Fatih Tanrıöver
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bilim Uzmanı
Kayseri SMMM Odası Eski Dönem Başkanı
f_tanriover@hotmail.com
Hizmet Sözleşmesi Sona Erdikten Sonra Kıdem Tazminatı ve Buna Benzer Adlar Altında Yapılan Ödemelerin Vergisel Boyutu
Bilindiği gibi işçi-işveren arasındaki ilişkileri düzenlemek amacıyla üç kanun çıkarılmıştır. Bunlardan, 4857 Sayılı İş Kanunu, genel nitelikli bir kanun olup, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanılarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek amacıyla çıkarılmıştır. Denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan gemilerde bir hizmet akdi ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanmak amacıyla da 854 Sayılı Deniz İş Kanunu çıkarılmış olup bu kanun sadece söz konusu gemi adamları ve bunların işverenleri için hüküm ifade etmektedir. 5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun ise Türkiye'de yayınlanan gazete, internet haber sitelerinde, haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki "işçi" tarifi kapsamı haricinde kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında uygulanmaktadır.
4857 Sayılı İş Kanunu’nda yapılan tanımda, bir iş sözleşmesine dayanılarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren denilmektedir. Yapılan tanıma göre, işçi ile işveren arasında bir iş sözleşmesi bulunması öngörülmüştür. Dolayısıyla işçi ile işveren arasında yazılı olmasa da her zaman için bir iş sözleşmesinin varlığı kabul edilmektedir.
Diğer yandan, 193 ayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda ise işçinin tanımı yapılmamış, işçi yerine “hizmet erbabı” terimi kullanılmış ve hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilere “işveren” denilmiştir. İşverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı olarak verilen para ve ayınlar ile menfaatlerin toplamına da “ücret” denilmiştir.
İşçi-işveren arasındaki ilişkileri düzenlemek amacıyla çıkarılan kanunlarda, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işveren tarafından bazı ödemelerin yapılması zorunluluk haline getirilmiştir. Bazı durumlarda ise iş sözleşmesi sona erdikten sonra, işçi ile işveren arasındaki özel sözleşmelere veya işverenin tek taraflı iradesine bağlı olarak çeşitli adlar altında ödemeler yapılmaktadır. Nitekim kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı kanuni bir zorunluluktan doğarken karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları ise tamamen işçi ile işveren arasındaki özel sözleşmelere dayanmaktadır.
Buna göre, iş sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan ödemeler aşağıda kısaca tanımlanmış ve ardından konu vergisel yönden ayrıca açıklanmıştır.
Kıdem Tazminatı: Bir işçinin işverene bağlılığı, sadakati ve emeği karşılığı geçen sürelerin toplamına denk gelen tazminat hakkıdır. Kıdem tazminatı Mülga 1475 Sayılı İş Kanununun 14. Maddesinde gösterilen kıdem esasına bağlı olarak ödenen özel bir tazminat türüdür. Tek işverene bağlı olarak bir yıldan fazla çalışma süresi olan bir işçinin iş sözleşmesi Kanununda yer alan koşullarda sona erdirilirse işveren tarafından kıdem tazminatı ödenmesi zorunludur. Kıdem tazminatı Mülga 1475 Sayılı İş Kanununun 14. Maddesinde, 854 Sayılı Deniz İş Kanununun 14 ve 5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunda ise 6. Ve 7. Maddelerde düzenlenmiştir. Buna göre,
- İşçi tarafından 4857 Sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca (işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı),
- İşveren tarafından 4857 Sayılı Kanunun 25. Maddesinde gösterilen (işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı) sebepler dışında,
- Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
- Bağlı bulundukları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla,
- Öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
Feshedilmesi, kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş sözleşmesini sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen her tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
İşçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmişse her şekilde kıdem tazminatı almaya hak kazanacaktır. İşverenin iş sözleşmesini feshetmesi halinde, işçinin kıdem tazminatı alabilmesi için bu feshin haksız olması gerekir. İşveren haklı nedenlerle iş sözleşmesini feshetmişse veya işçinin yaptığı fesih haksız bir fesih ise işçi, kıdem tazminatına hak kazanamaz.
