BİNEK OTO ALIMLARININ MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
BİNEK OTO ALIMLARININ MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
BİNEK OTOMOBİLLERDE KDV VE AMORTİSMAN
Sabri ODAK
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
3065 Sayılı KDV Kanunu'nun 30 uncu maddesinin (b) bendine göre, "faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi" mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez. Aynı kanunun 31 inci maddesi yürürlükten kaldırılmadan önce , amortismana tabi iktisadi kıymetlerin katma değer vergisi , bunların aktife girdiği veya kullanılmaya başlandığı vergilendirme döneminden itibaren 3 yıl içinde ve üç eşit miktarda ATİK KDV olarak indirim olanağı olarak getirmişti. Bu indirim olanağı, 4369 Sayılı Kanunun 82'nci maddesiyle 01.01.1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.
3065 Sayılı Kanunun 58 inci maddesine göre, "mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile mükellefçe indirilebilecek Katma Değer Vergisi, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez" hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla alış ve satış vesikalarında gösterilen KDV'ler Gelir ve Kurumlar Vergisi matrah tespitinde gelir veya gider olarak kaydedilemeyecektir.
Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin, doğrudan gider mi yazılacağı, yoksa maliyet unsuru olarak mı dikkate alınacağı hususunda farklı uygulamalar görülmektedir.
BİNEK OTOMOBİLLERDE İNDİRİLEMEYEN KDV'NİN DOĞRUDAN GİDER VEYA MALİYET UNSURU OLARAK YAZILMASI
KDV Kanunu'nun 23 Seri No'lu Genel Tebliği'ne göre, mükelleflerin işletme amacı dışında iktisap ettikleri binek otomobillerin alış vesikalarında gösterilen KDV'sinin evvelce olduğu gibi indirimi mümkün değildir. İndirim konusu yapılmayan bu verginin, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceğini açıklamıştır. İlgili tebliğe göre, işin mahiyetindeki kasıt, iktisap edilen amortismana tabi iktisadi kıymetin
amortismana tabi olup olmadığıdır. Eğer iktisadi kıymet amortismana tabi ise alışta yüklenen KDV maliyete eklenerek amortisman yoluyla itfa edilecek, amortismana tabi değilse yüklenilen KDV'nin doğrudan gider olarak yazılacaktır. Zaten uygulamada da otomobillere ait alış vesikalarında gösterilen KDV'lerin çoğunlukla maliyet unsuru olarak dikkate alındığı görülmektedir.
Öte yandan, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 269 uncu maddesinde belirtilen hükümler, gayrimenkul ve taşıt alımlarında maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler olarak kaydedilmekle mükellefe bir serbestlik getirmiştir. VUK.nun 270/2 maddesine göre, "noter,mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Taşıt Alım Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler" denilerek mükellefe bir serbestlik getirmiştir. Dolayısıyla mükellefler otomobil alışları ile ilgili ödedikleri Taşıt Alım Vergilerini doğrudan gider yazabilecekleri gibi maliyet unsuru olarak da dikkate alarak bunun üzerinden amortisman ayırabilirler.
Bununla ilgili Maliye Bakanlığı'nca verilen bir özelgede, "Buna göre, taşıtların maliyet bedeliyle değerlendirilmesi sonucunda Taşıt Alım Vergilerinin maliyet bedeline eklenmesi veya genel giderler arasında gösterilmesinde mükelleflere ihtiyarilik tanınmıştır. Bu nedenle, binek otomobillerine ait indirilemeyen katma değer vergisinin doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca bulunmamaktadır" şeklinde bir idari görüş bildirmiştir.
