özel bina inşaatı işyerinde çalışan işçilerin vergilendirililmesi
ÖZEL İNŞAATLARDA ÇALIŞAN İNŞAAT İŞÇİLERİN VERGİLENDİRİLMESİ
I-GİRİŞ
Özel inşaatı, taahhüt niteliğinde olmayan ve başkaları hesabına yapılmayan inşaat olarak tanımlayabiliriz. Bir inşaat faaliyetinde, iş başkaları hesabına yapılıyorsa taahhütten söz edebiliriz. İnşaat işi kendi nam ve hesabına yapıldığında ise bu faaliyet özel inşaat konusuna girmektedir. Burada önemli olan husus inşaat faaliyetinin ticari organizasyon içerisinde yapılmaması yani faaliyetin sürekli olmaması ve alım-satıma konu edilmemesidir. Vergi mevzuatımızda ise ücretliler, gelir vergisi tevkifatı yapmak zorunda olanların yanında çalışanlar ile gelir vergisi tevkifatı yapmak zorunda olmayanların yanında çalışanlar olmak üzere iki gruba ayrılır. Gelir Vergisi tevkifatı yapmak zorunda olmayan özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri farklı şekilde vergilendirilmektedir.
II- ÖZEL İNŞAAT İŞİNDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN VERGİLENDİRİLMESİ
Gelir vergisi kanunun 64.maddesinde ;
1. Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar;
2. Özel hizmetlerde çalışan şoförler;
3. Özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri;
4. Gayri menkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanlar;
5. Gerçek ücretlerinin tespitine imkan olmaması sebebiyle, Danıştayın müspet mütalaasıyla, Maliye Bakanlığınca bu kapsama alınanların diğer ücretli olarak vergilendirileceği belirtilmiştir.
Yukarıda yer verdiğimiz kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere özel inşat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçilerinin “diğer ücretli” olarak vergilendirilmesi öngörülmüştür. Yine aynı kanun maddesinde diğer ücretler için yıllık beyanname verilmeyeceği , diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde de bunların beyannameye dahil edilmeyeceği ayrıca hüküm altına alınmıştır.
Diğer ücretli olarak vergilendirilen hizmet erbabının vergi matrahının tespitinde ise safi ücretlerinin takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçileri için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının %25’i esas alınacaktır.
193 sayılı kanunun 108.maddesinde diğer ücretlerde vergilendirme döneminin, hizmetin ifa olunduğu takvim yılı olduğu, aynı kanunun 109.maddesinde ise diğer ücretlerde tarh zamanı, hizmetin ifa olunduğu takvim yılının ikinci ayında, takvim yılı içinde işe başlanması halinde, işe başlama tarihinden itibaren bir ay içinde tarh edileceği, belirtilen tarh zamanlarının hitamından evvel memleketi terk edenlerin vergilerinin memleketi terke tekaddüm eden 15 gün içinde tarh olunacağı hüküm altına alınmıştır.
213 sayılı VUK’nun “Karne Mecburiyeti” başlıklı 247.maddesinde Gelir Vergisi Kanununa göre diğer ücret kapsamında vergilendirilenler, gelir vergisi kanununa göre indirimden faydalanmak isteyenler ve gelir vergisi kanununun 35'inci maddesinin (B) bendi uyarınca karne almak zorunda olanların vergi karnesi almaya mecbur oldukları ve durumu yukarıdaki şartların birden fazlasına girenlerin tek vergi karnesi alacağı belirtilmiştir.
