KASKO DEĞERİ
GENEL YAZI
UYGULAMA 2009/2
İlgili Birim : Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü (Gelir ve Kurumlar Vergileri Md.)
Tarih : 30.01.2009
Konu : Takdir Komisyonu Kararlarının Etkinliği ve Verimliliği
Bilindiği üzere; 20.11.2006 tarih ve 2006/4 sayılı genel yazımızda; Takdir Komisyonu kararlarının etkinliği ve verimliliği ile iş ve işlemlerin hızlandırılması açısından yapılması gerekenlerle ilgili açıklamalar yapılmıştı.
Ancak, idari kademede tayin ve benzeri sebeplerle oluşan değişiklikler ile konunun önemine binaen yeniden açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Vergi dairesi başkanlığımızın bütün birimlerince gelir politikasını adalet ve tarafsızlık içinde uygulamak; vergi ve diğer gelirleri en az maliyetle toplamak; mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu sağlamak; mükellef haklarını gözeterek yüksek kalitede hizmet sunmak suretiyle yükümlülüklerini kolayca yerine getirmeleri için gerekli tedbirleri almak; saydamlık, hesap verebilirlik, katılımcılık, verimlilik, etkililik ve mükellef odaklılık temel ilkelerine göre görev yapılması hedeflenmiştir.
Bu ilkeler doğrultusunda Takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen vergi ve cezalarda gerekli etkinliğin sağlanamadığı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükelleflerde caydırıcı bir etki oluşturulamadığı, ödevlerini yerine getiren mükelleflerde ise serzenişlere sebebiyet verildiği gözlenmektedir. Bu tarhiyatlar çoğunlukla ihtilaf konusu yapılmakta ve şikayetlere yol açmaktadır. Mahkemelerde açılan davaların hemen hemen hepsi dayanak yoksunluğu ve gerekçesizlikten kaybedilmekte ve bu durum işgücü ve zaman kaybına yol açtığı gibi harç ve vekalet ücretlerinin kamu fonlarınca karşılanması suretiyle parasal anlamda büyük maliyetler oluşturmaktadır.
Bu nedenlerle, takdir komisyonlarına sevk işleminden bu komisyonların teşekkülüne; takdir komisyonu kararlarından yapılan tarhiyatlara kadar bütün aşamalarda görevli personelimizin bu alandaki etkinliğimiz için bundan böyle daha da titiz görev yapmalarının; bu konuya yaklaşımımızdaki pozitif değişimin mükelleflere ve yargı kararlarına yansımasının; birim yöneticilerince de konuya gerekli hassasiyetin gösterilerek takdir komisyonu işlemlerinin sadece bir prosedürün yerine getirilmesi anlayışının değişmesinin gerektiği düşünülmektedir.
Bu bakış açısı doğrultusunda birimlerimiz arasında uygulama birlikteliğinin de sağlanması açısından aşağıda belirtilen açıklamaların yapılmasına gerek görülmüştür.
I- Vergi Dairelerince Yapılacak İşlemler:
1- Re'sen takdiri gerektiren her dönem ayrı ayrı sevk fişine bağlanmalı, takdir edilecek dönemin tam dönem veya kıst dönem olup olmadığı belirtilmeli ve aynı mükellefe ait tüm dönemler aynı tarihte takdire sevk edilmelidir.
2- Mükelleflerin gayri faal durumunda olup olmadığı yoklama fişi veya tutanakla ayrıntılı bir şekilde tespit edilmeli, söz konusu yoklama fişleri ile tutanakların bir örnekleri mutlaka takdire sevk fişine eklenmelidir.
3- Gayri faal mükellefler hakkında 2004/13 Sıra No'lu Uygulama İç Genelgesine göre yapılması gereken işlemler sonuçlandırılmadan takdire sevk işlemi yapılmamalıdır.
4- Takdire sevk fişlerine varsa mükellef beyanı, yok ise veri olabilecek geçmiş dönem beyanları ile mükellef hakkında düzenlenmiş inceleme raporu, tutanak veya önceden verilen takdir komisyonu kararları ile mükellefin içerisinde bulunduğu sektör emsalleri gibi diğer bilgiler eklenmelidir.(Evdo sisteminden alınması mümkün bilgiler ile dökümanlar hariç.)
5- Ortaklık halinde faaliyette bulunan mükelleflerle ilgili takdire sevk işlemlerinde; ortağın vergi numarası yazılmalı, ortaklardan birisinin beyanname vermiş olması halinde, verilen beyanname sureti (Evdo sisteminde içeriği görülmeyen) sevk fişine eklenmeli, hiçbir ortak beyanname vermemiş ise sevk birlikte yapılmalıdır.
6- Gayrimenkul sermaye iratlarına ait takdir işlemlerinde; kiracı ve/veya kiraya veren nezdinde mutlaka tespit (yoklama fişi, tutanak vb.) yapılmalı ve varsa önceki yılların yıllık gelir vergisi beyannameleri sevk fişine eklenmelidir.