Bakanlığın bu idari görüşüne göre taşıtların satın alma bedeline, Taşıt Alım Vergileri ve KDV'si ilave edilebileceği gibi doğrudan gider olarak da yazılabilecektir. Ancak uygulamada taşıtın iktisabı için gerek KDV ve gerekse Taşıt Alım Vergisi iktisadi kıymetin maliyetine ilave edilerek amortismana tabi tutulmaktadır. Bizce doğru olan da budur. Aksi takdirde doğrudan gider olarak yazılması gerekecektir. Gider olarak yazılması halinde, KDV kanunun 30/b ve 58 inci maddelerinin hükümlerine uyulmamış olunacaktır.
MOTORLU KARA TAŞITLARI VERGİLERİNİN GİDER OLARAK KAYDEDİLMEMESİ
197 sayılı Motorlu Taşıtları Vergisi Kanunu'nda yer alan (I) sayılı tarifedeki taşıtlar için ödenen vergiler gider olarak kaydedilmez. Bu hususla ilgili Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun 14 inci maddesinde hükme bağlanmıştır. Bu maddeye göre "Bu kanuna bağlı (I, III, ve IV) sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan (Ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işetmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç) alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez." (I) sayılı tarifede yer alan taşıtlar; otomobil, kaptıkaçtı, panel ve arazi taşıtlarını kapsar. (MTVK. Md.5)
İşletmeler, gider olarak kabul edilmeyen (I) sayılı tarifedeki vergileri , yasal defterlerinde kanunen kabul edilmeyen giderler olarak kaydedebileceklerdir.
SERBEST MESLEK FAALİYETLERİNDE BİNEK OTOMOBİLLERİNİN GİDERLERİ
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının 10 numaralı bendinde 4369 Sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle "........envantere dahil olan binek otomobillerinin giderleri ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanları" serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilir. Bu madde hükmü ile binek otomobillere ait giderlerinin tamamının gider olarak kaydedilmesi için, binek otomobillerinin envantere dahil edilmesi gerekmektedir. Ayrıca envantere kayıtlı olan otomobillerinin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun ilgili hükümlerine göre ayrılan amortismanlar da gider olarak hasılattan indirilecektir.
VUK'nun geçici 5 inci maddesine göere ".....Öteden beri faaliyete devam eden serbest meslek erbabının amortismana tabi iktisadi kıymetleri maliyet bedeli, maliyet bedeli bilinmiyorsa bizzat kendilerince alış tarihindeki rayice göre tahmin olunacak bedeli ile değerlendirilerek envanterlerine dahil edebileceklerdir. Bu kıymetlerin alış tarihleri ile mükellefiyete giriş tarihleri arasındaki yıllara ait amortismanlar tutarı bu değerden düşülür ve kalan bakiye üzerinden amortismana devam edilir"
Binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir. (VUK MD. 320)
Serbest meslek erbabı azalan bakiyeler usulüyle amortismana tabi iktisadi değerlerini yok edemezler. (VUK Mük.Md. 315)
BİNEK OTOMOBİLLERİN KREDİ İLE SATIN ALINMASINDA DOĞAN KUR FARKLARI VE FAİZLER:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 262 inci maddesinde; "Maliyet bedeli,iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder." hüküm altına alınmıştır.
Vergi Usul Kanunu, Türk Ticaret Kanunu'ndan farklı olarak kamu alacağını güvence altına almak amacıyla değerlemede asgari değerler saptamıştır. Vergi Usul Kanunu, iktisadi kıymetlerin çeşitlerine göre farklı değerleme ölçütleri kabul etmiştir (Md.262-268).
Vergi Usul Kanunu'na göre binek otomobillerin maliyeti, gayrimenkullerin maliyeti gibi değerleneceğini hükme bağlamıştır. Ayrıca aynı kanun, binek otomobillerin satın alınması sırasında ödenen Taşıt Alım Vergisinin maliyet bedeline almakta veya genel giderler arasında göstermekte mükelleflere serbestlik tanımıştır.