İşçi, askerlik ödevini ifa edeceği gerekçesiyle iş akdini feshederse kıdem tazminatına hak kazanır. Erkek işçiler, zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmek üzere işten ayrılabilirler. İşveren bu gerekçeyle ayrılan işçisine kıdem tazminatını ve diğer tüm alacaklarını ödemek zorundadır. Kadın işçi ise iş akdini evlenme gerekçesiyle feshettiğinde kıdem tazminatına hak kazanır. İşçinin ölmesi halinde geriye kalan mirasçıları kıdem tazminatı talebinde bulunabilirler. İşçinin iş kazası veya başka surette ölmesinin bir önemi yoktur. İş kazasında ölüm halinde işçinin %100 kusurlu olmasının da bir önemi yoktur. İşçinin ölümü halinde mirasçıları kıdem tazminatına hak kazanır.
Diğer yandan, bir işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için aynı işverenin işyeri veya işyerlerinde en az 1 yıl sürekli çalışması gerekir. İş sözleşmesi ister yazılı isterse sözlü olsun belirsiz süreli iş sözleşmesi olmalıdır. Belirli iş sözleşmesi ile çalışılan işyerinden sözleşme bitiminde kıdem tazminatı talep edilemez. Belirli iş sözleşmeleri işin bitimi ile veya sözleşmede kararlaştırılan şartın gerçekleşmesiyle kendiliğinden sona erer, kendiliğinden sona eren bu iş sözleşmelerinde kıdem tazminatına hak kazanılamaz.
Karşılıklı Sonlandırma Sözleşmesi / İkale Sözleşmesi Kapsamında Ödenen Tazminatlar: Kelime anlamı itibariyle “bozma” olan ikalede taraflar yeni bir sözleşme ile mevcut bir iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlarını sona erdirmektedirler. İşte karşılıklı anlaşma suretiyle mevcut bir iş sözleşmesi sona erdirildiğinde, anlaşmaya bağlı olarak tazminat ödenebilmektedir. Söz konusu bu ödemelerin vergi karşısındaki durumu ise ileride açıklanacaktır.
İş Kaybı Tazminatı: Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 24/11/1994 tarih ve 4046 sayılı Kanunun 5398 sayılı Kanunla değişik 21 inci maddesi uyarınca, özelleştirme nedeniyle işini kaybeden işçilere ödenmesi gereken tazminattır. Buna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların (iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle; bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tâbi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir.
İş Güvencesi Tazminatı: İşe başlatmama tazminatı olarak da bilinmektedir. İş sözleşmesi feshedilen işçinin, işe iade davası neticesinde işe başlatılmaması halinde işverenin ödeyeceği tazminatı ifade etmektedir. İş Kanunun 21. maddesi hükmüne göre göre hakkında işe iade kararı verilen işçinin başvurusu üzerine bir aylık süre içinde işçinin işe başlatılmaması halinde işveren tarafından işçiye ödenecek olan tazminattır.
İhbar Tazminatı: İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini feshetmeden önce kanunda belirtilen bildirim sürelerine ilişkin koşulu yerine getirmeyen tarafın, söz konusu süre için ödemek zorunda olduğu tazminattır. İş Kanunu m. 17/4 uyarınca da bildirim süresine uymaksızın belirsiz süreli sözleşmeyi fesheden taraf, bildirim süresine ait ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. İhbar tazminatı adı verilen bu tazminat hem işçi hem de işveren bakımından söz konusu olabilmektedir. Ayrıca işçi veya işverence kanunda belirtilen süreler içerisinde yapılacak olan fesih bildirimi yazılı yapılmalı ve fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde gösterilmelidir.
Yukarıda sayılan tazminat niteliğindeki ödemeler, Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan yasal değişiklikler öncesinde ücret olarak kabul edilip vergiye tabi tutulduğundan mükellef, idare ve yargı nezdinde ihtilaf ortaya çıkmaktaydı. Ancak, 7103 Sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle 193 Sayılı Kanunun 61. Maddesine eklenen 7 inci bent ile hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar ücret olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte, aynı kanunun 25. Maddesine eklenen 7 inci bent ile;
a- 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları,
b- Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar,
Gelir vergisinden istisna edilmiştir.
