RE: GEÇİCİ VERGİ DÖNEMLERİNDEN BAĞKUR PRİMİ İNDİRİLİRM
Ersen DALGIÇ
SMMM
ersendalgic@gmail.com
SGK PRİMLERİNİN (ÖNCEKİ BAĞKUR PRİMLERİ) GELİR VERGİSİ
BEYANNAMESİNDE DÜŞÜLEBİLME DURUMU
I-GİRİŞ
Malum olduğu üzere öteden beri ödenen Bağ-Kur primleri mükelleflerce gelir vergisi beyannamelerinde, beyan edilen kârdan düşülebilmektedir. Bu duruma geniş manada imkân veren düzenleme vergi kanunlarında olmayıp; 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun konuyla ilgili bir maddesinde yer almıştır.
1479 sayılı Kanun yürürlükten kalkmış olup yerini 01.10.2008 tarihinden itibaren sosyal güvenlik kurumlarını birleştiren 5510 sayılı kanuna bırakmıştır. Yeni sosyal güvenlik kanununda ise ödenen sosyal güvenlik primlerinin gider olarak kaydedileceğine dair bir hüküm yoktur.
II- İLGİLİ MEVZUATLARIN DEĞERLENDİRMESİ
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda hangi giderlerin safi ticari kazancın tespit edilmesinde indirileceği 40. maddesiyle düzenlenmiştir. Buna göre hizmetli ve işçilerle ilgili ödenen sigorta primleri ve emekli aidatlarının gider olarak yazılacağı tadat edilmişken, mükellefin kendisiyle ilgili sigorta veya emekli aidatlarının gider yazılmasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Ayrıca Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinde gelir vergisi beyannamesinde bildirilen gelirlerden hangi giderlerin düşülebileceği de belirtilmiştir. Bu madde de ödenen Bağ-Kur ya da sosyal güvenlik primlerinin beyannameden düşülmesine imkân tanıyan bir düzenleme yoktur.
Ona yakın bir düzenleme olan ve kanunun 89/1. maddesinde “beyan edilen gelirin % 10’unu (bireysel emeklilik sistemi haricindekilerde % 5’ini) ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla ödenen hayat, ölüm, kaza vb. şahıs sigorta primlerinin indirilebileceği” belirtilen düzenlemede de kastedilen önceki Bağ-Kur ya da şimdiki SGK primleri değildir.
Ödenen Bağ-Kur primlerinin beyanname üzerinden düşülmesine imkân veren düzenleme 1479 sayılı Kanunun 49. maddesinde yapılmıştır. Mülga 1479 sayılı kanunun 49.maddesinin konuyla ilgili son fıkrası şöyledir:”…Bu kesenek ve primlerin tümü, yılı içinde ödenmek kaydıyla vergi uygulanmasında gider olarak gösterilebilir.”
Konuyla ilgili bir başka düzenleme GVK’nun 68.maddesiyle sadece serbest meslek erbabına münhasır olmak üzere yapılmıştır. Buna göre Mesleki Giderler başlıklı maddenin 8.bendinde “Serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla emekli sandıklarına ödenen giriş ve emeklilik aidatları ile mesleki teşekküllere ödenen aidatlar.” serbest meslek erbabınca kazancın tespitinde hâsılattan indirilebilir.
Maliye Bakanlığınca 08.03.1973 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 110 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde konu ile ilgili açıklamalar yapılmıştır. Buna göre tebliğin bazı bölümleri şöyledir:
“193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun safi ticari kazancın tespitinde indirilecek giderlere ilişkin 40.ncı maddesinde, teşebbüs sahipleri tarafından kendileri için emekli ve yardım sandıklarına veya sigorta şirketlerine ödenen emekli aidatı ve sosyal sigorta primlerinin, gider yazılmasını öngören bir hüküm yer almamakla beraber; 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) Kanununun 49 uncu maddesinin 3.ncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak yazılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bağ-Kur Kanununun bu hükmü karşısında, anılan kanun uyarınca ödenen giriş keseneği ve primlerin, teşebbüs sahipleri tarafından hesaplara gider olarak yazılması gerekmekte ise de, söz konusu Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerinin doğrudan doğruya kayıtlara gider olarak intikal ettirilmesi halinde, özellikle ortaklıklarda, her bir ortağın ortaklıktaki kâr payının her zaman eşit olmayacağı; ödenecek giriş keseneği ve primlerin seçilen aylık gelir basamağına göre değişebileceği ve bu nedenlerle de safi ticari kazancın tespitinde bazı güçlükler ve sakıncalar doğabileceği açıktır.
Bu durumda;
1. Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin Gelir Vergisi Kanununun 89/1 maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi kaydiyle, mükellefler tarafından ticari kazançları dolayısıyla verilecek yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirilmesi;
2. ….