Bankalardan veya finans kuruluşlarından döviz kredisi kullanılarak binek otomobil satın alınması halinde, ortaya çıkan kur farkı ve kredi faizlerinin sabit kıymetin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların, kıymetin maliyetine eklenmesi gerekmektedir. İşletme dönemlerinde ödenen kur farkları ve faizler ise doğrudan gider yazılabileceği gibi maliyete intikal ettirilerek amortisman yoluyla itfa edilebilir.
Vergi Usul Kanunu'nun 262 inci maddesinde ki maliyet bedelinin tanımını yukarıda belirtmiştik. Ancak 213 sayılı yasaya göre iktisadi kıymetin maliyet bedeline nelerin alınacağını belirtmiş olup bunların arasında faiz ve kur farkı yer almamıştır. Bu nedenle Danıştay bu konu ile ilgili "Sabit kıymetlerin iktisabı için kullanılan krediler dolayısıyla ödenen faizlerin sabit kıymetlerin maliyetine eklenmesini zorunlu kılan açık yasa hükmü yoktur" kararı almıştır. (Danıştay 4.Daire 6.3.1996 T.,E.1995/1367,K.1996/613)
Vergi Usul Kanunu, binek otomobillerin maliyeti gayrimenkullerin maliyeti gibi değerlendirileceğini hükme bağladığına göre, iktisadi kıymetin aktife alındığı yılın sonuna kadar ödenen kur farkı ve faizlerin maliyetin bir unsuru olarak kaydedilmesi ve İşletme döneminde ödenen kur farkları ve faizler ise doğrudan gider olarak kayıtlara alınması gerekmektedir.
FİNANSAL KİRALAMA (LEASİNG) YOLUYLA KİRALANAN BİNEK OTOMOBİLLER
LEASİNG:
Leasing, Bir işletmenin ihtiyaç duyduğu ve genellikle maliyeti yüksek araçları doğrudan satın almak yerine kiralamasına (leasing) olanak veren bir finansman yöntemi.
Finansal kiralama (leasing) sistemini uygulayan ülkelerde, bu işlerle iştigal eden kuruluşlar parasını leasing kanalıyla çalıştırmak isterler.
Ülkemizde 26.6.1985 tarih ve 18795 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ile uygulamaya girmiştir. Kanunun amacı finansman sağlamaya yönelik finansal kiralamayı düzenlemektir (FKK Md.l)
FİNANSAL KİRALAMA YOLUYLA BİNEK OTOMOBİLLERİN KİRALANMASI:
Vergi mükellefleri, ihtiyaçlarına göre belirledikleri binek otomobillerini satın alacakları gibi uzun süreli kiralama yoluyla da sahip olabilirler. Uzun süreli kiralama yoluyla talep edecekleri yollardan biri ise Finansal Kiralama şirketlerine baş vurmaktır. Amaç işletmelere uzun vadeli kaynak yaratmaktır.
Kiralayan (Finansal kiralama şirketi) ile kiracı (Finansal kiralamayı kabul eden) arasında binek otomobiller için bir sözleşme yapılır. Bu sözleşme düzenleme şeklinde noterlikçe yapılır. Sözleşme her türlü vergi, resim ve harçtan istisnadır. Taşınır mala dair sözleşme, kiracının ikametgahı noterliğinde özel sicile tescil edilir. Sözleşme en az 4 yıl süre ile feshedilemez. Finansal kiralama sözleşme süreleri 4 yıldan kısa olabilecekler için FKK.nun 92/3170 sayılı yönetmelikte belirtilmiştir. Binek otomobilleri direkt ilgilendirmediği için bu konuya değinmeyeceğiz.
Finansal kiralama konusu binek otomobillerin mülkiyeti, kiralayan şirkete aittir. Ancak taraflar sözleşmede, sözleşme süresi sonunda kiracının, malın mülkiyetini satın alma hakkını haiz olacağını kararlaştırabilirler. Sözleşme süresince iktisadi kıymetin , her türlü onarım, bakım , sigorta ve korunması kiracıya aittir. Amortisman giderleri ise sözleşme süresince kiralayan tarafından ayrılabilecektir.