7- Gelir Vergisi Kanunu'nun 94.maddesi hükmüne göre muhtasar beyanname verilmesi, ödeme veya tahakkuka bağlı olduğundan, söz konusu madde kapsamında yapılan tahakkuk ve ödeme miktarı ile tarihini içeren bilgi ve belgeler sevk fişine eklenmelidir.
8- Nakliyecilere ait takdir işlemlerinde 2003/3 Sıra No'lu Gelir Vergisi Kanunu İç Genelgesinde yapılan düzenlemeler de dikkate alınarak aracın markası, modeli ve tonajı belirtilmelidir.
Ayrıca mükelleflerin aktiflerine kayıtlı taşıtlarını kasko sigortasına esas bedelden düşük bedelle satması veya gerçek satış bedelinin emsallerine göre bariz bir şekilde düşük beyan edilmesi ile ilgili takdire sevklerde; ticaret odası, şoför nakliyeci ve otomobilciler odasından bilgi alınmalı, yine serbest piyasadan yoklama ile araştırma yapılmalı, aracın hasarlı olup olmadığı gibi hususlara bu yoklamada mutlaka yer verilmeli ve söz konusu belgeler takdire sevk fişine eklenmelidir.
9- Vergi Usul Kanunu'nun 278.maddesi kapsamında gelen taleplerin bekletilmeksizin komisyona sevki sağlanmalıdır.
10- Takdir kararlarında, Vergi Usul Kanunu 116 ve müteakip maddelerinde belirtilen türden hataların bulunması halinde komisyondan tashih talep edilmelidir.
11- V.U.K.nun 74.maddesinin 2.fıkrasındaki "Takdir komisyonları bu görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını incelemez. ..." hükmü gereği dosya takdire sevk edilmeden önce 1988/8 V.U.K. İç Genelgesinde de belirtildiği üzere re'sen vergi tarhını gerektiren sebep hakkında vergi dairesi müdürlüğünce ön değerlendirme yapılmalıdır.
12- Beyanname verilmemesi nedeniyle yapılacak takdire sevk işlemleri cari vergilendirme dönemi içinde yapılmalıdır.
13- Katma değer vergisi ile ilgili takdir komisyonu kararına istinaden yapılacak tarhiyatlarda, varsa bir önceki dönem KDV beyannamesinde Sonraki Döneme Devreden KDV tutarı, dikkate alınmalıdır.
14- Tarh dosyasındaki belge ve bilgilerden sahte belge düzenleyebileceği kanaati oluşan mükellefler, öncelikle incelemeye sevk edilmeli, incelenmesine gerek görülmeyenler takdire sevk edilmelidir.
II- Takdir Komisyonlarınca Uyulacak Hususlar :
1- Komisyon kararlarında Vergi Usul Kanununun 31.maddesinde belirtilen hükümlerin bulunması ve kararların müstenidat bölümünde matraha ulaşma verileri ile ilgili ayrıntılı açıklamaya yer verilmelidir.
2- Bilanço esasına göre defter tutması gerekirken işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ile ilgili kararlarda, işletme defteri kayıtlarının aksi ispat edilmeden ilave matrah takdiri yoluna gidilmemelidir.
3- Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin aktifinde kayıtlı araçlarının satışlarında kasko bedeli ile satış bedeli arasında farka ilişkin takdire sevk fişi ve ekinde gönderilen bilgilere istinaden; mükellefin beyanı, kasko bedeli, ticaret odası, şoför nakliyeci ve otomobilciler odasından gelen değerler ile piyasa araştırmasında tespit edilen miktarların ortalaması alınarak aracın emsal bedelini tespit eden bir ara karar alınmalı, bu ara karardaki emsal bedelden aracın kullanılma yılına göre bulunacak (örneğin 10 yaşındaki bir araç için % 20-30 arası) yıpranma payı ve aracın hasar durumu gibi özel halleri de dikkate alınarak matrah takdir edilmelidir.
4- Takdir komisyonu tarafından mükellef hakkında yapılan araştırma ve incelemeler, tutanak veya rapor gibi somut belgelere bağlanmalı ve durum kararın müstenidat bölümünde ayrıntılı şekilde açıklanmalıdır.
5- Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesi ile ilgili matrah takdirlerinde ödeme ve tahakkuk bilgileri ile oda, borsa ve mesleki resmi kurum ve kuruluş ile teşekküllerin tespit ettiği tarifeler dikkate alınmalı ve kararlarda bu husus ayrıca belirtilmelidir.
6- Katma değer vergisi matrah takdiri sırasında mükellefin teslim ve hizmetleri miktarının gerçeğe en yakın şekilde tespiti için bu bölümün 9.maddesinde belirtilen birimlerden yararlanılmalıdır.