Kanun maddesinin yürürlük tarihi 27.03.2018 olup bu tarihten itibaren bu kapsamda yapılan ödemeler Gelir vergisinden istisnadır. Ancak 1475 ve 854 Sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emeklilik ikramiyesini aşan ödemelerde ise en yüksek devlet memuruna ödenen azami emeklilik ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya tabi olup aşan kısmın ise ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Çünkü 1475 Sayılı İş Kanununun 14 üncü Maddesinin 2762 Sayılı Kanunla değişik 13 üncü Fıkrası gereğince; bu Kanuna tabi işçilerin kıdem tazminatlarının yıllık miktarı en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçememektedir. Bu sınırın aşılması durumunda ise yapılacak ödeme ücret olarak kabul edilip vergiye tabi olacaktır. En yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen emeklilik ikramiyesi 01.07.2022 tarihi itibariyle 15.371,40 TL olarak belirlenmiştir. Buna göre, bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi 15.371,40 TL olup bir hizmet yılı için bu tutara kadar yapılan ödemeler istisna edilmiş iken bunun üzerindeki ödemeler ücret olarak vergilendirilecektir. Hem 1475 sayılı İş Kanunu ve hem de 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarında istisna tutarı aynıdır.
Örnek 1: (ABC) A.Ş.de ücretli olarak çalışan Bay (A)’nın iş sözleşmesi işverenin tek taraflı kararı ile sonlandırılmıştır. İşveren tarafından işçinin 20 yıllık çalışması karşılığında son brüt ücreti üzerinden (20*20.000)= 400.000 TL kıdem tazminatı ödenmiştir. Bu durumda 1475 Sayılı İş Kanununun 14 üncü Maddesine göre en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen emeklilik ikramiyesini geçemeyeceğinden (20 * 15.371,40)= 307.428,00 TL gelir vergisinden istisna olup aşan kısım (400.000 - 307.428)= 92.572,00 TL ise ücret olarak vergilendirilecektir.
5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna tabi olarak çalışanlarda ise çalışanın son brüt ücreti üzerinden hesaplanan 24 aylık tutarını aşmayan kısmı istisnaya tabi tutulacak, aşan kısmı ise ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.
Örnek 2: (XYZ) A.Ş.’de 5953 sayılı Kanun kapsamında 25 yıl süreyle çalıştıktan sonra, 31/03/2022 tarihinde emekliliğe ayrılan ve en son aya ilişkin ücreti 25.000 TL olan Bayan (N)’ye işvereni tarafından 750.000 TL kıdem tazminatı ve 250.000 TL emeklilik tazminatı (ikramiyesi) ödenmiştir. Bayan (N)’ye yapılan 1.000.000 TL’lik ödemenin gelir vergisinden istisna edilecek tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Kıdem tazminatı tutarı 750.000 TL
Emeklilik tazminatı (ikramiyesi) 250.000 TL
Ödenen toplam tutar 1.000.000 TL
Vergiden istisna edilecek tutar (25.000 x 24=) 600.000 TL
Vergiye tabi tutar (1.000.000 – 600.000=) 400.000 TL
Bunla birlikte, hizmet erbabına işten ayrılma, emekli olma, dava açılmaması vb. nedenlerle karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi adlar altında yapılan ödemelerin tamamının 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (b) alt bendinde yapılan düzenlemeye göre (çalışanın tabi olduğu mevzuata göre) kıdem tazminatına ilişkin istisna tutarının hesabında dikkate alınması gerekmektedir. Yani 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesin istisna tutar belirlenirken, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan ödemelerin tamamının dikkate alınması ve istisnayı aşan kısmın vergilendirilmesi gerekir.
Buna göre, anılan Kanunlar uyarınca ödenecek kıdem tazminatlarından gelir vergisinden istisna edilecek tutar hesap edilirken, yukarıda sayılan ve hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan diğer ödemeler de dahil edilerek ödemelerin toplamı üzerinden istisna uygulanacak, istisnayı aşan tutarlar ise ücret olarak gelir vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, burada açıklanan 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 25/7 madde hükmündeki istisna, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan diğer ödemeleri de kapsamaktadır. Buna göre, istisna uygulamasında, bu kapsamda yapılan tüm ödemelerin bir arada değerlendirilmesi, istisna tutarının hesabında yapılan tüm ödemelerin dikkate alınması ve aşan kısmın ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna ilişkin örnek ise aşağıda yer almaktadır.