Kiracı, ödediği kira bedelinin o yıla isabet eden tutarını, dönem içinde gider kaydedecektir. Kiracı sözleşmenin bitiminden sonra aynı binek otomobili satın almış olsaydı, bu kez ilgili otomobili aktifine alacak ve kayıtlı değeri üzerinden amortisman ayırarak gider yazabilecekti. 180 Seri No.lu GVK Genel Tebliği'nde, finansal kiralama yoluyla edinilen taşıtların finansal kira giderleri safi kazancın tespitinde gider olarak indirilecektir.
FİNANSAL KİRALAMA YOLUYLA KİRALANAN BİNEK OTOMOBİLLERİN KDV DURUMU:
Finansal Kiralama Kanununa gire, sadece finansal kiralamaya konu olan malların finansal kiralama şirketlerine veya finansal kiralama şirketlerince teslimi veya kiralanması işlemlerinde Katma Değer Vergisi oranı %1 dir.
Ancak binek otomobillerde, silindir hacmi 1600 cm³ e kadar (1600 cm³ dahil) KDV oranı % 25, silindir hacmi 1600 cm³ ün üzerinde olanlar için
% 40 oranında KDV uygulanacaktır (92/3896 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın I Sayılı Listesi'nin 5'inci maddesi).
Finansal kiralama şirketleri, bu amaçla kiraya verdikleri binek otomobilleri için kiracıya kira bedeli üzerinden fatura düzenleyecek ve yukarıdaki oranlar dahilinde KDV hesaplayacaklardır. Bu şekilde kiraya verilen otomobile ilişkin KDV, kiracı tarafından yasal süresi içinde indirim konusu yapılacaktır.
Ülkemizdeki finansal kiralama uygulamasında kira süresinin bitiminde kiralanan malın kiracıya mülkiyetinin geçeceği veya çok düşük bir bedelle söz konusu malı kiracının satın alabileceği hükmü, finansal kiralama sözleşmelerinin hemen tümünde yer almaktadır.
SONUÇ:
İşletmelere ait binek otomobillerin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyerek iktisadi kıymetin maliyetine ilave edilerek bunun üzerinden Vergi Usul Kanunu'nun ilgili hükümlerine göre amortisman ayrılacaktır.
Binek otomobillerin alışında ödenen Taşıt Alım Vergileri doğrudan gider olarak yazılabilecekleri gibi maliyet unsuru olarak alınabilecektir. Vergi Usul Kanunu mükelleflere bir ihtiyarilik tanınmıştır.
Serbest meslek mükellefleri envanterlerine kayıtlı olan binek otomobillerine ait gider ve amortismanların tamamını gider olar kaydedebileceklerdir.
Binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır.
Bankalardan veya finans kuruluşlarından döviz kredisi veya TL. kredisi kullanılarak binek otomobil satın alınması halinde ,ortaya çıkan kur farkları ile kredi faizleri sabit kıymetin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların, kıymetin maliyetine eklenmesi gerekmektedir. İşletme dönemlerinde ödenen kur farkları ve faizler ise doğrudan gider yazılabileceği gibi maliyete intikal ettirilerek amortisman yoluyla itfa edilebilir.
İşletmeler öz kaynakları ile iktisadi kıymetlere sahip olabilecekleri gibi finansal kiralama (leasing) yoluyla uzun vadeli kaynaktan yararlanarak da sahip olabilirler. Kira ödemeleri G.V.K.nun 40 ıncı maddesine göre gider olarak kaydedebileceklerdir. Finansal kiralama sözleşmesinin bitiminde iktisadi kıymetin kiracı tarafından satın alınması hükmü yer almışsa, süre sununda kiralayan tarafından kiracıya fatura kesilerek malın mülkiyeti kiracıya intikal edilecektir.