Takvim yılı içinde işe başlayan diğer ücret sahiplerinin vergi matrahı, yıllık diğer ücret matrahından, işe başlama ayı hariç tutulmak suretiyle, o yılın sonuna kadarki aylara isabet eden miktardır. Takvim yılının birinci yarısı(Ocak-Haziran) içinde işini bırakan diğer ücret sahiplerinden, keyfiyeti takvim yılının ikinci yarısı(Temmuz-Aralık) girmeden haber verenlerin ikinci taksite isabet eden vergileri terkin olunur. Diğer ücretler üzerinden tahakkuk eden vergilerde ödeme öteden beri işe devam edenlerde, yıllık verginin yarısı takvim yılının şubat , diğer yarısı ağustos ayında; takvim yılının birinci yarısı içinde işe başlayanlarda, yıllık verginin yarısı verginin karneye yazıldığı ayda; diğer yarısı takvim yılının sekizinci ayında; takvim yılının ikinci yarısı içinde işe başlayanlarda, verginin karneye yazıldığı ayda ödenir.
Öte yandan Gelir Vergisi Kanunun 94.maddesinde kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdur oldukları, aynı kanunun 98.maddesinde de vergi kesenlerin bu vergiler için muhtasar beyanname verecekleri hükme bağlanmıştır. Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere GVK’nun 64.maddesinde sayılan “diğer ücret” ifadesi GVK’nun 94. maddesinde sayılanların dışındakilerden ücret alanlarla ilgilidir. Diğer bir deyişle özel inşaat sahipleri yanlarında çalıştırdıkları inşaat işçilerine ödedikleri ücretler üzerinden vergi tevkifatı yapmalarına ve muhtasar beyanname vermelerine gerek yoktur.
İstanbul Defterdarlığı vermiş olduğu bir özelgede özel inşaattan dolayı Gelir Vergisi mükellefiyeti tesisine gerek bulunmadığı, özel inşaatta çalıştırılan personel ücretlerinin diğer ücret olarak vergilendirilmesi gerektiği,söz konusu personelin vergi karnesiyle hizmetin ifa olunduğu takvim yılının ikinci ayında; takvim yılı içinde işe başlamış iseler işe başlama tarihinden itibaren bir ay içinde vergi dairesine başvurarak vergilerini tarh ettirmesi gerekeceğini ve diğer ücretlerden tevkifat yapılmayacağından ödenen ücretlerden herhangi bir tevkifat yapılmasına gerek bulunmadığı şeklinde açıklama yapmıştır.
Burada dikkat edilmesi gereken bir hususta bina yapım işinin kooperatif ve dernekler tarafından yapılması halinde kooperatifler ve dernekler GVK’nun 94.maddesinde yaptıkları ücret ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapacaklardan sayıldığından bunlar tarafından yapılan ücret ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapılacak ve muhtasar beyanname ile beyan edileceğidir. Konuyla ilgili olarak İstanbul defterdarlığı tarafından verilen bir özelgede şu görüşerlere yer verilmiştir.
“ ………
Buna göre, derneklerin 94. maddede sayılanlardan olması nedeniyle tüzel kişiliği bulunan dernekler tarafından çalıştırılan hizmet erbabına yapılan ödemelerin gelir vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamakta olup, derneğinizin yaptırdığı öğrenci yurdunun inşaatında çalışanlara yapılacak ödemelerin ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Yapılan ödemelerin ücret bordrosunda gösterilerek, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1.maddesi gereğince 103 ve 104.maddelere göre tevkif suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir. Yapılan tevkifatın aynı Kanun’un 98. maddesine göre muhtasar beyannameyle ilgili vergi dairesine bildirilip ödeneceği tabiidir.”
Öte yandan vergi indirimi uygulamasından ücretleri gerçek usulde vergilendirilen ücretliler yararlandığından diğer ücretli kapsamında vergilendirilen inşaat işçilerinin vergi indirimi uygulamasından yararlanmaları mümkün değildir.
III-ÖZEL İNŞAAT SAHİPLERİNİN SORUMLULUGU
Vergi Usul Kanununun 251.maddesi(Karnesiz Hizmet Erbabı Çalıştıranların Sorumluluğu) aşağıda yer almaktadır.
“Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı ile götürü gider usulünü kabul eden gayrimenkul sermaye iradı sahipleri, yanlarında çalışan hizmet erbabının, kanunun tayin ettiği süre içinde karne almalarını ve karnelerinde yazılı vergilerini ödemelerini temin etmeye mecburdurlar. Bu mecburiyete riayet edilmediği takdirde:
a) Zamanında karne almamış veya vergisini tarh ettirmemiş olan hizmet erbabının vergisi iş veren kimse adına tarh edilir ve vergi cezası da aynı kimse adına kesilerek ondan tahsil olunur. Bu fıkra hükmüne göre tarh edilen vergi ve kesilen ceza, iş verene birer ihbarname ile tebliğ edilir. Kullanılacak ihbarnamelerin şeklini ve muhteviyatını Maliye Bakanlığı tayin eder.
Karnesiz tespit edilen şahsa karnesi verilir ve vergisinin ödendiği karneye yazılır.
b) Karnesini zamanında almış ve vergisini tarh ettirmiş olan hizmet erbabının zamanında ödenmemiş olan vergisi ve gecikme zammı, yanında çalıştığı tespit edilen iş verenden tahsil olunur.
İş verenler yukarıdaki hükümlere göre ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler”
Yukarıda yer alan kanun maddesinden de belirtildiği üzere karnesiz hizmet erbabı çalıştıranların sorumluluğu kapsamına özel inşaat sahipleri dahil edilmemiştir. Aşağıda yer verdiğimiz Danıştay kararlarından ve muktezadan da anlaşılacağı üzere özel inşaat işlerinde çalıştırılan işçilerin karne almamaları ve karne almalarına rağmen vergilerini ödememeleri halinde özel inşaat sahiplerinin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
“ ………….
193 sayılı GVK’nın değişik 94. maddesinde, “kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sari kurumlar, ticaret şirketleri, dernekler, tesis ve vakıflar, dernek tesis ve vakıfların iktisadi işletmeleri, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin istihkak sahiplerine yaptıkları ücret ödemelerinden gelir vergisi kesintisi yapmaya zorunlu oldukları belirtilmiştir. aynı kanun’un 64. maddesinin 3. fıkrasında ise özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçilerinin safi ücretlerinin götürü usulde vergilendirileceği öngörülmüştür.
olay, bu hükümler karşısında incelendiğinde, mükellefin yaptırmış olduğu otel inşaatını özel inşaat olarak kabul etmek gerekmektedir. zira, sözü edilen 64/3. maddede, özel inşaatın münhasıran konuta hasredilmesi öngörülmemiştir. diğer taraftan, yapılan inşaatın devamlılık ve alınıp satılmayan yönelik bir amaç da taşımadığı açık bulunmaktadır. kaldı ki, anılan 94. maddenin 3. fıkrasında tüccar, serbest meslek erbabı ve çiftçilerin yukarıdaki hükümlere göre yapacakları tevkifatın, ticari, zirai ve mesleki işleri ile ilgili ödemelerine münhasır olacağı kabul edilmektedir. mükellefin otel inşaatı nedeniyle işçilere yapmış olduğu ücret ödemeleri ticari, mesleki ve zirai işlerine ilişkin bir ödeme saymaya da olanak bulunmamaktadır. söz konusu yerin inşaat tamamlandığında kiraya verilmesi, yada ticari amaçla işletilmesi bu hükmün uygulanmasını gerektirmez. bu nedenle davanın reddine oybirliğiyle karar verildi” (Danıştay 4. dairesi, 18.05.1978 tarih ve Esas No: 1978/428, Karar No: 1978/1678).
“…özel inşaat işinde istihdam ettiği işçilere ait götürü vergiyi sorumlu sıfatıyla kanuni süresinde tarh ettirmediği saptanan davalı adına 1969-1970 takvim yılları için salınan gelir vergisi ve kesilen kusur ve usulsüzlük cezalarını; 213 sayılı VUK’nun 251. maddesiyle kazançları götürü usulde saptanan ticaret ve sanat ve serbest meslek erbabı ile götürü gider usulünü kabul eden gayrimenkul sermaye iradı sahiplerinin yanlarında çalışan hizmet erbabının kanun’un tayin ettiği süre içinde karne almamalarını ve karnelerinde yazılı vergilerini ödemelerini temin etmeye zorunlu oldukları hükme bağlandığı, yükümlünün özel inşaat sahibi olduğu ve açıklanan madde ile özel inşaat sahiplerine böyle bir yükümlülük tahmil edilmediği gerekçesiyle kaldıran temyiz komisyonu kararı dairemizce de uygun görüldüğünden davanın reddine oybirliğiyle karar verildi” (Danıştay 13. dairesi, 30.04.1976 tarih ve Esas No: 1975/2381, Karar No: 1976/1416).