3. Bağ-Kur Kanunu kapsamına giren serbest meslek erbabının, Gelir Vergisi Kanununun 68/8 inci maddesi hükmüne dayanarak hâsılatlarından emekli aidatı veya sosyal sigorta primi indirmemiş olmaları şartıyla, anılan kanun gereğince ödedikleri Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini gider yazmaları gerekmekte ise de yukarıda belirtilen nedenler karşısında, bu kimselerin de, Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini serbest meslek kazançları ile ilgili olarak verecekleri yıllık beyannamelerinde gösterdikleri gelirden indirmeleri uygun bulunmuştur.”
Yapılan bu açıklamalar uzun müddet uygulamaya yön vermiştir.
III- MEVCUT DURUMDA BOŞLUK OLUŞMUŞTUR
Serbest meslek erbaplarınca ödenen Bağ-Kur primlerinin (SGK primlerinin), beyan olunan kazançtan düşülmesi uygulaması halen devam etmektedir. Ancak 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu yürürlükten kalktığı için daha evvel 49. maddeyle yapılabilen işlemlerin uygulaması imkânsız hale gelmiştir.
Yeni 5510 sayılı kanunun 88. maddesinde Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamayacağı yazılı olmakla birlikte kuruma şahsi olarak ödenen primlerin gelir vergisi kazancının tespiti esnasında gider yazılacağı ya da beyannameden düşüleceği konusunda bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Böyle bir düzenleme olmadan Bağ-Kur primlerinin (SGK primleri) gelir vergisi beyannamesinden düşülmesi ilerde cezalı durumlara düşülmesine sebep olacaktır.
Uygulayıcılar da hâlâ yıl içinde ödenen Bağ-Kur primlerinin (SGK primlerinin) gelir vergisi kazançlarından düşülebileceği şeklinde bir anlayış vardır. Aynı anlayışın Maliye Bakanlığı’nda da olduğu görülmektedir. Nitekim eski alışkanlıkla Maliye Bakanlığı, e-beyannamede gelir vergisi beyanname formatında Bağ-Kur primlerinin düşülebilmesini olanaklı kılan bir bölüm tanzim etmiştir.
Bakanlık bu dönem yayımladığı Ticari Kazancın Gerçek Usulde Vergilendirilmesi Rehberinin 22. sayfasında “Bağ-kur primlerinin sosyal güvenlik mevzuatı uyarınca vergi uygulamasında gider olarak gösterilebileği hükme bağlandığından, ilgili dönemlere ilişkin olup, ödenmiş olması şartıyla beyan edilen ticari kazançla sınırlı olmak üzere söz konusu primler de gider olarak dikkate alınabilecektir.” açıklamalarını yapmıştır. Bize göre bu açıklama hatalı olup gerek 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda gerekse ilgili kanunla ilgili yayımlanan Sosyal Güvenlik İşlem Yönetmeliğinde ödenen primlerin gider olarak düşüleceğine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.
Bu durum birçok vergi mükellefinin mağduriyetine sebep verecektir. Çoğu kimse bu tür primlerin ödense bile gelir vergisi beyannamesinden düşüleceğine imkân sağlayan düzenlemenin yürürlükte olmadığının farkında değildir.
IV- SONUÇ
Günümüzde birçok esnaf, sanatkâr, tüccar Bağ-Kur primini (SGK primi) güçlükle, borç-harç bularak, itinayla ödemektedir. Ödenen primlerin makbuzlarını yıllar geçse de muhafaza edenler vardır. Onlar için yatırılan bu primler kendisinin ya da çoluk çocuğunun hastalıkta, sağlıkta güvencesi; yarınlarda-emeklilikte; kimseye muhtaç olmadan (az da olsa) geçinebilme ümididir.
Kanunlarımızda gerek ticari kazanç sahipleri gerekse beyanname veren diğer kazanç ve irat elde edenler tarafından verilen beyannamede kazançtan düşülebileceği belirtilmeyen sosyal güvenlik kurumu primlerinin (Bağ-Kur primleri), sadece serbest meslek kazancı elde edenlerce düşülebilecek olması hem haksızlık hem de eşitlik ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır.
Mükelleflerce fazlasıyla önem verilen, bir işletme için gider olduğundan şüphe edilmeyen bu primlerin kanunlarca da gider kabul edilmesi, ödenmesi konusundaki gayreti daha da artıracaktır.
Acil bir düzenleme yapılarak eskiden olduğu gibi ödenen sosyal güvenlik primlerinin (Bağ-Kur primlerinin) gelir vergisi beyannamesinde tüm mükelleflerce düşülebilme imkânı sağlanmalıdır
|