Yararlanılan Kaynaklar :
1- Vergi Hukuku, Prof. Dr. Mualla Öncel - Prof. Dr. Ahmet Kumrulu
Prof. Dr. Nami Çağan, Vergi Hukuku Savaş Yayınları Ankara - 1995
s.277
2- Prof. Dr. Halil Seyitoğlu, Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük
2. Baskı - Kurtiş Matbaacılık / Ankara s.362
3- 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu,
4- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu,
5- 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu,
6- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu,
7- 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu.
8-Oğuz Demir, Leasing Avantajları ve Vergi Kanunları Açısından
İrdelenmesi.Vergi Dünyası Ekim 1997 s.34 ikinci paragraf
Yukarı Dön
Dursun Ali YAZ
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Yeditepe Üniversitesi, MBA
aliyaz@superonline.com
BANKA KREDİSİ İLE BİNEK OTO ALIMI VE MUHASEBESİ
GİRİŞ
Son yıllarda banka kredisi ile binek otomobil alımındaki artış ile, söz konusu satın alımlara ait kredi faizi, ÖTV, KDV ve masrafların ne şekilde kayıtlandırılacağı hususunda yaşanan tereddütler artmıştır.
Bu yazımızda banka kredisi ile binek oto alımına ilişkin gerekli yasal düzenlemeler açıklanarak örnek muhasebe kayıtları ile konu izah edilmeye çalışılacaktır.
√ Kredi faizleri ile ilgili açıklamalar : Banka kredisiyle oto alımındaki faizlerin sabit kıymet (binek oto) maliyetine ne şekilde intikal ettirileceği hususunda VUK’nun 163 sıra nolu Genel Tebliğinde “ ....yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili faizlerden kuruluş dönemine ait olanların sabit kıymetle birlikte amortisman yoluyla itfa edilmek üzere yatırım maliyetine eklenmesi gerekmekte ; işletme dönemine ait olanların ise ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması ...” gerektiği açıklaması yapılmıştır.
Tebliğde geçen ifadelerdeki, kuruluş döneminden; binek otonun alındığı yıl, işletme döneminden ise, sonraki yılların anlaşılması gerekmektedir.
İlgili tebliğdeki açıklamalar doğrultusunda şirketler, binek oto dahil tüm sabit kıymet alımlarına ait krediler için ödenen faizlerin iktisap yılına ait olan kısmını söz konusu sabit kıymetin maliyetine dahil etmek zorundadır. Ancak işletme dönemine ait faizleri bir başka ifadeyle sonraki yıllara ait faiz giderlerini ister maliyete isterse gidere atmasında seçimlik hakka sahiptir.
√ ÖTV ile ilgili açıklamalar :
Vergi Usul Kanunu’nun 274. maddesinde satın alınan veya imal edilen emtianın maliyet bedeli ile değerleneceği, 262. maddesinde ise maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği, hüküm altına alınmıştır. Bunlara ilaveten, VUK’nun 269. maddesinde taşıtların gayrimenkul gibi değerleneceği belirtilmiştir.
Öte yandan taşıtları, gayrimenkul olarak değerlendirip gerekli değerleme kriterlerini bu açıdan incelediğimizde; gayrimenkullerin maliyet bedeline giren giderler başlığını taşıyan VUK’nun 270. maddesinde; “Gayrimenkullerde maliyet bedeline satın alma bedelinden başka aşağıdaki giderler girer :........... Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile emlak alım ve (5035 sayılı Kanunun 48/1-c maddesiyle değişen ibare) ( 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere) ÖZEL TÜKETİM VERGİLERİNİ maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.” Hükmü yer almaktadır.
Dolayısıyla mükellefler, satın aldıkları binek otomobillerin alış vesikasında gösterilen ÖTV tutarını aracın maliyetine veya gidere atmakta ihtiyari bırakılmıştır. Aşağıdaki örneğimizde ödenen ÖTV, binek otonun maliyetine intikal ettirilmiştir.