“ ………
bilindiği üzere, 193 sayılı gelir verisi kanunu’nun 64/3. madde hükmünde, özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçilerinin safi ücretlerinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre götürü olarak tespit edileceğine hükmedilmiş olup, götürü matrahları 213 sayılı vuk’un 40. maddesine göre tespit olunanlardan anılan kanun’un 247/1. maddesinde sayılanlara “vergi matrahları tamamen ve kısmen götürü tespit olunanlar” vergi karnesi alma mecburiyeti getirilmiştir.
diğer taraftan;
a) özel inşaat sahipleri VUK’nun 251. maddesinde sayılan sorumlulardan olmadığından, zamanında karne almamış ve vergisini tarh ettirmemiş olan hizmet erbabının vergisi işveren sıfatıyla bu kimseler adına tarh ve vergi cezası da aynı kimseler adına kesilerek tahsil olunması,
b) 193 sayılı gelir vergisi kanunu’nun 95. maddesinin 3. bendine göre de özel inşaat sahiplerinin yanında çalışan inşaat işçilerinin ücretlerinden vergi tevkifatının yapılması, kanunen mümkün bulunmamaktadır ” ( 22.02.1989 tarih ve 606-1-1989/1986 sayılı Maliye Bakanlığı özelgesi)
SONUÇ
Kendi gereksinimleri için inşaat yapan,inşa ettirdikleri daire ve dükkanları satmak amacında olmayan özel inşaat sahiplerinin bu inşaat işlerinden dolayı vergi mükellefi olmalarına ,yanlarında çalıştırdıkları inşaat işçilerine yaptıkları ücret ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapmalarına ve muhtasar beyanname ile beyan etmelerine gerek yoktur .Ayrıca yukarıda da belirttiğimiz gibi herhangi bir sorumluluğu bulunmayan özel inşaat sahiplerinin yanlarında çalışan işçilerin vergi karnelerini almayarak vergiyi tarh ettirmedikleri veya karne almalarına rağmen vergilerini ödemedikleri durumlarda da işçiye ait verginin işveren sıfatıyla özel inşaat sahiplerinden tahsil edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüğü
SAYI : B.07.4.DEF.0.07.11/GVK.ÖZELGE/02.29/
KONU : Özel Bina inşaatı sahiplerinin gelir vergisi mükellefiyetinin bulunup bulunmadığı, İnşaatta çalıştırılan işçilerden gelir vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı hk.
İLGİ : ....... Tarihli dilekçeniz
İlgide kayıtlı dilekçeniz ile sahibi bulunduğunuz arsa üzerine yapacağınız özel inşaat için Yapı Denetim Kurulunca proje işlemleri için vergi kaydınızın istendiği için özel inşaattan dolayı gelir vergisi mükellefi olup olmayacağınız ve inşaatta çalıştırdığınız işçilere ait gelir vergisi stopajı yapıp yapmayacağınız sorulmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda ticari kazanca ilişkin hükümlere yer verilmiş, gayrimenkul alım-satımı ve inşaa işiyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirileceği belirtilmiştir.
Vergi mükellefi olma zorunluluğu, yukarıda belirtildiği şekilde faaliyette bulunanlar için söz konusu olup, şahsi ihtiyaca yönelik özel inşaat yapanlardan ise vergi mükellefiyeti aranılmasına gerek bulunmamaktadır.
