RE: CIVIK BİR KANUN (488 sayılı damga vergisi kanunu)
T.C.
BAlikeSİR
VERGİ MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/455.
KARAR NO : 2014/54
DAVACI
DAVANIN ÖZETİ
DAVALI
_
Davacı ortaklığın 2012 yılında mali müşavirliğini yaptığı
müşterileriyle düzenlediği hizmet sözleşmelerine ilişkin damga vergilerinin beyan edilmediğinden bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak 2012 takvim yılı için 05.06.2013 tarih ve 2013. ..03 sıra numaralı vergi/ceza ihbarnamesi ile resen tarh edilen vergi zıyaı cezalı damga vergisinin; damga vergisinin resen tarh edilebilmesi için öncelikle Damga Vergisi Kanunu’nun I. maddesi uyarınca Kanuna eki. (1) sayıl, tablodaki yazıl, kağıtların düzenlenmiş olmasının gerektiği, söz konusu kağıtların düzenlendiği hususu ortaya konulmadan kağıtların düzenlenmiş olması veya düzenlendiği varsayılarak vergi tarh edilmesinin hukuka aykırı olduğu, davalı idare tarafından taraflarca imzalanmış tutar içeren yazılı bir belge düzenlendiğinin ispat edilemediği, önceki yıllarda düzenlenmiş yazılı sözleşme hükümlerinden yararlanılması halinde ilgili yılda yeni bir sözleşme düzenlenmediği durumlarda damga vergisinin doğmayacağı, 2012 takvim yıl, içerisinde kağıt ortamında bir nüsha olarak düzenlenen yazılı hizmet sözleşmelerine ilişkin damga vergilerinin beyan edildiği ve ödendiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı ortaklığın 2012 yılına ilişkin sözleşmelere ait damga vergisini beyan etmediğinin tespit edilmesi üzerine takdire sevk fişiyle takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden resen vergi zıyaı cezalı damga vergisi tarhiyatının yapıldığı komisyonca Gelir İdaresi Başkanlığı ^yönetim bilgi sisteminden alman bilgiler ile ortakların 2012 takvim yılına ilişkin olarak verdikleri gelir vergisi beyannamesi ekinde bulunan kesinti yoluyla ödenen vergilere ilişkin listedeki veriler esas alınarak damga vergisi matrahının takdir edildiği, meslek belirtilerek yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Balıkesir Vergi Mahkemesi Hakimliği’nce dava dosyası incelenerek işin gereği düşünüldü:
Dava, davacı ortaklığın 2012 yılında mali müşavirliğini yaptığı müşterileriyle
düzenlediği hizmet sözleşmelerine ilişkin damga vergilerini beyan etmediğinden bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak 2012 takvim yılı için 05.06.2013 tarih ve 2013 03 sıra numaralı vergi/ceza ihbarnamesi ile resen tarh edilen vergi ziya, cezai, damga vergisinin iptali istemiyle açılmıştır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 30’uncu maddesinin birinci fıkrasında re’sen vergi tarhı; .vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen
veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra ikinci fıkrasının 1 'inci bendinde, vergi beyannamesi kanuni süresi geçtiği halde verilmemişse vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ve yemin dışındaki her türlü delille ispatlanabileceği öngörülerek vergilendirmede serbest delil sistemi benimsenmiştir. Aynı bentte, vergiyi doğuran olayla ilgisi doğal olmayan ya da yeterince açık bulunmayan tanık anlatımı dışında kalan her türlü kanıtın ispatlama aracı olacağı da düzenlendiğinden kanıtlamada, defter ve belgeler ve bunlardaki kayıtlardan oluşan maddi ve biçimsel kanıtlar dışındaki kanıtlardan da yararlanılması öngörülmüştür.
Öte yandan, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 'inci maddesinin birinci fıkrasında; bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu, bu kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalamak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği; 2. maddesinde ise vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de Damga Vergisine tabi olduğu, 14. maddesinin ikinci fıkrasında ise belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktarın aynı nispette vergiye tabi olduğu, bunların devri halinde aslından alınan verginin dörtte birinin alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı ortaklığın 2012 yılında mali müşavirliğini yaptığı müşterileriyle düzenlediği hizmet sözleşmelerine ilişkin damga vergilerinin beyan edilmediği gerekçesiyle takdir komisyonuna sevk edilmesi üzerine takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden resen dava konusu vergi zıyaı cezalı damga vergisi tarhiyatının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda, davacı tarafından düzenlenen hizmet sözleşmelerine ait damga vergisini beyan etmeyen ortaklık tarafından her yıl yeniden sözleşme düzenlenmese bile sözleşme hükümlerinden yeniden yararlanılacağından 488 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince aynı oranda damga vergisi alınması gerektiği gerekçesiyle davacının takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonunca Gelir idaresi Başkanlığı yönetim bilgi sisteminden alınan mükellef adına muhtasar beyannamelerinde kesinti beyan eden vergi sorumlusu mükellefler ile tahakkuk eden vergilerin ödeme durumunu gösteren listede ve ortakların 2012 takvim yılına ilişkin olarak verdikleri gelir vergisi beyannamesi ekinde bulunan kesinti yoluyla ödenen vergilere ilişkin listede yer alan veriler dikkate alınarak matrah takdir edildiği görülmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 31/8. maddesine göre, takdir komisyonu
kararlarının gerekçeli olması ve belirlenen matrahın, takdir komisyonunca yapılacak inceleme ve araştırmaya dayanması ile gerçek miktarın bulunması, mümkün olmaması halinde gerçeğe en yakın matrahın tespiti gereklidir, idareye takdir yetkisi verilmesi belirli 1 bir tutarın dönem matrahı olarak belirlenmesi gerektiği anlamına gelmemektedir.
Vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçekliği esas olduğundan bu hususun arattırma ve inceleme yapılarak ortaya konulması gerekli olup takdir komisyonlarınca somut verilere dayalı olarak matrah takdiri yapılması zorunludur.
Bu durumda, davalı idarece davacı ortaklık tarafından düzenlenen hizmet sözleşmelerinin sürelerinin kendiliğinden uzayıp uzamadığı ve 2012 takvim yılı içerisinde yeni hizmet sözleşmesi düzenlenip düzenlenmediği hususunda herhangi bir somut tespit, araştırma ve incelemenin yapılmadığı, salt ortaklar tarafından verilen beyannameler ve bilgi kayıt sisteminden elde ettiği veriler ile yeni sözleşmelerin düzenlendiği varsayımından hareketle matrah tespit edildiği anlaşıldığından, takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne, dava konusu vergi zıyaı cezalı damga vergisinin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 63,90-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içinde Bursa Bölge İdare Mahkemesin de itiraz yolu açık olmak üzere 30/01/2014 tarihinde karar verildi.
HAKİM
|