√ KDV ile ilgili açıklamalar :
Vergi mevzuatımızdaki bir çok tartışmalı hususun arasında bu konuda kendine yer bulmuştur.
Uygulamada binek otonun iktisabında ödenen KDV ile ilgili tartışmalı hususlar halen devam etmekte olup bu konu ile ilgili olarak yasal mevzuat ve bizim görüşümüz aşağıda yer almaktadır.
3065 sayılı KDVK.’nun 30.maddesinde hesaplanan KDV’den indirilemeyecek vergilere yer verilmiş olup 30/b bendinde ise “Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi” ifadesi ile binek oto alımlarında ödenen KDV’lerinin hesaplanan KDV’sinden indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bununla beraber 23 Seri no.lu KDV Genel Tebliği’nde, mükelleflerin işletme amacı dışında iktisap ettikleri binek otomobillerinin alımı sırasında ödedikleri ve kanun gereği indirimi mümkün olmayan KDV’nin, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları gereğince işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceğini açıklamıştır.
Zira, Maliye Bakanlığı’nca verilen bir özelgede; “binek otomobillerine ait olup indirilemeyen KDV’nin doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca olmadığı” şeklinde idari görüş verilmiş bulunmaktadır. Söz konusu özelgenin ilgili bölümüne aşağıda yer verilmiştir.
“3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30/b maddesine göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan Katma Değer Vergisi hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez.
23 Seri no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin I bölümünde indirim konusu yapılamayan bu verginin Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir. (Maliye Bakanlığı’nın 20.06.2000 tarih, 29609 sayılı Özelgesi )
Sonuç olarak; binek otomobillerin alış vesikasında gösterilen KDV’nin hesaplanan KDV’den indirilmesi sözkonusu değildir. Ancak yukarıdaki tebliğ, özelge ve açıklamalar ışığında sözkonusu KDV’nin gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması hususunda mükelleflerin vereceği kararın herhangi bir sıkıntıya yol açmaması gerekirken, uygulamada indirilemeyen KDV’ni direkt gidere atan mükelleflerin cezalı tarhiyatlarla karşılaştıkları görülmektedir.
Bize göre; mükelleflerin vergi planlaması çalışmaları sonucunda ek bir yüke neden olmayacağını gördüklerinde, binek otomobillere ait yapılan masraflar hariç olmak üzere satın alma yılına ait kredi faizleri, ÖTV’yi ve indirilemeyen KDV tutarını binek otonun maliyetine yüklemesi ve amortisman yoluyla itfa etmesi yerinde bir karar olacaktır.
ÖRNEK UYGULAMA
Mükellef 2006/05 döneminde 26.000 .- YTL. kredi kullanmıştır. Aşağıdaki ödeme planına göre 12 aylık geri ödeme toplamı ise 27.295,29 YTL.dir. 18.05.2006 tarihinde gerçekleştirilen kredi sözleşmesi gereği anapara, faiz ve fon+vergi ödemeleri aşağıdadır.
Pazarlama faaliyetinde kullanılmak üzere alınan binek otonun alış vesikasında yer alan bilgiler şu şekildedir.
Fatura Bedeli 23.517,87 .-
İskonto 3.253,74 .-
ÖTV Matrahı 20.264,13 .-
ÖTV Tutarı (% 37) 7.497,73 .-
KDV Matrahı 27.761,86 .-
KDV Toplamı (%18) 4.997,13 .-
Toplam 32.758,99 .-
Ayrıca taşıt alımı sırasında aşağıdaki masraflar yapılmıştır.
Motorlu Taşıtlar Vergisi 243,50 .-
Noter Masrafı 26,01 .-
Kredi Dosya Masrafı 150,00 .-
Toplam 419,51 .-
Yukarıda binek oto alımı için yapılan toplam 33.178,50 .- YTL’lık harcamanın 7.178,50 .- YTL.’si şirket hesabından ödenmiş olup kalan 26.000 .- YTL. için ise kredi kullanılmıştır.