Konu, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü tarafından Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı Denetim Komisyonu Başkanlığı’na bildirilmiş olup, uygulamanın ilgili bakanlıkça yönlendirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Diğer Ücretleri” başlığını taşıyan 64/3’üncü maddesinde “özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri”nin safi ücretlerinin takvim yılı başında geçerli ve sanayi kesimin de çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarlarının %25’i olduğu hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 247 nci maddesinin 1 numaralı bendine göre, Gelir Vergisi Kanunu hükümleri gereği diğer ücret kapsamında vergilendirilenlerin vergi karnesi almaları hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, özel inşaat sahipleri Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki tevkifat yapmak zorunda olanlar arasında yer almadığından, özel inşaat işçilerine ödenen ücretlerden gelir vergisi tevkifatı yapmaları söz konusu değildir.
Bu itibarla, özel inşaatınızda çalışan işçilerin 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 247 nci maddesi uyarınca ikametlerinin bağlı bulunduğu yer vergi dairesine müracaat ederek vergi karnesi almaları ve adlarına tarh ve tahakkuk edecek vergileri ödemeleri gerekmektedir. Ancak özel bina inşaatınız ile ilgili yapı müteahhidi olarak vergi mükellefi olmanız halinde inşaatınızda çalıştırılacak inşaat işçilerine yapılacak ücret ödemelerinden gelir vergisi tevkifatı yapmanız ve muhtasar beyanname ile bağlı bulunduğunuz vergi dairesine beyan etmeniz gerekmektedir.
Bilgi edinilmesi rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.18.01/2.1/1034.96.3893.1021 02.04.2008
………………………………………..
İlgi: ………………. tarihli dilekçeniz.
Yazınızda, özel inşaatlarda çalışan, işçilerin ücretleri ile ilgili olarak gelir vergisi ve damga vergisi kesintilerinin nasıl yapılacağı konusunda bilgi verilmesi istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Ücretin tarifi” başlıklı 61. maddesinde; Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” denilmektedir.
Diğer taraftan aynı Kanun’un “Diğer ücretler” başlıklı 64. maddesinde, “Aşağıda yazılı hizmet erbabının safi ücretleri takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının % 25'idir
1. Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar;
2. Özel hizmetlerde çalışan şoförler;
3. Özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri;
4. Gayrimenkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanlar;
5. Gerçek ücretlerinin tespitine imkan olmaması sebebiyle, Danıştayın müsbet mütaalaasıyla, Maliye Bakanlığınca bu kapsama alınanlar.
Diğer ücretler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde de bunlar beyannameye ithal edilmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine Gelir Vergisi Kanunu’nun 108. maddesinde “Gelir vergisinde vergilendirme dönemi geçmiş takvim yılıdır. Şu kadar ki:
1. Mükellefiyetin takvim yılı içinde kalkması halinde, vergilendirme dönemi, takvim yılı başından mükellefiyetin kalkması tarihine kadar geçen süreye inhisar eder;
2. ...
3. Diğer ücretlerde vergilendirme dönemi, hizmetin ifa olunduğu takvim yılıdır.” denilmektedir.
Yine aynı Kanunun “Tarh zamanı” başlıklı 109. maddesinin 2.bendinde; “Diğer ücretlerde, hizmetin ifa olunduğu takvim yılının ikinci ayında, takvim yılı içinde işe başlanması halinde, işe başlama tarihinden itibaren bir ay içinde Gelir Vergisi tarh edilir.” hükmü yer almaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun; “Diğer Ücretler Üzerinden Tahakkuk Eden Vergilerde Ödeme” başlıklı 118. maddesinde “Diğer ücretlerin vergisi:
1. Öteden beri işe devam edenlerde, yıllık verginin yarısı takvim yılının ikinci, diğer yarısı sekizinci ayında;
2. Takvim yılının birinci yarısı içinde işe başlayanlarda, yıllık verginin yarısı verginin karneye yazıldığı ayda; diğer yarısı takvim yılının sekizinci ayında;
3. Takvim yılının ikinci yarısı içinde işe başlayanlarda, verginin karneye yazıldığı ayda; ödenir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, özel inşaat işinizden dolayı Gelir Vergisi mükellefiyetinin tesisine gerek bulunmayıp, özel inşaatınızda çalıştırmış olduğunuz personelin vergi karnesiyle hizmetin ifa olunduğu takvim yılının ikinci ayında; takvim yılı içinde işe başlamış iseler ise başlama tarihinden itibaren bir ay içinde vergi dairesine başvurarak vergilerini tarh etmeleri gerekmektedir.
