İNDİRİLECEK KDV LİSTESİNDEN SAHTE BELGE İDDİASI İLE FATURA ÇIKARTTIRILMASI
VERGİ İDARESİ FATURANIN SAHTE OLDUĞUNU İDDİA EDİYORSA SOMUT VERİLERLE "SAHTE BELGE " İDDİASINI ORTAYA KOYMALIDIR.D A N I Ş T A Y VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU KARARI
Özet: Faturanın sahte olduğu iddia ediliyor ise idarece vergi incelemesi suretiyle her türlü araştırma ve inceleme yapılarak somut verilerle belgenin sahteliğinin ortaya konulması gerekir.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/287
Karar No : 2019/455
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVACI) :
VEKİLİ :
İSTEMİN KONUSU : İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 20/09/2018 tarih ve
E:2018/1512, K:2018/2461 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare tarafından sözlü olarak uyarıldığı iddiasıyla davacı tarafından bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer
vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine 2013 yılının Eylül ila Aralık dönemleri için tahakkuk eden katma
değer vergileri, damga vergileri ve hesaplanan gecikme faizleri ile %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezaları davaya konu yapılmıştır.
Mahkemenin ilk kararının özeti: İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 19/10/2015 tarih ve E:2015/1304, K:2015/2344 sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Türk vergi sistemi beyan esasına dayanmakta olup yükümlüler tarafından yapılan
beyanın doğru olmadığının, yapılacak vergi incelemesi ile her türlü araştırma ve inceleme yapılarak somut verilerle ortaya konulması zorunludur. Bu halde yapılacak vergi incelemesi sonucu beyanın aksinin somut tespitlerle ortaya konulması halinde yükümlüler hakkında idarece işlem yapılacağı açıktır.
Olayda, davacı tarafından beyanname verilmesinden sonra idarece mükellefe düzeltme beyannamesi vermesi hususunda baskı yapılması nedeniyle, davacının ikinci bir
beyanname vermeye zorlanması, dava konusu tahakkukların ve kesilen cezaların bu
zorlama sonucu verilen beyanlara dayanması söz konusudur. İdarenin mükellefleri ikinci bir
beyanda bulunmaya zorlama hak ve yetkisi bulunmamaktadır.
Faturanın sahte olduğu iddia ediliyor ise idarece vergi incelemesi suretiyle her türlü araştırma ve inceleme yapılarak somut verilerle belgenin sahteliğinin ortaya konulması gerekir.
Mükellef tarafından indirim konusu yapılan vergilerin doğruluğunun mükellef nezdinde yapılmış bir vergi incelemesi sonucu somut verilerle ortaya konulmamış olması karşısında yapılan dava konusu vergi tahakkuklarında, hesaplanan faizlerde ve kesilen vergi
ziyaı cezasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/287
Karar No : 2019/455
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle tahakkuk eden vergileri, hesaplanan gecikme
faizlerini ve kesilen vergi ziyaı cezalarını kaldırmıştır.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü
Dairesinin, 29/12/2017 tarih ve E:2016/8444, K:2017/10852 sayılı kararında aşağıdaki
hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Beyanname verme süresi geçirildikten sonra, faturaları kayıtlara intikal ettirilen
firmalar hakkındaki olumsuz tespitler nedeniyle söz konusu faturalar kayıtlardan çıkarılarak
ilgili dönemlere ait katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın,
süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına
olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığından, davacı adına
tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ve hesaplanan gecikme faizinin kaldırılması yolundaki
Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davacı tarafından, katma değer vergisi beyannamelerinin yasal süresinden
sonra verildiğinin tartışmasız olduğu olayda, verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi
nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi 213 sayılı Kanunun 341'inci maddesinin gereği
olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceği açıktır.
Danıştay Üçüncü Dairesi bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
Israr kararının özeti: Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk
kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Düzeltme beyannamesinin mevzuatta belirtilen ve verilmesi
zorunlu olan beyanname türlerinden olmadığı, ancak, mükelleflerin kanuni süresi içinde
verdikleri beyannamelerinde gösterdikleri matrahlarını istedikleri zaman düzeltmelerine
engel bulunmadığı, bu şekilde oluşan serbest iradeye ihtirazi kayıt konulmasının ise kendi
içinde çelişki oluşturacağı, ayrıca davacıya düzeltme beyannamesi vermesi yönünde bir yazı
gönderilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : Vergi Mahkemesi kararının, Danıştay
Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması
gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/287
Karar No : 2019/455
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı tarafından, bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer
vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla düzeltme beyannameleri
verilmiştir.