Bu veriler ışığında 2006 ve 2007 yılları içerisinde yapılması gereken muhasebe kayıtları aşağıdaki gibidir.
(*) Motorlu Taşıtlar Vergisi 197 Sayılı MTV.Kanunu’nun 14.maddesi hükmü gereğince Kanunen Kabul Edilmeyen Gidere atılmıştır. Ayrıca Noter ve kredi dosyası masrafı toplamı olan 176,01 .- YTL. ise 760 hesap vasıtası ile sonuç hesaplarına intikal ettirilmiştir.
Bunlarla birlikte 7.497,73 .- YTL. ÖTV ile 4.997,13 .- YTL. KDV toplamı olan 12.494,86 .- YTL. taşıtın maliyetine yüklenmiştir.
Bu noktada 7.497,73.- YTL. tutarındaki Ö.T.Vergisinin direkt gidere atılabileceği çok açıktır. Ancak 4.997,13.- YTL. ‘lik KDV’nin ise direkt gidere atılabilmesi yönündeki görüş farklılıkları halen devam etmektedir.
Bu fişin hemen devamında ise kredi faizi+vergi+fon ödemelerine ait yevmiye kaydı ise aşağıdaki şekilde olacaktır.
Yevmiye kaydında görüleceği üzere, 2006 yılına ait kredi faizleri zorunlu olarak taştın maliyetine yüklenmiş ancak sonraki yıla ait kredi faizleri ise ait oldukları dönemde giderleştirilmek üzere Dönem Ayarlayıcı Hesaplara intikal ettirilmiştir.
2.078,05 YTL.’si anapara 196,56 YTL.’si faiz+vergi+fon olmak üzere toplam 2.274,61 YTL. tutarındaki ilk takside ait ödemeye ilişkin yevmiye kaydı aşağıdaki şekilde kayıtlandırılacaktır.
2006 yılı içerisindeki diğer taksit ödemeleri de aynı şekilde kayıt edilecektir. 31.12.2006 tarihi itibariyle 14.880,43 .- YTL. anapara için 1.041,84 .- YTL. faiz+vergi+fonlar için olmak üzere toplam 15.922,27 .- YTL. ödenmiş olacaktır. (Bkz. Ödeme Tablosu Sf.3)
Bu durumda 2007 yılına devreden borç toplamı ise 11.373,02 .- YTL. olacaktır.
31.12.2006 tarihi itibari ile taşıtın toplam maliyeti 33.800,83 .- YTL.olarak gerçekleşmiş ve bu tutar üzerinden yıl sonunda kıst dönem uygulaması da dikkate alınarak aşağıdaki şekilde amortisman ayrılacaktır.
2007 yılına gelindiğinde 400 nolu hesaptaki 11.119,57 .- YTL. tutarındaki anaparanın 300 nolu hesaba , 481 nolu hesaptaki 253,45 .- YTL. tutarındaki faiz+vergi+fonların 381 nolu hesaba intikal ettirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda gelecek aylara ait giderlere aktarılan tutar, ödendikçe 780 nolu finansman giderleri hesabı vasıtası ile 2007 yılındaki kurum kazancından indirilmiş olacaktır.
Yine 16.01.2007 tarihinde kredinin 8.taksit ödemesine ait kayıt aşağıdaki şekilde yapılacaktır.
Kalan diğer taksitlerin ödeme kaydına ise aynı şekilde devam edilecektir.
Logged
Büyük Atatürk'ün ufulünden dolayı teessürümüz o derece derin ve sonsuzdur ki, bunu ifade etmek için kelime bulamıyorum. Çünkü Atatürk, yalnız Türkiye'nin değil, bütün şarkın Ata'sı idi.
Emanullah HAN
Afgan Kralı
|