Ayrıca diğer ücretlerden tevkifat yapılmayacağından ödemiş olduğunuz ücretlerden herhangi bir tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; “Bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar damga vergisine tabidir.
Bu Kanundaki kağıtlar terimi, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder.” hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanunun 3 üncü maddesinde; “Damga vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir. Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların Damga Vergisini kişiler öder.” hükmü yer almaktadır.
Kanunun 24 üncü maddesinde de; “Vergiye tabi kağıtların Damga Vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere rücu hakkı olmak üzere kağıtları ibraz edenler sorumludurlar.
Aynı Kanuna ekli (1) sayılı Tablo’nun IV/1-b fıkrasında; maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat vesaire gibi her ne ad ile olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar için verilen makbuzlar ile bu paralar nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların binde 6 nispetinde, yine Kanuna ekli (1) sayılı Tablo’nun I/A-1 fıkrasında ise belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu itibarla, özel inşaatlarda çalıştırılacak personele ücret ödemesi ile ilgili olarak ilgili personel ile düzenlenecek sözleşmenin 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı Tablo’nun I/A-1 fıkrası gereğince binde 7,5 oranında damga vergisine tabi tutulması, söz konusu personele yapılacak ücret ödemelerinden de aynı Kanuna ekli (1) sayılı Tablo’nun IV/1-b fıkrası gereğince binde 6 oranında damga vergisi kesintisinin yapılması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Başkan a.
Grup Müdür V.
Bu itibarla, özel inşaatlarda çalıştırılacak personele ücret ödemesi ile ilgili olarak ilgili personel ile düzenlenecek sözleşmenin 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı Tablo’nun I/A-1 fıkrası gereğince binde 7,5 oranında damga vergisine tabi tutulması, söz konusu personele yapılacak ücret ödemelerinden de aynı Kanuna ekli (1) sayılı Tablo’nun IV/1-b fıkrası gereğince binde 6 oranında damga vergisi kesintisinin yapılması gerekmektedir.
Ücret Bordrosu
Kanun Ad VERGİ USUL KANUNU
Madde No 238
Kapsam
İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle (4369 sayılı Kanunun 81/A-8 inci maddesiyle değiştirilen ibare) diğer ücret(*) üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz.
Ücret bordrolarına en az aşağıdaki malumat yazılır:
1. Hizmet erbabının soyadı, adı; ücretin alındığına dair imzası veya mührü (Ücretin ödenmesinde ayrıca makbuz alan iş verenlerin tutacakları ücret bordrosuna imza veya mühür konulması mecburi değildir.);
2. Varsa vergi karnesinin tarih ve numarası;
3. Birim ücreti (Aylık, haftalık, gündelik, saat veya parça başı ücreti);
4. Çalışma süresi veya ücretin ilgili olduğu süre;
5. Ücret üzerinden hesaplanan vergilerin tutarı.
Bordronun hangi aya ait olduğu baş tarafında gösterilir. Bir aya ait bordro ertesi ayın yirminci gününe kadar hazırlanıp tarihlenerek, müessese sahibi veya müdürü ile bordroyu tanzim eden memur tarafından imzalanır.
İş verenler ücret bordrolarını, yukarıki esaslara uymak şartiyle diledikleri şekilde tanzim edebilirler.
(*) Madde 238 _ (İbarenin değiştirilmeden önceki şekli) götürü ücret
|