerin de mevcut olduğu, bu şekilde bir kısım kredi kartlarının kullanıldığı, yazılı isimlerin kredi kartlarının kullanılması suretiyle tespit edilen hasılatın reel mal ve hizmet satışı olmadığı iddia olunmaktadır. Bu gibi durumlarda vergi daireleri gönüllü vergi uyum projesi kapsamında POS cihaz satışları ile KDV beyanlarını kıyaslamaktadır. Kıyaslama sonucunda arada bir farklılık olduğu takdirde aradaki farkın izahı öncelikle mükelleften istenilmektedir. 1.1.2009 tarihinden itibaren vergi daireleri otomasyon sistemi kapsamında internet ortamında düzenlenen beyannamelerde POS cihazları ile yapılan satışların miktarı operatörü uyarmaktadır. Artık bu tarihten sonra POS cihaz satışları ile KDV beyanlarının uyumsuzluğu bir ölçüde giderilmiş bulunmaktadır.
Netice olarak, geçmiş yıllarda vergi idaresi POS cihazları ile KDV beyanları arasındaki ortaya çıkacak uyumsuzluklarla ilgili cezalı tarhiyatlar yapmaktadır. Bu konuda kendi kredi kartından kendi işletmesinin POS cihazından işlem yapanlar bu durumları ispat etmek zorundadırlar. Yargı aşamasında da bu gibi durumlarda kredi kartının mükellefin yakınlarına ait olduğu ve bu kartlardan çekilen nakitlerin nerelerde ve hangi amaçla kullanıldığının ilişkilendirilmesi zorunludur.[2]
----------------------------------
[1] Alacaklı – borçlu ve üçüncü şahıs üçlemesinde fatura, borç devri ve sözleşme ile üçüncü şahısların kredi kartı ile borçlu alacaklıya üçüncü şahsın kredi kartı ile bu borcunu ödeyebilmektedir. Arada fatura borçlusu ve kart sahibi bir kağıt üzerinde bu durumu talimat ile formüle edebilmektedirler.
[2] İzmir 4. Vergi Mahkemesince verilen 16/2/2006 gün ve E:2005/120-K:2006/160 sayılı kararda: mükellefin finansman ihtiyacını karşılamaya yönelik bir fiktif işlem nedeniyle açılan dava kabul edilmiş ve yapılan tarhiyat kaldırılmıştır.
Av. N. Gaye ALPASLAN
|