Örnek 3: (KLM) A.Ş.’de 15 yıl süreyle çalıştıktan sonra 15/10/202 tarihinde işten ayrılan Bay (T)’ye, işvereni tarafından 1475 sayılı Kanun uyarınca, kıdem tazminatına esas ücreti olan 15.000 TL üzerinden 225.000 TL kıdem tazminatı ile karşılıklı sonlandırma sözleşmesine (ikale) istinaden 100.000 TL, iş güvencesi tazminatı olmak üzere toplam 50.000 TL ödeme yapılmıştır. 01/7/2022 tarihi itibariyle 657 sayılı Kanuna tabi en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesi tutarı 15.371,40 TL dir. Bay (T)’ye yapılan ödemelerin gelir vergisinden istisna edilecek tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Kıdem Tazminatı Tutarı 225.000,00 TL
İkale Sözleşmesi Tazminatı 100.000,00 TL
İş Güvencesi Tazminatı 75.000,00 TL
Ödenen Toplam Tutar 400.000,00 TL
Vergiden İstisna Edilecek Tutar (15.371,40 x 15=) 230.571,00 TL
Vergiye Tabi Tutar (80.000-50.017,60=) 169.429,00 TL
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununda, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesi kapsamında ödenen ihbar tazminatlarının istisna edileceğine dair bir hüküm yer almamaktadır. Buna göre, ihbar tazminatının, tamamının ücret olarak değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri uyarınca vergilendirilmesi gerekmektedir.
Son olarak, mahkeme kararına istinaden işçiye çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ile İş akdi feshedilen işçiye arabuluculuk müessesesinden yararlanılması sonucunda ödenen tutarların vergi karşısındaki durumuna ilişkin iki adet özelge aşağıda ayrıca verilmiş ve okuyucunun istifadesine sunulmuştur.
Tarih: 24.12.2018
Sayı: 50426076-120[25-2017/20-661]-105621
Konu: Mahkeme kararına istinaden işçiye yapılan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve genel tatil ödemelerinden gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hakkında,
Mahkeme kararına istinaden tarafınıza yapılan ödemelerde;
- 1475 sayılı Kanuna göre yapılan kıdem tazminatı ödemesinin, Gelir Vergisi Kanununun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi uyarınca gelir vergisinden istisna edilmesi,
- Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi gereğince ücret olarak kabul edilen ihbar tazminatı, fazla çalışma ve genel tatil ödemelerinin ise nakden veya hesaben ödemenin yapıldığı dönemin ücreti olarak değerlendirilmesi ve bu ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılması,
gerekmektedir.
Tarih: 17.01.2020
Sayı: 62030549-120[94-2018/1222]-E.62356
Konu: İş akdi feshedilen işçiye arabuluculuk müessesesinden yararlanılması sonucunda ödenen tutarlardan gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı.
1- Ücret kapsamında değerlendirilen;
a) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca ödenmesi gereken kıdem tazminatları,
b) 5953 sayılı Kanun uyarınca yapılan ve çalışanın son brüt ücreti üzerinden hesaplanan ve ödenen 24 aylık tutarı aşmayan kıdem tazminatları gelir vergisinden istisna edilecektir. 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emekli ikramiyesi tutarını aşan ödemelerde ise en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya konu edilecek, aşan kısmı ise ücret olarak vergilendirilecektir.
Kıdem tazminatının yıllık miktarı 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesini geçemez. Buna göre, hizmet erbabına ödenen kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir. İstisnayı aşan kısmın ise ücret olarak vergiye tabi tutulması gerektiği açıktır.
2- 193 sayılı Kanunda herhangi bir istisna hükmü bulanmayan ihbar tazminatı, ihbar sürelerine uyulmadan işverenin iş akdini feshetmesi halinde, 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen sürelerle ilgili olarak tazminat adı altında işçiye yapılan bir ödeme olup anılan Yasanın 17 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde, peşin olarak yapılan bir ücret ödemesidir. Başka bir ifadeyle; işçi ile işveren arasındaki özel hukuk sözleşmesine dayalı olarak yani hizmet akdine göre çalışması gereken ancak yasa hükmü uyarınca hizmet ifa edilmeksizin yapılan bu ödeme, işsizlik sebebiyle ve sosyal güvenlik kapsamında yapılan bir ödeme olmayıp 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan ücret hükümlerine göre vergiye tabi tutulması gerekmektedir.
3- Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde hizmet erbabına ödenecek;
- Kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi, istisnayı aşan kısmın ise gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,
- İhbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin ücreti, prim alacağı, ulusal ve genel bayram tatili alacağı ve hafta tatili ücretleri; 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,
gerekmektedir.
02.01.2023
Kaynak:
http://www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)