Davacı, düzeltme beyannamesi vermesinin sebebini, "özel esaslara tabi olan
mükellefler listesinde yer alan mükelleften mal ve hizmet alımında bulunduğunun tespit
edildiği, söz konusu alımlar nedeniyle beyanlarını düzeltmesi veya işlemlerin gerçekliğini
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin "Özel Esaslar" başlıklı bölümünün
"Haklarında Sahte Belge Kullanma Tespiti Bulunanlar" başlıklı kısmındaki açıklamalara göre
ispat etmesi" yönünde davalı vergi dairesince sözlü olarak uyarılmış olması olarak
açıklamaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 378/2. maddesinde, mükelleflerin beyan ettikleri
matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları
belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27/4. maddesinde de, ihtirazi kayıtla
verilen beyannameler üzerine yapılan işlemler ile tahsilat işlemlerinden dolayı açılan
davaların, tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulmasının
istenebileceği kuralına yer verilmiştir.
İhtirazi kayıtla beyan, mükelleflerin gelirinin istisna ve muafiyet gibi nedenlerden
dolayı vergiye tabi olup olmadığı konusunda şüpheye düştükleri matrahlar için başvurdukları
bir yol olup, zamanında verilen vergi beyannamesine ihtirazi kayıt konulması ile
beyannamede hesaplanan verginin tümü ya da bir kısmının tahakkuk ettirilmemesi
istenmektedir. İhtirazi kaydın konusunu oluşturan nedenin tahakkuku yapan idare tarafından
kabul edilmemesi halinde ise, beyanname üzerinden tarh edilen verginin ihtirazi kayıt
konulan kısmının dava konusu edilebilmesi olanağı elde edilmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Vergi dairelerinin, beyanların düzeltilmesine yönelik müeyyideli yazıları üzerine,
ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerinden yapılan vergi tarhiyatlarına ve
cezalara karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet
hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvurular üzerine Anayasa Mahkemesi,
27/02/2019 tarih ve B.No:2015/15100 sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına
müdahale teşkil eden vergilendirme işlemlerinin yargı yoluyla denetlenebilmesi imkanına
sahip olamadıkları, dolayısıyla derece mahkemelerinin 213 sayılı Kanunun 378. maddesinin
2. fıkrasında düzenlenen hukuk kuralını, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt
konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamasının -sürecin bütününe
bakıldığında- başvurucuların, müdahalenin hukuka aykırı olduğuna yönelik iddia ve
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/287
Karar No : 2019/455
itirazlarını etkin bir biçimde sunamaması sonucuna yol açtığı, buna göre somut olayda
mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin
başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile
müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular
aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşıldığı, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan
müdahalenin ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasanın 35. maddesinde güvence altına
alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere vergi mahkemesine gönderilmesine
karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkının ihlal edildiği yolunda verilen karar,
sadece, vergi dairelerinin müeyyideli yazıları üzerine ihtirazi kayıtla verilen düzeltme
beyannamelerine istinaden tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalara karşı açılan davalara
yönelik olup idarenin müeyyideli yazısı olmaksızın süresinden sonra kendiliğinden ihtirazi
kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tahakkuklara karşı açılan davalar bu
kapsamda bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda
yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılarak düzeltme beyannamesi vermesi
gerektiği yönünde kendisine tebliğ edilmiş bir yazının bulunduğu yönünde bir iddiası
bulunmadığı gibi, davalı idarece dosyaya ibraz edilen dilekçelerde, davacının sahte ve
muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği tespit olunan mükelleflerden olan alışlarını
katma değer vergisi indirimlerinden çıkarmak suretiyle kendiliğinden düzeltme beyannamesi
verdiği belirtilmiştir.
Bu durumda, bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer
vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme
beyannameleri üzerine tahakkuk eden katma değer vergileri, damga vergileri ve hesaplanan
gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması yolunda verilen kararın
bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 20/09/2018 tarih ve E:2018/1512, K:2018/2461
sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında
hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54.
maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün
içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/287
Karar No : 2019/455
X - KARŞI OY:
Bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergisi beyannamesini verdikten sonra
mükelleflerin ödenecek vergi tutarını artıracak ya da devreden vergiyi azaltacak şekilde
düzeltme beyannamesi vermelerinin olağan bir durum olduğu söylenemez.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından davalı idarenin sözlü uyarısı üzerine
ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamesi verildiği iddia edilmektedir. Davalı idare tarafından
mahkemeye sunulan dilekçede ise davacının kendiliğinden düzeltme beyannamesi verdiği
belirtilmiştir.
Her ne kadar davacıya müeyyideli bir yazı tebliğ edilmemiş ise de davacının iddiası
ve davalı idarenin savunması karşısında davacı tarafından yönlendirme sonucu verilen
düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın dava açma hakkı vereceğine yönelik
Mahkemece yapılan değerlendirme, Anayasa Mahkemesinin 27/02/2019 tarih ve
B.No:2015/15100 sayılı kararında ortaya konulan vergisel müdahalelerde mülkiyet hakkının
korunmasına ilişkin usuli güvencelere uygundur.
Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile vergi mahkemesi
kararının hukuka uygunluğu yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay
Üçüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
|