7- Vergi dairelerinin tashih talepleri değerlendirilmelidir.
8- Takdir Komisyonları, Vergi Usul Kanununun 74.maddesinin 2.fıkrasının ikinci cümlesi hükmü dahilinde hatalı yada eksik gördüğü işlemlerle ilgili olarak vergi dairelerinden bilgi istemelidir. Örneğin birden çok vergilendirme dönemi takdire sevk edilmiş mükellef hakkında 2004/13 Sıra Nolu Uygulama İç Genelgesi çerçevesinde işlem tesis edilip edilmediği hakkında bilgi alınmalıdır.
9- Takdir Komisyonları matrah takdiri sırasında ihtiyaç duyması halinde yaygın ve yoğun vergi denetimi birimi ile vergi dairelerinin yoklama servislerinden veya başkanlığımızın diğer ilgili birimlerinden yararlanmalıdır.
10- Geçici vergi matrah takdirinde; aynı takvim yılı içerisinde önceki dönemlerde takdir edilen veya beyan edilen matrahlar da dikkate alınmalı ve bu husus komisyon kararında açıkça belirtilmelidir.
11- Gayrimenkul Sermaye İradı yönünden yapılacak matrah takdirinde, Gelir Vergisi Kanunun 74 maddesinde belirtilen % 25' lik götürü gider dikkate alınmalı ve bu husus komisyon kararında belirtilmelidir.
Bilgi ve gereğini rica ederim.
Sıtkı AKSÖZ
Vergi Dairesi Başkanı
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)
... Tarih : 01.04.2008
Sayı : B.07.1.GİB.4.16.16.02-300-08- / 660
Konu : Noter satış sözleşmesi ile satılan aracın katma değer vergisi açısından gerçek satış bedelinin mi yoksa noterde işlemin tesis edildiği kasko değerinin mi esas alınacağı konusunda.
Sayın;………………………
İlgide kayıtlı dilekçenizde; nakliyecilik işinizden ötürü ……………. Vergi Dairesi
Müdürlüğü'nün ………………. vergi kimlik numarasında işlem gördüğünüz, faaliyetinizde
kullandığınız ……… plakalı aracın 15.000,00-YTL karşılığında …………….'a satışının yapıldığı,
ancak ……… Noteri nezdinde düzenlenen 01.10.2007 tarihli Satış Sözleşmesinde aracın kasko
değerinin ( 24.180,00-YTL'nin ) dikkate alınarak bunun üzerinden satış işleminin
gerçekleştirildiğinden bahisle, katma değer vergisi açısından söz konusu aracın gerçek satış
bedelinin mi yoksa noterde işlemin tesis edildiği kasko değerinin mi esas alınacağı konusunda bilgi
istenildiği anlaşılmıştır.
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “Teslim ve Hizmet İşlerinde Matrah”
başlığını taşıyan 20'inci maddesinin 1'inci fıkrasında; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu
işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, 2'inci fıkrasında ise bedel deyiminden, malı teslim
alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler
karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer
suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerlerin toplamının
anlaşılması gerektiği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 27/1'inci fıkrasında; “Bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile
bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrah işlemin mahiyetine
göre emsal bedeli veya emsal ücretidir.”, 27/2'inci fıkrasında; “Bedelin emsal bedeline veya emsal
ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple
açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücreti esas alınır.” hükümleri
yer almaktadır.
Öte yandan, 170 Seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin “Motorlu Taşıtların
Satışında Esas Alınacak Bedel” başlıklı bölümünün son paragrafında; “Gelir ve kurumlar vergisi
uygulaması bakımından, mükelleflerin satışını yaptıkları motorlu kara taşıtlarına ilişkin esas
alacakları tutar, gerçek satış bedelidir. Ancak, gerçek satış bedelinin emsallerine göre bariz bir
şekilde düşük beyan edilmesi halinde idarece, taşıtın gerçek satış bedelinin tespiti yoluna
gidilebilecektir. Bu tespit işlemi sırasında, diğer unsurlarla birlikte taşıtın satış tarihi itibariyle
geçerli olan, kasko sigortasına esas alınan bedelinden de yararlanılabileceği tabiidir.” açıklaması
yapılmıştır.
Buna göre, ilgi dilekçenizde satışını gerçekleştirdiğiniz otobüsün gerçek satış bedelinin
15.000,00-YTL olduğu, ancak noterde düzenlenen satış sözleşmesinde noter harcının (satış
bedelinin kasko değerinin altında olması nedeniyle) kasko değeri olan 24.180,00-YTL üzerinden
hesaplandığı anlaşıldığından, yukarıdaki açıklamalar kapsamında söz konusu otobüsün tesliminden
doğan katma değer vergisinin gerçek satış bedeli üzerinden hesaplanması gerekir.
[font]6 Ocak 2015 Salı 21:04:47 tarihinde ahmet tarafından düzenlendi[/font]
|