Dr. Mustafa Alpaslan
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
m.alpaslan@windowslive.com
Dernek ve Vakıflara Ait İktisadi İşletmelerin Kar Transferlerinde Vergi Kesintisi Problemi
Bilindiği üzere, Vakıf ve derneklere ait iktisadi işletmeleri karlarının ilgili dernek veya vakfa aktarılması işleminin kar dağıtımı olduğu kabul edilerek, kurumlar vergisi stopajına tabi olup olmayacakları konusunda muhtelif görüşler ileri sürülmektedir.
Konuyla ilgili olarak ortaya çıkan görüşlerle ilgili olarak son durum Danıştay 3. Dairesi’nin verdiği K:2004/1804 sayılı kararı ile, Danıştay 4. Dairesinin K:2007/363, K:2019/1284 ve K:2019/2531-2532 sayılı kararlarında belirtilen gerekçelerden de fark edileceği üzere 193 sayılı GVK ’nın 75/2 mad.’ sinde vakıf ve derneklere ait iktisadi işletmelerin iştirak hissesi sayılmadığı, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin ilgili dernek ve vakfın iştiraki mahiyetinde bulunmadığı gibi iktisadi işletmelerin kazançları üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi ödendikten sonra kalan kısmın ise iştirak kazancı sayılmadığı ve bu tutarın ait olunan dernek veya vakfa transferi işleminin reel anlamda kar tevzi mahiyetinde olmadığı kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Uzun yıllardır tartışılan bu mesele hakkında Sakıp Şeker tarafından kaleme alınan bilimsel yazının sonuç bölümünde tartışılan bu konu kesin bir sonuca bağlanmıştır.[1]
Buna göre;
Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin “iştirak” bunlardan elde edilen kazancın iştirak kazancı olduğuna ilişkin bir hüküm yer almamaktadır. (GVK md. 75/2)
İştirak hükümlerinden söz edebilmek için işletmenin direkt veya endirekt olarak öteki şirketlerin idaresinde ve ortaklık politikalarının saptanmasında katılmak üzere edindiği hisse senetleri veya ortaklık paylarına sahip olması icap etmektedir.
İştirak kazancından söz edebilmek için iki ayrı tüzel kişiliğin bulunması gerekmekte olup, bir kurumun başka bir kuruma ortaklık, ortaklık payı veya hisse senedi sahibi olmak suretiyle iştirak etmesi gerekmektedir.
Tüzel kişiliği bulunmayan iktisadi işletmelerce elde edilen kazançlar üzerinden tarh edilen vergilerin muhatabı söz konusu iktisadi işletmedir. Bu nedenle dernek ve vakıflar ile bunlara ait iktisadi işletmeler ayrı varlıklar olarak kabule dilemez. (KVK 1 Seri nolu Tebliği)
İktisadi işletmelere ait kazanç bizzati ilgili tüzel kişiliğe aittir. Ayrıca kazancın transferi, vakıf veya derneğin amacını gerçekleştirebilmek için hukuksal bir mecburiyettir.
Fiilen ve hukuken dağıtıma tabi tutulmayan iktisadi işletmeye ait net kazanç üzerinden kurumlar vergisine ilaveten dağıtılsın dağıtılmasın %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılmasının yasal ve hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır.
[1] Bkz: Sakıp Şeker, “Dernek ve Vakıflara Ait İktisadi İşletmelerin Kar Aktarımında Vergi Kesintisi Sorunu” Yaklaşım Dergisi, Yıl:28, Sayı:330, Haziran-2020, S: 36-48
09.06.2020
Kaynak:
http://www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)